- 22 Nisan 2008
- 1.024
- 4
İstanbul'un en iyi 10 parkı
FENERBAHÇE PARKI
Kadıköy’ün en havadar, en yeşil ve en özenli parkı. Erken saatlerde yapılacak en uygun şey; kahvaltılıkları alıp masalı banklardan birine kurulmak, termostaki çay bayatlayana ve güneşte bayılana kadar gazete okuyup çimlerde yuvarlanmak. Sıkılanlar, parkın kapısından yaklaşık 20 adım sonra ulaşacakları Pyramid Alışveriş Merkezi’nde günü yemek yiyip, bowling oynayıp ya da sinemaya giderek tamamlayabilirler. Parka öğleden sonra gitmenin en değişmez amacı, bayramlık giysiler içinde iki dirhem bir çekirdek öğleden sonra piyasasına akmak olmalı. Sağınız solunuz, Bağdat Caddesi’nden sıkılıp temiz hava solumak isteyen ‘cadde’li gençlerle dolu oluyor. Akşam saatleri ise daha çok, televizyon karşısında kuruyemiş yemekten sıkılan ailelerle çarpışacaksınız. Giriş kapısından 150 metre sonra, sol koldaki merdivenlerin sonuna gizlenmiş Baraka’ya uğrayın. Denize sıfır bu küçük ve salaş çay ocağında yaz gecelerinde soğuk bira da bulabilirsiniz. Diğer bir seçenek tıpkı gün ışığında olduğu gibi çimlerin üzerine yayılıp -şanslıysanız- mehtaba karşı romantik bir bahar gecesi geçirmek.
YILDIZ PARKI
Hatrı sayılır bir kesimin ilk romantik buluşmasını Yıldız Parkı’nda yaşadığını anlatır büyüklerimiz. Bir kaynağa göre Ali Müfit Gürtuna da eşine burada evlenme teklif etmiş. Beşiktaş’la Ortaköy arasında yer alan park, İstanbul’un benzeri mekánlarından farklı olarak her kesim ve yaştan insanı ağırlıyor. Semt sakinlerinin vakit geçirdiği bir yer olmaktan ziyade özel olarak gidilen bir yer konumunda. Şehrin göbeğinde olması itibarıyla kolay ulaşıldığını söyleyebiliyoruz. Bir saray bahçesi olduğundan iyi ağaçlandırılmış yemyeşil bir yer olmasını da doğal karşılamak lazım. Parkta 18. ve 19. yüzyıllarda yapılmış Malta ve Çadır Köşkleri bulunuyor. Tesis bakımından da çay, kahve ne ararsanız her türlü hizmet, çeşitli fiyat ve konfor seviyelerinde mevcut.
BEBEK PARKI
Sahilde Mısır Konsolosluğu ile Bebek Kave arasında uzanıyor. Esasen günün her saati hayli kalabalık olduğunu söyleyebiliriz. Sahil boyunca yürüyüş yapanlar kimi zaman burada soluklanıyor. Akşam saatlerindeyse Bebek Kave sakinleri yer bulamayınca parkın banklarına yayılıyor, piyasa yapıyorlar. Buranın en baba özelliği nedir diye sorarsanız tam önünde kiralık motorlar olması. Karşıda Çengelköy sahilinde harika bir balık lokantası var. Mesela parka geldiniz, program yapmak icap etti, hiç yorulmayın. Hemen motorcu Osman’ı sorun. Sizi karşıya atıyor, dönene kadar da bekliyor isterseniz. Tek gidiş 20 milyondan fazla vermeyin. Gidiş dönüş pazarlığa tabi. Bu arada parkın bir diğer özelliği de siyah kedi kolonisi. İsterseniz oturup sayın, 11 tane siyah kedi var irili ufaklı. Bir de falcı kadın var. Bir ‘yirmilik’ almadan yakanızı bırakmıyor, haberiniz olsun.
