Bir intihar girişimiydi aslında gidişim o sahil kenarına; ilk sohbet ettiğimiz dakikaları unutturabilmek için belki de, tek başıma yürümeye başladım balık ekmek kokuları içinde. Her adımımda seni ilk beklediğim vapur iskelesine yaklaşıyor. Yaklaştıkça duraksıyordum sebepsiz.
Korkuyordum aslında, seni bulduğum o vapur iskelesinde kaybetmekten çok korkuyordum. Gitme istiyordu bir yanım, diğer yanım ise sonsuza kadar kaybolmanın doğruluğuna inanıyordu.
Ben… Ben hiçbir şey bilmiyordum.
Sadece gitme istiyordum, hani gitmiş olsan bile gitme…
Gökyüzüne çevirdim başımı, ay yoktu… Küskündü yine her zamanki gibi bu kente, beni m küskünlüğümden mi kızgındı şehre yoksa başka bir sebebi mi vardı bilmiyordum, bildiğim tek şey rahatlatacağını bilsem de bana göstermiyordu yüzünü.
Konuşuyordum yine kendi kendime… Neden çıkmıyorsun diye soruyordum aya, sensizlik esti uzaklardan… Sebep bu mu diye sordum. Cevap vermedi bana… Sessiz kaldı mümkün olduğunca saklandı. Bir başıma bıraktı beni, senin yüreğimi bıraktığın gibi.
Bir an karşı kıyıya baktım derken, ilerlemekte olan vapura takıldı gözlerim. Kaç kez sana getirmişti beni ve kaç kez senin için beklemiştim yamacında.
Yürüdüm yine, bakmakla olmuyormuş atmak dedim sessizce… Oturduğumuz yere oturdum, bir fincan kahve eşliğinde yudum yudum içtim sensizliği delice. Bir sigara ile zehirledim sonra içime düşen seni. Hani gitmeni istemiyordum ama; git de istiyordum hani.
Bilemezsin ne zor çelişki. Ne amansız bir savaştır bu içimdeki.
Ezan sesleri duyulmaya başladığında anladım ne kadar geç kaldığımı her şeye.
Geceye, eve, bize…
Her şeye geç…
Geç kalmıştım her şeye.
Ve koşmak için gücüm yoktu artık hiçbir şeye.
Ne yetişme derdim vardı zamana artık, ne de …
Küçücük bir hoşça kal çıktı dilimden, istemeye istemeye attım adımlarını. Bir daha düşünmemeye söz vererek kendime yitip gittim balık kokularının içinde. Sevdamı öksüz bırakıp ve belki emanet edip o sahile bakmadan ardıma koyuldum yola.
Ne zormuş gitmek oysa, hep kalmaktır derdim ya ben… Ne zormuş bırakıp gitmek seni orda. Defalarca dönmek istemek ama dönememek ne zormuş bilemezsin sevgili.
En çok odama girdiğimde anladım ben ise bunu, sensizliğin en koyu estiği odamda üşüyordum şimdi. En çok gece olunca düşüyordun koynuma ya hani, hani kokun sarıp sarmalayınca beni geçiyordu ya üşümem, ya da daha da sarıl diye bir titreme alıyordu ya hani yalancıktan.
Korkmazdım ya da, gecenin bir yarısı birden uyanıpta gözlerini açtığında ve gülümseyerek baktığında bana; güvenle dalardım ya uykuya, şimdi uyku küskün gözlerime… Sevdamı bırakıp gittim diye o sahile, o da bırakıp gitti beni sensizliğin içinde.
Bir soğuk ki bilemezsin ne çok üşümekte ellerim,
ne çok korkmakta yüreğim bilemezsin,
bilemezsin nasıl da ürkek bir kedi gibi sinmekte bedenim.
Bir intihar girişimiydi aslında gidişim o sahil kenarına… Herkes seni öldüreceğimi düşünse de…
Ay, gece ve sahil sevdamı öksüz bıraktığım için kızsa da bana. Benim ki sadece bir intihar girişimiydi sevgilim.
Yüreğimi bırakıp sevdamın yanında, adımlarımla bıraktım tükenişimin izlerini.
Ve tek bir kalemle kıydım benliğime.
Kaybettiğim değildin sen, kaçıp kaybolan bendim sessizce…
Meral BİLGİÇ