Izmir

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
35.047
30.491
61
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı! Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı! Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, çağdaş, gelişmiş, aynı zamanda işlek bir ticaret merkezidir. İzmir'in batısında renkli denizi, plajları ve termal merkezleriyle ÇeşmeYarımadası uzanır. Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes, Romaİmparatorluk devrinde dünyanın en büyük kentlerinden biriydi. Tüm İyonkültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran Efes, yoğun sanatsal etkinliklerle de adını duyuruyordu. İzmir, yatlar ve gemilerle çevrilmiş uzun ve dar bir körfezin başında yer almaktadır. Ilıman bir iklime sahip olup, yazında denizden gelen taze bir serinlik güneşin sıcaklığını alıp götürmektedir. Sahil boyunca palmiye ağaçları ve geniş caddeler bulunmaktadır. İzmir Limanı İstanbul'dan sonra ikinci büyük limandır. Canlı ve kozmopolit bir şehir olan İzmir, Uluslararası Sanat Festivali ve İzmir Enternasyonal Fuarıile de önemli bir yer tutar.
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
 
İzmir


İzmir ( Smyrna-Samornia ) M.Ö 3000 yıllarında Lelegler tarafından, bugünkü Bayraklı yakınında bulunan Tepekule mevkiinde kurulmuştur. İzmir sözcüğü daha ziyade bir Amazon Kraliçesine atfedilmektedir. M.Ö 2000-1200 yılları arasında yaşamış olan Hitit Krallığı''nın tesiri altında kalan İzmir, Hitit Devleti''nin M.Ö 1200 yılında Frig akınlarıyla yıkılması sonucu M.Ö XI. Yüzyılda Yunanistan''dan Batı Anadolu kıyılarına göç eden Aiollar, daha sonra da İonlar tarafından işgal edilmiştir.

İzmir en parlak dönemini İonlar zamanında yaşamıştır. M.Ö 600 yılında Lidya Kralı Alyattase tarafından işgal edilen İzmir, M.Ö 546 yılında Persler''in, M.Ö 334 yılından sonra da Büyük İskender ve kumandanlarının idaresi altına girmiştir. M.Ö 302''de Trakya''dan gelerek Büyük İskender''in kumandalarından Antigones''i yenen Lizimaktos''un, daha sonra da Seleıkoslar''ın hakimiyetine giren İzmir, kısa bir müddet de Bergama Krallığı idaresinde kalmış,

M.Ö 133 yılında kesin olarak Romalılar''ın eline geçmiştir M.Ö 88 yılında Pontus Kralı Mihridades ele geçirmiştir. Roma İmparatorluğu''nun ikiye ayrılması ile Bizanslılar''ın bir eyalet merkezi olan İzmir, M.S 440 yıllarında Hun Hükümdarı Atilla''nın istilasına uğramıştır. M.S 695 yılından itibaren iki defa Araplar''ın akınına maruz kalmış, sonra yine Bizanslılar''ın eline geçmiştir. 1081 yılında İzmir şehri Selcuklular tarafından fethedilmiştir. 1097 yılında Haçlılar''ın Anadolu''da ilerlemesinden istifade eden Bizanslılar, İzmir de dahil olmak üzere Ege''de Türkler''in elinde bulunan tüm yerleri işgal ettiler.

1320 yılında Aydınoğulları Beyliği''nin hükümdarı Mehmet Bey tarafından geri alınıp, oğlu Umur Bey''e verilen İzmir''in Liman Kalesi, Haçlı kuvvetlerince 28 Ekim 1334''de tekrar işgal edildi. 1402 yılına kadar Türkler Kadifekale''ye, Haçlılar da Liman Kalesi''ne hakim kaldılar. Liman Kalesi 1402 yılında Timur tarafından zapt ve tahrip edilerek, Aydınoğulları Beyliği''ne iade edildi. Bundan sonra İzmir tarihinde 1426 yılına kadar Aydınoğlu Cüneyt Bey rol oynamıştır.

