- 12 Temmuz 2006
- 643
- 9
- 48
mektubum olsun içerden dışarı
kim deli burada kim akıllı
yapacak birşey kalmadı artık
kaleme kağıdı hedef yaptık
tutturamadık hayatı ıskaladık
onlar kapadı kendini dünyaya
bizler özgür kaldık burada
maskeleri attık
sırra kadem bastık
İnsancıklar ;
Her zora girdiğinizde deli olacağım deyip hayal kurarsınız, bu özgürlüğü yaşamak için. Ama kaçınız, kapatıldığınız hayat hapishanesinden kurtulup özgürlüğe ulaşabildiniz ki? Maskelerinizle yaşamaya devam edin, birbirinizi kandırdığınızı zannedip, kendinizi kandırarak geçirin bütün varlık sürecinizi. Arada içinize sızmış gezginlerimizle karşılaştıkça kendinizle yüzleşin ve utanın!!
Maskesini çıkartmaya karar verebilen her birinize, verebilecek bir yerimiz var burada. Eğer aldanmalarınızla bağınızı koparabilirseniz. Bu aşmışlığın sırrını öğrenebilmek adına, bizimle yaşamaya çalışan zavallılara bir örnek kıyafetler giydirebilecek kadar akıllısınız. Ancak dert etmeyin insancık da olsanız sonunda insansınız.
Bu mektubu neden yazıyorum biliyor musunuz? Nasıl olsa anlamayacaksınız diye.
Anlaşılmaz olmak değil aslında maharet, kendi yanılgılarınız içinde kaybolmak daha büyük meziyet. Uyanır mısınız bilmem sahte uykularınızdan benim cümlelerimle, ama uyandırmak değil niyetim, silkelemek sadece tutup yakalarınızdan. Silkelerken, silkelenmek kaçınılmaz olsa bile.
Bu arada kimsin ki sen diye beni merak edenler olmuştur belki. Bağlı bulunduğum dalın taşıyamayacağı kadar sabretmişliği içine yükledikten sonra, ellerini daldan bırakıp, göz açmayı kendine görev edinmiş bir kozalağım.
Düşmenin etkisiyle, bütün mutluluklarım dört bir yana dağılınca tek başına kalmış bir kozalak. Burada, bir rafın üzerinde oturarak geçiriyorum bütün zamanımı, büyümelerin, paylaşımların tamamlandığı, sonsuzluğun beklendiği bir yaşta.
kim deli burada kim akıllı
yapacak birşey kalmadı artık
kaleme kağıdı hedef yaptık
tutturamadık hayatı ıskaladık
onlar kapadı kendini dünyaya
bizler özgür kaldık burada
maskeleri attık
sırra kadem bastık
İnsancıklar ;
Her zora girdiğinizde deli olacağım deyip hayal kurarsınız, bu özgürlüğü yaşamak için. Ama kaçınız, kapatıldığınız hayat hapishanesinden kurtulup özgürlüğe ulaşabildiniz ki? Maskelerinizle yaşamaya devam edin, birbirinizi kandırdığınızı zannedip, kendinizi kandırarak geçirin bütün varlık sürecinizi. Arada içinize sızmış gezginlerimizle karşılaştıkça kendinizle yüzleşin ve utanın!!
Maskesini çıkartmaya karar verebilen her birinize, verebilecek bir yerimiz var burada. Eğer aldanmalarınızla bağınızı koparabilirseniz. Bu aşmışlığın sırrını öğrenebilmek adına, bizimle yaşamaya çalışan zavallılara bir örnek kıyafetler giydirebilecek kadar akıllısınız. Ancak dert etmeyin insancık da olsanız sonunda insansınız.
Bu mektubu neden yazıyorum biliyor musunuz? Nasıl olsa anlamayacaksınız diye.
Anlaşılmaz olmak değil aslında maharet, kendi yanılgılarınız içinde kaybolmak daha büyük meziyet. Uyanır mısınız bilmem sahte uykularınızdan benim cümlelerimle, ama uyandırmak değil niyetim, silkelemek sadece tutup yakalarınızdan. Silkelerken, silkelenmek kaçınılmaz olsa bile.
Bu arada kimsin ki sen diye beni merak edenler olmuştur belki. Bağlı bulunduğum dalın taşıyamayacağı kadar sabretmişliği içine yükledikten sonra, ellerini daldan bırakıp, göz açmayı kendine görev edinmiş bir kozalağım.
Düşmenin etkisiyle, bütün mutluluklarım dört bir yana dağılınca tek başına kalmış bir kozalak. Burada, bir rafın üzerinde oturarak geçiriyorum bütün zamanımı, büyümelerin, paylaşımların tamamlandığı, sonsuzluğun beklendiği bir yaşta.