MAÇKA PARKI
Dört başı mamur metropol parkı kategorisinde İstanbul’daki belki de tek yer. Gümüşsuyu tepesi ve Maçka/Taşlık denilen bölge arasındaki vadide kalan alanda yüzyıllık ağaçlar, çimenlik alanlar ve patikalarla hem düzenleme, hem konum hem de yeşillik anlamında rakipsiz. Ancak çayevi istilasıyla karşı karşıya. Köy motifli yelek giymiş garsonların çay servis ettiği mekánlardan parkın ağacına, yeşiline sabah akşam radyodan müzik servis edilmediği saatlerde sessiz ve hoş bir yer. Başına buyruk köpek kolonisi meşhur. Sabah erken saatte, spor yapanlarla dolu oluyor. Öğle vakti okul kıran gençleri, yemek arası veren çevre sakinlerini ve geç kalkan semtlileri ağırlıyor. Akşama doğru nüfusun artmasıyla köpeklilerin, bisikletlilerin birbirine yol vermek için beklediğini görebilirsiniz. En tenha saatler hafta içi 09.30 ile 12.00 arası. En kral özelliği, parkın iki yakası arasında çalışan teleferik
ULUS PARKI
Ulus Parkı’na ruhunu veren en önemli özellikler bulunduğu semt, güzel Boğaz manzarası ve düzenli, bakımlı, yemyeşil alanlar. Parkı genelde civar sitelerde oturan semt sakini teyzeler temiz hava almak için ziyaret ediyor ama tabii hepsi bununla sınırlı değil. Okulu asan liseli gençler de parkın tadını, irili ufaklı gruplar halinde çevreyi tavaf edip bol sigara içmek suretiyle çıkarıyorlar. Genç áşıkları da hesaba katarsak parkın insan profilini kavramış oluyoruz. Bebek arabalarıyla genç anneler de manzarayı tamamlayan bir diğer unsur. Parkın bir de hafta sonu piyasası var. Civar semtlerde oturanlar yürüyüşe, köpek gezdirmeye, gezinmeye buraya geliyor. Yalnız öyle mangal, piknik ve benzeri yayılmalar pek hoş karşılanmıyor. Pazarları yaş ortalaması yükseliyor zira tonton kesim buraya brunch’a geliyor, ev sıkıntısını hafif yürüyüşlerle atmaya çalışıyor.
SANATÇILAR PARKI
"Yedi sanat dalında topluma mal olmuş, yaşayan ve aramızdan ayrılan sanatçıları gelecek kuşaklara anlatmak ve ölümsüzleştirmek için hazırlanan park’. Vatandaş olarak bir parktan beklentilerimiz arasında sanatçıları ölümsüzleştirmek de olmalı tabii. Sanatçılar Parkı bu anlamda hem yeşil bir köşe hem de misyonu var. Akatlar’da bulunan park, çevredeki siteler ve müstakil evlerin sakinlerini gün boyu ağırlıyor. Genç popülasyondan ziyade orta yaşlıları gezerken görebilirsiniz. Park yeni düzenlendiği ve fazla bakımlı göründüğü için öyle çimlere oturma, top oynama durumu pek hoş karşılanmayabilir. Uzaktaki ağaçlar arasında beliren Boğaz manzarasıyla yetinip çaydan bir yudum almak da fena fikir değil.
GÜLHANE PARKI
Geçen yıl yenilenerek hizmete açıldı. Adı sarayın gül bahçelerinden geliyor. Artık hayvanat bahçesi yok, piknik yapılamıyor. Ancak yeşil oranı yüzde 55’ten 78’e çıkarıldı, 330 bank konuldu, gezi yolları ve seyir terasları düzenlendi, 24 bin lale dikildi. Toplumun her kesiminden, her yaştan ve gelir grubundan insanlar burada yürüyüş yapıyor, Sarayburnu’na uzanıp denizi seyrediyor, çevredeki ‘tesis’lerde çayını kahvesini içiyor. Öte yandan her gün burada turistleri görebilirsiniz. Pazar günleri kalabalık, hafta içi tenha, sabahları huzur dolu olduğunu hatırlatalım.
ABBASAĞA PARKI
Beşiktaş; iskelenin yanındaki çay bahçeleri, çarşısı, Çarşı’sı, Kazan’ı ve Cumartesi Pazarı ile İstanbul’un en hareketli semtleri arasında. Barbaros Bulvarı’ndan, Yıldız ve Beşiktaş yönünden; hangi sokağa girerseniz girin, buraya ulaşabilirsiniz. Öyle simitçi ve kestanecilerin pek uğramadığı, semt sakinlerinin sabahları gazete keyfi ve köpek gezmesi için tercih ettiği bir park burası. Üst tarafında bulunan mahalle kahvesinin minik terası güneşlenmek için şahane. Çarşının içindeki meşhur Yedi Sekiz Hasan Paşa fırınından üzümlü, elmalı kurabiye çeşitleri de alındıysa her şey tamam.
