Kaynak: Gençler
ÇAĞDAŞ ŞİRİN @SirinCagdas
Seçimlere yaklaşırken bir kaynak tartışması başladı. Ülkemizde 15-29 yaş aralığında yaklaşık 20 Milyon gencimiz var. Avustralya’nın 23 milyon, Hollanda’nın 17 milyon nüfusuyla bizden daha büyük bir ekonomi olduğunu göz önüne alırsak ülkemizdeki gençlerin ne kadar da önemli bir kaynak olduğunu daha net görebiliriz. Peki bu kaynağımızı nasıl kullanıyoruz?
Atıl kaynağımız: Meslekli gençler
Gençlerimizin ne yaptıklarını Tablo 1’de özetledim. 20 ile 24 yaş arasındaki 3 milyona yakın gencimizden 2 milyon kadarı lise veya meslek lisesi mezunu. Bunların 1 milyon 250 bini iş bulamıyor ya da iş bile aramıyor. Bu çalışmayan gençlerin 370 bini de bir meslek lisesi mezunu. Yani teorik olarak bir meslekleri de var. Estonya’nın 1.3 milyon nüfusu ve 65 milyar TL’lik bir ekonomik büyüklüğü olduğunu düşünürsek, bu gençleri ekonomiye kattığımız anda “kaynağı” bulmuş olacağız. Çünkü bu gençler üretecek ve ülke zenginleşecek.
Atanmayan atıl kaynaklarımız
Gelişmekte olan bir ülke için paha biçilemez bir kaynaktır üniversite eğitimi almış bireyler. Bir ziraat, su ürünleri, gıda mühendisinin ya da bir ekonomistin, öğretmenin yetişmesi için en az 16 yıl üzerine titrememiz gerekiyor. OECD verilerine göre Türkiye’de bir üniversite mezununun toplam maliyeti öğrenci başına yaklaşık 150-200 bin TL. Ancak hem bu yetiştirdiğimiz gençlerimizi ekonomiye eğitim aldıkları alandan dahil edemiyoruz, hem de bu emeği, bu yatırımı heba etmiş oluyoruz. Tablo 1’de bizim kıt kanaat arttırdıklarımızla mezun ettiğimiz bu gençlerin istihdam durumu özetlenmiş, 947 bin yüksek öğretimli gencimiz var ve yarıya yakını iş hayatında değil: çalışmıyor, üretmiyor!
Aktif olmayan gençlerimiz
OECD verilerine göre çalışmayan, okumayan ve bir kursa gitmeyen gençlerde ülkemiz birinci sırada (Bkz. Grafik 1). Bizdeki gençlerin%36’sı bu kategoride, bu alanda OECD’yi ortalamasını ikiye katlamışız. Bu gençlerin önünü açacak, girişimci kılacak, özgür düşünüp yeni fikirleri ortaya çıkaracak bir ekosistem oluşturduğumuz anda, neredeyse sınırsız bir kaynağa sahip olabiliriz.
Sosyal hayatları
Gençlerimizin inaktivite oranlarının yüksekliği sosyal hayatlarına da yansıyor. Eurostat verilerine göre son 1 yıl içerisinde Türkiye'deki gençlerin sadece yüzde 25'inin boş zamanlarında sinemaya, yüzde 16'sının tiyatro veya konsere gidebildiğini belirtiyor (Bkz. Grafik 2). Avrupa'da bu oranlar bizim 3-4 katımızda. Gençlerimize bir gelecek vaat edip, iş hayatına aktif katılımını sağlayıp, sosyal yaşamlarını zenginleştirmemiz gerekiyor. Bunu toplum olarak yapamadığız zaman, bu önemli kaynağımızın kötü alışkanlıklara ve suça yönelmesini engellememiz zorlaşır. Grafik 3'de böyle bir tehlikenin belirtileri seziliyor. 2009'dan 2013'e suça sürüklenen çocuk sayısı neredeyse iki kat artmış!
İyileştirme şart
Gençlerimiz önlerindeki tüm zorluklara ve engellere rağmen umudu bırakmıyor ve gelecekten beklentileri var. Yine TÜİK’in yaptığı bir araştırmada gençlerin yüzde 84’ünün umutlu, yüzde 61’inin mutlu, yüzde 55’inin ise gelecek 5 yıl içerisinde kişisel durumlarının daha iyi olacağını düşündüğünü gösteriyor. İşte gençlerimizdeki bu umut ve gelecekten beklenti bizleri de umutlandırıyor. Ancak bu umut ve beklenti sönmeden reformlar, iyileştirmeler yapmamız şart.
http://www.birgun.net/haber-detay/kaynak-gencler-81241.html