İnternet aşkına kötü şaka!

marjane

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
25
0
Bir İnternet Aşkı..Azra ile Emre..

Emre’ye göre her şey çok güzel gidiyordu. 2 ay olmuştu Azra ile ilişkileri. Azra için de her şey yolundaydı. Azra ile Emre İnternette tanışmışlardı. Herkesin “Bu ilişki yürümez” sözlerini hiç dikkate almadan 2 ayı bitirmişlerdi. Bildiklerini yaptılar ve çok da mutlu oldular. Emre Türkiye’de Azra Bulgaristan’da yaşıyordu.

Emre sevgilisinin Türkiye’ye gelme ümidiyle yaşıyordu. Nasıl olsa gelecek deyip günleri tüketiyordu. Emre kıskanç biriydi. Azra da genellikle kıskanır ama sevgilisine güveni sonsuzdu. Aslında içten içe kıskanılmak isterdi Azra. İnsanoğlu için genellik hoşa gider kıskanılmak. Emre üniversitede okuyor, Azra ise Bulgaristan’da dans hocalığı yapıyordu. Biri internete gireceği zaman mesaj gönderip buluşurlardı. Yine bir gün muhabbet ederlerken Azra 2 gün internete giremeyeceğini söyledi. Neden olarak da arkadaşlarıyla birlikte dağ evine gideceklerini Emre’ye açıkladı. Emre sevdiğini iki gün göremeyeceği için bu duruma üzüldü.

Üzüldü üzülmesine ama belli etmedi. Ama Emre kıskançtı “Kim kim gidiyorsunuz” dedi. “Arkadaşlarımla” dedi Azra “Hem kuzenim de gelecek Yeliz”. Emre Yeliz’i Azradan önce tanımıştı araları çok iyiydi. Yeliz’in olması Emre’nin az da olsa yüreğine su sermişti. Ne yani Azra’ya güveni yok muydu? Hayır tabiki vardı. Emre fark etmeden “Bak bu arkadaşlık aşka dönüşmesin, ne de olsa iki gün aynı evde kalacaksınız?” dedi. “Saçmalama normal arkdaşlarım onlar, asla öyle bir şey olmaz” dedi öfkeyle karışık Azra. Bu yanıt Emre’yi biraz rahatlatmıştı. Ertesi gün Azra’nın yokluğunda Emre internete girmedi. Kitap okumaya çalıştıysa da sevgilsi aklından çıkmadı. Her kelimesinde sevdiğinin resmi belirdi. Bir gün de özlemişti onu. Vakit çok nazlıydı bugün.

Telefonu çaldı arkadaşlarının dolaşma teklifini kabul etti. Hem böylece zaman da geçerdi. Ertesi gün Emre’nin sevgilisine olan özlemi daha da arttı. Artık bir şeyin farkına varmıştı Azra’yı çok seviyordu. Emre bu günü de sevgilisi ara ara aklına gelse de arkadaşlarıyla geçirdi.
Emre yatağına uzandığında “Acaba” dedi. “Acaba ben de benim onu özlediğim kadar özleniyor muyum?” Zor bir soruydu kendisi de kabul etti. Nihayet sabah olmuştu. Emre her sabah yaptığı meşhur –Azranın her zaman söylediği- kahvaltısını yapmadan internete girdi. Azra’ya kavuşabilecek olmanın ateşiyle yanıyordu. Evet evet Azra da interetteydi. “Merhaba canım” dedi Emre heycanlıydı. “Selam canım” diye karşılık verdi Azra. Emre, “Seni o kadar özledim ki iki gün geçmek bilmediği. Yokluğunda öğrendim varlığının kıymetini (Bu sözü kendisi de beğendi.) dedi sonra. “Bende canım” dedi Azra.

“Sanki uzun bir süredir konuşmuyoruz gibi hissediyorum kendimi” diye devam ettirdi sözlerini. Bu söz içten içe hoşuna gitmişti Emre’nin. “Nasıl geçti?” diye sordu Emre. “Çok güzel geçti” diye cevap aldı. “Sen neler yaptın?” diye sordu Azra. “Seni özlemekten başka bir şey yapmadım” diye cevap aldı. “Annemle çok büyük kavga ettim” dedi tekrar Azra. “Bıktım artık bir gün kaçacam bu evden her şeye karışıyorlar para da vermeyeceklermiş” diye devam etti. Emre Azra’nın bu yorumuna kızdı evden kaçma gibi bir cahilliği asla yapmaması gerektiğini, annesinin bir şeye canın sıkkın olabileceğini söylese de Azra pek oralı olmadı.

