• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Katakulli Var!

Lambrusco

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
13 Temmuz 2010
3.692
437
0
- Yurtdışı
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/48649/_Ergenekon_ve_Balyoz_da_katakulli_var_.html

“Ergenekon” ve “Balyoz” gibi davalarda paralel yapıyı işaret eden Başbakan Erdoğan, "Balyoz davasını alelacele hallettiler. Ergenekon’da halen gerekçeli karar hazırlanmadı. Burada bir katakulli olduğu çok açık" dedi

Daha önce Ergenekon Davası için, 'Ben bu davanın savcısıyım' diyen Başbakan Erdoğan, şimdi de davalar için "Ergenekon ve Balyoz'da katakulli var" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Malatya mitingi sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararını değerlendirdi.

"Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay kararlarından sonra normal bir durum" diyen Erdoğan, “Ergenekon” ve “Balyoz” gibi davalardaki paralel yapılanma olasılığına değindi.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Balyoz davasını alelacele hallettiler. Ergenekon’da halen gerekçeli karar hazırlanmadı. Burada bir katakulli olduğu çok açık. Bu davalarda haksızlığa uğrayan insanlar var. Çok ciddi sayıda tutuklu insan var. Bütün bu davalarda intikam hissiyle hareket ettiler. Kısacası paralel yapı bu davalarda görevini icra etti."

Paralel yapının, bazı yargı ve emniyet mensupları aracılığıyla AK Parti’ye belden aşağı vurduğunu söyleyen Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin hemen ardından bazı adımlar atacaklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan'a göre paralel yapıdan gelen saldırılar cumhurbaşkanlığı seçimine kadar devam edecek ve yasal olmayan ittifaklar kurulacak.
 
DENIZ BAYKAL: "Ey Tayyip Erdoğan, Silivri'deki insanların geçerliliği olmadığı ortaya çıkan suçlamaları karşısında o davanın savcısı benim diyen sen değil miydin? Sen Silivri'nin savcısı değil miydin? Bu suçlamaları o insanlara sen yapmadın mı? Buna karşılık o zaman muhalefet partisi olarak ben de 'Silivri'deki sanıkların avukatıyım' dedim. 'Sen savcıysan ben de avukatıyım' dedim. Ne oldu savcı mı haklı çıktı avukat mı? O davaların bir saygınlığı kaldı mı? Nedir o uydurma CD'ler. O montaj olduğunu şimdi herkesin gördükleri. O gizli tanıklar her türlü meymeneti işlemiş tanıklar. Bu memleketin en namuslu düzgün insanlarını nahkum etmek için gizli tanıklık yaptılar. Kimin talimatıyla, kimin işbirliğiyle, kimin yönetimiyle."

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/...dogan_a__Savci_mi_hakli_cikti_avukat_mi_.html
 
AKP’li Süleyman Soylu: “Silivri’den kahraman çıkmaz. Darbecilerin çocukları da darbeci. 3-5 isyancıya teslim olursa Başbakan’ın yakasına yapışırım”

Süleyman Soylu, CHP milletvekili Mehmet Haberal’in tahliyesini değerlendirirken şöyle konuştu: “CHP’nin bir ayıbıdır. Türkiye’de darbe davasıyla yargılanan insanları TBMM’ye taşıması ayıptır. Bu siyasi hayatımız için de bir ayıptır. Tahliye bir aklama sonucunu doğurmaz. Kimse için doğurmaz. Oradan (Silivri) bir kahraman falan üremez.”
“Darbecilik genetik”