1426 yılından itibaren Osmanlı Devleti idaresine giren İzmir, 500 yıla yakın bir süre Osmanlı idaresinde kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu''nun yükselme devrinde çevresinin merkezi olma özelliğini daima koruyarak, ekonomik ve sosyal hayatın lokomotifi olmuştur.

15 Mayıs 1919''da Yunanlılar tarafından işgal edilen İzmir, üç yıldan fazla işgal altında kaldıktan sonra Ulusal Kurtuluş Savaşı''yla 9 Eylül 1922''de Yunan işgalinden kurtarılmış, Cumhuriyetin ilanından sonra da İl statüsüne kavuşturulmuştur.​
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
bunlar da benden
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!


Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Güzelim Karşıyakam :)
 
işte izmir kuş cenneti

4185095f.jpg


Konak Meydanı

332424006.jpg
 
Beceremedim resim göndermeyi Nese bunlar daha iyi olacak söz.

9239800saatkule_700.jpg


burayı unutmak mümkün değil, hisarönü tabi kiiiiii

694967kalti13.jpg


152906kalti12.jpg


512740kalti15.jpg
 
Merhaba İzmirli dostlar! Ben de biraz nostalji havası estireyim. İşte güzel İzmirimizin eski fotoğraflarından;

26picturesl4.jpg


knk2dx3.jpg


knk70lerqx4.jpg


kule01rj4.jpg


kule03ly7.jpg
 
Victor hugo" İzmir prensestir,çok güzel şapkası ile."(19.YY)
Montemont"Izmir,Anadolu kentlerinin kraliçesidir."(1828)
Gustave Flaubert (Kadifekale'den güneşin batışını seyrederken)"Şimdiye
kadar bu kadar güzel olanını görmemiştim."(1850)
Andersen"İzmir'in evleri,tıpkı kuzey ülkelerindeki evler gibi.Evler beni çok
etkiledi."(1838)
Lamartine"İzmir,bir Doğu kenti olarak düşlerimdeki kente hiç benzemiyor.
Burası sanki Küçük Asya sahillerine getirilmiş bir Marsilya gibi,zengin
Avrupalı tüccarların Paris ya da Londre'dakinden farksız bir biçimde
yaşamlarını sürdürdükleri geniş ve zarif bir ticaret kenti."(1850)
Arundell"Körfez,pek çok yönden Napoli'ye benziyor;körfezi çevreleyen
volkanik dağlar büyüleyici."(1827)
Chateaubriand"İzmir'e geldiğimde bir başka Paris'e gelmiş gibi oldum."
(19.YY)

demişler:sm_cool:
 
Bunları Biliyor muydunuz?


. İzmir'in en az 5000 yıllık bir tarihe sahip olduğunu,
. Iliada ve Odysseus"un yazarı Homeros'un İzmir'li olduğunu,
. İncil'de sözü edilen "Yedi Kilise"den üçünün İzmir ili sınırları içinde olduğunu,
. Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı'nın Selçuk'ta olduğunu,.
. Parşömen kağıdının Bergama'da keşfedildiğini,
. Eski dönemlerde Foçalıların 50 kürekli ve 500 yolcu taşıyan tekneler inşaa ettiklerini,
. Eski Foçalıların Batı Akdeniz'de bir çok koloni kurduklarını, bunlardan bazılarının İtalya'da"Velia", İspanya'da "Ampurias" ve Fransa'da "Marsilya" olduğunu,
. Tanrıça Athena adına inşa edilen ilk tapınağın İzmir'de inşaa edildiğini,
. Filozof ve şair olan Xenophanes'in İ.Ö. 6. yy'da Kolofon'da yaşadığını,
. "Bir nehirde iki kez yıkanılmaz" diyerek her şeyin değiştiğini söyleyen ünlü filozof Heraklit'in (İ.Ö 540-480) Efes'te yaşadığını
. Filozof Anaxagoras'ın (500-428 B.C) Clazomenae'de, (bugünkü Urla) yaşadığını,
. Eski çağın ünlü hekimi Galen'in (131-210.İ.S.) Bergama'da yaşadığını,
. Meryemana için yapılan ilk kilisenin Efes'te olduğunu,
. İncil'in dört yazarından biri olan St. John'un Selçuk'ta öldüğü ve burada gömüldüğünü,
. Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın 188 yılının kışını Antonious ile birlikte Efes'te geçirdiğini,
. Fransız yazar ve şairlerden Lamartine, Chateubriand, Theophile Gautier, and Gustave Flaubert'in İzmir'i ziyaret ettiklerini,
. Papa VI. Paul'un 1967 ve Papa II. John'un 1979 yılında Meryemana Evini ziyaret ettiklerini,
. Uluslararası "İzmir Festivali" kapsamında Ray Charles, Paco De Lucia, Joan Baez, Martha Graham Dance Company, Tanita Tikaram, Jethro Tull, Leningrad Philarmony Orchestra, Christ De Burg, Sting, Moscow State Philarmony Orchestra, Julio Iglesias, Jan Garbarek, Red Army Chorus, Academy of St. Martin in the Field, Kodo, Chick Corea, New York City Ballet, Nigel Kennedy, Brayn Adams, Elton John ve James Brown'un İzmir'e geldiklerini,
. Ünlü şarkıcı Dario Moreno'nun Izmir'de yaşadığını,
. Bademler köyünün Türkiye'de tiyatroya sahip ilk ve tek köy olduğunu biliyor muydunuz?
 
