kaderim_48 / Kendi Şiirleri

AKLIMDASIN

Gözlerin aklıma geldi yıldızlarla avundum
Seni düşündükçe inan ki hep yutkundum

Öyle canım yandı ki kendime bile kırıldım
Sözlerin aklıma geldiğinde şiirlerime sarıldım

Biliyor musun yerine hiç kimseyi koyamadım
Sensizlik aklıma geldiğinde yapayalnız kaldım

Senin yokluğunda kendi yağımla kavruldum
Kara rüzgar vurdu ordan oraya savruldum

Sen her zaman bendesin bir yere gitmedin
Sen gitsen bile ben de vardın hiç bitmedin

Kim ne derse desin dedim seni hep savundum
Kimselere dert yanmadım kendi içimde boğuldum

Her zamanki gibi yine AKLIMDASIN canım bak
Ben seni çok seviyorum sevgin bana hep hak
SIDIKA EMEK
 
KIRMIZIYA DÜŞMANDIM...!

Çok geceler düşündüm inceden inceye
Nerde hata yaptım ben niçin niye
Sorguladım kendimi sürekli
Sanki herkes den yürekli
Kendimi sandım demir bilekli
Aldım sırtıma bütün yükü
Hayat giydirdi sırtıma yeşil kürkü
Yaşadıklarımdan ben mi sorumluydum
Yoksa dünyaya getirenler mi.?
Benim böyle olmamı isterler mi.?
ıstemezlerdi elbet
Kimseyi suçlamıyorum asla
Kim evladının kaderini belirler ki..!
Kimi kime şikayet etsem ki.!
Güleceğim yerde ağladım an be an
Aç kalıp açıkta kaldığım an
Öfke kustum çoğu zaman
Ağladıkça gözlerimden kan geldi kan
Kimi ağlar kimi yaşar güllük gülistan
Konuşsam kimse susturamazdı aslında
Ağladıkça dağlar dayanmazdı karşımda
Dile gelirdi de tüm evren
Konuşurdu benim yerime
Gem vurdum kendime
Konuşmadım hep sustum
Aslında kendime ederdim sitem
Bütün duvarları kana boyardı öfkem.!
Ve ben
Kırmızıya düşmandım.!

sıdıka emek
 
SUSTUKÇA BOĞULUYORUM...!

Hangi gece beni var edebilir ki
Hangi güneş benim için doğar
Gökyüzündeki kara bulutlar
Bir de deli gönlümde fırtına
Gözlerimde sağanak yağmur var
Yüreğimde sıra sıra acılar
Senden başka
Hangi ormandaki avcı beni yaralar
Soğuk esiyor yüreğimdeki rüzgarlar
Sessiz ve sensiz dolaştığım sokaklar
Kabullendim artık yokluğuna
Söylesene
Ben kimi sevebilirim seni sevdiğim kadar
Vazgeçtim çoktan kendimden
Hele vazgeçemem dediğim senden
Nelere dayandı bu can
Sensizliği de dayanacak inan
Konuşabildiğim duvarlarım
Çektiğim acılarım
Gecede saklı firari korkularım
Gizleniyor yıkıntılarım,
Sen’li caddelerimde
Yürüyorum yorgun yüreğime
Yetişemiyorum dilsiz düşlerime
Susuyorum
SUSTUKÇA BOĞULUYORUM...!
sıdıka emek
 
GECENıN RENGı SıYAHTIR..

Akşamlar mıdır insanın içini karartan?
Neden..?
Neden gecenin rengi siyahtır..?
Yok yok
Gecelerdir yine insanların dostu
Koydumu sana sevdiğin postu
Yine gecelerdir avutan
Sırdaş olan
Kime dost değil ki siyah geceler
Oturursun yere
Koyarsın önüne bir kadeh şarap
Olsanda harap
Unutturur her şeyi meyler
Bir de geceler..
Duvarlar dinler dertlerini
Sen konuşursun onlar dinler
Dışarıda baykuş sesi
Radyoda türk sanat müziği
Ne sabahın olmasını
Ne de güneşin doğmasını istersin
Doğsa ne olacak ki güneş
Sanki senin bağrına mı doğacak
Yine akşam olacak
Geceler siyaha bürünecek
Sen duvarlara söyleyecek
Duvarlar sana söyleyecek
Yani;
SıYAH GECELER yoldaşın olacak
Sus pus olan akşamlarda
Göz yaşını silmek için..
SIDIKA EMEK
 
