Leithia değer verip araştırıp yazmışsın çokk teşekkürler.
Vücudumuz çok komplike yaratılmış, hala çözülmeyen tarafları var bence. Ya da çözülsede sağlık sektörününden para kazananlar bunu açıklamayıp insanları bazen bile bile yanlış beslenmeye yönlerdimişler, yönlendirmeye devam ediyorlar... İlaç sektöründeki pay kavgası insan sağlığını gerçek anlamda önemsemeden çıkarlar uğruna kurtlar sofrası resmen... Bir çok hastalığın gerçek çaresi bilinmesine rağmen malesef para uğruna işe yarışmasını geçtim kullanana yarardan çok zararları olan birsürü kimyasalı gönüllü olarak kullandırtıyorlar.
Hersene ortaya çıkan salgın hastalıkların laboratuvar ortamlarında hazırlanıp insanlara bulaştırıldığını ve avuçlarını ovuştura ovuştura ilaç, aşı satışlarını patlattıklarını düşünüyorum. Çok kötü bi dünya düzenindeyiz her açıdan malesef..
Bu gıda sektöründe de böyle, tohumları kısırlaştırdılar, eskiden doğaya düşen domatesler meyve verirdi, şimdi sözde verimli olmaları bol ürün alınması gibi cazibelerle özel tohumlar dışında ekmeden ürün alınamaz hale geldi, ki dünya için aslında büyük tehdit.. Bir gün gelecek insanları sadece gıda ile bile dize getirecekler. Ürün veren tohumları satmıyorum size dediğinde ne olacak ülkelerin hali.. Korkunç geliyor tüm bunlar bana..GDO lu ürünlerin tehlikelerine girmek istemiyorum, herkesin az çok tehlikelerinden haberi var. Biz kendimizden geçtik gelecek nesillerimizi bu yamyam düzenden Nasıl koruyacagız, endişelerim, korkularım öyle fazla ki bu konuda.. Malesef doğruları söyleyen uzmanları bir şekilde ortadan kaldırıyorlar ya da sindiriyorlar..
Pahalı olmasını geçtim yediğimiz etler ne kadar sağlıklı, bende dukan çok işe yarayan bir yöntem evet ama sürekli yenen tavuğun etin sağlıksız olabileceği fikrinden yola çıkarak, fazla uygulanmamaya çalışıyorum. Yumurtanın bile laboratuvar ortamında üretilmişi şokunu geçen yıl epey bir zaman yumurtayı evimden uzak tuttu. Ya da doğallarını almaya çalışıyorum ama doğal organik denen ne kadar doğru acaba oda ayrı konu...
Tüm bu şartlar altında aslında tığ gibi olmamız lazım, yemek artık bizler için zehir malesef..
Bugün dikkat problemi yaşıyorum nerden nerelere geldim. Son olarak canım kalori hesabı yapmanın ilk kilo vermede baz alınmaması gerektiği senin de değin gibi trans yağlardan uzak durup gerçek tereyağ zeytinyağ almaktan korkmamak gerektiği doğru. Sağlıklısını gerçeğini bulan beri gelsin oda ayrı konu gene ....
Alıntı;
En belirgin ve yanlış tuzak olarak adlandırdığı kalori hesabının yapılması insan sağlığı için tehlikeli sonuçlara yol açmaktadır ve böyle düşünceye sahip olmanın bilinçsizlik ve doğru olmadığının altını çizmektedir. Az kalori alırsam, kilo verebilirim mantalitesi doğru bir düşünce ve yaklaşım değildir. Aç ayı oynamaz diye bir laf vardır çok doğru bundan yola çıkarak kalori almadan nasıl hareket edeceğiz nasıl ihtiyaçlarımız karşılayacağız nasıl zinde olacağız bütün bu yöntemler ve düşünceler tamamen yanlıştır. Artık zayıflarken kalori hesabı yapmayı unutun. Ayrıca bunun düşüncenin ve yöntemin yanlış olduğu bilimsel yollarla da ispat edilmiştir.
Sağlıklı Yağ ile Kalori Hesabı Yapmadan Zayıflayın
Trans yağlardan uzak durulması gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Canan Karatay bu konuda insanların bilinçlenmesi ve dikkat etmesi gerektiğine de dikkat çekmektedir. Az yağlı düşük kalorili yemekleri seçin deniyor bu da tamamen yanlış ve kaçınılması gereken bir konudur. Çünkü doymuş yağlar oldukça sağlıklı ve yarayışlıdır.
Doğamızda 23 çeşit yağ çeşidi bulunmaktadır. Bu yağlar doğal olduğu sürece insan sağlığına ve vücudunu faydalıdır. Sağlıklı olarak zayıflamamıza da yardımcı olmaktadır. Yıllardır zayıflamak isteyen insanlara tereyağından uzak durun bunun yerine aromalı margarinler kullanın dendi ve bilgiler verildi oysaki doğal bir tereyağı ve işlenmemiş tüm sağlar insan sağlığına ve vücuduna zayıflama yolunda hiçbir yan etki vermemektedir.
