- 12 Temmuz 2006
- 35.017
- 30.374
- 60
Yaklaşık 75 yıldır hizmet vermekte olan ve artık kült bir restaurant haline gelmiş olan Kanaat’i çok uzun yıllardır Rumelili bir aile yönetmekte. Yaklaşık 65 kişinin çalıştığı tesiste çalışanların hizmet ortalaması 30 yıl. Bu nedenle lezzette, hizmette uzun yıllardır hiç değişmiyor. Kapıdan içeri girer girmez sizi o envayi çeşit tatlının olduğu reyon karşılıyor. Daha yerinize oturamadan tatlıların camına yapışıyorsunuz.
O güzelim yassı kadayıflar, peynir tatlıları, ayva tatlıları, kabak tatlısı sütlü tatlılar vesaire vesaire. Ve hemen ardından masanızı bulmadan önce yemeklerin sergilendiği bölümden yemeğinizi (ya da yemeklerinizi) seçiyorsunuz.
Ardından masanıza oturuyorsunuz. Kanaatte 35 yıldır çalışmakta olan Mustafa amca kulağının arkasındaki kalemini eline alıp yanınıza geliyor ve siparişleri alıyor.
Konuşmayı çok sevmiyor ama yüzündeki tebessümde eksik değil. Biz çorba, Batur ise zeytinyağlı enginar ile başlıyor.
Ardından Ben özbek pilavı ve az lahana dolması sipariş ediyorum.
Selda ve Batur önce az ıspanak alıp paylaşıyorlar ve ardından nohut pilavları geliyor. Bu arada ortaya güveç geliyor.
Tabii bu arada sürekli bizim masaya çalışan Mustafa amca bile artık konuşmaya başlıyor. Tatlı faslına geçiyoruz, ben “Rumeli Tatlısı / Kaymaçina” dedikleri Creme Brulee benzeri tatlıyı sipariş ediyorum, 2 tanede kaymaklı ayva tatlısı geliyor, bir de aşure.
Kaymaçina’da hafif bir yumurta kokusu var ama diğerleri muhteşem. Çaylarımızı Mustafa amcanın yanaklarından kan fışkıran yeğeni “komi şefi” Mustafa getiriyor. Şirket İngilizce kursuna yollamış ve mutfaktan servise geçiş yapmış. Komi şefi Mustafa, Mustafa amca gibi değil, anlatmak istiyor. Niçin şimdi de Fransızca da öğrenmek istediğini, niçin bu kadar çok kilo aldığını Batur’un göbeğini kontrol ederek uyarıyla anlatıyor. Batur tabii ki o muhteşem dondurmayla kapanışı yapıyor.
Mustafa amca’dan hesabı istediğimizde, o uzun listeyi eline alıyor ve toplamaya başlıyor; “Yahu kağıtta yer kalmamış”, diyor ve toplamı adisyonun arka tarafına yazıveriyor. “Kanaat”kar bu lokantada bu yediklerimizin hepsi için sadece 44 ytl hesap geliyor. Bir de ufak not Kanaat’te kredi kartı geçerli değil. Biraz yavaş çalışsada vale park hizmeti var.
.sofra.com
O güzelim yassı kadayıflar, peynir tatlıları, ayva tatlıları, kabak tatlısı sütlü tatlılar vesaire vesaire. Ve hemen ardından masanızı bulmadan önce yemeklerin sergilendiği bölümden yemeğinizi (ya da yemeklerinizi) seçiyorsunuz.
Ardından masanıza oturuyorsunuz. Kanaatte 35 yıldır çalışmakta olan Mustafa amca kulağının arkasındaki kalemini eline alıp yanınıza geliyor ve siparişleri alıyor.
Konuşmayı çok sevmiyor ama yüzündeki tebessümde eksik değil. Biz çorba, Batur ise zeytinyağlı enginar ile başlıyor.
Ardından Ben özbek pilavı ve az lahana dolması sipariş ediyorum.
Selda ve Batur önce az ıspanak alıp paylaşıyorlar ve ardından nohut pilavları geliyor. Bu arada ortaya güveç geliyor.
Tabii bu arada sürekli bizim masaya çalışan Mustafa amca bile artık konuşmaya başlıyor. Tatlı faslına geçiyoruz, ben “Rumeli Tatlısı / Kaymaçina” dedikleri Creme Brulee benzeri tatlıyı sipariş ediyorum, 2 tanede kaymaklı ayva tatlısı geliyor, bir de aşure.
Kaymaçina’da hafif bir yumurta kokusu var ama diğerleri muhteşem. Çaylarımızı Mustafa amcanın yanaklarından kan fışkıran yeğeni “komi şefi” Mustafa getiriyor. Şirket İngilizce kursuna yollamış ve mutfaktan servise geçiş yapmış. Komi şefi Mustafa, Mustafa amca gibi değil, anlatmak istiyor. Niçin şimdi de Fransızca da öğrenmek istediğini, niçin bu kadar çok kilo aldığını Batur’un göbeğini kontrol ederek uyarıyla anlatıyor. Batur tabii ki o muhteşem dondurmayla kapanışı yapıyor.
Mustafa amca’dan hesabı istediğimizde, o uzun listeyi eline alıyor ve toplamaya başlıyor; “Yahu kağıtta yer kalmamış”, diyor ve toplamı adisyonun arka tarafına yazıveriyor. “Kanaat”kar bu lokantada bu yediklerimizin hepsi için sadece 44 ytl hesap geliyor. Bir de ufak not Kanaat’te kredi kartı geçerli değil. Biraz yavaş çalışsada vale park hizmeti var.
.sofra.com