- 12 Temmuz 2006
- 35.016
- 30.373
- 60
Çiftlerin çocuk sahibi olma arzularına ve düzenli cinsel ilişkiye sahip olmalarına rağmen, bir yıl içerisinde gebelik elde edilememesine infertilite (kısırlık) adı verilmektedir. Ülkemizde bu sorunun sıklığı hakkında yapılmış elle tutulur bir çalışma yoktur. Korunmayan çiftlerin %85'inde bir yıl içerisinde gebelik oluşması beklenir.
Tıbbi bir problem olan infertilitenin yaklaşık olarak %40'ı kadınlardan %40'ı da erkeklerden kaynaklanan nedenlere bağlıdır. Geriye kalan %20 ise her ikisinden kaynaklanan problemler ya da açıklanamayan infertilite nedenlerine bağlıdır.
KADINDA İNFERTİLİTE (KISIRLIK) NEDENLERİ
1. YUMURTLAMA BOZUKLUKLARI
Yumurtlama bozuklukları kadında en sık görülen infertilite nedenidir. Yumurtlama bozukluğu dendiğinde, yumurtlamanın hiç olmaması veya düzensiz ve seyrek olması anlaşılır. Seyrek adet görme ya da adet görülmemesi genellikle yumurtalık bozukluklarında görünür, ancak yumurtalık bozuklukları normal adet dönemleri olan kadınlarda da görülebilir.
2. FALLOP TÜPLERİNE AİT NEDENLER
Follop kanalları tamamıyla ya da kısmen tıkalı olduğunda spermin yumurtaya ulaşmasını engellenir. Böylece döllenme ve gebeliği olanaksız kılar. Tüplerdeki bu hasar, geçirilmiş enfeksiyon, endometriozis veya geçirilmiş bir ameliyat sonrası kalan karın içi yapışıklıkları gibi birçok nedene bağlı olabilir. İnfertilite nedenlerinin %35'ini tüplere ait bozukluklar oluşturmaktadır.
3. ENDOMETRİOZİS
Endometriozis rahim içini döşeyen dokunun (endometrium) rahim dışında gelişmesidir. Endometriozis tıpkı rahim içini döşeyen doku gibi hormonlara duyarlı olup adet sırasında kanar. Karnın içinde oluşan bu mikro kanamalar zamanla iltihap bezleri yangısal durum oluşturmakta ve yapışıklıklara sebep olmaktadır. Endometriozis yumurtalıklarda yerleştiği zaman kist oluşumuna neden olmaktadır. Bu kistlere endometrioma adı verilir. Endometriozisi olan kadınların yaklaşık %50’sinin çocuk sahibi olabilmeleri için tedavi olmaları gerekir. Yine kısırlık nedeni ile başvuran kadınların yaklaşık %25’inde endometriozis saptanmaktadır.
4. RAHİM AĞZINA (SERVİKS) AİT PROBLEMLER
Rahim ağzındaki yapısal, enfeksiyona ait veya bu bölgedeki salgıyla (Mukus) ait bozukluklar kısırlık sebebi olabilir. Rahim ağzında salgılanan mukus spermlerin genital yoldan taşınmasını kolaylaştırır. Östrojen ve progesteron hormonları etkisi altında mukusun siklus sırasında miktarı ve niteliği değişir. Polip gibi iyi huylu tümörler veya bu bölgeye uygulanmış olan cerrahi girişimler kısırlık sebebi olabilmektedir.
5. RAHİM FAKTÖRÜ
Histerosalpingografi rahim içi ve tüplerin durumunu göstermek açısından yararlıdır. Adetin bitiminden sonraki 1 hafta içerisinde ve yumurtlamadan önce yapılır. İlaç rahim ağzından verilir ve rahmi doldurarak, tüplere doğru ilerler ve karın boşluğuna dökülür. Rahimde yapışıklık, rahim boşluğunun durumu ve myom olup olmadığı incelenir. HSG çekilirken verilen radyoopak maddenin oluşturduğu basınç ile bazen tüplerde varolabilen mukus tıkaçları açılabilir. Bu nedenle HSG sonrası kendiliğinden gebelikler oluşabileceği konusunda uyarıda bulunmak gereklidir. HSG aracılığı ile saptanan anomalilerin kesinleşmesi veya tedavisi için histeroskopi yapılabilir.