Sevgilerimle canım
Kapitalist sistemde GDO'lu gıdaların üzerinden para kazanılması, satılan her şeye hatta salataya bile şeker katılması ve bunun insan beyninde uyuşturucuyla aynı bölgeleri uyardığı için şeker üzerinden bağımlılık yapılarak daha fazla satış ve daha fazla para kazanılmaya çalışılması gerçekten dünya çapında büyük bir sorun, buna katılıyorum. Bunu da sağlıklı beslenerek aşmamız gerekiyor ancak artık meyve sebzeler bile genetikleri ile oynandığı için eskisi kadar faydalı değiller. Yine de bu sistem içinden iyi beslenerek ne kadar kaçabilirsek kâr.
Hastalık bulaştırıp aşı/ilaç satma iddiasını ise hakkında bilgi sahibi olmadığım için ne desem yanlış olur.
Ayrıca tavuk etlerinin de hormnlarıyla oynandığı ve eski sağlığında olmadığına ben de katılıyorum. Yine de protein ihtiyacımızı almak için başka alternatifimiz yok.
Bu arada alıntıda eklediğiniz kısım Karatay'ın dile getirdiği kısmı yanlış dile getirmiş. Büyük ihtimalle sansasyonel haber yapıp dikkat çekmek isteyen bir gazete haberi. Metni düzgün bir şekilde analiz edeyim, hatalı kısımlarını belirtmiş olayım:
"Az kalori alırsam, kilo verebilirim mantalitesi doğru bir düşünce ve yaklaşım değildir. Bunun düşüncenin ve yöntemin yanlış olduğu bilimsel yollarla da ispat edilmiştir."
Evet, doğru. Ama bir şartla;
Bu yukarıda gördüğünüz iki yiyecek de 400 kalori. Birinde brokoli, tavuk ve hindistan cevizi yağı var (doymamış yağ).
Diğeri ise basit karbonhidrat ve doymuş yağ içeren şekerli bir kek.
Eskiden insanlar günlük ihtiyacın altında yerlerse zayıflayacaklarına inanıyorlardı. Bu düşüncenin ve yöntemin yanlış olduğu bilimsel yollarla ispat edildi, doğru. Çünkü bu sağlıksız yiyeceklerle yapıldığında işe yaramıyor.
Günlük 2100 kalori ihtiyacımız olduğunu düşünelim.
Sağdakini 3 öğün yiyip "bugün sadece 3 x 400 = 1200 kalori aldım, zayıflayacağım." diye düşünemezsiniz. Kalori sayma sistemi
bu şekilde düşünüldüğünde yanlış. Çünkü sağdakinde basit karbonhidrat var, çabuk çözünecek ve bundan dolayı daha aç hissettirecektir. Üstelik doymuş yağ içerdiğinden, o yağlar vücut tarafından depolanacaktır. Gerekli lif içeriğinin olmaması bağırsaklara uzun vadede zarar verecek, üstelik düşük proteini yüzünden kilo verişi yavaşlatacaktır. Gözü açlıkla körleşen kişinin bir gün dayanamayarak patlayıp tıka basa yemek yemesi de kaçınılmazdır.
Oysa soldakinden günde 5 kez yesek, günlük 2000 kalori aldığımız halde zayıflarız. Kalori hesabı bu açıdan bakıldığında işe yaramıyor gibi görünüyor.
Ama zaten kalori hesabını bu şekilde yapmıyoruz. Sağlıklı kalorileri saymamız gerekiyor.
Ancak "Ne de olsa kalori saymak yanlış" diye düşünüp, soldakinden günde 10 tabak yersem, 400 x 10 = 4000 kalori almış olurum. Ama günlük ihtiyacım sadece 2000. Sağlıklı beslensem bile, bu bana kilo aldırır.
Vücutta enerji korunumu var:
Günlük harcadığınız enerji miktarı, günlük aldığınız kaloriden fazla olursa zayıflarsınız.
Vücut 4000 kalori alır, ancak her gün 5000 kalorilik spor yaparsa, zayıflar. (Çoğu sporcu gibi)
Vücut 1200 kalori alır ama kötü yiyecekler seçerek bunu alırsa, kilo alır.
Vücut 1200 kalori alır, günlük sadece 1000 kalori harcayacak şekilde tembellik ederse, az yemesine rağmen şişmanlar.
Vücut 2000 kalori alır, sağlıklı yiyeceklerden alır ve üzerine spor yapıp günlük harcaması 2500 kaloriyi bulursa, zayıflar.
"Trans yağlardan uzak durulması gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Canan Karatay bu konuda insanların bilinçlenmesi ve dikkat etmesi gerektiğine de dikkat çekmektedir. Az yağlı düşük kalorili yemekleri seçin deniyor bu da tamamen yanlış ve kaçınılması gereken bir konudur. Çünkü doymuş yağlar oldukça sağlıklı ve faydalıdır."
Doğru. Karatay doymuş yağ tüketmeyin, onlar yağ olarak depolanır diyor. Az yağlı diyetlerin işe yaramadığını söylüyor. Ben de kendi başlığımda bunu dile getiriyorum.
