- 12 Temmuz 2006
- 55.395
- 212.113
- 52
Reza Zarrab Miami’de yakalandı. Bir süre önce de Türkiye’deki mallarını satışa çıkardığı açıklanmıştı. Belli ki Reza için artık Türkiye’de yaşamak çok tercih edilen bir yer değildi. Yine Reza ile aynı zamanda Egemen Bağış’ın da mallarını satışa çıkardığı haberi gelmişti.
Buna bir de Bilal Erdoğan’ın doktora yapmaya gidiyorum bahanesiyle İtalya’ya yerleşmesi ve orada açılan soruşturma nedeniyle apar topar kaçması eklenince kaşımıza net bir fotorağraf çıkıyor; çember daralıyor.
Çemberin daraldığını gören aktörler bir bir mallarını satıp yargının onlara el koymasından kurtarmak istiyorlar.
Amerikan yargısı Reza Zarrab’ın tutuklanmasından sonra Türkiye’deki ortaklarına doğrudan bir şey yapamayabilir. Ancak onların mallarını dondurabilir, o malların yurt dışına çıkmasını, yurt dışında ticaret yapmasını engelleyebilir. İşte Reza Zararap ve muhtemelen Egemen başış bu ihtimali gördükleri için tüm mal varlıklarını satmaya karar vermişti.
Peki Reza neden Miami’ye gitti?
Reza’nın Miami’ye gitmesi muhtemelen İran ile ABD arasındaki anlaşmaya güvenmesindendir. İran ABD’ye amabargoları kaldırınca Reza’nın rahatlaması kaçınılmaz. Ayrıca unutmamak gerekir ki Reza’nın iş ortağı Babek Zencani’nin Türkiye’deki operasyonlarını yürüten Mahdi Shems’in ABD merkezli iş yerleri olduğu biliniyor. Muhtemelen oradan hareketle Reza ABD’de rahat olacağını düşünmüş olabilir.
İkinci ihtimal ise, ABD’nin sıkıştırması karşılığında Türk yetkililer Reza’yı ABD’ye satmış olabilir. Eğer perde arkasında bir anlaşma varsa, İran’ın paralarını aklayan Türk yetkililer Reza’yı verip kendilerini kurtarmak istemiş olabilir. Bu noktada Reza’nın Miami’ye kim tarafından gönderildiği önem kazanıyor. Eğer böyle bir anlaşma varsa, muhtemelen MİT Reza’nın ABD tarafından yakalanmasının altyapısını oluşturmuştur.
Her iki ihtimalin de değişik politik sonuçları olacaktır. Ancak her iki ihtimalde de Reza’nın kendini kurtarmak için ABD’li savcı ile anlaşıp suç yapılanmasını deşifre etmesi gündeme gelebilir. Bu durumda ABD’nin eline büyük koz geçer ve Türk yetkilileri zor günler bekiliyor demektir.
Reza Zarrab olayından doğrudan etkilenecek kişiler?
Elbette Egmeen Bağış, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Zafer Çağlayan bu kişilerin ilişkili olduğu şirketlerle iş yapan çevreleri zor günler bekiyor.
Yine Reza’nı TÜRGEV’e yüksek miktarlı bağış yaptığı basına yansıyan iddilardandı. Erdoğan’ın bu bağışlar karşılığında Reza Zarrab için “hayırsever biri” demesi tesadüf değil. Buradan hareketle TÜRGEV’in ABD’deki kardeş kuruluşu TURKEN vakfını da kapsayacak bir alana genişleyebilir.
Reza Zarrab’ın tutuklanmasının en ilginç sonucu ise hükümetin Kaynak Holding’e el koymak için atadığı kayyumlara olacak. O kayyumlardan İmran Okumuş Babek Zenzani’nin Türkiye’deki taşımacılık operasyonlarının başındaki kişiydi. Reza’nın ABD’deki savcılara konuşması ve onlara itirafçı olması demek en başta İmran Okumuş ve onu Kaynak Holding’e atayan atanmış savcılar ve proje hakimleri de yakından ilgilendiriyor.
