Kadin Orgazmi

zuzucybel

iç mimar
Kayıtlı Üye
5 Temmuz 2007
631
74
46
Klitoris - vajina kargaşasının temelinde, Freud' un olgun cinsel eylem olarak yalnızca "entromisyon"u yani penisin vajinaya girmesini kabul etmesi ile klitorisin ufak bir penis olduğu düşüncesinden yola çıkarak tam anlamıyla dişi olabilmek için duyarlılığı vajinaya aktarmak gerektiğini savunması şeklinde özetlenebilecek saplantısı vardır. Oysa vajinada hiçbir sinir ucu yoktur. Ayrıca Freud'un "olgunluk" kavramına bu kadar sıkı sarılması, klitorisi, işlevi belirsiz bir organ olarak ortada bırakır. Olgun bir kadının ,vajinal birleşmeden zevk alması doğaldır. Doğal olmayan, Freud'un cinsel oynaşmaya, meydan bırakmayacak şekilde vajinal doyumu vurgulamasıdır. Bazı kadınlar hemen hiç ön oyunlara girişmeden iyice derin bir penetrasyon ve hızlı bir birleşmeden doyum alırlar ve bunu klitorislerinin uyarılması ya da hatta daha az şiddetli bir birleşmeyle geldikleri orgazmdan farklı bulurlar. Ancak bu durumda uyarılan bölge; vajina değil, periton, yani karınzarı olmalıdır. Zaten karın zarının duyarlı olması, her iki cinste de anal yol ile birleşmenin haz verebildiğini açıklamayı mümkün kılmaktadır. Bazı kadınlarda karına baskı yapmanın uyarıcı olduğu da bunu destekler.
Cinsel oynaşmada ve ilk uyarılmada son derece hassas olan klitoris bölgesini, orgazma yönelik olarak tercih etmemek herhalde kadınlarda hala kendi kendine doyum deneyiminin çeşitli baskılar nedeniyle fazlaca yaygın ya da yoğun olmamasıyla açıklanabilir. Yani derin penetrasyon dışında da orgazmın sağlanabildiğini denemek ve kabullenmek gerekir. Ayrıca, vajina penetrasyonunun kadına sağlayabileceği eşine "sahip olma" duygusu ile anaç bir takım duygulanmalar, tercihin bu yöne kaymasını etkileyen psikolojik etmenler olabilirler. Yoksa birinin diğerinden daha iyi olduğunu iddia etmek anlamlı değildir. Ancak, bir bütün içinde birbirlerini tamamhyor olabilirler.
Bir araştırmanın sonuçları, vajina içinde, gerektiği gibi uyarıldığı takdirde yoğun bir orgazma yol açan bir noktanın bulunduğunu ortaya koymuştu. Bu noktaya, araştırmaya katılan jinekologlardan biri olan Ernest Grafenberg'in adı verilmişti. Grafenberg noktası veya "G" noktası, dölyolunun bitişinde ön duvarda bulunur. Skene bezi olarak bilinen bir dokuyla kaplıdır; erkeklerdeki prostatın karşılığı olarak düşünülebilecek olan bu bez, orgazm sırasında belirli noktalar uyarıldığı takdirde, erkeklerde prostatın ürettiği türden bir salgı üretir. Bu salgı vajinayı kaygan hale getiren sıvıdan farklı birşeydir. Orgazm sırasında büyük bir güçle vajinadan dışarıya fışkırdığı tesbit edilmiştir.
Tahrik edilmediği takdirde, çok ufak olan bu noktaya ilk dokunulduğunda, yoğun bir işeme güdüsü duyulmakta, ancak ilk on saniye içinde bunun yerini cinsel güdüler almaktadır. Çoğu kadın bu işeme güdüsünü bastırmak için psikolojik olarak kendini çok fazla kasmakta ve bu nedenle cinsel güdülerini de bastırmaktadır. Sonuç olarak, kadınların pek çoğu Grafenberg noktasının uyarılmasıyla orgazma ulaşmak deneyinden yoksun kalmaktadır.
Bu noktanın bulunmuş olması, vajinal orgazm mı, klitoris orgazmı mı tartışmasına yeni bir boyut getirmişti. Dölyolunun tamamen duyarsız olduğu yolundaki düşüncenin yanhşlığı ortaya konmuş, orgazmın aslında dölyoluyla kiitorisin ortak ürünü olduğu somut ipuçlarıyla kanıtlanmıştı. Ancak son yıllarda bazı uzmanlar tarafından G Noktası diye bir noktanın olmadığı şeklinde yeni tezler de ileri sürülmüştür.


KEGEL EGZERSİZLERİ


Aşk yapma için görev yapan bazı kasların geliştirilmesi, cinsel hazzı artırır. Bunun için başvurulan başlıca yol, leğen kemiği = pelvis adalelerini geliştirmek, ahenklendirmek ve güçlendirmektir. Bu amaçla yapılan egzersizlere Kegel Egzersizleri denir. Bu hareketler, kasları düzenlemekten öte, cinsel birleşme sırasında pelvis bölgesinde ortaya çıkan duyumları, insanın daha yoğun olarak algılamasına yardımcı olur.
Vajinanın içinde kadının iç organlarını tutan pelvis tabanı kasları bir parmağın veya penisin etrafında kendiliğinden kasılır. Ancak kadının, bu kasları bilinçli olarak kasıp gevşetmeyi öğrenebileceği de belirlenmiştir. Dr. Alfred Kegel, kas bilincini geliştirmek için kendi adıyla anılan egzersizleri oluşturmuştur.
Kegel egzersizleri, idrarı başlatan ve durduran kas hareketlerinin aynıdır. Yalnız bunlarda, kasılmaların daha güçlü ve uzun olması için antreman yapıhr. Vajina kasları daha şiddetli kasılabileceği ve penisi daha sıkı sarabileceği için Kegel Egzersizlerinin dolaylı olarak erkeğin cinsel hazzını da artıracağı söylenebilir.
Cinsel duyumlarının azaldığından şikayet eden hastalarına pek çok doktor, önce makatı kontrol eden kasları güçlendirici egzersizler vermektedir. Bunun için makatta ince kalem gibi birşeyin tutulduğunun düşlenmesi gerekir. Altı saniye boyunca kalemin mümkün olduğunca sıkı tutulduğu düşlenmeli, sonra makat gevşetilmelidir. İkinci egzersiz leğen kemiğinin önünde idrar torbasının ağzındaki kasları çalıştırır. İdrar yapmakta olunduğunu düşleyip, idrarı tutmak üzere kasları sıkıca kasmak gerekmektedir.
 
X