ANNECİĞİM ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN

Anaları bir gün hatırlamak yeter mi
Bir gül bir de öpücük gönlünü eder mi
Analar yavrularından bir şey bekler mi
En güzel hediye sevgimiz değil mi
Anneciğim anneler günün kutlu olsun

Herkes bu günden bahseder olmuş
Kiminin gönlü kırık kimi mutlu olmuş
Baksana anaları unutmak yokmuş
Unutanlar demek ki doğduğunu unutmuş
Anneciğim anneler günün kutlu olsun

Ben seni unutabilir miyim meleğim
Şu andaki köşkünde,beyaz kelebeğim
Seni unutmayacak hep seveceğim
Nasip olursa tez zamanda geleceğim
Anneciğim anneler günün kutlu olsun

Anam sen kimselere inanmazdın ama
Bak güneş doğmuş karanlık dünyama
Dünyada olsan sevinirdin mutluluğuma
Hatalarımı verirdin hep çocukluğuma
Anneciğim anneler günün kutlu olsun


Senin gibi duyarlı anamın olduğuna
Beni her zorluğu karşı doğurduğuna
Seninle yaşadığım her günün hatırına
Her zaman şükretmişimdir yaradana
Anneciğim anneler günün kutlu olsun


İyi ki beni hiçbir zaman bırakmadın
Ne yapsam da hep yanımdaydın
Her zaman her şeyin farkındaydın
Canım yandığı zaman,acılardaydın
Anneciğim anneler günün kutlu olsun


İnsan yerine koymayan ahmaklara
Bir gün olsun hal,hatır sormayanlara
Paramız olunca hemen akraba olanlara
Dersini verdin o kötü niyetli insanlara
Anneciğim anneler günün kutlu olsun

Anneciğim seni unuttuğumu sanma
Bugün bütün annelerin günüymüş ama
Sen yoksun ya günü benim için sayma
Melekler selam söyleyin anama
Anneciğim anneler günün kutlu olsun
SIDIKA EMEK

TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLARIM..
HER CANLININ BİR ANASI MUTLAKA VARDIR UNUTMAYALIM...
 
BEN VARIM

Ben varım senin olduğun her yerde
Ben varım..
Bak nasıl geçiyor sensiz yirmi dört saatim
Sabah güneşinim üzerine doğuyorum hep
Seninle kalkıyor seninle bakıyorum yeni doğan güneşe
Yüzünü yıkayan suyum ben
Kahvaltında başköşede yine ben
Yediğin her lokma benim işte
Kahvaltı arkası içeceğin kahve de benim
Hatta tatlandırıcı şekerinim
Her gördüğün insana tebessümle baktırıyorum seni
Her selam verişinde aklının ucundayım
ış yerindeki gücün de benim
Benim varlığımı bildiğin için daha başarılısın
Hayata bağlantın benim varoluşum
ışe sarılışının sebebi de benim
Beni düşündüğün de her şey yoluna giriyor
Ben onun için hep senin yanındayım
Her çay isteyişinde çaycıdan
Bir yudum da benim yerime iç sevgilim
Ben senin için içiyorum,her yudumumu
Öğle yemeğinde masadaki gül
Radyoda şakıyan sanki bülbül
O güzel sesle mest eden de benim seni
Bak görüyor musun her an yanındayım
Günün stresi sana bulaşmasın diye
Kovalıyorum negatif düşünceleri
Kem gözleri
Akşam oluyor yine yanındayım
Beraber çalışıp geliyoruz
Beraber yemek yiyoruz
Yine aynı masada beraberiz
Aynı tadı alıyoruz acılı da olsa
Günün yemeğinden
Sen bana bakıyorsun ben sana
Gözüm üzerinde
Bana baktıkça iştahın açılıyor
Benim sana baktıkça açıldığı gibi
ıçmene gerek yok tatlım
Ben sarhoş ediyorum zaten seni
Bana olan sevdandan sarhoşsun sen
Senin de beni sarhoş ettiğini düşündüğümden
Tutuyorum elinden
Gidiyoruz kulübemize
Günün yorgunluğu çökerken üstüne
Yavaşça yatırıyorum yatağına
Gözlerime bakarak yumuyorsun yorgun gözlerini
Nasıl unuturum sevgi dolu sözlerini
Canım benim
Bak gördün mü nasıl yaşıyorsun benimle günü
Ben varken unutur musun hiç dünü
Beraber isek yapıyoruz biz düğünü
Onun için seninle geçiriyorum her an’ımı
Anlayasın diye varlığımı
Seninle uyanıyor seninle yatıyorum
Ben yirmi dört saatimi seninle yaşıyorum
Yanımda olmasan da yanımdaymış gibisin
Gözümü açtığımda ilk ışığım
Yumduğum da karanlık dünyamın ışığı
Sen gösteriyorsun bana yolumu
Sen her şeyimsin kömür gözlüm
Ben ne hissediyorsam
Senin de hissettiğini düşünerek
Günü yaşıyorsam eğer
Sen her şeye değersin
Sen benim için tek ve özelsin..
Sen başkalarına benzeme sakın,
Hep böyle kal;hep bana yakın
BENıMLE OL..
Her ne kadar yanında olamasam da
Ruhum gölgen gibi hep yanında bunu bil..
Yani;
Sakın ha yok’um sanma
Benim olduğum yerde senin olduğun gibi
Senin olduğun her yerde de BEN VARIM..
sıdıka emek
 
