Cinsel Doyumun Yolu Duygusallıktan Geçer
Hattat Hastanesi Kadın Cinsel Sağlığı Kliniği Direktörü Dr. Ece Hattat kadında duyguların, cinsel cevap gelişmesi için çok önemli olduğunu belirtiyor.
Hattat Hastanesi Kadın Cinsel Sağlığı Kliniği Direktörü Dr. Ece Hattat kadında duyguların, cinsel cevap gelişmesi için çok önemli olduğunu belirtiyor.
Floransa’da düzenlenen Uluslararası Kadın Cinselliği Çalışmaları Derneği’nin (ISSWSH) toplantı ve eğitimine katılan Dr. Ece Hattat, şunları söylüyor: ‘Son yıllarda yapılan çalışmalar kadında duyguların cinsel cevap gelişmesi için çok önemli olduğunu gösterdi.
Kadının partneri hakkındaki hisleri, ilişki kalitesi, sevgi-saygı düzeyi, samimiyeti gibi faktörler kadın cinselliğini etkiler. Kadının duygusal ve psikolojik durumu cinsel isteği, uyarılmayı, orgazmı ve tatmin seviyelerinde rol oynar. Kadının yetiştiği sosyo-kültürel ortam da önemlidir.
Kadında ne zaman orgazmik probleminden bahsedilebilir?
Orgazm bozukluğu sürekli veya tekrarlayan biçimde normal cinsel uyarılmadan sonra orgazmın olmaması veya gecikmesi halidir. Yani kadın cinsel olarak uyarılsa ve heyecan duysa da ya hiç orgazm olamaz ya da orgazm hissi azalmıştır veya uyarılara rağmen çok geç orgazm olur. Kadınlarda orgazmı oluşturmak için gerekli uyarının şekli ve yoğunluğu çok farklılıklar göstermektedir.
Dolayısıyla teşhis doktorun, o kadının uygun cinsel uyarıyı aldığına karar vermesine bağlıdır. Bu şikayetin aynı zamanda kişiler arası ilişkiyi güçleştirmiş olması ve çeşitli ilişki problemlerine yol açmış olması da mümkündür. Bu nedenle aralıklı, zaman zaman ortaya çıkan veya durumsal olarak oluşan orgazm eksikliklerinin cinsel bozukluk olarak sayılmaması gerektiği düşünülmektedir.
Orgazm problemi yaşla artar mı?
ılerleyen yaşla birlikte meydana gelen fizyolojik ve hormonal değişimler sonucu orgazmların süresi ve şiddeti azaltabilir.
Orgazm probleminin nedeni nedir?
Kadında cinsel sorunlar yani cinsel istek bozuklukları, uyarılma sorunları, orgazm problemleri, ağrı hastalıkları uzun yıllar boyunca sadece psikolojik olarak değerlendirildi. Oysa kadında erkeklerdeki gibi bu problemlerin kaynağında organik bir sorun görülebilir.
Daha da önemlisi kadın cinsel sorunlarında organik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir arada görülmesidir. Örneğin kadınların cinsellik hakkında konuşmasının tabu olduğu bir ortamda yetişen bir kadın bu durumda cinselliğe karşı korku, utanç gibi hisler geliştirip cinsel isteksizlik duyabilir.
Bu durumda da cinsel cevabın gelişmesi için gereken damarsal, hormonal, sinirsel faktörler azalıp bir uyarılma veya orgazm sorunu gelişebilir. Tabii ikinci bir noktada kadındaki cinsel sorunların genelde bir arada görülmesidir. Yani bir kadın yaşı nedeniyle vajinal kayganlık sorunu yaşıyorsa ağrı problemi hatta cinsellikten uzaklaşma yaşayabilir. Orgazm bozukluğunun altında organik, psikolojik veya sosyal faktörler vardır. Kadın orgazmı özellikle beyin tarafından yönetilir ve lokal faktörlerle desteklenir. Bunların yanı sıra kişisel veya ilişkiye dair sorunlar da probleme yol açar veya arttırır. Özellikle cinsel istek azlığı, uyarılma sorunu, kayganlığın yetersiz olması, ağrı problemi yaşayabilir.
Psikolojik sorunlar kadında orgazm sorununa yol açar mı?
