Lahanadan kornişona, fasulyeden havuca, karnabahardan patlıcana, biberden kavuna birçok çeşidiyle kış sofralarının vazgeçilmezi olan turşu, kendine has lezzetiyle mutluluk veriyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey Akansel, turşunun özellikle evde cam kavanozda, uygun koşullarla yapılması ve dozunda tüketilmesi durumunda fayda sağlayacağını belirtiyor. İşte sadece sirke ve tuzla yapılan ve koruyucu içermeyen ev turşusunun 8 faydası...
Soğuk algınlığına karşı koruyor
Turşuyu oluşturan sebze ve meyveler bağışıklık sistemini kuvvetlendiren birçok vitamin, mineral ve antioksidanları içeriyor. Tek bir çeşit turşudan ziyade farklı sebzelerin turşularını tüketmek vücuda alınan antioksidan çeşitliliğini artırdığından daha fayda sağlıyor. Örneğin antioksidan çeşidi olarak, pancar turşusundan polifenoller ve betalain, lahana turşusundan glukosinolat elde edip yüksek antioksidan çeşidi ve kapasitesiyle kış günlerinde soğuk algınlığına karşı kalkan oluşturabilirsiniz.
Bağışıklığı güçlendiriyor
Fermente bir yiyecek olduğu için bakteri açısından zengin. Bu bakteriler bağırsak florasının zenginleşmesini sağlıyor ki güçlü bir bağırsak florası güçlü bir bağışıklık sistemi anlamına geliyor. Turşu ile gelen yararlı bakteriler aynı zamanda bağırsaklarda K vitamini yapımına destek oluyor. K vitamini ise yaralanmalar sonrasında kanın pıhtılaşmasında rol alan bir vitamin. Ayrıca tiamin, riboflavin gibi B grubu vitaminlerine katkı sağlıyor. Tiamin sinir sisteminin korunması ve hafızanın güçlenmesine yardımcı olurken, depresyona karşı koruyucu görev üstleniyor. Hem tiamin hem riboflavin karbonhidrat ve yağ metabolizmasında rol oynuyor.
Kan şekerini dengeliyor
Turşu yüksek miktarda lif içerdiğinden özellikle yemekle beraber yenildiğinde öğünün mideyi terk etme süresi yavaşlıyor, insülin salınımı dengeleniyor ve daha kontrollü bir kan şekeri elde ediliyor. İnsülin direnci gibi bir durumunuz varsa turşuyu bu şekilde tüketmek faydalı ancak diyabet hastalığınız varsa tansiyon da sizin için bir risk faktörü olacağı için turşu yemek tansiyonunuzun yükselmesine neden olabilir. Bu da böbrekleriniz için bir risk oluşturabilir. Diyabet hastalarının turşuyu çok kontrollü tüketmesi hatta hiç turşu tüketmemesi gerekiyor.
Sporcularda krampları azaltıyor
Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey Akansel “Egzersiz sırasında terle birlikte birçok mineral kaybı da yaşandığından bu durum dehidratasyona yani sıvı kaybına neden oluyor. Hem turşu hem de turşu suyu kaybolan sıvı ve mineralleri yerine koymanın hızlı bir yolu. Sporcularda turşu suyu tüketiminin egzersiz sonrasındaki krampları azalttığına dair çalışma sonuçları bulunuyor” diyor.
Kansere karşı koruyucu
Turşu yapımında kullanılan sebzelerin her biri ayrı bir antioksidandan zengin olduğu için serbest radikallere karşı zengin antioksidan kapasiteyle mücadele ediyorlar. Özelikle sarımsak ve karnabahar turşusunda bulunan flavonoidlerin antioksidan kapasitesi daha da yüksek. Tek bir turşu çeşidine ağırlık vermek yerine çeşitlendirmek farklı vitamin, mineral ve antioksidanların alımına olanak sağlıyor.
Metabolizmayı hızlandırıyor, zayıflatıyor
Turşuda bulunan sirke kaynaklı asetik asitin vücutta yağ depolamasını önlediği bazı hayvan çalışmalarında kanıtlanmış durumda. Turşunun hem metabolizmayı hızlandırıcı etkisi hem kabızlığa karşı etkili olması hem de düşük kalorili olmasından dolayı diyet yapanların zayıflamasına yardımcı oluyor. Lifli bir besin olması tokluk süresini uzatarak da ayrıca bu sürece destek sağlıyor.
Kabızlığa karşı etkili
Hem çok lifli yapısıyla hem de içeriğindeki fermente bakterilerle bağırsak sağlığını koruyan bir besin. Bağırsak florasının sağlığı bağırsak hareketlerinin düzenli olması açısından elzem. Aynı zamanda yüksek lifli sebze ve meyvelerden yapılan turşular bu yolla da dışkı hacmini artırarak, metabolik atıkların vücuttan daha rahat atılmasını sağlayıp kabızlığa iyi geliyor.
Kalp damar hastalıklarına karşı koruyor
Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey Akansel “Turşu, kalp-damar hastalıklarına karşı da koruyucu. Yüksek antioksidan ve vitamin-mineral içeriği ile damar sağlığını koruma özelliğine de sahip. Ancak bu koruyuculuk sağlıklı bireyler için geçerli!” diyor ve haftada 2-3 gün el ayası kadar turşunun yenilebileceğini ekliyor. Turşunun içerdiği yüksek sodyum oranının; tansiyon, diyabet, böbrek ve mide hastalığı olanlar için turşuyu temkinli yaklaşılması gereken bir besin yaptığını vurgulayan Müge Güzey Akansel, “Bu hastalıkları olan kişiler mutlaka hekim ve diyetisyenlerine danışarak turşu tüketimini kontrollü bir şekilde tüketmeli ya da hastalık düzeylerine göre hiç tüketmemeliler” uyarısında bulunuyor.