BALTA



Kendin olabilmek en güzeli başta
Toplumda adam olabilmek bambaşka

Akıl yaşta değildir baştadır başta
Kazanacaksın ilk kendinle savaşta

’’Olamadın derler baltayı sapta’’
Sap oldum ama hani nerde BALTA...
sıdıka emek
 
ÖMÜR BıTMıŞ

Anne karnından el kadar doğarız
Doğduktan sonra başlarız ağlamaya
Kıyamazlar ağlatmaya
Sararlar hemen bezin içine
Sonra giydirirler sırtımıza zıbını
Gözler yumuk eller yumuk
Açmaya çalışırız yumuk gözleri
Sallar annelerimiz beşikleri
Ninniler söyler başucumuzda
Gece gündüz uykusuz
Aç susuz
Nöbet tutar yirmi dört saat
El bebek gül bebek
Verirler bize emek
ılk adımımızı attığımız gün
Yapılır evimiz de düğün
Derken koşarız hiç düşünmeden
Çocukluk elden gitmeden
Yaşarız sorumsuzca
En güzel yıllardır o yıllar
Hatıralarda güzel kalırlar
Nasıl geçtiğini anlamadan
Büyüyüveririz öylece
Geçer gündüz gece
Okullu oluveririz..
ılk karnemizi aldığımızda
Herkes duyar sevincimizi
Git gide geliştiririz kendimizi
Bir yandan büyür
Bir yandan küçülürüz..
Derken gençlik girer araya
Gözümüz görmez hiçbir şeyi
Çok akıllıymışız gibi
Kendi kararlarımızı beğeniriz
Bir de beğendirmeye çalışırız
Anne babamızı ikna edip
ılk gördüğümüzü sevip
Atarız geleceğe ilk adımı
Anlarız hayatın tadını
Bazen canımız yanar
Bazen kulağımızın arkasına atar
Bu dünyanın yöntemini kabul etmeye çalışırız
Bir de bakmışsın oturmuşuz nikah masasına
Bilmişiz öyle gönülden bağlanmasına
Alışmaya çalışırız yastık düşmanına
Onca yıl kardeşinin huyuna alışamayan biz
Birden bire hayat arkadaşımıza alışırız
Tabi ki alışmak kolay olursa
Her şey yolunda gider
Ya kolay olmazsa ömür biter
O arada bir de çoluk çocuğa karışırız
Annemizin babamızın bizi yetiştirdiği gibi
Biz de çocuklarımızı yetiştirmeye çalışırız
Başlar hayat mücadelesi
Pirinç bulamaz isek bulgurdur aşımız
Yerine göre elimizdir kaşığımız
Çocuklarımıza gelecek telaşımız
Bakarsın evlendiririz torunlara karışırız
Bizi büyüten anneyi babayı
Bazımız zorla bakarız
Eğer vicdan varsa bağrımıza basarız
Gün gelir onların durumuna düşeriz
Onlar gider gerçek evine
Bize kalır sanki dünya
Bizim evlatlarda bize bakmaz
ışte bu dünya kimseye kalmaz
Devir daim eder dededen toruna
Adam olduk sandık mı herkes yoluna
Yani ;
Bebe çocuk derken genç kız oluruz
Anne baba derken nine dede oluruz
Bir de bakmışsın ÖMÜR BıTMıŞ
Her şey elden öylece gitmiş
Hayat gelmiş ve geçmiş

sıdıka emek
 
BEN OLSAM

Su olsam
Koysan beni bardağa
Her içişinde
Yudum yudum içine aksam
Serinletsem yangın yüreğini
Ben olmayınca yaşayamayacağını
Beni su gibi sevdiğini anlasam
Susuzluğunu ben gidersem
Ben olunca hiç bir şeye ihtiyacın olmasa...

Ay olsam
Zifiri karanlıkta ağlamaklı gecelerinde
Pencereden bakıp güneş gibi doğsam
Aydınlansa hüzünlü gecelerin
Parça parça etsem tüm dertlerini
Sabaha kadar seni dinlesem
Rahatlatsam
Dolunay olsam doğsam yüreğine
Sadece beni görmek için beklesen geceleri...

Yağmur olsam
Üstüne yağsam tane tane
Islatsam her zerreni
Aksam damla damla üzerinden
Süzülsem yanaklarından
Gözyaşı gibi..
Her akan gözyaşında beni anlasan
Benim gibi ağladığını görsem
Benim gibi yağmurları bahane etsen
Ağlamak için...

Rüzgar olsam
Essem hırçın hırçın sana doğru
Alıp götürsem kimselerin görmediği yere
Bırakmasam uçursam yükseklerde yaprak gibi
Kulağına fısıldasam seni seviyorum diye
Sen de sev beni desem
Seni seviyorum dediğini duysam
Sevincimden çıldırsam
Ortalığı toz dumana katsam,fırtınalar yaratsam...


Güneş olsam
Isıtsam üşüyen ellerini
ıçine girsem tüm sıcaklığımla
Ateş bassa buz tutan yüreğini
Öğretsem sevginin sıcaklığını
Anlasan beni
Ve;
Sevildiğini
Sende sevsen beni
Seni çok seviyorum desen
Dünyanın en zengin insanı BEN OLSAM...


sıdıka emek
 
SENı DE AĞLATTIM MI YOKSA RÜZGAR

Niye çarpıyorsun suratıma suratıma,rüzgar
Niye üşütüyorsun beni niye
Ne istiyorsun benden Allah aşkına söyle
Niye burnumun ucunu kızartıyorsun öyle
Niye uçurmak istiyorsun beni yerimden
Niye titretiyorsun içimi derinden
Neden sürüklemek istiyorsun dalından kopmuş yaprak gibi
Neden sürüklüyorsun öyle körü körüne
Neden ..?

Kalbimi mi okudun yoksa
Bir yerlere gitmek istediğimi anladın değil mi?
Kolumdan tutacak birilerinin olmadığını da biliyorsun
Biliyorsun yokluğumda ağlayanım olmayacak
Arayanım soranım olmayacak
Yerim doldurulamayacak birisi değilim elbette
‘’Her şeyin bir alternatifi mutlaka vardır’’
Sen en iyisi sürükle beni rüzgar
Kayalara çarp beni
yada ;
At denize çarpsın dalgalar kıyıdan kıyıya
At gitsin...

Bu saatten sonra
‘’bulan sevinmez düşüren tasalanmaz’’ne de olsa
Koca,koca dalgalar gömsün beni derinlere
Engin denizlerde
Sonra da atsın beni kaya parçalarının arasına
Parça,parça olsun her yanım
Karıncalara yem olayım ne çıkar
Hiç değilse ölümüm birilerine yarar
Öldür beni sakın acıma
Acıma rüzgar acıma..

Ah rüzgar ah
Al götür beni sürükle toprakta
Çarpayım önüme gelen her şeye
Bir gören vursun beni insafsızca
Bir de görmeyen konuşsun arkamdan..
Boş laflara pabuç bırakmazdım eskiden
Her şeyi boşverdim gerçekden
Ne de olsa bu dünyada yerim yok
Ben de istemiyorum artık yaşamayı her şeye karnım tok
Biliyorum belki senden isteklerim çok
Affet beni rüzgar…

