- 16 Temmuz 2007
- 1.849
- 18
- 46
Esra Tüzün
Dr. Peter Littrip ilerlemiş, hatta yayılmış başka tedavi şansı bulunmayan kanser tümörlerini iğneyle içlerine girerek eksi 20 derecede dondurup küçültüyor. Dr. Littrip'in geliştirdiği tedavi şimdi ABD'de 100 merkezde uygulanmaya başlandı..
Kanser hücrelerini dondurarak tedavi eden Dr. Peter Littrip, karaciğer, akciğer, böbrek gibi ileri kanser türlerini bu şekilde iyileştirdiğini iddia ediyor. Dr. Littrip'in geliştirdiği yöntem şimdi Amerika'da 100 kanser merkezinde tedavi yöntemi olarak kullanılmaya başlandı. Detroit'te bulunan ve dünyanın en etkili kanser merkezi olan Barbara Ann Karmonos Kanser Merkezi'nin ünlü onkoloğu Prof. Dr. Peter Littrip'in kanser üzerine pek çok yeni araştırması bulunuyor. Onun araştırmalarının bir iki yıl içinde tüm dünyada standart tedavi yöntemleri arasında yer alması bekleniyor.
DR. LİTTRİP BULDU
Zorlu kanser vakaları üzerine çalışmalar yapan Dr. Littrip kendi geliştirdiği dondurma tekniğini anlattı:
* Hangi kanser türlerinde bu yöntemi kullanıyorsunuz? Karaciğer, akciğer, böbrek, meme gibi pek çok kanser türünde uygulanabiliyor. Kanserin metastas yani sıçrama yaptığı zorlu hastalar da kullanıyor. Tedaviden yararlanacak hastaların zaten radyoterapi ve kemoterapi şansı bulunmuyor. Cerrahi olarak da kanserleri uygun noktalarda değilse bu yöntem gerçekten işe yarıyor.
* Uygulamayı nasıl yapıyorsunuz? Aslında son derece basit tek bir iğne ile tümörün içine giriyoruz. İğnenin sıcak ya da soğuk olması fark etmiyor. Tümörün tam içine girdiğimizde eksi 20 derece ısıda kanserli hücreyi donduruyoruz. Zaten tümördeki küçülme hemen gözlenebiliyor. İşlemi ameliyathane şartlarında yapıyoruz. Lokal anestezi yeterli oluyor. Zaten her şey birkaç dakika sürüyor.
YAKMADAN DAHA ETKİLİ
* Kanser tedavisinde yakma tedavisi uygulanıyordu, bu da ona benzer bir teknik mi? Yakma tedavisine benziyor ama dondurma tekniğiyle yakma tekniğinden çok daha başarılı sonuçlar elde ettik, üstelik bunları yayınladık.
* Tümör tam olarak yok oluyor mu? İğneyle dondurduktan sonra yüzde 90 küçülüyor. 1-2 saat sonra hastaya tomografi çekildiğinde bu açıkça görülüyor. Tümör bu dereceye indikten sonra çok kolay tedavi edebiliyoruz. Yayılmış kanser türlerinde işlemi tekrar tekrar uygulayarak ne kadar tümör varsa temizleyebiliyoruz. Tümörün yapısının buna uygun olması gerekiyor. Onun dışında çok basit bir yöntem. Şu anda Amerika'da 100 merkezde uygulanmaya başlandı. Hepsinden de iyi sonuçlar geldi.
Soya radyoterapinin etkisini nasıl artırıyor?