CADDEBOSTAN PARKI
Caddebostan Parkı, İstanbul’un yeşillik alanları içinde belki de en eğlenceli, en cıvıl olanı. Özellikle havalar güzel olduğunda komşu semtlerde ne kadar genç bünye varsa çimlere hücum ediyor. Basket sahaları doluyor, mini parkta çocuklar ve onları izleyen anneler beliriyor, sahil şeridinin her yanında bir hareket gözleniyor. Bu anlamda özellikle Caddebostan Migros ve çevresi Rock’n Coke’u aratmayacak nitelikte. Çevrede kaykaycısından müzisyenine çeşit çeşit insan, hatta hayatınızın insanını bile bulabilirsiniz. Burada tanışıp evlenen çiftler olduğu tarafımızdan gözlemlenmiştir. Parkın bahar ve yaz ayları boyunca en hareketli ve bereketli saatleri akşam günbatımı öncesi. Evden termosla kahve getirenlerden tutun da, Migros’tan kahvaltılık alıp çimlere yayılanlara kadar yaşlısı genci tüm semt sakinleri burada günü birlikte uğurluyor. Ulaşımı kolay, Bağdat Caddesi’nin her yerinden ve tabii Kadıköy’den tek vasıtayla, yani dolmuşla buraya varabiliyorsunuz.
GÖZTEPE PARKI
Göztepe Parkı, sahil yoluyla Bağdat Caddesi’ni birbirine bağlıyor. Semtin bebekleri ilk gezmelerini burada yapıyor, yürüme-koşma konusunda acemiliklerini de burada atıyorlar. Sahipleriyle birlikte gelen köpekler de parkın her köşesini ‘patilerinin içi’ kadar öğrenmiş durumdalar. Park Cadde sakinleri için yaz-kış alternatif bir yürüyüş parkuru. Geceleri ıssız olmasına rağmen yılbaşı gibi özel günlerde Hyde Park misali konserlere sahne oluyor. Akşamüstü saatlerinde park öncesi ve sonrası bir şeyler atıştırmak isterseniz, caddeye çıkmadan hemen parkın karşısında yeni açılan Cafe Galeri’nin kırmızı dekoru içinde saatler geçirebilirsiniz.
FENERBAHÇE PARKI
Kadıköy’ün en havadar, en yeşil ve en özenli parkı. Erken saatlerde yapılacak en uygun şey; kahvaltılıkları alıp masalı banklardan birine kurulmak, termostaki çay bayatlayana ve güneşte bayılana kadar gazete okuyup çimlerde yuvarlanmak. Sıkılanlar, parkın kapısından yaklaşık 20 adım sonra ulaşacakları Pyramid Alışveriş Merkezi’nde günü yemek yiyip, bowling oynayıp ya da sinemaya giderek tamamlayabilirler. Parka öğleden sonra gitmenin en değişmez amacı, bayramlık giysiler içinde iki dirhem bir çekirdek öğleden sonra piyasasına akmak olmalı. Sağınız solunuz, Bağdat Caddesi’nden sıkılıp temiz hava solumak isteyen ‘cadde’li gençlerle dolu oluyor. Akşam saatleri ise daha çok, televizyon karşısında kuruyemiş yemekten sıkılan ailelerle çarpışacaksınız. Giriş kapısından 150 metre sonra, sol koldaki merdivenlerin sonuna gizlenmiş Baraka’ya uğrayın. Denize sıfır bu küçük ve salaş çay ocağında yaz gecelerinde soğuk bira da bulabilirsiniz. Diğer bir seçenek tıpkı gün ışığında olduğu gibi çimlerin üzerine yayılıp -şanslıysanız- mehtaba karşı romantik bir bahar gecesi geçirmek.
YILDIZ PARKI
Hatrı sayılır bir kesimin ilk romantik buluşmasını Yıldız Parkı’nda yaşadığını anlatır büyüklerimiz. Bir kaynağa göre Ali Müfit Gürtuna da eşine burada evlenme teklif etmiş. Beşiktaş’la Ortaköy arasında yer alan park, İstanbul’un benzeri mekánlarından farklı olarak her kesim ve yaştan insanı ağırlıyor. Semt sakinlerinin vakit geçirdiği bir yer olmaktan ziyade özel olarak gidilen bir yer konumunda. Şehrin göbeğinde olması itibarıyla kolay ulaşıldığını söyleyebiliyoruz. Bir saray bahçesi olduğundan iyi ağaçlandırılmış yemyeşil bir yer olmasını da doğal karşılamak lazım. Parkta 18. ve 19. yüzyıllarda yapılmış Malta ve Çadır Köşkleri bulunuyor. Tesis bakımından da çay, kahve ne ararsanız her türlü hizmet, çeşitli fiyat ve konfor seviyelerinde mevcut.