Hadi fırtına ol götür beni buralardan
Sevdiğini sandığım o vefasızın yanına
Övünsün kendi eseriyle her ne kadar beni tanıyamasa da
Yırtık pırtık kıyafetle senin sürüklediğini görünce acır belki
Tutar elimden insafa gelir de kim bilir..
Hadi rüzgar sürükle beni
Son defa bakmak istiyorum bıraktığım o gözleri
Son defa duymak istiyorum sesini
Sonrası at beni,nereye atarsan at
Yem olayım kurda kuşa
Bak gözlerimdeki yaşa
‘’Gözlerin rengi ayrı olur ama göz yaşlarının rengi hep aynıdır’’
SENı DE AĞLATTIM MI YOKSA RÜZGAR

sıdıka emek
 
BIKTIM ARTIK


Aşağılık insanların yaptıklarından
Bencil insanların kendini düşünmesinden
Cahil insanların boş konuşmasından
Çaresiz insanların çaresizliğinden
Düzenbazlardan
Edepsizliğe vuranlardan
Fesat karıştıranlardan
Güven vermeyen
Haddini bilmeyen
ınsanlardan
Korktuğum için BIKTIM ARTIK...


Karanlıktan istifade edenlerden
Lime lime edilmiş beyinlerden
Mutluluğun unutulduğu dünyadan
Nezaket bilmeyenlerden
Olgunlaşamamış insanlardan
Ölüme kendini bile bile atanlardan
Pisliklerden
Riyakarlardan
Sevgi nedir bilmeyenlerden
Şerefsiz kişilerden
Tedirgin olduğum için
Umudum kalmadı artık
Ümitlerimi tek tek yitirdim
Ve,kimseye inancım kalmadı
Yalan dünyanın,yalancı insanlarıyla
Zamanımın boşa geçmesinden BIKTIM ARTIK..
sıdıka emek
 
FARKINDAYIM

Babasına anasına saygıyı unutup onların yaptıklarını unutabilen
Mal mülk,çıkar davasıyla kardeş kardeşi hiç düşünmeden kıyabilen
Dost dediklerin bile gün gelip fırsat bulduğunda sırtından vurabilen
Arkadaş,dost,kardeş ve evlat olmayı unuttuğumuzun FARKINDAYIM

Burnu bir karış havada karşısındakini hiçe sayan ve küçük gören
Kendi çıkarları uğruna elindeki avucundaki her şeyi ortaya seren
Her şeyini kaybedince ne olduğunu anlayan,aklı başına geliveren
Keşkeleri,pişmanlıkları olan bir sürü insanın olduğunun FARKINDAYIM

Sadece kendini seven,kendi yaptıklarının doğru olduğuna inanan
ıki yüzlü insanların,yalancıların dalaverelerine birden bire kanan
Aklı başına geldiğinde dünyası kararan,yaptıklarına pişman olan
Yanlışlarının farkında,geç kaldığını bilen insanların FARKINDAYIM

Aklımız başımızda değil,gözümüz kör oldu,gülmeyi çoktan unuttuk
Para verdilermi elimize, bacı kardeş ana baba diye kendimizi avuttuk
Her şey maddiyata bağlı olduğu için,anladım ki sevgiden zaten soyuttuk
Tevazuluğu,tebessümü,sevgiyi unutan insanların varlığının FARKINDAYIM..

Günümüzdeki sevgilerin,evcilik oyunu gibi yalancıktan olduğunun
Sevgi için mücadele verilip,sahte olduğu anlaşılınca kaybolduğunun
Sevgi olmayınca insanların bir gün,bir gül gibi mutlaka solduğunun
Sevgisiz yaşayarak ’meyvesiz ağaca benzediğimizin’ FARKINDAYIM


sıdıka emek
 
ADALETıN BU MU DÜN YA..?

’Dur abla’ dedi utangaç gözleriyle
’Dur’dedi..
Ayakkabılarını boyayım
Parlatıvereyim şuracıkta
Biraz yürüdüm ama
Abla deyişi çınlıyordu kulaklarımda
Üstü başı yırtık
Eli yüzü boya olmuş
Bakıyordu masumca..
Daha küçücük yaşta ekmek parası için
Bekliyordu yoldan geçenleri..
Döndüm geriye
Boyalı ayakkabılırımı tekrar boyatmak için
uzattım önüne ayağımı..
Bir bana baktı boyalı olduğunu görünce
Bir de yere..
Biliyordum para versem almayacak
ıncinecekti..
’Şöyle bir fırçala da parlasın’dedim
Hemen fırçayı sürtmeye başladı hevesle
Bitirdi işini
’Kaç para’dedim
Asla incitmeyecektim onu..
Hakkımla aldım demeliydi..
’Bir lira versen yeter hanım abla’dedi
ıçimden geldi halini hatırını sormak
’Nerelisin’dedim
’Nevşehir-Ürgüp’dedi
’Okumuyor musun’.dedim?
’Babamı trafik kazasında kaybettim
Evin en büyüğü benim
Geçimimizi sağlamak için çalışıyorum ’dedi..
Cebimdeki bütün paramı vermek istedim o an
Gözlerim doldu ama olmuş olan
Çıkardım beş lira verdim
’Çok verdin abla ne yaptım ki iki çekmeye çok’dedi
’Sen al kardeşlerine verirsin,itiraz yok’dedim
Hem utandı,hem sevindi..
’ıyi günler’ dedi sonra..
Küçük olduğu halde büyüyen adamın yanından uzaklaşırken
Altında şoförlerle okula giden çocukları düşündüm
Kendi kendime
’ADALETıN BU MU DÜNYA BU MU’dedim.?
SIDIKA EMEK
 