SOYANIN meme kanseri dışında bazı kanser türlerinden radyoterapi ve kemoterapi tedavisinin etkisini artırdığı kanıtlandı. Şimdi ilaç gibi kanser hastalarına tedavi sırasında kaç doz verileceği araştırılıyor. Soyanın kanserden koruyucu etkisini kanıtlayan Karmonos Tıp Merekezi en zorlu kanserler olarak bilinen baş ve boyun kanserlerinde radyasyonun etkisini artırmak için soya kullanmaya başladı. Beslenmenin kanser üzerine etkileri Amerika'nın en ünlü kanser merkezlerinden biri olan Karmonos'ta araştırılıyor. Soyanın en çok kullanıldığı Japonya ve Çin'de, meme ve prostat kanseri oranları Batı ülkelerine göre çok düşük olması Dr. Fazlul Sarkar'ın bu konuda çalışma yapmasına neden olmuş. Dr. Sarkar'ın araştırmaları, soya kullanımının bazı kanser türlerinde kemoterapi ve radyasyon tedavisinin tehlikesini azalttığını kanıtlamış. Bu konuda yapılan araştırmanın en önemli noktası; soya ile birlikte kullanıldığında kanser tedavisi hayat kurtarmak açısından en önemli iyi sonuçları veriyor. Gençliğinde soyalı yiyenlerin yaşlılığında daha az kanser olduğunu anlatan Dr. Sarkan, "Hiç kanser olmamış bir kişi soyalı beslenerek kanserden korunabiliyor" diyor.
MEME KANSERİ HARİÇ
Ancak soya da ilaç gibi bir özellik taşıyor. Pek çok kanser türünde koruyucu ve radyoterapi ile kemoterapiye yardımcı olan soya meme kanseri olan hastalarda alındığında tedavinin etkisini azaltıyor. Kanserin yayılmasına neden olabiliyor. Dr. Sarkar şimdi büyük bir araştırma grubu ile soyanın dozunu hangi kanser türü için ne kadar ayarlanması gerektiği üzerinde araştırmalarını sürdürüyor. Sarkar, kariyerini kanserden korunma üzerine beslenmeye adamış. Brokoli, karnabahar, ıspanak, brüksel lahanası üzerinde de çalışıyor.
Mangalda et yerine tavuk
YİYİP içtiklerimizin kanser üzerine etkilerini bilimsel olarak araştıran Dr. Sarkar, kanserojen alışkanlıklarımız arasında sayılan mangal konusunda da uyarılarda bulunuyor. Dr. Sarkar, "Mangal alevliyken etleri pişirmeyin. Porsiyonları küçültüp sebze ekleyerek yaparsanız sağlıklı sebze meyveler ile etleri kombine ederseniz bir korunma sağlarsınız. Yanık etler özellikle meme ve mide kanseri riskini artırır unutmayın. Bu konuda ailesel riskiniz varsa özellikle dikkatli davranın. Mangalda yanmış et yemeyin. Ve unutmayın; balık ve tavuk, kırmızı ete göre daha masumdur. Mangal yaparken tavuk eti kullanın" diye uyarılarda bulunuyor. .
Balık, süt ve istiridyedeki ÇİNKO kanser savaşçısı
Vücudu koruyan hücrelerin çinko ile beslendiğini bulan Dr. Prasat yiyecekleri ilaç gibi kullanma yollarını araştırıyor...
SOĞUK algınlığından kansere kadar pek çok hastalıktan vücudun kendisini korumasını sağlayan T hücreleri yetersiz çinko ile beslendiğinde zayıf kalıyor. Karmonos Kanser Merkezi Araştırmacısı Prof. Dr. Prasat, balık, istiridye ve süt ürünlerinde bol bol bulunan çinko ile insan vücudunu güçlendirme yöntemlerini araştırıyor.
ÇOK EKMEK YEMEYİN
Bitkilerin çinkosuz büyüyemeyeceği tezinden yola çıkan Hemataloji, Onkoloji Araştırmacısı ve Farmakoloji Uzmanı Prof. Dr. Ananda Prasat, insanların da çinkoya ihtiyacı olduğunu ve eksikliğinin bazı hastalıklara yol açabileceğini öngörmüş. Çinko açısından zengin besin maddeleri; balık, kırmızı et, istridye ve süt ürünleri. 50'li yıllarda, İran'da yapılan bir araştırmada, insanların ekmek ve tahıl ürünleri ile beslendikleri için çinko ile demir emiliminin engellediği saptanmış. Prof. Dr. Prasat, yaptığı araştırmasında "Çinko, havada, yemekte, suda bulunuyor... Bu nedenle eksik olmaması gerekiyor gibi düşünülüyor ama insan vücudunda neden eksilebilir, sorusunu araştırmış.