BEBEK PARKI
Sahilde Mısır Konsolosluğu ile Bebek Kave arasında uzanıyor. Esasen günün her saati hayli kalabalık olduğunu söyleyebiliriz. Sahil boyunca yürüyüş yapanlar kimi zaman burada soluklanıyor. Akşam saatlerindeyse Bebek Kave sakinleri yer bulamayınca parkın banklarına yayılıyor, piyasa yapıyorlar. Buranın en baba özelliği nedir diye sorarsanız tam önünde kiralık motorlar olması. Karşıda Çengelköy sahilinde harika bir balık lokantası var. Mesela parka geldiniz, program yapmak icap etti, hiç yorulmayın. Hemen motorcu Osman’ı sorun. Sizi karşıya atıyor, dönene kadar da bekliyor isterseniz. Tek gidiş 20 milyondan fazla vermeyin. Gidiş dönüş pazarlığa tabi. Bu arada parkın bir diğer özelliği de siyah kedi kolonisi. İsterseniz oturup sayın, 11 tane siyah kedi var irili ufaklı. Bir de falcı kadın var. Bir ‘yirmilik’ almadan yakanızı bırakmıyor, haberiniz olsun.
MAÇKA PARKI
Dört başı mamur metropol parkı kategorisinde İstanbul’daki belki de tek yer. Gümüşsuyu tepesi ve Maçka/Taşlık denilen bölge arasındaki vadide kalan alanda yüzyıllık ağaçlar, çimenlik alanlar ve patikalarla hem düzenleme, hem konum hem de yeşillik anlamında rakipsiz. Ancak çayevi istilasıyla karşı karşıya. Köy motifli yelek giymiş garsonların çay servis ettiği mekánlardan parkın ağacına, yeşiline sabah akşam radyodan müzik servis edilmediği saatlerde sessiz ve hoş bir yer. Başına buyruk köpek kolonisi meşhur. Sabah erken saatte, spor yapanlarla dolu oluyor. Öğle vakti okul kıran gençleri, yemek arası veren çevre sakinlerini ve geç kalkan semtlileri ağırlıyor. Akşama doğru nüfusun artmasıyla köpeklilerin, bisikletlilerin birbirine yol vermek için beklediğini görebilirsiniz. En tenha saatler hafta içi 09.30 ile 12.00 arası. En kral özelliği, parkın iki yakası arasında çalışan teleferik
ULUS PARKI
Ulus Parkı’na ruhunu veren en önemli özellikler bulunduğu semt, güzel Boğaz manzarası ve düzenli, bakımlı, yemyeşil alanlar. Parkı genelde civar sitelerde oturan semt sakini teyzeler temiz hava almak için ziyaret ediyor ama tabii hepsi bununla sınırlı değil. Okulu asan liseli gençler de parkın tadını, irili ufaklı gruplar halinde çevreyi tavaf edip bol sigara içmek suretiyle çıkarıyorlar. Genç áşıkları da hesaba katarsak parkın insan profilini kavramış oluyoruz. Bebek arabalarıyla genç anneler de manzarayı tamamlayan bir diğer unsur. Parkın bir de hafta sonu piyasası var. Civar semtlerde oturanlar yürüyüşe, köpek gezdirmeye, gezinmeye buraya geliyor. Yalnız öyle mangal, piknik ve benzeri yayılmalar pek hoş karşılanmıyor. Pazarları yaş ortalaması yükseliyor zira tonton kesim buraya brunch’a geliyor, ev sıkıntısını hafif yürüyüşlerle atmaya çalışıyor.
