Kafanı salla unut!

Adivar

Guru
Kayıtlı Üye
27 Haziran 2007
6.169
49
Bebekliğinden beri bir şeyi var oğlumun deli gibi inandığı. Unutmak istedikleri, unutturmak istedikleri veya olmamış saymak istediği konularda kullandığı bir komut bu. “Kafanı salla unut” durumu…

Muhtemelen bir durumu kurtarmak için ben uydurdum. Ama hayatımızda sıradan bir değer artık, bolca kullanıyoruz. Canımız neyi istemezse kafamızı sallıyoruz ve unutuyoruz. Küslüklerimizi, kızmalarımızı, oyun-bozanlıkları, şımarıklıkları...

Emo ne gibi durumlarda kullanıyor bu durumu derseniz eğer?

Saklambaç oynuyoruz mesela dün gece. Ben ebe oluyorum. Sayıyorum. Sobeliyor, sobelemiyor bir şey oluyor sıra ona geçiyor. O ebe oluyor. Ben tabii evin temizlik köşeleri, ıvır zıvır dolapları dahil heryeri iyi bildiğim için şahane bir saklanma yeri buluyorum. Koltuk altı, masa altı, duvar arkası, dolap içi gibi olmayan, 6 yaş üzeri bir tecrübe ile bulunan özel yerler bunlar. Sır alanlar. Arıyor, arıyor, arıyor beni. Yukarı çıkıyor bakmaya ben zıplıyorum. Hem bozuluyor. Hem de saygı duyuyor. Gözlerinde hayran bir bakış ile “anneee nereye saklandın yine?” diye soruyor.

“Gel göstereyim” diyorum, elimi sıkı sıkı tutup geliyor. Evin içinde nereye gidebilirim ki? Hiçbir yere. Bir ormanda saklambaç oynasak nereye kaybolarım ki onu bırakıp. Cevap yine aynı: “hiçbiryere”

O el beni sıkı sıkı tutuyor. Toplasan 10 adım yürüyerek salondan teyzesinin odasına gidiyoruz. Ayakkabı dolabı ile gardorap arasında, ütü masasının konduğu aralığa girdiğimi gösteriyorum. Gözler çakmak çakmak beni izliyor. Sanki dünyanın yedi harikasından daha olağanüstü bir şey gösteriyorum, sanki bir roket ile fırlamışız, uzaklardan dünyayı izliyoruz. Bakış aynen bu şekil. Fısıldayarak “harikaaaa” diyor bana. Dudaklar her şaşırdığınında olduğu gibi, dışarı fırlamış gibi “harikaaa” diyor.

“Beğendin mi?” diyorum “süperrrr anne” diyor ve hemen ekliyor. “Şimdi kafanı salla ve unut!”

Ben kafamı sallıyorum, unutuyorum. Sıra bende ya, ebe şimdi de ben oluyorum. Benim minik adamım koşarak o yere gidiyor. Heyecan içinde koşan, nefes nefese kalan bir köpek gibi gülmemek için kendini zor tutuyor.

Milyon tane insanın içine soksanız bizi, gözümüzü de kapasanız, bu nefesi bulur ya bir anne…

Ben bulamıyorum...

Çünkü saklambaç oynuyorum. Çevresinden dolaşıyorum. Her yere bakıyorum. Kafamı sallayıp unuttum ya… Onu bulamıyorum.

O minik ayaklar ben uzaklaştığım anda koşarak yerinden çıkıyor.

Dil dışarı fırlıyor.

Benim heyecanlı minik köpeğim bir duvara yapışıyor.

“Sobeeee” diye bağırıyor.

İşte o an dünyalar onun oluyor…

O an;

Oğlum için, yerlerde yuvarlanıyorum. “Tühh beee yine yaptın” diye ağlama numarası yapıyorum.

Ama içimden şükrediyorum.

Yıl 2008. Çocuklar arsız. Çocuklar mutsuz. Çocuklar anne ve babalarının hırslarına oyuncak olmuş. Çocuklar çaresiz. Çocuklar daha çocuk yaşta yetişmiş bilmiş olmuş.

Burada, karşımda, 6 yaşını iki ay önce bitirmiş bir minik adam var.

Canı acıyınca “anne öp” diye yarasını gösteriyor, meleklerin varlığına inanıyor, ay dedeyi çok seviyor ve unutmak için “kafanı salla unut” diye bir olayın varlığını devam ettiriyor…

İnsanları ve bazı çocukları gördükçe korkuyorum. Bugün size “ne olur çocuklarınızın çocukluklarını yaşama haklarını kendi eksiklerinizi onların üzerinde tamamlamaya çalışarak ellerinden almayın” diyorum. Her çocuk anne ve babasından daha şanslı olarak doğuyor.

İnanın bu konuda bana ve lütfen “kafalarını sallayıp unutmak isteyecekleri” baskıcı bir çocukluk yaşatmayın onlara…

Kalın sağlıkla…​
alıntı
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Süpersin arkadaşım....Gerçek hayatta tanımak istediğim insanlardansın sen de KK da..

Oğlunu öp benim için.......................
 
Canımsın sen benim ne kadar güzel bir yazı bulmuşsun..Bir nefeste okuyuverdim bu oyunu bizde oynarız hoş şimdi azıcık yaşımız büyüdü bizim tavla okey ikili çoklu oyunlara geçtik..Bazen pişti oynuyoruz kağıtları tam tutamadığı için görüyorum bir sürü pişti yapıyor ardından nasıl oluyorsa:)
Ben bu yaşımdaki performansımı iç huzurumu neşemi oğluşuma borçluyum..Onun sayesinde evde kös kös oturmaktansa bir sürü faaliyete katılıyorum..Evimizin ufak ama 3, akıllı kişisi ne yaparsak yapalım fikrini almadan geçmiyoruz..İnanın bazen minik detayları görüp akıl veriyor bize ..Sağlıklı neşeli huzurlu birtakım şeylere ihtiyaç duymadığını bunun hazzını yaşamış olduğunu görmek çok güzel bir duygu
Bazen anne baba yaşamadıklarını çocuklarına yaşatıyor evet bunda çok haklısın hepimiz yapıyoruz bunu..Ama ben yinede yapalımın yanında çokta yapmamız gerektiğini düşünüyorum..Bizde yoktu onda olsun Biz yaşamadık o yaşasın çocuk biryerde hep birşeylerin olacağını biliyor..Kısıtlamanın zararı olabileceğine inanmıyorum Var_Yok kavramından bahsediyorumki bunuda bütün çocuklarımız öğrenmeli..
Varken iyi yokken kötü hayır yokkende mücadeleyi kavramlı..Geleceğinde Güçlü bir ebeveyn olarak görmek istiyorsak bazı şeylere dahada dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum a.s. a.s.
 
Keşke bizde çocuk olup kafayı sallayıp unutabilsek yaşananları...
Ne güzel bir yazı bu canım....Ben bugün bir deneyim bakayım unutabilecekmiyim:)
 
malesef bir çok kişi gerçekten mahrum ediyor çocuğu herşeyden
evin içinde o oynanırmı
onu elleme
dokunma bozacaksın
çocuklar bir robot misali olmaya başaladı
tabiki ellememesi gerekenleri öğreteceğiz ama bunu yaparken onun çocuk olduğunu unutmadan yapmalıyız
ne kadar güzel kızlarımla eskiden sık oynadığım oyunlardandı evde saklambaç
kağıttan gemiler yapar leğenlerin içinde yüzdürürdük
tren oynardık ( hani kağıda sayı yazar karşındaki o sayıyı bilemezse tren hazırlanmaya başlamış olurdu ya)
daha birçok oyun var oynayabileceğimiz
amaç oyun değil aslında çocuğunuzla iletişim
dünyaya getirip bırakmak değil
onla hayata hazırlanmaktır
aslında bakarsanız biz çocukları değil çocuklar bizi büyütüyorlar
güzel paylaşımın beni yine eskilere götürdü ayşem sağol
dünya üzerindeki en güzel en gerçek konu çocuklarımız Şeniz
 
Süpersin arkadaşım....Gerçek hayatta tanımak istediğim insanlardansın sen de KK da..

Oğlunu öp benim için.......................
Öperim tabi denizim sen iste yeterki
Benimde reel hayatta tanımak istediğim ve uzun uzun sohbetler etmek istediğim bir insansın..sevgilera.s.

güzel bir paylasimdi. emegine saglik

herkezin kendinde bir şeyler bulduğu bir yazı bu dün akşam gazete okudum ve hemen sizlerle paylaşmak istedim..a.s.
 

