Kadınlar için adalet aranışının bir yüzeyi: Sosyal medya

haber.sol.org.tr/toplum/kadinlar-icin-adalet-aranisinin-bir-yuzeyi-sosyal-medya-130036oKadınlar için adalet aranışının bir
yüzeyi: Sosyal medya
Sosyal medya gün geçtikçe
hayatımızda “adalet arayışı” için bir
araç olmaya başladı. Bu aranışın bir
parçası olarak kadınlar da,
uygunsuz davranmakla suçladıkları
erkekleri, sosyal medyada ifşa
etmeyi tercih etmeye
yönelebiliyorlar.
Charlotte Proudman'ın,
Alexander'ın hakkında
'patavatsızca' konuştuğu fotoğrafı
ve Alexander Carter-Silk
Perşembe, 17 Eylül 2015 18:34



27 yaşındaki avukat Charlotte
Proudman, geçtiğimiz günlerde
profesyonel amaçla bir başka
avukata gönderdiği LinkedIn
isteğine adığı “muhteşem fotoğraf”
yorumu üzerine ifşa yolunu seçti.
57 yaşındaki iş arkadaşı Alexander
Carter-Silk, Proudman’ın isteğini
kabul ederek şu özel mesajları
gönderdi:
“Charlotte, iletişime geçtiğimiz için
memnun oldum. Bunun aşırı
derecede patavatsızca olacağını
biliyorum ama fotoğrafın
muhteşem!!!”
“Şimdiye kadar gördüğüm LinkedIn
fotoğrafları içinde ödül alacak bir
fotoğraf bu.”
Alexander, mesajının “patavatsızca”
olacağını düşünürken haklıydı.
LinkedIn profesyonel internet sitesi
olarak aynı alanda çalışanların
birbirleri ile iletişimlerinden öteye
gidemezdi.
ALEXANDER ÇARK ETTİ
Proudman, öfkelendiğini yazdığı
yanıtla dile getirdi. Alexander’ın
davranışının “kabul edilemez ve
kadın düşmanı” olduğunu
belirttikten sonra “kendisinin yarı
yaşında bir kadına bu tarz cinsiyetçi
bir mesaj göndermeden önce iki
kez düşünmesi gerektiği” uyarısını
yaptı. Ancak bununla da kalmayıp,
hikayesini sosyal medyaya taşıdı.
Aralarında geçen konuşmanın
ekran görütüntüsünü, Alexander’ın
ismi ile birlikte Twitter’da #
CallOutSexism (CinsiyetçiliğiİfşaEt)
hashtagi ile paylaştı. Proudman
sosyal medyada destek bulunca
çalıştığı hukuk şirketi Alexander’ı
özür dilemeye zorladı. Alexander,
durumla ilgili bir açıklama
yayınlayarak “Yorumum
LinkedIn’deki simgenin profesyonel
kalitesine yönelikti, maalesef yanlış
anlaşıldı.” dedi.
Benzer şekilde, geçtiğimiz yıl ABD'li
Laura Ramadei, kendisini taciz eden
bir erkeği, kişisel bilgilerini ve bir
fotoğrafını da eklediği bir mektupla
Facebook’a şikayet etti. Ramadei,
iddiasına göre, cinsel tacize uğramış
ve durumu polise ihbar etmek
yerine dünyaya duyurmayı tecih
etmişti.
Bir başka örnek ise, 26 yaşındaki
Lindsey Swift, evinin yakınlarında
yürüyüşe çıkmışken bir kamyon
sürücüsü tarafından kiloları
sebebiyle eleştirildi. Bu tarz
eleştirilerin yanlışlığı hakkında bilgi
vermiş olsa da isim vermeyen Swift,
durumla ilgili “Muhtemelen iyi bir
işi ve ailesi olan normal bir insan,
sadece yaptığı şey ahmakçaydı.
İsminin ifşa edilmesini hak ettiğini
düşünmüyorum, sonuçta laf atan
tek erkek o değil. Ama bir yanım
gizlice, mektubumu okuyup
düşündüklerimi anlayarak böyle
birşeyi bir daha yapmaması
gerektiği sonucunu çıkarmış
olmasını diliyor” dedi.
SOSYAL MEDYA ADALETİ
SAĞLAYABİLİR Mİ?
Sosyal medya aracılığı ile ifşa
yönteminin suçun cezalandırıldığı,
mağdurun korunduğu, böylelikle
adalet mekanizmasının işlediği
hissini doğurabilir, fakat ne yazık ki
bu tablo gerçekçi değil. Yanı sıra,
kadınların maruz kaldığı envai çeşit
istismar modelleri ve mevcut adalet
sisteminin bu suçlara getirdiği
cezasızlık yaklaşımı, kadınları bu
yöntemi bir "iç refahı" olarak tercih
etmeye yöneltebiliyor.
Öte yandan internet aracılığı ile
adaletin sağlanamayacağı
gerçeğine, #CinsiyetçiliğiİfşaEt
hashtaginde olduğu gibi kimi
kampanyalar ile, bireylerin
ötesinde, bir kültürü utandırma
başarısının eşlik edebileceği de
Proudman örneğinde olduğu gibi,
görülebiliyor.