MÜMKÜN MÜ UNUTMAK

Çok istedim unutmayı
Uyuyunca rüyalarıma girmemen için
Uyumadım geceleri
Başka şeylerle oyalandım çoğu zaman
Silebilmek için beynimden seni
Her aklıma düştüğünde
Titredim ve kendime döndüm unutayım diye
Mümkün mü unutmak...?

Benim sevdam bir başka kara sevda
Bir başka atıyordu yüreğim seninleyken
Elimde olsaydı her şey
Açardım zamansız açan çiçekler gibi
Kırardım güneşin kilitlerini
Dönerdim ateş böceği gibi sevdamla etrafında
Seninle olurdum hep
Unutmayı hiç düşünmezdim böyle
Düşünsem ne olacak ki
Mümkün mü unutmak...?

Ben sana muhtactım
Rüzgara muhtaç filiz verecek ağaçlar gibi
Umutlarımın değirmeninde pervane gibi dönmeyi
Hep sana doğru yönlendirsin rotam beni diye
Çok bekledim azgın fırtınaları sensiz
Çalsaydı postacı her gün kapımı
Ak kağıda dökseydin bana olan sevgini
Bilseydim delice sevildiğimi
Ah ahhh
Mümkün mü unutmak...?

Bir bakışına hasret kaldım aylarca
Bir teninin sıcaklığına
Ellerini tutmak istedim arsızca
Alışamadım hiç yokluğuna
Çarşafa serdik biz aşkımızı gülüm
Kan reva içinde kaldı güle konan bülbülüm
Bitti sonuna geldik bu sevda filminin
Anladım ben kendi değerimi
Ama,yüreğime sor söz geçtimi
Gördüğün gibi
Mümkün mü unutmak..?

Ben varya ben
Sana olan sevgimi dağlara yazacaktım,
Ama
Sevgimden büyük
Dağ bulamadım bu diyarlarda
Sen belki unutursun da
Ben yirmi dört saat seni düşünüyorum
Hala ilk günkü gibi seviyorum
Durumum vahim sevdiğim
MÜMKÜN MÜ UNUTMAK...?
 
GEL PAYLAŞALIM SENıNLE HAYATI

Gel paylaşalım seninle iyiyi kötüyü
Gel paylaşalım seninle sevinçleri acıları
Gel paylaşalım seninle evetleri hayırları
Öğretelim birbirimize yaşanacak herşeyi
Gel paylaşalım seninle hayatı...

Gel paylaşalım seninle güzeli çirkini
Gel paylaşalım seninle aşkı sevgiyi
Gel paylaşalım seninle içimizdeki öfkeyi kini
Öğrenelim birbirimizi delice sevmeyi
Gel paylaşalım seninle hayatı...

Küçücük bir evimiz olsun dağ başında
Her zaman yaşımız olsun on beş yaşında
Soframızda bulgur pilavı ve cacık
Bazen akıllı olalım bazen de kaçık
Gel paylaşalım seninle hayatı

Bir dilim ekmeği paylaşalım önemli değil
Seni mutlu edeceğim inan,bunu bil
Olsam senin yanında divane,sefil
Her şeye katlanıp olacağım sevgime kefil
Gel paylaşalım seninle hayatı

Gel paylaşalım seninle bu zorlukları
Gel paylaşalım seninle şiirleri,şarkıları
Bir kadeh şarabımızı koyalım masaya
Bir mum yeter birbirimizi görmeye
Gel paylaşalım seninle hayatı

Hayat bizim varlığımızla belli olsun birtanem
Dönsün dünya,doğsun güneş üstümüze
Hiç kar yağmasın gönlümüze bulutlanmasın havamız
Olsun boy boy merhametli çocuklarımız
Gel paylaşalım seninle hayatı

