- 3 Haziran 2013
- 4.859
- 997
- 178
Abdullah Öcalan'ın vasisi Av Mazlum Dinç, İmralı'da tutuklu bulunan terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Öcalan'ın, "Artık sabır taşı çatlamıştır. Dilerim ki bir hafta içerisinde müzakere süreci başlar." dediğini ifade etti.
İmralı dönüşü Gemlik Jandarma Komutanlığı çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplayan Dinç, şunları söyledi: Sayın Öcalan başta şunu belitti; Bu devam eden diyalog süreci müzakere sürecine geçmiş değil. Hala hükümet, devlet HESler, barajlar, kalekollar inşa etmektedir. Burada sürecin bu şekilde ilerleyemeyeceğini hatta bu HESlerin ve barajların güvenlik gerekçesiyle yapılan HESlerin ve barajların bunların en büyüğü olan Ilısu ve Silvan barajını Hiroşima ve Nagazakideki olaya benzetti. Çünkü bunların hiçbir ekonomik değeri yok. Buna son verilmesi gerektiğini söyledi. Aslında süreç açısından şu son cümleyi belirtti; Artık sabır taşı çatlamıştır. Dilerim ki bir hafta içerisinde müzakere süreci başlar dedi.
DEMİRTAŞIN ALACAĞI BAŞARI, MÜZAKERE SÜRECİNİN BAŞLAMASI İÇİN ÖNEM TAŞIYOR
Dinç, Öcalanın Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili değerlendirmelerini ise şöyle ifade etti: Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik HDPnin ciddi bir proje olduğunu, Türkiyenin demokratik siyaseti açısından Türkiyenin ciddi ve tek alternatif olduğunu, Selahattin Demirtaşın alacağı başarının çözüm ve müzakere sürecinin başlaması açısından da çok büyük bir önemi olduğunu ifade etti. Herkesin bu çözüm sürecine aktif şekilde katılmasını ve Selahattin Demirtaşın başarısı için çalışmaya davet etti.
AKP, ÇÖZÜM SÜRECİNİ SEÇİM MALZEMESİ YAPTI
Dinç, bir gazetecinin, Bir haftalık süreç demiştiniz, Selahattin Demirtaşın seçilememesi durumunda bu ne anlama geliyor? şeklindeki sorusuna şu karşılığı verdi: Aslında direk sayın Öcalan bunu eleştiriyor. Çözüm sürecinin AKP tarafından seçim malzemesi olarak kullanılması seçim endeksli yaklaşılmasını ciddi şekilde eleştirdi. Kabul edilemez bir durum olduğunu ortaya koyuyor. Çok da seçime endekslememek gerekir. Kendi içerisinde çok da uzun süre sürecin, bir an önce müzakerenin başlaması gerektiğini ifade ediyor.
Bir hafta içerisinde başlamazsa ondan sonrası için konuştunuz mu? sorusuna ise Dinç, şu cevabı verdi: Sayın Öcalan aslında barışın yürütücüsü. Türkiyede yıllardır devam eden akan kanın durması ve köklü olan Kürt sorununun demokratik çözümü için barışçıl yollarla çözümü için aslında çaba içerisinde. Bu kanallar açılmadıktan sonra aslında sayın Öcalanın ifade edebileceği çok da fazla bir şey yok.
ÇOK CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINI GÖZLEMLİYORUZ
Öcalanın şartları ile ilgili değerlendirmede bululan Dinç, aynı zamanda avukatı olduğunu belirterek şunları dile getirdi, Sağlığından, güvenliğinden hatta özgürlüğünden biz sorumluyuz. Sayın Öcalanın aslında sağlık sorunları devam ediyor. Bu koşulların başlı başına var olan süreçte üstlendiği rolünü tam olarak yerine getirmede çok zorlandığını gördük. Bir an önce Öcalanın koşullarının da düzeltilmesi gerekiyor. Çok ciddi sağlık sorunlarını gözlemliyoruz. Bu noktada, böylesi süreçte temel aktör olduğu için bir an önce koşullarının da düzeltilmeye gidilmesi gerekiyor. Kaldı ki sayın Öcalan, tutuklu, hükümlü de değil aslında. Biz yıllardır bunu dile getiriyoruz. Hukukta şu vardır, bir kişinin tutuklu hükümlü, meşru bir şekilde tutulmasının temel kıstası, tarafsız ve bağımsız bir mahkeme tarafından verilen bir kararla tutulması gerekiyor. Sayın Öcalanın tarafsız ve bağımsız bir mahkeme tarafından yargılanmadığını böylesi bir kararla tutulmadığını herkes biliyor. Avrupa İnsan Hakları mahkemesi de bunu tescilledi. Aslında şuan esir alınmış durumda. Bu anlamda sayın Öcalanın özgürlüğü için mücadelemizi yoğun şekilde sürdüreceğiz.