AK Parti’li Süleyman Soylu darbeciliğin genetik olduğunu ve darbelere karışan insanların çocuklarının da aynı çizgiyi sürdürdüğünü iddia etti. Türkiye’deki ünlü televizyoncu, bilim insanları, sanatçıları dikkatle izlediğini söyleyen Soylu konuşmasına şöyle devam etti: “Çok garip bir şey var . Türkiye de darbelere karışmış ailelerin çocukları enteresan bir şekilde genetik olarak bunu devam ettiriyor. Ben size böyle yüz isim söyleyebilirim Türkiye’de. Şu an da hepsi meşhurlar ve hepsinin babası, ailesi, annesi, amcası ya rahmetli Adnan Menderes’e ya Türkiye’nin birliğine bütünlüğüne yönelik hadiseye kendi bedenini koymuş, ruhunu koymuş, vicdanını koymuş insanlara hakaret edenler, küfredenler. Bunlar korunmuşlar. Yıllarca Türkiye’de hep iyi yerler de olmuşlar. Bunlar korunmuşlar bunlar muhafaza edilmişler ve bunlar devletimizin en önemli yerlerinde en kıymetli maaşlarla istihdam edilmişler. Bunlar Türkiye’nin yabancı misyonunda önemli temsil görevlerinde bulunmuşlar. Bunlar genel yayın yönetmenlikleri yapmışlar. Bunlar Türkiye de üniversitelerde rektör olmuşlar. Bunlar üniversitelerde önemli noktalarda öğretim üyesi olmuşlar. Bunlar parlatılmışlar”

http://www.fikirzamani.com/darbecilik-genetik-darbecilerin-cocuklari-da-darbeci/
 
Derin yapının tamamen tasfiye edilmediğine dikkat çeken Tayyar, “Bu davalar olmasaydı bugün Silivri’de darbeciler değil, Cumhurbaşkanı ve Başbakan olabilirdi.” diye konuştu.

AK Parti’nin gazeteci kökenli milletvekili Şamil Tayyar, darbelerle ilgili yazı ve kitaplarıyla biliniyor. Ergenekon silahlı terör örgütü davası kararlarını değerlendiren Tayyar, mahkeme tarafından örgütün net bir şekilde tanımlandığını anlattı. Örgütün yönetici kadrosu ve silahlı kanadını oluşturan isimlerin ağır cezalara çarptırılmasının abartılı olmadığını söyledi. Tayyar, “Mesela, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili iddialar belgelerle ve tanık ifadeleriyle desteklendiği için ciddidir. Ümraniye bombalarını ihbar eden Ali Yiğit ile ‘türban eylemi’ gibi göstermek için uyduruk gerekçelerle Danıştay cinayetine eklemlenen Salih Kunter ve Süleyman Esen’in beraati de önemlidir. Bu, Danıştay saldırısının hükümeti devirmeye ve anayasal rejimi değiştirmeye dönük bir eylem olduğunu ortaya koymuştur.” ifadelerini kullandı.

Şamil Tayyar, davada verilen kararlarla darbeci zihniyete en ağır darbelerden birinin indirildiğini belirtti. Ancak uyarılarda bulundu: “Bu, 200 yıllık kirli ve kanlı gelenekten beslenen derin yapının tümden tasfiyesi anlamına gelmiyor. 1999’da BÇG’den görevi devralan Ergenekon dönemi sona ermiştir. Ancak varlığını yeni isim ve kadrolarla sürdürecektir. Yapı 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar eylemlerini artıracak. Silivri’de yargılananlar Ergenekon’un tamamı değil. Rehavete kapılmadan kesintisiz mücadele sürmeli. Yargıdaki davalara ilave olarak sistem değişiklikleriyle, demokratikleşme süreci hızlandırılmalıdır. Ergenekon’u kuran kadrolar büyük ölçüde tasfiye oldu. Ergenekon’un 1 numarası yargılanmadı ama etkisizleşti, süreç onu doğal olarak tasfiye etti. Örgüt şimdi yeni 1 numarasını arıyor.”

Şamil Tayyar, darbelerle ilgili yargısal süreçlerin Türkiye’nin önünü açtığını belirtti. Tespitleri şöyle: “Eğer, Ergenekon ve Balyoz gibi süreçler olmasaydı, Gezi eylemleri Mısır’daki gibi askerî darbeyle sonuçlandırılabilirdi. Son YAŞ kararlarındaki cesaretin arkasında da darbe davalarının güçlendirdiği demokratik yapı vardır. Demokrasimizin önünü açtı, sivil iradeyi güçlendirdi, ekonomik ve siyasi istikrarı sağladı. Bu davalar olmasaydı AK Parti kapatılabilirdi. Bugün Silivri’de darbeciler değil, Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere seçilmiş insanlar olabilirdi.”

