- 23 Aralık 2007
- 397
- 2
Kalp sağlığını olumsuz etkileyen risk faktörlerini
“değiştirilebilen” ve “değiştirilemeyen” olmak üzere 2 gruba
ayırabiliriz.
Değiştirilemeyen Risk Faktörleri
Ailede erken yaşta kalp krizi geçiren bireylerin bulunması,
erkek cinsiyet, ileri yaş, şeker hastalığı ve kişilik yapısı
(stresli kişilik) değiştirilemeyen faktörlerdir.
Değiştirilebilen Risk Faktörleri
Günlük yaşantımızda yaptığımız birçok hata, sağlığımız
açısından geri dönüşü olmayacak sonuçlara yol açabiliyor.
Oysaki alacağımız bazı önlemlerle bu riskleri ortadan
kaldırmamız mümkün. Sigara içmemek, kolesterolü kontrol
altında tutmak, stresten uzak durmak ve düzenli egzersiz
yapmak bunlardan sadece birkaçı…
1-Sigara Tüketimi
Kalp damar hastalıklarından ve bu hastalıkların yol açtığı
ölümlerden korunmak için atılacak ilk adım sigara ve
dumanından uzak durmaktır. Çünkü sigara tüketimi hastalık
riskini iki kat arttırmaktadır.
Sigara dumanıyla birlikte vücuda binlerce zehirli madde
(nikotin, arsenik, amonyak, siyanür, benzopiren vb.) girer. Bu
tehlike karşısında vücut adrenalin salgılar. Adrenalin,
vücudumuzun bir tehlike karşısında doğal olarak salgıladığı
bir hormondur. Adrenalin salgılanması sonucunda damarla
büzüşür. Damarların büzüşmesine ek olarak, tütün
dumanındaki karbonmonoksit kanı kıvamlaştırır. Kalp,
kıvamlaşan büzüşen damarlar içinden vücudun en uzak
noktalarına göndermek için var gücü ile çalışır. Sigaradan ilk
nefesin çekilmesiyle birlikte kalbin atışı dakikada yaklaşık 20
atış hızlanır. Normalden hızlı çalışan kalbin daha fazla
oksijene ihtiyacı vardır. Oysa sigara dumanıyla birlikte
vücuda giren karbonmonoksit kandaki oksijeni kovar
dolayısıyla kalp az oksijenle çok fazla çalışmak zorunda kalır
ve vaktinde önce yorulur.
2-Kolesterol
Kolesterol kontrolü sağlamak için beslenmede doymuş yağ
oranının azaltılması, tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri
içeren yağların oranının arttırılması, besinler yoluyla alınan
kolesterole dikkat edilmesi, posa içeren yiyecekler ile
meyve-sebze tüketiminin arttırılması gerekiyor. Doğru
rejimin az miktarda protein içermesi, u proteinin ise balık,
kümes hayvanları ve soyadan alınması gerekir.
3-Yüksek tansiyon
Yüksek tansiyona yol açan nedenlerin başında alınan fazla
kilolar gelmektedir. Öte yandan kilo kaybı, özellikle karın
bölgesinden zayıflandığından kan basıncını hemen düşürerek
kalbin yükünü azaltır. Tansiyon hafif şekilde yüksekse
beslenmede tuzu kesmek, ilaç kullanmadan tansiyonu
normale düşürmeye yardımcı olabilir.
4-Aşırı alkol tüketimi
Aşırı alkol tüketimi tansiyonu yükselten bir diğer etmendir.
Çok fazla kalori içermesine karşın hiçbir besleyici değer
taşımayan alkol, organizmaya zarar verir. Günde belli bir
miktarın üzerine çıkılmaması gerekir. Bu limit günde 1 veya 2
kadeh kırmızı şarap olarak gösterilebilir.
5-Kontrolsüz şeker hastalığı
Şeker hastalarında damar sertliği, daha sık ve erken yaşta
görülmektedir. Bu hastalara sıklıkla şişmanlık ve
hipertansiyon da eşlik etmektedir. Şeker hastalığı
kontrolünde diyet ve egzersiz, ilaç tedavisinin yanında önemli
rol oynamaktadır.
6-Obezite (Şişmanlık)
Obezite tedavi edilmediğinde hipertansiyon, kolesterol
yüksekliği ve şeker hastalığı gibi kalp damar hastalığı riskini
artırmaktadır.
7-Hareketsizlik
Yapılan araştırmalarda, düzenli egzersiz yapmanın ve
yüksek bir efor kapasitesine sahip olmanın azalmış kalp ve
damar sorunları ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Hergün
30 dk. veya daha fazla hızlı yürüyüş yapanlarda kalp damar
hastalığı riskinin %18, koşanlarda &42 kadar azaldığı ifade
edilmiştir. Düzenli egzersizlerde, vücut yağ oranında azalma,
uzun dönemde kan basıncında düşme, kalbin veriminde artma,
şeker hastalığı ve kan yağ metabolizma bozukluklarında
azalma sağlamaktadır. Bu etkiler kalp krizi geçirmiş
kişilerde de benzer olmaktadır. Egzersizden sağlanan
yararlar kilo kaybından bağımsızdır.
8-Stresli yaşam
Yüksek stres vücut direncinin düşmesine sebep olur. Vücut
strese adrenalin hormonu salınımını arttırarak yanıt verir. Bu
da kalp ve solunum hızının artmasına ve tansiyonun
yükselmesine sebep olur. Yağ asitleri ve kolesterol kana
daha çok salınır ve kan kalınlaşmaya başlar. Stresle
mücadele de düzenli egzersiz yapmanın etkili olduğu pek çok
araştırma da gösterilmiştir.
İstanbul Özel Hizmet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü, Uzm. Dr. Ece Açan