Yalnız başıma kalmak,kafamı dinlemek istiyorum.Herkesin hayatıma müdahale etmesinden,söz sahibi olma hakkını kendinde görmesinden yoruldum artk.İnsanlarla bir arada olmak istemiyorum.En ufak yanlışları gözüme batıyor.En ufak hatasında karşımdakini silmek istiyorum.Kötü huya,insanlar arasındaki hasetlik,ikili insan ilişkilerindeki iğneleme kırıcı söz yalan dolan hepsine gıcık oluyorum.Kendi düzenimi kurduktan sonra biraz kendi başıma olmayı istiyorum.Senelerdir akrabalar vs. iç çe vıcık vıcık bi haldeyiz.Sevmiyorum bu durumu.Haliyle insanlardan tamamen kopmaya başladım.Oldukalrı gibi kabul edemiyorum onları.Hoş,onlar da beni edemiyorlar.Belki de en büyük nedeni bu."neden şöylesin,neden böylesin,neden şunu şöyle yapmıyorsun,neden bunu böyle yapıyorsun,neden bunun yerine şöyle yapmıyosun..." Bıktım neden'lerden.Neden'le başlayan soru cümlelerinden.Kimsenin müdahale etmediği kendi kararlarımı rahatça verebildiğim bi hayat kurmak istiyorum kendime.O aradaki mesafeyi koruyamıyorum kimbilir.Cevapları gereken yerde veremiyorum kendimi müdafaa edemiyorum ve sonra kahroluyorum bu da birike birike zamanla herkese düşman olmama herkesi de aynı kalıba koymama neden oluyo.İnsanları nasıl sevebilirim.Etrafımdakileri geçmişimdekileri sevebileceğimi sanmıyorum.Çünkü kötü hatıralarla dolu benim için.Ama ya gelecekte hayatımda olacak insanlar?İşte bu da beni korkutuyor.Bana yardımcı olun.
insanların sorularına cevap verirsen detaya girersen daha cok soru soruyorlar her konuda...kestirip atacaksın bakalım hayırlısı inş.vb gibi cümleler kurmalısın o zaman bi daha sormuyorlar..
kendi düzenini kur vıcık vıcık olma tamam ama insanın hayatında özel insanla vardır güven duyarsın paylaşırsın az ama öz..bu tip insanlar da var onlarla arkadaşlık edin..ben titizim bu konuda herkesi benimsemem ama herkese selam veririm nefret etmem insanlar türlü türlü sonuçta sevmek zorunda değilsin herkesi ama nefret deme o senin deiçini karartır..sevmediklerini önemseme sevecek kişiler bul..
Yazılarınızda sanki kendimi gördüm.
İnsanlar genelde 'yalnız' kelimesine olumsuz bir anlam yüklerler.
Düşünüyorum.
Yalnızlık dediğimiz şey, kişinin kendisini, iyi niyet ve yüce yürekli, erdemli insanlardan oluşmuş bir toplumdan soyutlaması ise bu kendisi için büyük bir kayıp olabilir.
Ancak, yalnızlık sağlıklı olarak nitelendirilemeyen bir ortamdan uzak durma eğilimi ise bunu kayıp olarak görmek ne kadar doğru olabilir?
Hani Halk içersinde Hakk ile Olmak Tabiri de var. Bu insanlar bunu nasıl başardılar, bu insanlar nasıl insanlar.
Bütün kalbimle inandığım o ki; dünyada, kişisel zevk ve sefalarını bir yana bırakabilmiş, kendilerine kutsal hedefler edinmiş ve bu yolda ilerlermiş insanlar vardı ve vardır da. Böyle insanlarla oturup kalkma fırsatına nail olmak büyük bir bahtıyarlıktır. Bu durum, kişisel gelişime, olgunlaşmaya katkı sağlar.
Ancak her fırsatta birilerinin birilerini rahatsız etmeye, küçük düşürmeye, eleştirmeye yönelik ahlaki olmayan, erdemsiz davranışların hat safhada olduğu ve bunlara DUR! denilmeyen bir ortam ile 'yalnızlığı' gidermek ne kadar sağlıklı?
Bu tarz eylemlerin aslında hayır için toplanmış bir toplum içersinde dahi yapılıyor olması da içler acısı.
Sürci lisan etti isek affola.
Konuyla ilgili bir link okudum beni düşündürüyor. Ancak üzerinde konuşmak isterdim, paylaşıyorum. Niin Sevemiyoruz ve Sevmediklerimizi Niin Sevmeliyiz ?
Konu ve yapılmasını arzu ettiğimiz yapıcı ve yönlendirici yorumlar için şimdiden teşekkürler.
Benim içimde de pek insan sevgisi yok.Kalabalığı hiç sevmiyorum.Boğuluyorum sanki insan kalabalığında.3 senedir depresyon tedavisi görüyorum.Sinirli bir yapım var,genetik biraz.Hiç birşeyle mutlu olamıyorum,evde hiç yüzüm gülmez.Görünüşte çok şükür herşeyim var.Evliyim,13 ve 7 yaşında iki kızım var.Yeni ev aldık.Eşim de ben de öğretmeniz.İşim de var.Ama benim içimde hep bir hüzün var.Hep mutsuzum.3 sene önce birgün yazmaya başladım ve gördüm ki az çok yeteneğim var.3 yıldır şiir yazıyorum.Aslında konuşkan biriyim.Ama sıkıntılarımı yıllarca kimseyle paylaşmadım.İçime ata ata bunalıma girdim.Beni maddi şeylerden çok manevi şeyler daha mutlu eder.Eşimle yıllardır kafaca uyuşamıyoruz.Sevgi,saygı da yok pek.Hep beni bu durumun mutsuz ettiğini düşünüyorum.İçimde bir boşluk var.Ama tanımlayamıyorum,tarif edemiyorum.40 yaşına geldim.Artık öğüt dinlemek de istemiyorum.Annem 60 yaşında sürekli öğüt verir.Elde ne kocalar var diye.O yüzden artık bunalıma girdim gireli annemlere de aynı şehirde yakın mahlllelerde oturmamıza rağmen sende birkaç defa ancak gidiyorum.Çünkü bunalıyorum,çünkü boğuluyorum.Okulda öğrencilerin gürültüsüne tahammül edemiyorum.Kafam sesi hiç götürmüyor.Gönlümü çok yorgun hissediyorum.Sadece huzurun olduğu bir yer olsada gitsem keşke.İçinde dünya telaşının ve dertlerinin hiç olmadığı bir yer.Hem bedensel hem de ruhsal bir yorgunluk içindeyim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?