SORUŞTURMA DERİNLEŞMEDİ AMA BUNA DA ŞÜKÜR

AK Partili vekil, özel yetkili mahkemelerin neden önemli olduğunu ise, “Özel yetkili savcı ve mahkemeler olmasaydı süreç bu noktaya getirilemezdi.” cümlesiyle özetledi. “Bu davalarda katkısı olan polislerin, savcıların, hakimlerin önemi çok büyüktür. Daha önemlisi ise bu yargılamaya zemin hazırlayan kararlı siyasi iklimdir. Yani, siyasi iradenin kararlılığıdır.” diyen Tayyar, mahkeme kararını eleştirenlerin önemli kısmının vesayet rejiminin uzantıları olduğunu savundu. AK Parti düşmanlığı üzerinden darbeci kadrolarla işbirliği yapıldığını, iktidarı sandık yoluyla değiştiremeyeceğini gören Gezi ittifakının işlediğini aktardı. Şunları söyledi: “Toplum bu süreci demokratik mücadele olarak görüyor. İtalya’da 7 bin kişi yargılandı. Türkiye’de gerçek manada temiz eller operasyonu olsaydı sayı 2 binleri geçerdi. Daha derinleşmesi gerekirdi. Ülke şartları buna izin vermedi. Siyaset ve yargı kurumu üzerindeki baskılar arttı. Buna da şükür.”

http://gundem.bugun.com.tr/bomba-iddia-haberi/753378
 
Katakülli 5 yılda ancak anladı.Sağolsun duacısıyız ya bu beraber yürüyüp
ıslandıkları yollarda devam etselerdi nice olurdu halimiz.Şİmdi beraber ıslandıkları çamurda
boğuşuyorlar ama olan insanların 5 yılına oldu bununda vebalini ödeyemezler.

Başka konuda da paylaştım bugün tamamını okumak istemeyenlere özet olsun.

Biz, ne o gün “darbeciydik”, “Ergenekoncuyduk...”
Ne de bugün “paralelciyiz...”
Siz o dönemin zalim savcısıyken, biz adalet isteyenlerin tarafındaydık.
Ama siz, koronun başındaki ve arkasındaki sizler, dün bal gibi “o paralel örgütün” neferiydiniz...
Beraber yürüyordunuz o yollarda ve aynı çamurlarda ıslanıyordunuz.
Üstünüz başınız çamur içindeydi.
Darbecilik bizim üzerimize oturmadı... Ama dün paralelcilik sizin üzerinize slim fit oturmuştu...
Hürriyet Gazetesi Ertuğrul Özkök


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25964303.asp?yazarid=10
 
"ŞİMDİ SEN DE Mİ DARBECİ OLDUN?"

Başbakan Erdoğan'ın Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili sözlerini eleştiren CHP lideri; "Şimdi kalkmış gündemi değiştirmek için 'Balyoz ve Ergenekon davalarında haksızlık oldu, biz yeni uyandık' diyor. Senin aklın yeni mi başına geldi? Defalarca söyledik, savunma hakkını ihlal ediyorsun dedik, sahte deliller üretiliyor dedik, döndü bize 'siz darbesiniz, Ergenekoncusunuz' dedi. Şimdi sen de mi darbeci ve Ergenekoncu oldunuz? Ben sana inanmıyorum, sana açık çek verdim. Yarın öbür gün yasa teklifi de vereceğiz, dürüst adamsan gel bu rezalete son verelim" diye konuştu.

http://gundem.bugun.com.tr/balyoz-ve-ergenekon-teklifi-haberi/921651
 
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Ergenekon davasında verilen mahkumiyet kararlarını değerlendirirken, "Verilen kararlarda müebbet hapis cezalarının çokluğu konuşuluyor. Bunlar darbeye teşebbüs etmişlerse bunun yasalarda karşılığı müebbettir. Ya beraat edecek ya müebbet. Yani 'darbeye teşebbüs ettin ama sana 10-20 yıl verdim' diyemiyorsunuz. Bundan sonrada Türkiye'de hiç kimsenin devlet adına millet adına karanlık kirli işlere girişmeyeceği, milletin iradesinin üzerinde bir iradenin mümkün olmayacağı bilmesi gerekir. Bu açıdan önemlidir" dedi

http://www.haberturk.com/gundem/haber/866856-darbeye-tesebbus-varsa-cezasi-muebbettir
 