Tabii ki pek çok psikososyal faktör kadının orgazm olmasını etkiler. Çocukluk çağı, yetiştirilme tarzı ve bu dönemde kazanılan çeşitli yaşam deneyimleri, alışkanlık ve takıntılar bireyin hayatının sonraki aşamalarını da etkiler. Bozuk aile ilişkileri içinde, yanlış/yetersiz cinsel bilgilerle büyüyen ya da çocuklukta cinsel travma yaşayan bireylerde, cinsel işlev bozukluğuna yatkınlık oluşur.
Hayatın ileri evrelerinde yaşanan cinsel başarısızlıklar, depresyon, aldatılma, hamilelik ve doğum sonrası ruhsal problemler, organik hastalıklara tepki, yaşlanma, partnerdeki cinsel problemler ve cinsel şiddete maruz kalma gibi nedenlerle cinsel işlev bozukluğu başlar.
Sonuçta kişisel veya evlilik-ilişki sorunları, stres seviyeleri, yetişme tarzı, eğitim seviyesi gibi faktörler kadında orgazm hissini etkileyebilir. Hatta bazı çalışmalarda ilişkideki tatmin seviyelerinin, ilişkiye adaptasyonun, mutluluk hissinin orgazmı etkilediği gösterildi. Depresyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da orgazm hissini azaltabilir.
Çiftler arasındaki çekiciliğin kaybolması, ilişkinin bozulması, kendine güvensizlik, cinsellikten ve başarısızlıktan korkma, cinsellik hakkında kalıplaşmış yanlış düşünceler, yetersiz önsevişme ve psikiyatrik rahatsızlıklar sorunun çözülmesini zorlaştırır.
Özellikle sonradan edinilmiş orgazm bozukluklarında, organik nedenlere psikolojik kökenli sorunlar da eşlik edebilir. Çeşitli psikolojik faktörler arasında partnere karşı ilgi kaybı veya partner tarafından reddedilme korkusu, vajinaya zarar gelebileceği endişesi ve suçluluk duygusu ön plana çıkmaktadır.
Her seferinde orgazm olmak şart mıdır?
Kadınlarda her seferinde orgazm olmak bir zorunluluk değildir. Bunu zorunluluk gibi gören ve bu beklenti içinde olan kadınlarda bir kere orgazm sorunu oluşursa bu beklenti nedeniyle performans endişesi yaratabilir. Bu da orgazm sorununu ilerletebilir. Orgazm cinsel ilişkinin fiziksel, duygusal ve ruhsal tatmin hissini ifade eden bir durumdur. Ancak her seferinde yaşanmasını beklemek yanlış olabilir. ınsanların organik, psikolojik durumu, cinselliğe hazır olmayan ruh hali, iyi konsantre olamama, cinsellik sırasında heyecanlarını yok eden bir olay yaşanması gibi faktörler nedeniyle cinsel ilişki sırasında bazen orgazm yaşanmayabilir. Orgazm olmadığında “hiç iyi bir cinsellik değildi” anlayışı doğru değildir.
Orgazm olamayan bir kadın ne zaman doktora başvurmalı?
Dönemsel olarak bahsettiğimiz faktörler nedeniyle orgazm sorunu yaşanabilir. Ancak bu problem ısrarlı bir şekilde devam ediyorsa tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Uyarılma sorunları orgazm problemlerine yol açar mı?
Hazırlayıcı faktör olarak uyarılma eksikliği, ağrı problemleri orgazm problemine yol açabilir. Biz zaten kadın cinselliğinde birden fazla problemin bir arada görüldüğünü görüyoruz. Cinsel uyarılma bozukluğu tekrarlayan şekilde ya da sürekli biçimde cinsel uyarılara cevabın olmaması ve/veya yeterli vajinal kayganlığın devam ettirilememesidir. Bu durum aslında fiziksel uyarılma eksikliğinden değil, daha çok uyarılmanın kişisel olarak algılanamaması ile ilgilidir. Bazı durumlarda kadında vajinal kayganlık yani lübrikasyon oluşsa da hiçbir cinsel uyara karşı cinsel heyecan ve zevk hissi oluşmaz. Bazen de kadın cinsel olarak uyarıldığını hissetse de vajinal lübrikasyon veya vajinal dokularda kanlanma artışı gibi cinsel uyarılma belirtileri oluşmaz.