İmralı dönüşü Gemlik Jandarma Komutanlığı çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplayan Dinç, şunları söyledi: Sayın Öcalan başta şunu belitti; Bu devam eden diyalog süreci müzakere sürecine geçmiş değil. Hala hükümet, devlet HESler, barajlar, kalekollar inşa etmektedir. Burada sürecin bu şekilde ilerleyemeyeceğini hatta bu HESlerin ve barajların güvenlik gerekçesiyle yapılan HESlerin ve barajların bunların en büyüğü olan Ilısu ve Silvan barajını Hiroşima ve Nagazakideki olaya benzetti. Çünkü bunların hiçbir ekonomik değeri yok. Buna son verilmesi gerektiğini söyledi. Aslında süreç açısından şu son cümleyi belirtti; Artık sabır taşı çatlamıştır. Dilerim ki bir hafta içerisinde müzakere süreci başlar dedi.
DEMİRTAŞIN ALACAĞI BAŞARI, MÜZAKERE SÜRECİNİN BAŞLAMASI İÇİN ÖNEM TAŞIYOR
Dinç, Öcalanın Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili değerlendirmelerini ise şöyle ifade etti: Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik HDPnin ciddi bir proje olduğunu, Türkiyenin demokratik siyaseti açısından Türkiyenin ciddi ve tek alternatif olduğunu, Selahattin Demirtaşın alacağı başarının çözüm ve müzakere sürecinin başlaması açısından da çok büyük bir önemi olduğunu ifade etti. Herkesin bu çözüm sürecine aktif şekilde katılmasını ve Selahattin Demirtaşın başarısı için çalışmaya davet etti.
AKP, ÇÖZÜM SÜRECİNİ SEÇİM MALZEMESİ YAPTI
Dinç, bir gazetecinin, Bir haftalık süreç demiştiniz, Selahattin Demirtaşın seçilememesi durumunda bu ne anlama geliyor? şeklindeki sorusuna şu karşılığı verdi: Aslında direk sayın Öcalan bunu eleştiriyor. Çözüm sürecinin AKP tarafından seçim malzemesi olarak kullanılması seçim endeksli yaklaşılmasını ciddi şekilde eleştirdi. Kabul edilemez bir durum olduğunu ortaya koyuyor. Çok da seçime endekslememek gerekir. Kendi içerisinde çok da uzun süre sürecin, bir an önce müzakerenin başlaması gerektiğini ifade ediyor.
Bir hafta içerisinde başlamazsa ondan sonrası için konuştunuz mu? sorusuna ise Dinç, şu cevabı verdi: Sayın Öcalan aslında barışın yürütücüsü. Türkiyede yıllardır devam eden akan kanın durması ve köklü olan Kürt sorununun demokratik çözümü için barışçıl yollarla çözümü için aslında çaba içerisinde. Bu kanallar açılmadıktan sonra aslında sayın Öcalanın ifade edebileceği çok da fazla bir şey yok.
ÇOK CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINI GÖZLEMLİYORUZ
Öcalanın şartları ile ilgili değerlendirmede bululan Dinç, aynı zamanda avukatı olduğunu belirterek şunları dile getirdi, Sağlığından, güvenliğinden hatta özgürlüğünden biz sorumluyuz. Sayın Öcalanın aslında sağlık sorunları devam ediyor. Bu koşulların başlı başına var olan süreçte üstlendiği rolünü tam olarak yerine getirmede çok zorlandığını gördük. Bir an önce Öcalanın koşullarının da düzeltilmesi gerekiyor. Çok ciddi sağlık sorunlarını gözlemliyoruz. Bu noktada, böylesi süreçte temel aktör olduğu için bir an önce koşullarının da düzeltilmeye gidilmesi gerekiyor. Kaldı ki sayın Öcalan, tutuklu, hükümlü de değil aslında. Biz yıllardır bunu dile getiriyoruz. Hukukta şu vardır, bir kişinin tutuklu hükümlü, meşru bir şekilde tutulmasının temel kıstası, tarafsız ve bağımsız bir mahkeme tarafından verilen bir kararla tutulması gerekiyor. Sayın Öcalanın tarafsız ve bağımsız bir mahkeme tarafından yargılanmadığını böylesi bir kararla tutulmadığını herkes biliyor. Avrupa İnsan Hakları mahkemesi de bunu tescilledi. Aslında şuan esir alınmış durumda. Bu anlamda sayın Öcalanın özgürlüğü için mücadelemizi yoğun şekilde sürdüreceğiz.