GÜNDE 15 MİLİGRAM
Dr. Prasat, alyuvarlardaki çinko seviyesinin önemli olduğunu, enfeksiyonlarla baş eden çinkonun T hücrelerinin içinde bulunduğunu kanıtlamış. T hücrelerinin içinde çinko eksik olduğunda, vücut soğuk algınlığından kansere kadar bütün hastalıklarda etkisiz yani zayıf kalıyor. İnsan vücudunun her gün 15 miligram çinko alması gerekiyor.
İLACI BULUNSA
Şimdi Dr. Prasat kansere karşı koruyuculuk sağlamak için besin maddelerinden ilaç gibi yararlanmayı planlıyor. Çinkonun kronik hastalıklardaki iltihaplanma ve kanser riskini düşürme üzerindeki etkisi hâlâ araştırılıyor.
Mamografi suda çekilecek
* Sizin araştırmalarınız içinde gelecekte yeni bir yöntem olarak kullanılacak bir çalışma var mı? Var, özel bir mamografi makinesi geliştirdim. Şu anda Karmonos'ta bu kadınlar üzerinde uygulanabiliyor. Kadınların mamografi çektirirken en büyük kâbusu memelerinin sıkıştırma nedeniyle acıması bir de bu tarama işlemi sırasında radyasyon almaları. Geliştirdiğimiz makine bu iki sorunu da çözüyor. Kadınlar yüzükoyun bu makineye uzanıyorlar. Memeleri içinde su dolu bir bölgeye giriyor. Hiç radyasyon almalarına gerek kalmıyor. Ses dalgaları ile mamografileri çekiliyor. Üstelik buradan elde ettiğimiz veriler mamografi ve ultrason kadar kesin sonuç veriyor. Makine şimdilik çok büyük. Araştırma için geliştirdik. Buradaki hastalara seri halde uygulamaya başladık. Sonuçlarımız yararını kanıtladı. Artık daha küçük bir hale getireceğiz. Sanırım iki yıl içinde artık dünyaya da yayılacak. Kadınlar bu makinelerle mamografi çektirecekler.
Dr. Peter Littrip ilerlemiş, hatta yayılmış başka tedavi şansı bulunmayan kanser tümörlerini iğneyle içlerine girerek eksi 20 derecede dondurup küçültüyor. Dr. Littrip'in geliştirdiği tedavi şimdi ABD'de 100 merkezde uygulanmaya başlandı..
Kanser hücrelerini dondurarak tedavi eden Dr. Peter Littrip, karaciğer, akciğer, böbrek gibi ileri kanser türlerini bu şekilde iyileştirdiğini iddia ediyor. Dr. Littrip'in geliştirdiği yöntem şimdi Amerika'da 100 kanser merkezinde tedavi yöntemi olarak kullanılmaya başlandı. Detroit'te bulunan ve dünyanın en etkili kanser merkezi olan Barbara Ann Karmonos Kanser Merkezi'nin ünlü onkoloğu Prof. Dr. Peter Littrip'in kanser üzerine pek çok yeni araştırması bulunuyor. Onun araştırmalarının bir iki yıl içinde tüm dünyada standart tedavi yöntemleri arasında yer alması bekleniyor.
DR. LİTTRİP BULDU
Zorlu kanser vakaları üzerine çalışmalar yapan Dr. Littrip kendi geliştirdiği dondurma tekniğini anlattı:
* Hangi kanser türlerinde bu yöntemi kullanıyorsunuz? Karaciğer, akciğer, böbrek, meme gibi pek çok kanser türünde uygulanabiliyor. Kanserin metastas yani sıçrama yaptığı zorlu hastalar da kullanıyor. Tedaviden yararlanacak hastaların zaten radyoterapi ve kemoterapi şansı bulunmuyor. Cerrahi olarak da kanserleri uygun noktalarda değilse bu yöntem gerçekten işe yarıyor.