“Canım bir şey konuşmamız gerek dedi Azra.” Emre’ye heycan bastı. Emre’nin ateşi yükselirken Azra devam etti. “Bak canım sana yalan söyleyecek değilim. Dağ evinde bir arkadaş benden hoşlandığını söyledi. Ben de şaşırıdm arkadaş olduğumuzu söyledim. Israr edince de düşünmem gerektiğini belirttim.” Kelimeler Emre’nin beyninde zincirleme kaza yapmışçasına vuruyordu. Emre’nin kafası fren iziyle doldu. Çok sinirlendi Emre yazmaya çalıştı ama ellerinin titremesinde harfleri tutturamadı.

Yazmadığı her saniye Azra’nın yazdıklarını tekrar okuyarak geçiyordu bu onu daha da deli ediyordu. Daha baştan biliyormuş da ondan uyarmış gibiydi. İnanılır gibi değildi. Delicesine sevilirken bu yapılamazdı. “Hayır olmaz” diye geçirdi içinden Ama kelimeler gözüne girecek şekilde duruyordu. Bişeyler yazmalıydı parmakları hafif hafif klavye üzerinde hareketlendi. “Yazık!” dedi. “Yine aşkın b.ktan kısmı bana kalan. Farklı zamanda farklı duygular sırasında geldiğin için farklı sanmıştım seni. (bu söz de güzeldi ama bir yere kaydetmenin zamanı değildi.) Ben seni çok sevmiştim. Sen de diğerleri gibi yalanmışsın. Artık yapabilecek bişeyim yok. Tüm yaşanılmışlar için teşekkür ederim mutluluklar… Ama ben seni gerçekten çok sevdim…” deyip hızlıca laptobunun kapağını kapattı. Kan beynine sıçramış gibydi bir süre kıpırdamadı öylece baktı. Arkadaşlarına da hiç bişey anlatamazdı artık bıkmışlardı ayrılıklarından. Bu 4. terkediliş olmakla beraber, 3 tane de ihanete uğramıştı. Azra’yla beraber olmaya başladığından itibaren geçmişi az da olsa unutmuştu.

Emre’nin sorunları vardı bunlar iyice kendini belli ediyordu. Eski Emre yoktu. Her şeye sinirlenen bağıran çağıran bir Emre vardı. 5 gün girmedi internete. Psikologuna daha sık gider oldu. Ailesinin neler olduğu konusunda sıkıştırmaları nafileydi. 1 aya yakın geçen zamanla internetle ilişkisini kesmişti. Üniversitede gruplara takılıyordu. Bağımlılık hap yapan ilaçlar kullanmaya başladı. Üniversitede yaptıkları bir kavgada kolu kırıldı. Emre bu 1 ay da hiç eve uğramaz oldu. Parasız kalıp da cep telefonunu sattığı için ailesi ulaşamıyordu. Zaten ulaşsa da pek bir şey değişmez gibiydi. Bir zamanlar en sevmediği müzik türü olan metal müzik de dinlemeye başladı. Emre kendini tanımıyor, tanımak için uğraşmıyordu. 2 ay hiç internete girmedi. Azra’yı unutmuş hissediyordu. Hani, …

Bu arkadaşlık aşka dönüşmesin sonra değip de bunun “imkansızlık” şeklinde cevap veren Azra’yı… Sözünde durmayan insanı. Unutmuştu onu. 2 ayın sonunda uyuşturucu haplara olan bagımlılığı iyice arttı. Her gün bir yerde kalıyordu. Ne evi belli ne yatağı. Bir gece de Mustafa’nın evinde kaldı. Beyni uyuşuk Mustafa internet başında şuusuzca bakmaktan vazgeçip yatağına gittiğinde, Emre 2.5 ay sonra ilk defa internetle karşı karşıya kalıyordu. Saat 3.47’de maillerini kontrol etmek istedi.

Mailinde 11 tane yeni mail vardı. Hepsi Azra’dan gelmişti. Emre ilk gelen maile tıkladı o an soğuk soğuk terledi. Beyaz sayfa ekranla birlikte Emre’nin yüzünü de aydınlattı:

“Canım annem çok moralimi bozmuştu Ben de biraz seni kızdırmak istedim hepsi şakaydı. sanırım berbat oldu affet beni offfffff.”
Emre öylece kalakaldı. Terkedildiği an gözlerinin önüne geldi. Her şey çok garipti. “Aşklar” dedi “Çok garip… Başlayıp ve bitişler çok garip… İnsanlar çok garip… Azra çok garip…”

Emre diğer mailleri okumaya cesaret edemedi…
 
ee cnım laptobun kapattı da telı de mı kapattı :))

bence saçmaydı yıne de sagol a.s.
 
X