Kışı unutalım hep baharları yaşayalım
Papatyalar,laleler bizim için açsın
Hem sağlıklı hem de çok mutlu olalım
Lal’lar bile dile gelsin bizim için konuşsun
Gel paylaşalım seninle hayatı

ışte açtım gönül kapılarımı sonuna kadar
Bu yürekte kalabilirsin istediğin kadar
Ne kovalayan olur ne de radar
Beraber olursak herkes mutluluğumuza bakar
Gel paylaşalım seninle hayatı

ışte seni seviyor,senin için çarpıyor bu yürek
Olalım seninle beraber iki el bir bilek
Söz verelim ölesiye kadar birbirimizi sevek
Yeter artık çok lafa yok gerek
GEL PAYLAŞALIM SENıNLE HAYATI


Seni hep sevdim ve seveceğim sevdiğim..
Sıdıka emek
 
YAP-BOZ TAHTASI GıBıDıR HAYAT

Yap-boz oynamak gelir insanın içinden
Aslında düşündürür ta derinden
Koyarsın önüne bütün parçalarını
Ararsın hangi rengin tutup tutmadığını
Hangi resmin uyup uymadığını
Köşelerinden başlarsın önce yapmayı
Bir bakarsın denk gelmez,geri alırsın
Bir bakarsın yerine tam oturur
Yap-bozu yapmak öyle kolay değildir
Birini yerine koyamazsan düzgün olmaz

Yap- boz derler bu oyununun adına
Yapamazsan uğraşma boşuna
Yaparsan sevinirsin
Her zaman başarıya gidersin
Yapamadıkça kendi kendine üzülürsün
Vardır elbet herkesin hatası
Çalıştıracaksın kafatası
Öyle güzel yapacaksın ki
Bozulmasın yapılan kuş yuvası
ışte böyle;
Ya yerleştirirsin hepsini yerli yerince
Ya da toplarsın bir yere
Oyun biter
Bu arada ömür biter
Ve;
YAP-BOZ TAHTASI GıBıDıR HAYAT..


HERGÜN SıL BAŞTAN,EN BAŞTAN,YENıDEN BAŞLAYABıLMEKTıR HAYAT!!!

SIDIKA EMEK
 
SAKIN AĞLAMA BEBEĞıM

Bir melek değil midir bu dünyaya getirdiğimiz bebekler
Önce yumuk gözlerini açar büyür yavaşça sonra emekler
Bir gün bakmışsın uçmaya çalışır sanki beyaz kelebekler
Bilmez ki ne kadar zor karardır ilk adımda hemen tökezler
Öğreneceksin yaşamayı mahvetseler de hayatını şebekler

O kadar kolay değil mücadele etmek yorulacaksın elbet
Her şey dört dörtlük değil ki yıkılacak üstüne büyük külfet
Üst üste gelecek direneceksin otursa da yüreğine dert
Sen bütün kötülüklerle baş edeceksin olacaksın çok mert
Öğreneceksin yaşamayı edeceksin büyüklerine de hürmet

Sen önce yürekten sevmeyi yürekten sevilmeyi öğrenmelisin
Ağlanacak ne var ki her şeyden tat almasını iyi bilmelisin
Her zaman mutlu olup en kötü anında bile delice gülmelisin
Sen benim geleceğim yarınım canım bir tanem her şeyimsin
Öğreneceksin hayatı,yaşamayı SAKIN AĞLAMA BEBEĞıM..
SIDIKA EMEK
 
DÜĞÜN DAVETıYESı

Yıl on dört haziran bin dokuz yüz seksen dört
Kucağıma verdiler kara gözlü dünya güzeli servet
Çok şekerdi adını koyamadık bir hafta gezdi öyle
Ben dedim Fatih,babam dedi Ender,dedem Mehmet

Sonun da halası ’’adını Serdar koyalım abla’’ dedi
Allah’ım iyi ki onun gibi hayırlı vicdanlı evlat verdi
O dünyaya geldi ya her şey dört dörtlük oluverdi
Ağlayan gözlerime güneş doğdu,yüzüm gülüverdi..

