Suya sabuna dokunmayan yaşamlar. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” bilinciyle hareket edip, birlik ve beraberlik görüntüsü çizen kuru kalabalıklar.
Birbirinden gözlerini kaçıran, duygulara ayna olan gözleri saklayan, belki yakalanma korkusu, belki açık verme telâşı ile sarmalanmış bakışlar.
Ciddi ve resmi olmayı, samimi olmaya tercih etmiş kibirli insanlar yumağı.
İyilik yapmayı reklâm yapmakla eşdeğer tutan sözüm ona cömert zenginler.
Çocuklarına sarılıp öpmeyi zayıflık olarak niteleyip uzaktan sevgisini sunan babalar.
Anneliği hem döverim hem de severim diye yanlış anlayıp uygulayanlar.
Kalp kıra kıra ilerleyerek aradığı aşkı bulacağını sananlar.
Özür dilemeyi kendine yakıştıramayıp bir çuval inciri berbat edenler.
Kendinden nefret eden, hayvansever ve doğasever kadınlı erkekli üyeler.
İki satır kitap okuduktan sonra bildiğini sanan, sanmakla kalmayıp bilgeliğe soyunan, bilge olunmayı böyle kolay zanneden ''oturaklı'' kişilikler.
Şiddetli eleştiri yaparak kendinden geçerken, eleştirilmeye tahammülü olmayan kendiyle sözüm ona barışık ağabeyler, ablalar.
Kendi bakış açıları önyargılarla öylesine daralmışken, başkalarına nasihatler vererek hayat karartan ''ufku geniş'' beyinler.
Sevmeyi şartlara bağlayıp, sevilmeyi birinci maddeye taşıyan acıklı kalpler.
Gücünü, kudretini başkalarının çaresizliğiyle besleyen tek tip insansılar.
Sevgi paylaştıkça çoğalır söyleminin arkasına geçerek ve yanına genlerini de katarak “O da benim olsun, bu da benim olsun” şeklindeki hayat tarzını benimseyen çapkın ruhlar.
Doğduktan sonra büyümesine izin verilmeyen minicik bedenleri katleden kalbi nasırlaşmışlar.
İyi ki varsınız, iyi ki hayattasınız! Her zaman da var olmaya devam edeceksiniz!
Siz var oldukça zıddınızın görkemi çıkıyor ortaya.
O görkemi tüm haşmetiyle yaşamak isteyenlerin veyahut o görkemin bir parçası olan yüce gönüllerin, yaşamdaki kötülükleri yadsımamakla birlikte iyiliğin gücüne sonsuz inanç geliştirenlerin katlanarak çoğalması umuduyla.
alıntıdıra.s.
Birbirinden gözlerini kaçıran, duygulara ayna olan gözleri saklayan, belki yakalanma korkusu, belki açık verme telâşı ile sarmalanmış bakışlar.
Ciddi ve resmi olmayı, samimi olmaya tercih etmiş kibirli insanlar yumağı.
İyilik yapmayı reklâm yapmakla eşdeğer tutan sözüm ona cömert zenginler.
Çocuklarına sarılıp öpmeyi zayıflık olarak niteleyip uzaktan sevgisini sunan babalar.
Anneliği hem döverim hem de severim diye yanlış anlayıp uygulayanlar.
Kalp kıra kıra ilerleyerek aradığı aşkı bulacağını sananlar.
Özür dilemeyi kendine yakıştıramayıp bir çuval inciri berbat edenler.
Kendinden nefret eden, hayvansever ve doğasever kadınlı erkekli üyeler.
İki satır kitap okuduktan sonra bildiğini sanan, sanmakla kalmayıp bilgeliğe soyunan, bilge olunmayı böyle kolay zanneden ''oturaklı'' kişilikler.
Şiddetli eleştiri yaparak kendinden geçerken, eleştirilmeye tahammülü olmayan kendiyle sözüm ona barışık ağabeyler, ablalar.
Kendi bakış açıları önyargılarla öylesine daralmışken, başkalarına nasihatler vererek hayat karartan ''ufku geniş'' beyinler.
Sevmeyi şartlara bağlayıp, sevilmeyi birinci maddeye taşıyan acıklı kalpler.
Gücünü, kudretini başkalarının çaresizliğiyle besleyen tek tip insansılar.
Sevgi paylaştıkça çoğalır söyleminin arkasına geçerek ve yanına genlerini de katarak “O da benim olsun, bu da benim olsun” şeklindeki hayat tarzını benimseyen çapkın ruhlar.
Doğduktan sonra büyümesine izin verilmeyen minicik bedenleri katleden kalbi nasırlaşmışlar.
İyi ki varsınız, iyi ki hayattasınız! Her zaman da var olmaya devam edeceksiniz!
Siz var oldukça zıddınızın görkemi çıkıyor ortaya.
O görkemi tüm haşmetiyle yaşamak isteyenlerin veyahut o görkemin bir parçası olan yüce gönüllerin, yaşamdaki kötülükleri yadsımamakla birlikte iyiliğin gücüne sonsuz inanç geliştirenlerin katlanarak çoğalması umuduyla.
alıntıdıra.s.