Yani kadın dokunsal, görsel, işitsel veya zihinsel uyarılardan heyecan duyar ama vücudu buna yanıt vermez. Tabii bazı durumlarda biz bu iki durumu birden yaşayan kadınlar da görüyoruz. Yani kadın ne heyecan ve uyarılma hissini yaşıyor ne de vajinal olarak uyarılara cevap gösteriyor. Bu durumda da orgazm da olamıyor.
Uyarılma bozukluklarına ne yol açar?
Cinsel uyarılma bozukluğu olan kadınlar genellikle cinsel ilişkiden tamamen uzak durmaya çalıştıklarından, sıklıkla bu kadınlarda cinsel istek azlığı tanısı konmaktadır. Son yıllarda cinsel uyarılma bozukluğunun fiziksel bir soruna bağlı olabileceğini belirtiliyor. Örneğin diyabet gibi damarsal sorun yaratan hastalıklar veya sinir sistemini ilgilendiren problemler uyarılmayı azaltabilir.
Bir de cerrahi tedavilerin yan etkisi olarak uyarılma bozulabilir. Çok idrar yolu enfeksiyonu veya vajinal enfeksiyon geçiren kadınlarda da ağrı, kayganlıkta azalma ve uyarılma eksikliği oluşabilir. Bir de yine psiko-sosyal sebepler, ilişki sorunları uyarılmayı azaltabilir.
Sorunu ele alırken bunun kişiye bağlı mı duruma bağlı mı ortaya çıktığı çok önemlidir. Örneğin; normalde yeterince ıslanan (lubrikasyonu olan ) ancak yaşadığı psikolojik nedenlerden dolayı uyarılamadığını gören bir kadında; gerçekte fizyolojik bir uyarılma ve istek sorunu olmamakla birlikte psikolojik etkilere bağlı olarak gelişen bir durum söz konusudur.
Orgazm sorununda hangi tedavileri uyguluyorsunuz?
Kadın cinselliğinde doğru tanı koymak çok önemlidir. Bunun için de biz multidisipliner bir takım anlayışı içinde jinekolog, androlog, ürolog, psikiyatrist, psikolog bir arada çalışıyoruz. Yapısal, damarsal, sinirsel, hormonal, metabolik, psikolojik sebepler ve hayat tarzı faktörleri bir arada inceliyoruz. Sorun altta yatan bir sağlık sorunu veya kullanılan ilaçlar yüzünden mi oluşuyor araştırıyoruz. Orgazm sorunlarında da sorunun hormonsal, nörofizyolojik veya ilaçlara yada psikolojik problemlere bağımlı olarak mı oluştuğu önemlidir.
Beslenme düzeni, egzersiz seviyesi, sigara-alkol gibi alışkanlıklar, stres düzeylerini inceliyoruz. Bazı psikolojik testler ve görüşmeler ile olayın psikolojik boyutuna bakıyoruz. Tanı kesinleştirildikten sonra sistemik veya lokal ilaç tedavileri ile psikolojik terapiler ile tedavi edilir.
Risk faktörleri azaltılır, altta yatan sağlık problemleri tedavi edilir. Sosyo-kültürel faktörler, ilişki sorunları veya depresyon-kaygı-performans endişesi gibi nedenler terapi ile tedavi edilir. Amaç her zaman cinselliğin kalitesini, tatmin seviyelerini arttırmak dolayısıyla hayat ve ilişki kalitesini düzeltmektir. Kadının kendisine neyin zevk verdiğini öğrenmesi, kendi cinselliği ile barışık halde olması ve partneri ile iletişimde olması da tedavi açısından gereklidir.
Uyarılma problemi nasıl tedavi edilir?
Cinsel uyarılma bozukluğunun görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. Özellikle menopoz sonrasında ve 50- 60 yaş dilimindeki kadınlarda sık rastlanmaktadır. Cinsel uyarılma bozukluğu yaşayan kadınlarda da bu duruma neden olabilecek organik, psikolojik, ilişkiye dair faktörler araştırıldıktan sonra kişiye uygun bir tedavi planı uygulanır. Tabii cinsel uyarılma sorunu yaşayan kadınlarda orgazm veya istek problemi de görüldüğünden birden fazla tedavi gerekebilir.
Bazı lokal veya sistemik hormon tedavileri, damarsal ilaçlar kullanılabilir. Terapi de tedavi edici veya destekleyici amaçlarla mutlaka önerilir. Partnerle iletişim uyarılma sorunlarında önemlidir. Kadınların cinsel sorunları olduğunda mutlaka eşleriyle konuşması gerekir.