* Uygulamayı nasıl yapıyorsunuz? Aslında son derece basit tek bir iğne ile tümörün içine giriyoruz. İğnenin sıcak ya da soğuk olması fark etmiyor. Tümörün tam içine girdiğimizde eksi 20 derece ısıda kanserli hücreyi donduruyoruz. Zaten tümördeki küçülme hemen gözlenebiliyor. İşlemi ameliyathane şartlarında yapıyoruz. Lokal anestezi yeterli oluyor. Zaten her şey birkaç dakika sürüyor.
YAKMADAN DAHA ETKİLİ
* Kanser tedavisinde yakma tedavisi uygulanıyordu, bu da ona benzer bir teknik mi? Yakma tedavisine benziyor ama dondurma tekniğiyle yakma tekniğinden çok daha başarılı sonuçlar elde ettik, üstelik bunları yayınladık.
* Tümör tam olarak yok oluyor mu? İğneyle dondurduktan sonra yüzde 90 küçülüyor. 1-2 saat sonra hastaya tomografi çekildiğinde bu açıkça görülüyor. Tümör bu dereceye indikten sonra çok kolay tedavi edebiliyoruz. Yayılmış kanser türlerinde işlemi tekrar tekrar uygulayarak ne kadar tümör varsa temizleyebiliyoruz. Tümörün yapısının buna uygun olması gerekiyor. Onun dışında çok basit bir yöntem. Şu anda Amerika'da 100 merkezde uygulanmaya başlandı. Hepsinden de iyi sonuçlar geldi.
Soya radyoterapinin etkisini nasıl artırıyor?
SOYANIN meme kanseri dışında bazı kanser türlerinden radyoterapi ve kemoterapi tedavisinin etkisini artırdığı kanıtlandı. Şimdi ilaç gibi kanser hastalarına tedavi sırasında kaç doz verileceği araştırılıyor. Soyanın kanserden koruyucu etkisini kanıtlayan Karmonos Tıp Merekezi en zorlu kanserler olarak bilinen baş ve boyun kanserlerinde radyasyonun etkisini artırmak için soya kullanmaya başladı. Beslenmenin kanser üzerine etkileri Amerika'nın en ünlü kanser merkezlerinden biri olan Karmonos'ta araştırılıyor. Soyanın en çok kullanıldığı Japonya ve Çin'de, meme ve prostat kanseri oranları Batı ülkelerine göre çok düşük olması Dr. Fazlul Sarkar'ın bu konuda çalışma yapmasına neden olmuş. Dr. Sarkar'ın araştırmaları, soya kullanımının bazı kanser türlerinde kemoterapi ve radyasyon tedavisinin tehlikesini azalttığını kanıtlamış. Bu konuda yapılan araştırmanın en önemli noktası; soya ile birlikte kullanıldığında kanser tedavisi hayat kurtarmak açısından en önemli iyi sonuçları veriyor. Gençliğinde soyalı yiyenlerin yaşlılığında daha az kanser olduğunu anlatan Dr. Sarkan, "Hiç kanser olmamış bir kişi soyalı beslenerek kanserden korunabiliyor" diyor.
MEME KANSERİ HARİÇ
Ancak soya da ilaç gibi bir özellik taşıyor. Pek çok kanser türünde koruyucu ve radyoterapi ile kemoterapiye yardımcı olan soya meme kanseri olan hastalarda alındığında tedavinin etkisini azaltıyor. Kanserin yayılmasına neden olabiliyor. Dr. Sarkar şimdi büyük bir araştırma grubu ile soyanın dozunu hangi kanser türü için ne kadar ayarlanması gerektiği üzerinde araştırmalarını sürdürüyor. Sarkar, kariyerini kanserden korunma üzerine beslenmeye adamış. Brokoli, karnabahar, ıspanak, brüksel lahanası üzerinde de çalışıyor.
Mangalda et yerine tavuk
YİYİP içtiklerimizin kanser üzerine etkilerini bilimsel olarak araştıran Dr. Sarkar, kanserojen alışkanlıklarımız arasında sayılan mangal konusunda da uyarılarda bulunuyor. Dr. Sarkar, "Mangal alevliyken etleri pişirmeyin. Porsiyonları küçültüp sebze ekleyerek yaparsanız sağlıklı sebze meyveler ile etleri kombine ederseniz bir korunma sağlarsınız. Yanık etler özellikle meme ve mide kanseri riskini artırır unutmayın. Bu konuda ailesel riskiniz varsa özellikle dikkatli davranın. Mangalda yanmış et yemeyin. Ve unutmayın; balık ve tavuk, kırmızı ete göre daha masumdur. Mangal yaparken tavuk eti kullanın" diye uyarılarda bulunuyor. .
