- 21 Eylül 2006
- 1.453
- 28
RTÜK’ün talebi üzerine Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR-DER) tarafından hazırlanan rapora göre, aile, kadın ve şiddet eksenli programlar, çocuk ve gençlerin ruh sağlığını ve gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebiliyor.
RTÜK’ün “Televizyon Programlarındaki Şiddet İçeriğinin, Müstehcenliğin ve Mahremiyet İhlallerinin İzleyicilerin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri” başlıklı kitabından aldığı bilgiye göre, PDR-Der talep üzerine, kendilerine gönderilen aile, kadın ve şiddet eksenli programlarla ilgili bir rapor hazırlayarak, RTÜK’e sundu.
Kitapta yer alan rapora göre, aile ve kadın eksenli programlarda toplumun yoksulluk durumunun ve duygularının kötüye kullanıldığı, aile içi olumsuz ilişkilerin teşhir edilerek çocukların ve gençlerin ruh sağlığının olumsuz etkilenmesine neden olunduğu belirtiliyor.
ANNE VE BABAYA KARŞI GÜVEN SARSILABİLİR
Bu tür programlarda kadının küçük düşürüldüğü, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin körüklendiği ifade edilen raporda, bu yayınlar nedeniyle kız çocuklarında karşı cinse ilişkin olumsuz bir tutumun gelişebileceği, bu tutumun da gençlerin gelecekte kuracakları aile ilişkilerini olumsuz etkileyebileceği kaydediliyor.
Sözü edilen programlarda aile içi olumsuzlukların açıkça ortaya konulması sonucunda, çocuk ve gençlerin kendi öz anne-babalarına olan temel güven duygularının sarsılabileceği uyarısında bulunulan raporda, “Türk PDR-Der’e gönderilen aile eksenli programların bazı bölümlerinin çocuk ve gençleri cinsel, sosyal, psikolojik, duygusal, ahlaki ve aile içi ilişkiler yönünden olumsuz etkileyebileceği değerlendirmesi yapılmıştır” ifadeleri yer alıyor.
OLUMSUZ YAYINLAR OKULDAKİ ŞİDDETİ ARTIRABİLİR UYARISI
Raporda, şiddet eksenli programlarda çocuk ve gençlere olumsuz rol modelleri sunulduğu, bunun toplumda ve özellikle okullarda şiddet olaylarının artmasında etkili olabileceği belirtiliyor.
Raporda, “Çocuk ve gençlerin, kendilerini kolayca özdeşleştirebilecekleri şiddet ve gücün, bu tür programlarda birlikte ve olumlu sunulduğu, Kurtlar Vadisi gibi programlar aracılığıyla kişisel gücün, hukukun yerine ikame edildiği ve böylece ailede ve toplumda şiddet kullanımının adeta teşvik edildiği” belirtiliyor.
Raporun, sonuç kısmında şiddet eksenli programların, çocuk ve gençlerin bütün yönleriyle gelişimlerini ve özellikle de kimlik gelişimlerini olumsuz etkileyebileceği değerlendirilmesi yapılıyor.
RTÜK’ün “Televizyon Programlarındaki Şiddet İçeriğinin, Müstehcenliğin ve Mahremiyet İhlallerinin İzleyicilerin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri” başlıklı kitabından aldığı bilgiye göre, PDR-Der talep üzerine, kendilerine gönderilen aile, kadın ve şiddet eksenli programlarla ilgili bir rapor hazırlayarak, RTÜK’e sundu.
Kitapta yer alan rapora göre, aile ve kadın eksenli programlarda toplumun yoksulluk durumunun ve duygularının kötüye kullanıldığı, aile içi olumsuz ilişkilerin teşhir edilerek çocukların ve gençlerin ruh sağlığının olumsuz etkilenmesine neden olunduğu belirtiliyor.
ANNE VE BABAYA KARŞI GÜVEN SARSILABİLİR
Bu tür programlarda kadının küçük düşürüldüğü, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin körüklendiği ifade edilen raporda, bu yayınlar nedeniyle kız çocuklarında karşı cinse ilişkin olumsuz bir tutumun gelişebileceği, bu tutumun da gençlerin gelecekte kuracakları aile ilişkilerini olumsuz etkileyebileceği kaydediliyor.
Sözü edilen programlarda aile içi olumsuzlukların açıkça ortaya konulması sonucunda, çocuk ve gençlerin kendi öz anne-babalarına olan temel güven duygularının sarsılabileceği uyarısında bulunulan raporda, “Türk PDR-Der’e gönderilen aile eksenli programların bazı bölümlerinin çocuk ve gençleri cinsel, sosyal, psikolojik, duygusal, ahlaki ve aile içi ilişkiler yönünden olumsuz etkileyebileceği değerlendirmesi yapılmıştır” ifadeleri yer alıyor.
OLUMSUZ YAYINLAR OKULDAKİ ŞİDDETİ ARTIRABİLİR UYARISI
Raporda, şiddet eksenli programlarda çocuk ve gençlere olumsuz rol modelleri sunulduğu, bunun toplumda ve özellikle okullarda şiddet olaylarının artmasında etkili olabileceği belirtiliyor.
Raporda, “Çocuk ve gençlerin, kendilerini kolayca özdeşleştirebilecekleri şiddet ve gücün, bu tür programlarda birlikte ve olumlu sunulduğu, Kurtlar Vadisi gibi programlar aracılığıyla kişisel gücün, hukukun yerine ikame edildiği ve böylece ailede ve toplumda şiddet kullanımının adeta teşvik edildiği” belirtiliyor.
Raporun, sonuç kısmında şiddet eksenli programların, çocuk ve gençlerin bütün yönleriyle gelişimlerini ve özellikle de kimlik gelişimlerini olumsuz etkileyebileceği değerlendirilmesi yapılıyor.