DENIZ BAYKAL: "Ey Tayyip Erdoğan, Silivri'deki insanların geçerliliği olmadığı ortaya çıkan suçlamaları karşısında o davanın savcısı benim diyen sen değil miydin? Sen Silivri'nin savcısı değil miydin? Bu suçlamaları o insanlara sen yapmadın mı? Buna karşılık o zaman muhalefet partisi olarak ben de 'Silivri'deki sanıkların avukatıyım' dedim. 'Sen savcıysan ben de avukatıyım' dedim. Ne oldu savcı mı haklı çıktı avukat mı? O davaların bir saygınlığı kaldı mı? Nedir o uydurma CD'ler. O montaj olduğunu şimdi herkesin gördükleri. O gizli tanıklar her türlü meymeneti işlemiş tanıklar. Bu memleketin en namuslu düzgün insanlarını nahkum etmek için gizli tanıklık yaptılar. Kimin talimatıyla, kimin işbirliğiyle, kimin yönetimiyle."

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/...dogan_a__Savci_mi_hakli_cikti_avukat_mi_.html

Ne güzel demiş..Hay ağzına sağlık.
 
Aynen öyle bu yaratilmak istenen tabloyu ne anlayabiliyorum ne de icime sindirebiliyorum. Simdi yillardir gazete yorumlarinda, KK`da, sosyal medyada, youtube üzerinde, sokakta, arkadaslarla toplanmisken, okulda, üniversitede kisacasi hayatin her alaninda bölünmüsken ve AKP`lilerin milletvekillerinden vatandasina kadar sürekli özellikle CHP destekcilerine "ergenekoncu, darbeci" söylemleriyle yaklastigini defalarca duymusken, okumusken, simdi bizden ne yapmamiz bekleniyor?

Cok enteresan bir sekilde AKP`nin önde gelen isimlerinin söyledigi zamaninda beni cok derinden yaralamis cümleleri internette bulamiyorum. Bulamasam da ben hatirliyorum ya o bana yetiyor aslinda. Yazarlar, aydinlar, komutanlar tutuklandiginda KK`da yasadigimiz hararetli tartismalari da hatirliyorum, AKP`li tanidiklarin söylemlerini ve sosyal medyada "mutluluklarini" haykiran paylasimlarini da.

Ben kaynaklari bulamasam da bunun en önemli delillerinden bir tanesi Ilker Basbug`un su sözleridir:

http://www.mynet.com/haber/guncel/tarih-sizleri-lanetle-anacak-764823-1

'Tarih sizleri lanetle anacak'
Ergenekon davası kapsamında verilen cezaları 6 sayfalık bir mektupla değerlendiren Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, "Bizlere terörist diyenleri tarih lanetle anacaktır" dedi.

Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, “Hükümeti devirmeye teşebbüs” suçundan hakkında verilen müebbet hapis cezasını değerlendirdi. Kendisi ve silah arkadaşlarına yöneltilen suçlamaları “bir hakaret ve asla kabul edilemez bir durum” olarak nitelendiren Başbuğ, “Bizlere asılsız ve haksız iddialara dayanarak ‘darbeci’ damgasını vurmaya çalışanları da, en az, bizlere ‘terörist’ demekten çekinmeyenler kadar tarih lanetle anacaktır” dedi.

Ve bu sözler üzerinden dahi, dalga gecenler, hakaret edenler, küfür edenlerle az mi tartistim?

Simdi?

Simdi biz hakli olduk, birileri paralel devlet diye kenara ayrildi, geriye kalan kismi "masum" oldu.
Ben anlamlandiramiyorum.

Simdi bu insanlar icerideyken, "az bile" mantiginda olup, AKP`yi yikmaya calisanlarin cezasini cekmesi lazim diye bakanlarin, delillerin sahte olduguna inanmayanlarin, ne yapacagini bilmiyorum.
 
Back