eger izmirliysen ve izmirden uzaksan ;

ilk sigarayi alsancak - karsiyaka vapurunda icmissen her sigara icisinde rüzgar esecek sanirsin.

her yolun elinde sonunda seni deniz kenarina cikaracagini sanirsin.

herkesin en ciddi konularda bile , elinde sonunda bir yerde bir saka yapacagini ve herkesin gülecegini sanirsin.


dolmuslarda , otobüslerde , banka kuyruklarinda yanindakiyle hep biseyler konusabilecegini sanirsin , en mahrem dertlerine bile bir dert ortagi olabilicegini.

salatalarin hep yemyesil ve zeytinyagli olacagini sanirsin.

cekirdege herkesin cigdem dedigini sanirsin.

her balik yediginde , yaninda tere yemen gerektigini sanirsin.

her sehirde sabahlari sicak boyoz bulabilecegini sanirsin.

kumrunun sadece bir kus olmadigini bilirsin ve simite gevrek diyecegini sanirsin.

her sehirde fuar denen büyük yerlerin oldugunu sanirsin.

karin sadece daglarda oldugunu sanirsin.
 

Hep yeni yıkanmış balkonlarda mı yaşarlar? Yoksa akşam sefası çiçeği gibi
ikindileri açılıp saçıldıkları için mi kalır insanın aklında o balkonlu,
kadınlı İzmirli fotoğrafları?

Hesapsız kahkaha atmasını… Ağzında şeker yuvarlar gibi dedikodu yapmasını…
Sokaktan tek kişilik bir fener alayı gibi geçmesini… Yeni yıkanmış
balkonların ılık betonunda pempe topuklarını gezdirmesini… Erken yaşta rakı
içmesini ve şarkıların en efkârlısını gecenin sonuna saklamasını…

Asvalyaları attığı vakit ‘efelik’ yapmasını… Çatlata çatlata oynamasını…
Takıp takıştırıp pufur pufur salınmasını…

İşte her nasılsa, daha en başından öğrendikleri için bütün bunları,
güngörmüş adamlar bilir ‘İzmirli Kadınlar’ dendi mi, işte orada durmasını.

Hayat kıvamındadır İzmir’in kadınları. Nasıl hayatta ayrıştırılıp çizilecek
bir şey yoksa, onlar da işte öyle. Yani ya akarsın onunla ya akmaz durursun
kenarda. Yok öyle durup dibine bakmaca.

Hep yeni yıkanmış balkonlarda mı yaşarlar? Yoksa akşam sefası çiçeği gibi
ikindileri açıp saçıldıkları için mi kalır insanın aklında o balkonlu,
kadınlı İzmirli fotoğraflar? O balkonlarda hiç göremezsiniz büsbütün ne
erkekleri, ne de hayatı ciddiye alan konuşmaları. Olsa olsa henüz kurumamış
su birikintilerine dalgın dalgın değdirilen parmaklar… Ve mutlaka beş dakika
içinde patlayan yeni kahkahalar.