6. KARIN İÇİ ZARI İLE İLGİLİ PROBLEMLER
Peritoneal faktör, endometriozis veya peritoneal yapışıklıklar gibi üreme organlarının veya karın boşluğunun iç yüzeyini kaplayan zarın anomalileri ile ilgilidir.
7. ALERJİK NEDENLER
Alerjik nedenler kısırlık nedeni olabilmekle birlikte teşhisleri ve tedavileri zordur. Alerjik durumların tedavi etkinliği belli değildir ve tedavi edilen veya edilemeyenlerdeki gebelik oranları çok farklı değildir. Bu nedenle rutin olarak ölçülmelerinin gerekliliği tartışmalıdır.
8. YAŞ FAKTÖRÜ
Normal koşullarda korunmayan bir çift için evliliğinin birinci yılında gebe kalma şansı %80, ikinci yılda %10, üçüncü yılda %1,2 ve dördüncü yılda ise %0,6'dır.
İlk adetin görülmesinden hemen sonraki yıllarda gebelik şansı yüksek değildir. Cinsel olgunluk yaşının başlamasına kadar geçen sürede genellikle adetler düzenli olarak meydana gelmez ve yumurtlama olmaması bu dönemde sıktır. Kadında 40 yaşından sonra da gebelik olasılığı ileri derecede azalır. 40 yaş ve üzeri olgularda adet düzeni çoğunlukla normal olduğu halde gebe kalma oranı %10'un altına düşer. Yumurtaların gelişmesi ve ovulasyon meydana gelse de, oluşan yumurtanın kolayca döllenebilmesi oldukça güçtür. Gebelik oluştuğunda anne yaşının ileri olması nedeni ile bebekte kromozom anomalilerinin ve düşük riskinin arttığı da göz önüne alınmalıdır.
kaynak:memorial.com
Tıbbi bir problem olan infertilitenin yaklaşık olarak %40'ı kadınlardan %40'ı da erkeklerden kaynaklanan nedenlere bağlıdır. Geriye kalan %20 ise her ikisinden kaynaklanan problemler ya da açıklanamayan infertilite nedenlerine bağlıdır.
KADINDA İNFERTİLİTE (KISIRLIK) NEDENLERİ
1. YUMURTLAMA BOZUKLUKLARI
Yumurtlama bozuklukları kadında en sık görülen infertilite nedenidir. Yumurtlama bozukluğu dendiğinde, yumurtlamanın hiç olmaması veya düzensiz ve seyrek olması anlaşılır. Seyrek adet görme ya da adet görülmemesi genellikle yumurtalık bozukluklarında görünür, ancak yumurtalık bozuklukları normal adet dönemleri olan kadınlarda da görülebilir.
2. FALLOP TÜPLERİNE AİT NEDENLER
Follop kanalları tamamıyla ya da kısmen tıkalı olduğunda spermin yumurtaya ulaşmasını engellenir. Böylece döllenme ve gebeliği olanaksız kılar. Tüplerdeki bu hasar, geçirilmiş enfeksiyon, endometriozis veya geçirilmiş bir ameliyat sonrası kalan karın içi yapışıklıkları gibi birçok nedene bağlı olabilir. İnfertilite nedenlerinin %35'ini tüplere ait bozukluklar oluşturmaktadır.
