bence tartışılması gereken bir konu, ne tamamen yanlış ne de tamamen doğru, "iğrenç, çirkin, rezil, onur kırıcı ve kabul edilemez" tanımı kişiye yere ve zamana göre değişir, istemediği halde ırzına geçilmiş birisi için bu durum evet çirkin rezil vsdir. ama yok gönül rızasıyla istediğini yap et ondan sonra çirkin onur kırıcı de, onur bekaretin kontrol ettirilirken değil bekaretini kaybederken kaybedilir diye düşünüyorum
bu varmış biliyormusunuz.Bu gidişle bizde bunun tam tersi bir yasa 'evli olmayan kadınlara zorunlu bekaret testi' getirirlerse hiç şaşmam.
Madem Avrupa'nın her şeyini örnek almaya çalışıyoruz,onların standartlarına ulaşmaya çalışıyoruz bizim de böyle bir yasa hakkımız.Bir kadını en çok aşağılayan,gururunu kıran şey bu testtir bence.
bu varmış biliyormusunuz.
evlenirken belediyede bir form dolduruluyormuş. formda kocaya ,evleneceği kızın bakire olduğuna inanıyor musunuz tarzı bir soru varmış.evet inanıyorumu tercih eden koca evlenme işlemlerine başlıyormuş.
hatta bir tanıdığımız demişti. eşi alman. adam şoka girmiş. bu nasıl bir soru demiş eşine.
ve bu 80 ler sonmu. çokta eski değil.
tabiiki hayır.
Peki kadına evleneceği erkeğin bakir olduğuna inandığı soruluyor muymuş
Demek ki Kanada toplumsal yaşantı olarak belki ileridedir ama yasa olarak bizden epey geride kalmış
Bekaret testi bizdeki zihniyet(!) ile çoktan yasaklanmış fakat toplumun zihniyeti ile hala devam etmektedir.
Türkiye ' de bekaret testi yaptırmak , kişinin rızası ve bazı hukuki gerekçeler olmadan , yasal değildir .
Yani yasalar kadını bu konuda korumakla beraber , yanılmıyorsam 99 dan bu yana (araştırabilir emin değilim ) yasanın bu konuda çiğnenmesinden , devlet değil toplumun örf ve adetleri sorumludur .
Bakın Kanada da var bizde yok demek bu yasa demek yerine , bu yasa bizde varken neden uygulanamıyor , bunu yasal yollar dışında uygulayan doktorun cezaları ne olmalı ? ya da kendi rızam ile geldim diyen kadının rızası ne kadar kendi rızası ? bunları konuşmak daha yeğdir.
Okumak isteyen için bir kaç anekdot ;
Ancak unutulmamalıdır ki ebeveyn veya cinsel partner (eş) zorlaması ile kişinin kendi rızası olmaksızın yaptırılan muayeneler hem legal (kanuni) değildir hem de genç kızlarda derin psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Bu şekilde yaklaşım ile kişinin insan haklarına da tecavüz edilmiş olacaktır.
TC Anayasasının 17. maddesine göre; tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında kişinin vucud bütünlüğüne dokunulamaz .
Yine 20. maddesine göre; herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir gibi hükümler bulunmaktadır.
Türkiyenin de taraf olduğu uluslar arası sözleşmelerden; 10 Aralık 1948de kabul edilen Türkiye Cumhuriyetinin de 1949da onayladığı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde hiç kimse işkenceye, zalimane, insanlık dışı, onur kırıcı cezalara ve muamelelere tabi tutulamaz denmektedir.
________________________________________
TCK'nın 423'üncü maddesindeki kızlık bozma suçunun takibi de şikayete bağlı olduğu için ancak muayene olacak kişinin rızası halinde bekaret kontrolü yapılabilecek. İdarenin takdiri ile disiplin cezası amaçlı bekaret testi ve muayene yasaklanırken, Yukarıda belirtilen cürümlerin ispatı dışında idari eylem ve işlemler sebebiyle disiplin cezası vermek amacıyla rıza hilafına, kişilerin ar ve haya duygularını rencide edilebilecek şekilde muayene ettirilmemesi icap etmektedir. Bu konularda gereken dikkat ve özenin gösterilmesi gerekmektedir denildi.