Sürekli dile getirdiğim 4 nokta var: Protein ağırlıklı beslenin. Doymamış yağ tüketin. Kompleks karbonhidrat tüketin. Su için. Karatay'dan farklı bir nokta söylemiyorum yani.
Yağı çözmek için yağa ihtiyacımız var. Yağı keserek diyet yapanlar kilo veremiyor. Trans yağ yerine doymamış sağlıklı yağ tüketenler zayıflıyor(tabii bunu da sınırını bilerek tüketmek lazım, litrelerce zeytinyağı içmek işe yaramaz).
Az yağlı düşük kalorili bir yemek yemektense, protein ağırlıklı ve doymamış yağlı orta kaloride bir yemek hem tok tutar, hem sağlıklıdır, üstelik vücutta strese sebep olmaz, kortizol salgılanmaz, bu da yağ depolanmasını engeller.
Karatay kalori hesabını şu şekilde engelliyor.
- Düşük glisemik indeksli yiyecekler yenmeli diyor.
- Ekmeği hayatınızdan çıkarın diyor. Ekmek yerine bir çay bardağı kuruyemiş yiyebilirsiniz diyor Karatay. (ceviz, badem, fıstık)
- Meyvenin de azı yarar çoğu zarar diyor. Meyvelerin de bir çoğunun hem glisemik indeksi fazla hem de kalorili. Kanımızdaki şekeri hızlıca artırabilirler. Bu yüzden günde en fazla bir porsiyon yiyoruz.
- Sebzeleri mevsiminde olduğu sürece ve sağlıklı pişirildiği sürece istediğimiz kadar tüketiyoruz diyor.
- Balık, kuzu, dana etleri günde iki kez yenebilir diyor. Yanında bol yeşillik ve sebzeyle. Kızartma değil tabii ki.
- Şeker en büyük zarar diyor. Karatay' a göre en zararlı şeylerden biri şeker. Yağdan daha zararlı. Kanımızda normalde bir kesme şeker dolaşırken biz kola içerek bir anda 6 adet küp şeker dolaşmasına neden oluyoruz. Ve şeker vücudumuza çok zarar veriyor. Ayrıca Karatay bal, reçel, pekmezi de yasaklıyor.
Bu şekilde beslendiğinizde zaten kalori hesabı yapmanıza gerek yok, çünkü sağlıklı beslenmiş oluyorsunuz ve
abartmadığınız müddetçe kendinizi doyuracak kadar yeseniz dahi günlük ihtiyacınızı geçme şansınız yok. Bu şekilde beslenince (psikolojik açlık sahibi değilseniz) zaten çabuk doyarsınız ve daha fazla yemek yeme arayışına girmezsiniz. Kilo da verirsiniz.
Günlük 2000 kalori ihtiyacı olan bir insan, bu kurallara dikkat edince kendisini tok tutan, kana yavaş karışan, kan şekerini yükseltmeyen, enerji ihtiyacını karşılayan, düşük glisemik indeksli yiyeceklerden yediği için ihtiyacı olan kaloriyi aşamaz. Bu şekilde beslendikten sonra
kalori saysanız da saymasanız da ihtiyacınız olan 2000 kaloriyi geçmezsiniz zaten.
Ama kuralları abartıp bir çay bardağı kuruyemişten fazlasını tüketirseniz, düşük glisemik indeksli olsa da kendinizi şişirinceye dek yemek yerseniz, meyveyi abartır, eti de günde 4-5 porsiyon yerseniz 2000 kaloriyi aşarsınız, sağlıklı bir yemiş olsanız kilo alırsınız.
Karatay'ın kalori hesabına son dediği kısım, yukarıda örneğini verdiğim 400 kalorilik iki besin mantığında.
"Sağdakinden beslenip az kalori aldım diye kalori saymak işe yaramıyor" diyor, ki haklı.
"Soldakinden ye, doyana dek ye, o zaman kalori saymana gerek yok" diyor özetle.
Son bir örnek daha:
Soldaki fast food 1200 kalori. Bundan iki tabak yerseniz günlük ihtiyacınızı karşılamış olursunuz. Üstelik gözünüz aç olur, kan şekeriniz yükselir, çabuk acıkır ve kortizol hormonu salgılarsınız.
Karatay'ın önerdiğinden daha fazla meyve olsa da, Karatay sağdaki türde beslenmeyi öneriyor. Sağdakinden gün içinde ikişer ikişer alınca hem gözünüz doyuyor, hem de kalori hesabı yapmanıza gerek kalmadan tıka basa yemiş oluyorsunuz. Mide şişiyor, açlık hissetmiyor, (soldakine oranla) çok yeseniz bile zayıflıyorsunuz. Ama abartıp kalori hesabı yok diye düşünüp sağdakini 3'er kez tüketirseniz günde 3600 kalori alırsınız, Karatay da bu konuda yardımcı olamaz. (Ama zaten tüketemezsiniz çünkü kimsenin midesinin bu kadar geniş olabileceğini sanmıyorum) :)
Daha fazla uzatmak istemiyorum, umarım yardımcı olabilmişimdir.