Sayfiye olarak kullanılan adaların en küçüğü olan Kınalıada, yaz aylarında müthiş bir ziyaretçi akınına uğrardı.
İstanbul'a en yakın ada olması nedeniyle, vapurla bölgeye gelenler, serin sularla bir an önce kucaklaşmak için sabırsızlanırlar ve vapurun yanaştığı ilk iskelede kendilerini atarlardı.
Marmara, temiz bir deniz olduğu zaman durum böyleydi. Şimdi ise adalılar bile deniz yerine, kulüplerinin veya evlerinin havuzlarında serinlemeyi tercih ediyor.
Ziyaretçi sayısı azalsa da, ada yine farklı... Amaç adaya gelmek, deniz bahane. Vapurlar eskisi kadar olmasa da yine kalabalık...
Kınalıada'da fayton yok. Aslında olmasına gerek de yok. Çünkü bir ucundan, diğer ucuna en çok 20-25 dakikada ulaşmanız mümkün. Yine de üşengeç ziyaretçiler için Ayazma Plajı'na yaz aylarında motor çalışıyor.
Bütün yollar aynı yere çıkar
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
İskelenin tam karşısındaki ikiz Sirakyan evleri, adanın mimari özellik ve güzellikteki tek yapısı. Sol taraf balıkçı barınağı ve çay bahçelerine uzanıyor. Sağ tarafta ise plaj var. Adanın arkasına geçmek için en pratik yol doğru karşıya geçmek, tepeyi tırmanmak ve Hıristo Manastırı'nın bulunduğu yeşil çayırı aşıp Ayazma Plajı'na inmek.
Gerçi sağ taraftaki yol da sizi menzile götürür ama biraz dolambaçlıdır. Üstelik mahalleler arasından çamlığa çıkan ilk yol sessizliği ile sizi büyüler. Tabi yokuş tırmanmaktan yana sıkıntınız yoksa...
Diğer adalara göre daha sarp yamaçlardan ve küçük koylardan oluşan kıyı şeridi ile çok sayıda insanın aynı alanı paylaşabilmesine izin vermez. Buna en uygun alanda da zaten Ayazma Plajı yer almaktadır.