Hep sorarlar ya - neden bu kadar güzel İzmirli kadınlar? Çünkü hep onlarda
kıkırdamalar, kahkahalar ve fışkırıcı şımarıklıklar…

Ben Ankara’da gördüm, az konuşan, az gülen, ciddi duran, füme rengi
kadınları. Görünüp görünüp kaybolan, muamma taklidi yapanlar da İstanbul’un
meselesi. Ben sanırdım ki, hayatın yakasında bir hercai menekşe gibi durur
her yerde kadınlar. Öyle değilmiş meğer…

Bir de ne yapsan çıkmaz ya denizin lekesi, o da var.

Kocaları, ağabeyleri, kardeşleri, sevgilileri

Erkekler, dünyanın neresine giderseniz gidin aynıdırlar, bir İzmir hariç…
Çünkü İzmirli erkekler, balkonları henüz yıkanmış ve kurumaya başlamış
kadınların kocaları, ağabeyleri, kardeşleri, sevgilileridirler…

Denizin hemen kıyısında yaşarlar. Bir kadının saçlarında denizi koklar ve
her seferinde şaşırıp, deniz bile böyle gerçek kokmaz diye düşünürler…

Günün tüm yorgunluğunu, hayatın tüm yaşanmazlıklarını kapattıkları dükkan
kepenklerinin ardında bırakıp, filelerini kavun, rakı, otlar ve umutları ile
doldurup tek özlemleri az önce güneşin kuruttuğu balkonda ilk kadehten sonra
sıyrılıp anne yoksunluğundan yeniden kadın olan ile şişeyi yarılamaktır.

Balkonları henüz yıkanmış, her kahkahalarında hüzün tadı bulunan ve
kırılmalarını yüreklerinden gözlerine taşımayan İzmirli kadınların, İzmirli
erkekleri, kendilerini dünyanın en değerli erkekleri sanırlar.
Şımarıklıkları bu yüzdendir…

Bu yüzdendir, rakıyı bir dikişte içip, birayı hamallık saymaları. Bu
yüzdendir her kadının saçı deniz kokar mı diye merak etmeleri. Dünya
üzerindeki en büyük sorunun bir demli çay içerken çözüme ulaşacağını
düşünmekteki duyarsızlıkları hep bu yüzdendir. Ve bu yüzdendir bir söze
kırılıp, gerek kalmadan tokat atmalara - gözyaşlarını saklamadan ağlayan
İzmirli kadınlara şaşırmaları.

İzmir hariç, hep aynılar

İzmirli erkekler de ağlar, tıpkı İzmirli kadınlar gibi. Hiç ummadığınız anda
karşılaşırsınız gözyaşlarıyla. Efeliklerini umursamadan bir türkünün takılıp
son sözüne, bugün bayram diye seslenen televizyon reklamına, sığınıp bir
vapurun kenarına ağlarlar.

Balkonları henüz yıkanmamış, kinini ve nefretini çeyiz sandığında yemenisini
saklar gibi muhafaza eden İzmirli kadınlar, saçlarına ak düşmeden anlarlar
İzmirli erkeklerin yaşlandığını.

Çünkü ağlamak, hayata dokunmaktır…

Güldüğünü önemsemez de İzmirli kadınlar - ağladıkları zaman İzmirli
erkekleri kocalığa, ağabeyliğe, kardeşliğe, sevgililiğe kabul ederler.

Erkekler… Dünyanın neresine giderseniz gidin aynıdırlar. Bir, İzmir hariç.

Çünkü İzmirli erkeklere, İzmirli kadınlar dokunurlar.
 
Arkadaşlar Adım Adım Türkiye başlığımız illerin fotoğraf , genel kültür ve tanıtımı amaçlı paylaşımlarına açık bir köşedir bunun harici mesajlar silinmektedir..
Tanışma ve sohbet için iller başlığındaki ilinizin bulunduğu başlığı kullanabilirsiniz..
sevgiyle kalın...
__________________
 
X