Nasıl büyüdü anlamadım,bir de baktım adam olmuş
Küçücük olsa da kanatlanıp yuvadan uçacak olmuş
Benim aslanım iyi de olsa kötüde olsa kararını vermiş
Ana kucağını bırakıp kendi yuvasını kuracakmış

Biz de bu kararı ailecek tabi ki çok saygı duyduk
Her dediğini yaptık,istediğini aldık,yuvasını kurduk
Gelinimizi de sevdik oğlumuz için bağrımıza bastık
Evi,işi,aşı ve eşi de olacak ya çok çok mutlu olduk

Bu yıl on dört haziranda nikah kıyıp düğün yapacağız
Oğlumuza doğum günü hediyesi olarak,gelin alacağız
Bütün akrabalarımızı,dostlarımızı severek ağırlayacağız
Bu mutlu günümüzü tüm dünya ile elbette paylaşacağız..

sıdıka emek
 
CANIM BABACIĞIM

Baba demek ne zordu benim için
Hiç baba diyememiştim ki..
21 haziran hem doğum günüm,
Hem de babalar günüymüş Babacığım.
Mezarına beyaz karanfiller bıraktım,
Bir de yasin okudum üstüne,
Belki küçük yaşta terkettiğin kızını hatırlarsın diye..
Belki yüzüme yağan yağmuru gökyüzünden görürsün diye.
Biliyorum bu yağmur 9 yıldır üzerine yağdı hep
Biliyorum beyaz kefenin çamur oldu..
Ben her 21 haziran da yeniden doğuyordum oysa
Bu yıl bir de babalar gününe rastladı doğum günüm.
Ne kadar acıydı varlığında yaşadığım yokluğunu
Yokluğunda da hatırlamak.
Kimbilir,kim bilebilir içimdeki acı fırtınayı
Kim bilebilir bir babanın yerine hiç bir şeyin tutamadığını..
Sen bile bilemedin canım babacığım..
Her babalar gününü doğdum doğalı hüzünle geçirdim,
Çünkü sen hiç yoktun
ŞıMDıKı GıBı..
Olsun sen benim biricik sevgilimdin,
Her şeyimdin..
Yine sensiz gündüz ve gece
Yine sensiz geçen saniyeler
Yine arkanda bıraktığın göz yaşı
Yine attım işte üzerine taşı,
Çünkü benim hiç suçum yoktu.
Ben seni çok seviyordum BABACIĞIM
Hala çok seviyorum..
Babalar günün kutlu olsun,
Eminim beni duyuyorsun.
Her ne kadar bu dünya da olmasan da
Öbürkü dünya ya geleceğim günü bekliyorsun
Bekle bir gün geleceğim CANIM BABACIĞIM...

sıdıka emek
 
BıR GÜN GELECEK

Bekliyorum yine bu gece her zaman ki gibi
Beklediğimin gelmeyeceğini bile bile
Eski çizgilerin tümünü sildim
Bu gece yeniden yaratacağım usumda seni
Korkmadan seveceğim,kimse incetemeyecek beni
Bak ne kadar yakışıklı duruyorsun karşımda
Görkemin yıkıyor bütün kalıpsız duvarları
Yine gözümün nurusun
Yine şerefim,onurumsun
BAK;
Çiçekler topladım dokunulmaz bahçenden
Gönlümü de sevginle donattım.
Sen yine bendesin sevdiğim
Yine bendesin..
Şimdi uzaklardasın
Belki de başkalarıyla aldatıyorsun beni
Belki de hatırlamıyorsun cemalimi
OLSUN..
Unutmadıkça emin ol unutulmazsın
Aşk bir değil,
Sevda bir değil ki..!
Sen de beni baştan yarat istersen
Çiz karanlık gecelerde hayalimi
Tüm güzelliğimle kalayım usunda
Tüm öyküleri yenile benimle olan
Benli şiirleri anımsa hep
Beni anlatsın seyrettiğin filmler
Beni anımsatsın kokladığın güller
Benimle ilgili anıları antika diye duvara as
Bir gün gelecek benim için yas tutacaksın yas
Hayallerinde kararacak geceler gibi
Rüyaların boşa çıkacak
Beni yavaş yavaş unutacaksın
Çileler bağlayacaksın kendi kendine
Çözemeyeceksin bir türlü
Çıkamayacaksın dertlerin içinden
Beni arayacaksın
Ve;
Ağlamasını bilmeyen sen
BıR GÜN GELECEK
Hüngür hüngür ağlayacaksın
Bilir misin?
Geceleri ne kadar uzun gelir bekleyenlere
Hele o beklenen vazgeçilmezlerden ise...


SIDIKA EMEK
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…