Genelgede, TCK'nın re'sen takibi gereken, 414, 415, 416, 417, 418'inci maddelerinde düzenlenenırza geçme suçları ile 435'inci maddedeki Fuhuşa tahrikin mağdur ve mağdureleri ile şüpheli veya sanıkların durumu ile 419 ve 436'ncı maddelerdeki cürümlerde,cinsi münasebet iddiasını kabul etmeyen taraflar kapsam dışı tutuldu. Genelgeye göre, bu maddelere giren eylemlerde, Suçun işlendiğinin başka türlü ispatının mümkün olmaması halinde, kişilerin istekleri dışında ancak hakim kararıyla, gecikmesi durumunda ise savcının yazılı izniyle ve gerekli ölçüde vajinal ve anal muayene yaptırılacak.
_____________________________________________________
Başlığı görünce ''bizde de var ki bu kanun'' diye düşündüm
Sonra baktım yazmışsınız...
Ancak beni çok şaşırttınız...
Bir kanunun çiğnenmesinden gerçekten ''devlet değil toplumun örf ve adetleri'' mi sorumlu sizce?
Gerekli yaptırımları uygulasa devlet
Mahkeme raporu olmadan muayene yapan doktora ve bunu görmezden gelen yanındaki yardımcı sağlık çalışanına ciddi hapis ya da meslekten men cezası verilse mesela...
Herhangi bir doktor cesaret edebilir mi?
Rıza sorgulaması karakolda yapılsa ya da...
Hangi mağdure gerçeği gizleyebilir o zaman?
Peki bu kanunu koyan devlet ise neden uygulatamıyor?
Yaptırımları ciddi olsa ve doğru düzgün uygulansa hangi örf hangi adet bu kanunu çiğneyebilir?
Ve kendi koyduğu kanunu uygulatamayan devlete ne denir?
Bir kanunun çiğnenmesinden gerçekten ''devlet değil toplumun örf ve adetleri'' mi sorumlu sizce?
Yaptırımları ciddi olsa ve doğru düzgün uygulansa hangi örf hangi adet bu kanunu çiğneyebilir?
Devlet kanun koyar , kanunlar caydırıcı değilse üzerinde düzenlemeye gidilir . Artırılır , değiştirilir vs...
Ama ''bu kanunun çiğnenmesi '' için konuşuyorsak ( bir kanunun demek genelleme olmuş) evet ...
Töresinde tabu olmamaktan çıkmamış insanlar için kanun koyucu hangi cezayı verirse versin , engellemek zordur. Zihniyet değişmedikçe , yasa değiştirmek geçici çözümdür(bence)
Tabii bu bahsettiğim , kolundan sürükleyerek bekaret kontrolüne götürmeye zorlayan aileler için olan kısım ...
Yoksa madem yasal değil , o zaman kapısını çaldıkları doktora böyle bir kontrol yaparsa , ceza verilsin denilebilir . Ama bunun da ayırt edilmesi zordur . Kişi gerçekten aile fertinden birini yanına alarak , emin olamadığı için bu kontrolü yaptırmaya da gitmiş olabilir , ailesinin zoru ile getirildiği halde rızası varmış gibi de davranabilir.
Kasten adam öldürmenin cezası yüksektir mesela ve doğru uygulandığı varsayılır ama evlilik öncesi ilişkisi duyulan kız evladı öldüren ya da bu görevi cezai indirimden yararlansın diye ailenin yaşı küçük ferdine verdiren babayı yine de engellemez.
bu varmış biliyormusunuz.
evlenirken belediyede bir form dolduruluyormuş. formda kocaya ,evleneceği kızın bakire olduğuna inanıyor musunuz tarzı bir soru varmış.evet inanıyorumu tercih eden koca evlenme işlemlerine başlıyormuş.
hatta bir tanıdığımız demişti. eşi alman. adam şoka girmiş. bu nasıl bir soru demiş eşine.
ve bu 80 ler sonmu. çokta eski değil.
yazınızın başında istemediği halde ırzına geçilmiş birisi için bu tarz testler gerekli,adli sürecin işlemesi -mağduriyetlerinin ölçülmesi için.Ama gönül rızasıyla ilişkiye giren biri için üçüncü kişişer tarafından bu tarz testler istenmesi kesinlikle iğrenç,çirkin ,rezil,onur kırıcı ve kabul edilemez
diyeceksiniz sanmıştım.Açıkçası yanıldığımı anlayınca çok bozuldum.
Kırmızıyla belirttiğim yerdeki savınıza göre evlenen hiçbir kadında onur monur aramamak gerekiyo di mi?Sonuçta bir ömür o zarla gezilmiyo...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?