Bu yazıyı okurken kendi oğlum ile evin içersinde oynadığım saklambaç geldi.Ben ebe oluyorum sayıyorum:1,2,3,......önüm arkam sobe,saklanmayan ebe..Saklandığı tek yer aslında benim gardrobumun içi,mutfak kapısının arkası ve yemek masasının altı ben görüyorum onu ama sobelemiyorum evin içersinde bas bas bağırıyorum ''Berke nerdesin oğlum,nereye saklandın,babası oğluş nereye saklandı aceba''ve koşuyor sobeeeeeeee diyor..
Nazlıcım çalışıyorum ama elimden geldiğince oğlum ile oyunlar oynamaya ve onunla vakit geçirmeye çalışıyorum..Biliyorumki oğlumda benimle vakit geçirmekten çok ama çok memnun oluyor.Seninki büyüdü artık tabi böyle oyunlardan tad almıyor.Bakalım benim fırlama nasıl olucak o yaşlarda?
 

Bende çok üzlüyorum Özümbüş ablacım,çoğu kez şahit bile oldum aman üstünü kirletme,aman ortalığı dağıtma,sakın ,aman,yapma...Akşamları çok yorgunum oğlum dediğim zaman annecim azıcık oynayalım ne olur demesi yetiyor bütün yorgunluğum gidiyor hayat onlarla güzel,hayat onlarla anlam kazanıyor.Ağzına sağlık be ablacım ne güzel yazmışsın yüreğine sağlık.Evet oğlum doğduğu andan itibaren ben ben oldum,kimim,neyim,neden yaşıyorum hepsinin cevabı zaten belli olmuştu artık..
Teşekkür ederim benim büyük yüreğe sahip canım ablacım:asigim:
 
Şimdiki çocuk ve gençler için bende çok üzülüyorum...
Çamurlarla oynamıyorlar,
Bisiklet konvoyları yapmıyorlar,
Çelik çomak nasıl bir oyundur bilmiyorlar,
Ekmeğe çokokrem sürüp sokakta koşturmuyorlar,
Komşunun bahçesindeki erik ağacına tırmanmıyorlar,
v.s. v.s.
Onlar pc başında yalnızlıklarını dindirmeye çalışırken çocuklukları geçiyor...
Hadi kafamızı sallayalım ve unutalım tüm kötülükleri...
 

İşte bumudur budur..Canım ellerine sağlık ne güzel ifade ettin öyle..Teşekkür ediyoruma.s.
 
kesinlikle katılıyorum size...
İnanın bu konuda bana ve lütfen “kafalarını sallayıp unutmak isteyecekleri” baskıcı bir çocukluk yaşatmayın onlara…

sevgiler...
 
çok beğendim. bir an o anneyi ben. çocuğuda oğlum olarak hayal ettim. hayali bile güzeldi. daha altı yaşına çok var o günler bana çok uzak gibi geliyor ama. dilerim bende o güzel anları yaşarımmmmm.
 


hira çok güzel özetlemişsin işte çocuklarımızın şanssızlığı yaşayamadıkları
ayşem çocuklarımız malesef elektrik çocuğu oldu kurulu robot misali
birde biz anne babalar robotlaşırsak ne yaşayacak nasıl duygu ve hisleri öğrenecek yavrularımız
eskidende anne babalar yorgun oluyordu kadın tarlalarda daha fazla çalışıyordu ama evladıyla o kadar güzel şeyler paylaşılıyorduki
evin içi bir okul gibi oluyordu
herşeyi ilk orda öğreniyorduk
şimdiki çocuklara bakıyorum çok donuklar daha zekiler fakat zekayı harcayacak yer ve kişi yok karşılarında
anne babada yorgunluğu bahane edip ilgi göstermiyor sussun diye ne istiyorsa veriyorlar eline sonra doyumsuz çocuklar herşeyleri var olduğu için mutlu olamayan çocuklar
eğer onlar için çalışıyoruz diyorsak onlar içinde hiç değilse 15 dk birşeyler paylaşmayı bilelim
 
ne kadar güzel keşke şimdiki çocuklarda öyle kalsaydı...artık herşeye ulaşmak daha kolaylaşırken mutluluğa ulaşmak zorlaşıyor.ben çocukları bilgisayar tv karşısında değil bizim oynadığımız oyunları oynarken görmek istiyorum.
 
çok beğendim. bir an o anneyi ben. çocuğuda oğlum olarak hayal ettim. hayali bile güzeldi. daha altı yaşına çok var o günler bana çok uzak gibi geliyor ama. dilerim bende o güzel anları yaşarımmmmm.

Eğer bir an olsun hikayenin içinde hissettiysen kendini ne mutlu bana ki böyle güzel bir paylaşımda bulundum sizlerle.
Canım benim merak etme zaman öyle bir geçiyorki sen bile anlamıyorsun:teselli:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…