SANATÇILAR PARKI
"Yedi sanat dalında topluma mal olmuş, yaşayan ve aramızdan ayrılan sanatçıları gelecek kuşaklara anlatmak ve ölümsüzleştirmek için hazırlanan park’. Vatandaş olarak bir parktan beklentilerimiz arasında sanatçıları ölümsüzleştirmek de olmalı tabii. Sanatçılar Parkı bu anlamda hem yeşil bir köşe hem de misyonu var. Akatlar’da bulunan park, çevredeki siteler ve müstakil evlerin sakinlerini gün boyu ağırlıyor. Genç popülasyondan ziyade orta yaşlıları gezerken görebilirsiniz. Park yeni düzenlendiği ve fazla bakımlı göründüğü için öyle çimlere oturma, top oynama durumu pek hoş karşılanmayabilir. Uzaktaki ağaçlar arasında beliren Boğaz manzarasıyla yetinip çaydan bir yudum almak da fena fikir değil.
GÜLHANE PARKI
Geçen yıl yenilenerek hizmete açıldı. Adı sarayın gül bahçelerinden geliyor. Artık hayvanat bahçesi yok, piknik yapılamıyor. Ancak yeşil oranı yüzde 55’ten 78’e çıkarıldı, 330 bank konuldu, gezi yolları ve seyir terasları düzenlendi, 24 bin lale dikildi. Toplumun her kesiminden, her yaştan ve gelir grubundan insanlar burada yürüyüş yapıyor, Sarayburnu’na uzanıp denizi seyrediyor, çevredeki ‘tesis’lerde çayını kahvesini içiyor. Öte yandan her gün burada turistleri görebilirsiniz. Pazar günleri kalabalık, hafta içi tenha, sabahları huzur dolu olduğunu hatırlatalım.
ABBASAĞA PARKI
Beşiktaş; iskelenin yanındaki çay bahçeleri, çarşısı, Çarşı’sı, Kazan’ı ve Cumartesi Pazarı ile İstanbul’un en hareketli semtleri arasında. Barbaros Bulvarı’ndan, Yıldız ve Beşiktaş yönünden; hangi sokağa girerseniz girin, buraya ulaşabilirsiniz. Öyle simitçi ve kestanecilerin pek uğramadığı, semt sakinlerinin sabahları gazete keyfi ve köpek gezmesi için tercih ettiği bir park burası. Üst tarafında bulunan mahalle kahvesinin minik terası güneşlenmek için şahane. Çarşının içindeki meşhur Yedi Sekiz Hasan Paşa fırınından üzümlü, elmalı kurabiye çeşitleri de alındıysa her şey tamam.
CADDEBOSTAN PARKI
Caddebostan Parkı, İstanbul’un yeşillik alanları içinde belki de en eğlenceli, en cıvıl olanı. Özellikle havalar güzel olduğunda komşu semtlerde ne kadar genç bünye varsa çimlere hücum ediyor. Basket sahaları doluyor, mini parkta çocuklar ve onları izleyen anneler beliriyor, sahil şeridinin her yanında bir hareket gözleniyor. Bu anlamda özellikle Caddebostan Migros ve çevresi Rock’n Coke’u aratmayacak nitelikte. Çevrede kaykaycısından müzisyenine çeşit çeşit insan, hatta hayatınızın insanını bile bulabilirsiniz. Burada tanışıp evlenen çiftler olduğu tarafımızdan gözlemlenmiştir. Parkın bahar ve yaz ayları boyunca en hareketli ve bereketli saatleri akşam günbatımı öncesi. Evden termosla kahve getirenlerden tutun da, Migros’tan kahvaltılık alıp çimlere yayılanlara kadar yaşlısı genci tüm semt sakinleri burada günü birlikte uğurluyor. Ulaşımı kolay, Bağdat Caddesi’nin her yerinden ve tabii Kadıköy’den tek vasıtayla, yani dolmuşla buraya varabiliyorsunuz.
GÖZTEPE PARKI
Göztepe Parkı, sahil yoluyla Bağdat Caddesi’ni birbirine bağlıyor. Semtin bebekleri ilk gezmelerini burada yapıyor, yürüme-koşma konusunda acemiliklerini de burada atıyorlar. Sahipleriyle birlikte gelen köpekler de parkın her köşesini ‘patilerinin içi’ kadar öğrenmiş durumdalar. Park Cadde sakinleri için yaz-kış alternatif bir yürüyüş parkuru. Geceleri ıssız olmasına rağmen yılbaşı gibi özel günlerde Hyde Park misali konserlere sahne oluyor. Akşamüstü saatlerinde park öncesi ve sonrası bir şeyler atıştırmak isterseniz, caddeye çıkmadan hemen parkın karşısında yeni açılan Cafe Galeri’nin kırmızı dekoru içinde saatler geçirebilirsiniz.