3. ENDOMETRİOZİS
Endometriozis rahim içini döşeyen dokunun (endometrium) rahim dışında gelişmesidir. Endometriozis tıpkı rahim içini döşeyen doku gibi hormonlara duyarlı olup adet sırasında kanar. Karnın içinde oluşan bu mikro kanamalar zamanla iltihap bezleri yangısal durum oluşturmakta ve yapışıklıklara sebep olmaktadır. Endometriozis yumurtalıklarda yerleştiği zaman kist oluşumuna neden olmaktadır. Bu kistlere endometrioma adı verilir. Endometriozisi olan kadınların yaklaşık %50’sinin çocuk sahibi olabilmeleri için tedavi olmaları gerekir. Yine kısırlık nedeni ile başvuran kadınların yaklaşık %25’inde endometriozis saptanmaktadır.
4. RAHİM AĞZINA (SERVİKS) AİT PROBLEMLER
Rahim ağzındaki yapısal, enfeksiyona ait veya bu bölgedeki salgıyla (Mukus) ait bozukluklar kısırlık sebebi olabilir. Rahim ağzında salgılanan mukus spermlerin genital yoldan taşınmasını kolaylaştırır. Östrojen ve progesteron hormonları etkisi altında mukusun siklus sırasında miktarı ve niteliği değişir. Polip gibi iyi huylu tümörler veya bu bölgeye uygulanmış olan cerrahi girişimler kısırlık sebebi olabilmektedir.
5. RAHİM FAKTÖRÜ
Histerosalpingografi rahim içi ve tüplerin durumunu göstermek açısından yararlıdır. Adetin bitiminden sonraki 1 hafta içerisinde ve yumurtlamadan önce yapılır. İlaç rahim ağzından verilir ve rahmi doldurarak, tüplere doğru ilerler ve karın boşluğuna dökülür. Rahimde yapışıklık, rahim boşluğunun durumu ve myom olup olmadığı incelenir. HSG çekilirken verilen radyoopak maddenin oluşturduğu basınç ile bazen tüplerde varolabilen mukus tıkaçları açılabilir. Bu nedenle HSG sonrası kendiliğinden gebelikler oluşabileceği konusunda uyarıda bulunmak gereklidir. HSG aracılığı ile saptanan anomalilerin kesinleşmesi veya tedavisi için histeroskopi yapılabilir.
6. KARIN İÇİ ZARI İLE İLGİLİ PROBLEMLER
Peritoneal faktör, endometriozis veya peritoneal yapışıklıklar gibi üreme organlarının veya karın boşluğunun iç yüzeyini kaplayan zarın anomalileri ile ilgilidir.
7. ALERJİK NEDENLER
Alerjik nedenler kısırlık nedeni olabilmekle birlikte teşhisleri ve tedavileri zordur. Alerjik durumların tedavi etkinliği belli değildir ve tedavi edilen veya edilemeyenlerdeki gebelik oranları çok farklı değildir. Bu nedenle rutin olarak ölçülmelerinin gerekliliği tartışmalıdır.
8. YAŞ FAKTÖRÜ
Normal koşullarda korunmayan bir çift için evliliğinin birinci yılında gebe kalma şansı %80, ikinci yılda %10, üçüncü yılda %1,2 ve dördüncü yılda ise %0,6'dır.
İlk adetin görülmesinden hemen sonraki yıllarda gebelik şansı yüksek değildir. Cinsel olgunluk yaşının başlamasına kadar geçen sürede genellikle adetler düzenli olarak meydana gelmez ve yumurtlama olmaması bu dönemde sıktır. Kadında 40 yaşından sonra da gebelik olasılığı ileri derecede azalır. 40 yaş ve üzeri olgularda adet düzeni çoğunlukla normal olduğu halde gebe kalma oranı %10'un altına düşer. Yumurtaların gelişmesi ve ovulasyon meydana gelse de, oluşan yumurtanın kolayca döllenebilmesi oldukça güçtür. Gebelik oluştuğunda anne yaşının ileri olması nedeni ile bebekte kromozom anomalilerinin ve düşük riskinin arttığı da göz önüne alınmalıdır.
kaynak:memorial.com