Balık, süt ve istiridyedeki ÇİNKO kanser savaşçısı
Vücudu koruyan hücrelerin çinko ile beslendiğini bulan Dr. Prasat yiyecekleri ilaç gibi kullanma yollarını araştırıyor...
SOĞUK algınlığından kansere kadar pek çok hastalıktan vücudun kendisini korumasını sağlayan T hücreleri yetersiz çinko ile beslendiğinde zayıf kalıyor. Karmonos Kanser Merkezi Araştırmacısı Prof. Dr. Prasat, balık, istiridye ve süt ürünlerinde bol bol bulunan çinko ile insan vücudunu güçlendirme yöntemlerini araştırıyor.
ÇOK EKMEK YEMEYİN
Bitkilerin çinkosuz büyüyemeyeceği tezinden yola çıkan Hemataloji, Onkoloji Araştırmacısı ve Farmakoloji Uzmanı Prof. Dr. Ananda Prasat, insanların da çinkoya ihtiyacı olduğunu ve eksikliğinin bazı hastalıklara yol açabileceğini öngörmüş. Çinko açısından zengin besin maddeleri; balık, kırmızı et, istridye ve süt ürünleri. 50'li yıllarda, İran'da yapılan bir araştırmada, insanların ekmek ve tahıl ürünleri ile beslendikleri için çinko ile demir emiliminin engellediği saptanmış. Prof. Dr. Prasat, yaptığı araştırmasında "Çinko, havada, yemekte, suda bulunuyor... Bu nedenle eksik olmaması gerekiyor gibi düşünülüyor ama insan vücudunda neden eksilebilir, sorusunu araştırmış.
GÜNDE 15 MİLİGRAM
Dr. Prasat, alyuvarlardaki çinko seviyesinin önemli olduğunu, enfeksiyonlarla baş eden çinkonun T hücrelerinin içinde bulunduğunu kanıtlamış. T hücrelerinin içinde çinko eksik olduğunda, vücut soğuk algınlığından kansere kadar bütün hastalıklarda etkisiz yani zayıf kalıyor. İnsan vücudunun her gün 15 miligram çinko alması gerekiyor.
İLACI BULUNSA
Şimdi Dr. Prasat kansere karşı koruyuculuk sağlamak için besin maddelerinden ilaç gibi yararlanmayı planlıyor. Çinkonun kronik hastalıklardaki iltihaplanma ve kanser riskini düşürme üzerindeki etkisi hâlâ araştırılıyor.
Mamografi suda çekilecek
* Sizin araştırmalarınız içinde gelecekte yeni bir yöntem olarak kullanılacak bir çalışma var mı? Var, özel bir mamografi makinesi geliştirdim. Şu anda Karmonos'ta bu kadınlar üzerinde uygulanabiliyor. Kadınların mamografi çektirirken en büyük kâbusu memelerinin sıkıştırma nedeniyle acıması bir de bu tarama işlemi sırasında radyasyon almaları. Geliştirdiğimiz makine bu iki sorunu da çözüyor. Kadınlar yüzükoyun bu makineye uzanıyorlar. Memeleri içinde su dolu bir bölgeye giriyor. Hiç radyasyon almalarına gerek kalmıyor. Ses dalgaları ile mamografileri çekiliyor. Üstelik buradan elde ettiğimiz veriler mamografi ve ultrason kadar kesin sonuç veriyor. Makine şimdilik çok büyük. Araştırma için geliştirdik. Buradaki hastalara seri halde uygulamaya başladık. Sonuçlarımız yararını kanıtladı. Artık daha küçük bir hale getireceğiz. Sanırım iki yıl içinde artık dünyaya da yayılacak. Kadınlar bu makinelerle mamografi çektirecekler.