- 23 Ağustos 2012
- 49.684
- 230.474
- Konu Sahibi necektinbekadin
- #81
Ben de bir öğretmen paradoksu uyduruverdim izninizle...
Öğretmensiniz mesela, çocuklara tüm konuları büyük bir özveri ile anlattınız sonra yaş ve zeka seviyelerine göre sınav yapıyorsunuz.
Çocukların hepsinin sınavı geçmesini istiyorsunuz, (istemiyorsanız sadist olmalısınız ya da psikopat :) )
Konulara çalışmamış, dersi dinlememiş öğrenciler soruları yanıtlayamıyor, sınavda sizden doğru yanıtları istiyor.
Yanıtları vermiyosunuz, ( acaba doğru yanıtları bilmiyor musunuz?)
Doğru yanıtları veriyorsunuz, (acaba neden sınav yapıyorsunuz?)
Bazıları sınavda geçti bazıları kaldı. (Adil değil misiniz?)
Boşveriiin çocukları salın gitsin istedikleri gibi yaşasınlar, hiçbir şey öğrenmeseler de olur. (Acaba öğretmen değil misiniz?)
Bakın hanımefendi , analojinizin yanlış olduğu yer , sınav/hayattaki kötüğün varolmasını karşılaştırmanız. Sınavlarda sınavı bilerek hazırlanırsınız, özgür iradenizle çalışıp çalışmamaya karar veriri ona göre sonuç alırsınız. Diyelim ki, otoparkta arabanıza binerken karanlıktan bir herif fırlayıp bıçağı/silahı boğazıma dayadı, tecavüz etmek niyetiyle. Bunun neresi sınav, seçme şansım yok ki.
Afrika'daki çocuklar örneğine gelelim , 10 yaşına varmadan susuzluktan, açlıktan ölüyorlar ya da iç savaşta öldürülüyorlar. Yaşıtları Avrupa'da sefahat içinde yaşıyor.
a. 5, 10 yaşındaki gözü açılmamış çocuğa hayatta neyin sınavı ?
b. O zaman bu çocuklar sınavdan geçti mi, kaldı mı?
c. Neden bu çocuklar sınav edilirken diğer yaşıtlaı edilmiyor ? Herkes sınava girmiyor; sınava girenler aynı sınava girmiyor, kimin hangi sınava gireceği neye göre belirleniyor ?
d. Sizin sınav örneğinizde çocuk en kötü okuldan atılır, dünyanın sonu değil ya, mezara girmiyor. Savaşlarda ölenler , ölmeden önce vahşice tecaüze uğrayanlar ........onlar ne yapsınlar , onlar için dünyanın sonu.
Yani imtihan dünyası dedikleri insanın başına gelen atlatılabilir sıkıntılar , boşanma , sevdiklerin ölmesi vs , bunları tevekkülle atlatıp atlatmamak insanlara bağlı. Bu konularda düşünmek iradeye bağlı. Bu olaylar kotuluk kategorisinde degil, herkesin basina gelebilecek sikintilar. Kimsenin hayati 4/4luk degil, hayattaki sikintilari atlatmamiz, bakis acimiz bizlere bagli.
Lakin Epikuros'un bahsettikleri hayatta başa gelen ufak sıkıntılar değil , gerçek kötülükler, insanların insanlara kıydığı , hayatın insanlara kıydığı olaylar. 2. Dünya Savaşı , katliamlar, soykırımlar. Bunlara maruz kalmak sınav değil, ne herkes bu sınava giriyor, ne girenlerin seçme şansı var, ne de sonunda geçmek kalmak var. Ne maruz kalırken seçenek, ne de olayların sonunda seçenekler var, çünkü olay bitince öüm geliyor, her şey bitmiş oluyor , anlatabildim mi? Burda seçme şans veya özgür irade yok, iradenn olmadığı yerde sınanmaktan bahsedemezsiniz.
Burda bahsedilen köütlük konseptini anlayamışssınız, o yüzden benzetmenizin anlatılanla alakası yok.
Mune dikkat edersen felsefe tartisiyorum, din degil :)
Son düzenleme: