İllaki koca...

no.comment

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
3 Mayıs 2008
124
4





Kafeler de taksiler gibi köşeciler için çok bereketli oluyor konu açısından .

Kulaklarınızı iyice açmanıza bile gerek kalmadan sizi yazmaya kışkırtan bir mesele civar masalardan birinden kucağınıza düşüveriyor. Hani neredeyse boş çıkmanız mümkün değil.

Özel hayata tecavüz sayılır mı bilmiyorum. Fakat onlar avaz avaz bağırarak konuşmak suretiyle kendilerini teşhir edince... Pamuk tıkayacak halim yok.

Kulağımın bu seferki misafirleri iki genç kadın. İkisi de 28 yaşında, bekar, üniversite mezunu, mastır yapmış, çalışıyor.

"CV'lerini mi verdiler?" diyeceksiniz...

Hayır.

Konuşmalarının akışı içerisinde peyderpey aldık bu bilgileri. Bütün kafe olarak.

Fakat bir kadın olarak, duyduklarımdan dehşete düştüğümü söyleyebilirim. Zira genç kızların, kadınların, şu hayattaki hedeflerinin anneannemin zamanından beri hiçbir değişikliğe uğramadığını gördüm.

Demek eğitim de işe yaramıyor.

Mastır yapmış olmak...

Şanlı şöhretli şirketlerin bilmem ne departmanında önemli konumlarda bulunmak...

2007 yılına gelmiş olmamız...

İstanbul'da doğup büyümüş olmak...

Fark etmiyor.

Hala önemli olan tek şey var.

Koca.

Kızlar iki saat boyunca gelmiş geçmiş erkek arkadaşlarını nasıl bir türlü evliliğe razı edemediklerinden yakındılar birbirlerine.

Söz konusu reddedilişler dün olmuş değil. Yani erkekler "Hazır değilim" deyip gittiklerinde 22, 23, 24 yaşlarındalar. Normal değil midir hazır olmamaları?

Fakat kızlar o zaman da inanamamışlar şimdi de inanamıyorlar bu duruma. Kendileri 15 yaşından beri hazırlar zira.

O yaştan beri tek bir hedefe kilitlenmişler.

Evlilik.

Fakat dikkat ettim, bir kez bile aşkı almadılar ağızlarına.

Sanki öyle bir kavram yok, hiç olmadı.

Ya da önemsiz bir ayrıntı.

Evlilik gerçekleşmeyince boşuna zaman kaybetmemek için derhal rotayı başka birine çevirmelerinden belli zaten.

"İki kişi ölçü müdür?" diyeceksiniz.

İyi de, iki istisna vardı da çıka çıka onlar mı çıktı tesadüfen karşıma?

Fakat belki de anormal olan benim.

Ve benim gibiler.

Doğal olan illa ki evlenmektir belki de.

Nasıl birinci yaşını yürüyerek karşılaması beklenirse bir bebekten... Bir genç kızın da taş çatlasın 25'inde evlenmiş olması illa ki olması gereken doğal bir aşamadır belki.

İki yaşına gelmiş çocuğunuz hala yürümüyorsa endişelenmez misiniz?

Kızların durumu buydu belki.

En son birbirlerine taktik verip ayrıldılar.

Çok isterdim hayatlarını takip etmeyi... 30'a da bekar girerlerse buluşmalarını bir psikiyatrın bekleme salonunda gerçekleştirirler herhalde.

PAKİZE SUDA

Ne diyeyim...
 
onca kişi bakmış bi yorum yazmamış.sizin beğenmediğiniz bu konu 300 bin üyeli forumda hit olmuştu..
 
28 yaşına gelmiş bir kız okumus master yapmissa evlenmek istemesi abes karsilaniyor, ilginc. Bana gore evlilik sevdigin insanla herzaman beraber olabilmenin yoludur ve toplumun kuralıdır. Evlilige sirf evlilik olarak bakanlar, aski onemsemeyenler olabilir ama herkesi karalamaya da gerek yok bence. Egitim ise yaramiyormus vs...

Ya yalniz yasamayan bilmez bu duyguyu, hayati tekbasina omuzlamayan bilmez, yasamayan bilmez. Her kadin yalniz da yasayabilir, kendine de cok iyi bakabilir ama bu onun yalniz yaslanmasini gerektirmez. Egitimle, master la bunun bi ilgisi yok.

2 tane aski onemsemeyen kıza rastladı diye de genelleme yapmasına gerek yok bence.

HAYATI PAYLAŞAMAMANIN GETİRDİĞİ O YALNIZLIĞI YAŞAMAYAN BİLMEZ
 
nasıl bişey bu ya hakkaten anlayan varsa bana izah etsin. varmak istediği nokta, olmak istediği şey "birinin karısı olmak" olan kadınlara karşıyım
Aile baskısından kurtulmak amacı ile evlenmek isteyen kadınlara karşıyım.

Parası için evlenen kadına karşıyım.

Arkadaşları ile yarış halinde olan, onlar evlendi bende evlenmeliyim diyen zihniyetli kadınlara karşıyım.
 
bu konuda iki farklı düşünceye de katılırım
yani bi kadının daha kız çocuğuyken oynadığı oyunlarda annelik rolünü almasıyla başlıyor herşey
anne olmak için de evlenmesi gerekiyor
öğretilen bu olunca ezber bozmak zor tabii ki
bunun yanında yalnızlığın zaman zaman ne fena bişey olduğu da malum
paylaşmak isteği zor zaptedilen ve acı veren bi duygu
eminim pakize su da da yanında birini istiyordur
ama o biri hayatımızın amacı olmasın demek de istiyor aynı zamanda
 
Kızlar zaten hep evlilik hayaliyle yaşar. Evlenincede neden evlendik diye yakınır. Çoğumuz gibi. Evlilik isteyinin ana maddesi maddiyat tabiki. Sıkıntı çekmekten bıkmış her istediğini alamamaktan bıkmış otobüste sıkış pıkış giderken bir yandan tacize uğrayıp öte yandan camdan lüx arabalarda rahat rahat giden insanlara bakmaktan bıkmış kızlarımızın aklına zaten aildende doğduğundan beri farkında olmadan enpoze edilmiş olan evlilikten başka kısa bir yol gelmiyor. Halbuki en baştan sabrı şükürü çalışmayı emek vermeyi bir erdem olarak göstererek yetiştirirsek sanırım bu aptalca hiç bir duygusu olmadan yapılan evliliklerde azalmış olur. Tabi bu benim iyimser görüşüm. Hırs girdimi işin içine herşey bambaşka olur.
 
Eğitimmiş,şuymuş buymuşşş hepsi fasa fisooo.Bildiğim tek bişey var oda Yalnız Yaşlanmak İstemiyorummmmm.Hayatta en büyük korkumda budur.
 
bu konuda iki farklı düşünceye de katılırım
yani bi kadının daha kız çocuğuyken oynadığı oyunlarda annelik rolünü almasıyla başlıyor herşey
anne olmak için de evlenmesi gerekiyor
öğretilen bu olunca ezber bozmak zor tabii ki
bunun yanında yalnızlığın zaman zaman ne fena bişey olduğu da malum
paylaşmak isteği zor zaptedilen ve acı veren bi duygu
eminim pakize su da da yanında birini istiyordur
ama o biri hayatımızın amacı olmasın demek de istiyor aynı zamanda
bencede dogru valla taa küçüklükten öle bi düşünce olunca kafalrda onu aşmakda zor yaani egitim yada ne olursa olsun tek bi düşünce var biran önce evlenip yuva kurmak kafalardakı bu ama aşk olmadanda sırf evlenmek için evlenilmezkii cok yazık valla...CADIARZU
 
X