Peki Reza’nın tutuklanması bize ne anlatıyor?
- Reza’nın tutuklanması Türkiye’de 2011 yılından sonra kurulan ve devlet istihbarat eliyle işlenen suç networkünün çözüleceğini anlatıyor. Türkiye bir NATO ülkesi ve Amerika Türkiye’nin bir “suç istasyonuna” dönüşmesinden oldukça rahatsızdı. Bir yandan siyasi gücünü kullanarak Türkiye’ye baskı yapıpı Türkiye’nin bir jihatçı otobanına dönüşmesini engellemeye çalışırken diğer yandan da hukuki gücünü kullanıp Türkiye’nin bir kara para cenneti olmasını önlemeye çalışıyor.
Türkiye’nin kara para cenneti olması demek ABD ve dünya ekonomik sistemi açısından oldukça tehlikeli. Çünkü burası Terör ve mafyanın, uyuşturucu hatlarının geçiş güzergahı. Türkiye bir kara para cenneti olursa dünyada terörü bitirmek de, büyük organize suç şebekeleriyle mücadele etmek de, uyuşturucu çetelerini durdurmak da imkansız hale gelecek. ABD bunu bildiği için Türkiyenin uluslararası suç ve terör şebekelerinin kara deliği olmasına izin vermek istemiyor. Bunun için Reza’nın tutuklanması oldukça kritik bir hamle.
- Erdoğan ve Hakan Fidan’nın Beyaz Saray’da ağırlandığı toplantıda Başkan Obama Türkiye’nin El Kaide ve IŞİD gibi cihatçi teröristleri desteklediğinin belgelerini önlerine koymuş, Türk tarafı bunları kabul etmemiş Erdoğan’ın sinirlenip Obama’ya parmak sallamıştı.
ABD şimdi de Erdoğan’ın önüne Türkiye’nin nasıl bir kara para aklama merkezi olduğunun blegelerini Erdoğan’ın önüne koyacaktır. Böylece Erdoğan’ın uluslararası mahkemelerde yargılanabileceğini ima edecek, bunun karşılığında Erdoğan’dan daha fazla taviz isteyecektir.
- Ortaya çıkacak delillerin durumuna göre başta Ahmet Çalık’ın bankası olmak üzere Reza ile iş yapan bankara ağır yaptırımlar gelmesi gündeme gelecektir. Halk Bank’ın hisselerindeki ani düşüş yatırımcının bu ihtimali gördüğünü gösteriyor. Ancak Reza Zarrab ile iş yapan banka sadece Halk Bank değil. Şahenk ailesinin bankası da dahil olmak üzere bir çok bankanın bu işe karıştığı biliniyor. Bu noktada onlara da yaptırım gelmesi kaçınılmaz.
- Ziraat Bankası’nın New York şubesinden Reza’nın para transferi yaptığı haberlere yansımıştı. Bunun üzerine banka işlemlerini müşterilere kapatmış sadece sınırlı sayıda yatırımcıya açık hale gelmişti. Savcının iddianamesinde de Reza’nın ABD’deki bankaları kullanarak kara para akladığı anlatılıyor. Bu bankalardan birinin Ziraat Bankası New York şubesi olması olasılığı oldukça yüksek. Buradan hereketle Ziraat Bankası’na büyük bir yaptırım gelme olasılığı çok çok yüksek.
- En önemlisi şu: Reza Zarrab ile iş yapan iş adamlarının, ondan para alıp ona para veren kim varsa hemen hepsinin dünyanın herhangi bir yerinde tutuklanma olsılığı oldukça yüksek. Bu noktada Erdoğan’ın çocuklarının gemileri ve Binali Yıldırım’ın çocuklarının gemileri bağlanırsa şaşırmayın.
Haber Kaynağı: Emre Uslu - Yeniyön
http://m.ideallhaber.net//gundem/kaynak-holdingte-neler-oluyor-okumus-kacti-mi/18804