İlhan Selçuk'u kaybettik

patiska

Guru
Kayıtlı Üye
25 Kasım 2009
2.367
78
318
az önce son dakika olarak verilen habere göre İlhan Selçuk yaşamını yitirmiş.
Aydın, Cumhuriyetçi,Atatürkçü insanların giderek azaldığı ülkemizde, koskoca bir çınarı kaybettik...
12 mart döneminde baskı ve işkence altında verdiği ifadesinde akrostiş ile ifadesini baskı altında verdiğini yazabilecek kadar akıllı,tüm baskılara rağmen inandığı değerleri savunacak kadar cesur ve tüm bunlara rağmen affediciydi...
Başımız sağolsun...
 
cok üzüldüm dediginiz gibi cumhuriyetci aydin insanlarin azaldigini duymak üzücü gercekten
basimiz sagolsun
ayrica hassasiyetinizden dolayi sizi tebrik ederim
 
bir aydınlık vatanseveri daha kaybettik büyük usta ilhan selçuk her zaman kalemiyle duruşundan taviz vermeyen ATATÜRK çü devrimci çizgisiyle hatırlanacaktır..

onursuz ilkesiz zihniyetlerle savaşmak nice ıLHAN SELÇUK lar için devam edecektir ..

hatıranla yaşa...
 
neredeyse cumhuriyetle yaşıt büyük kalem,aydın Cumhuriyetçi insan
allahtan rahmet ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.
 
Nur içinde yatsın. Buradayken olduğu gibi orada da yüzü hep aydınlığa dönük olacaktır zaten. Bizlere düşen ie bir çınar daha gitti diye hayıflanmak yerine, aydınlanma devrimine sahip çıkacak yeni aydınlar olmak veya yetiştirmek için çaba harcamak.
 
İstanbul, neresinden bakarsan bak, insanın aklı*nı başından alan bir kent…

Altyapısı yokmuş, biraz yağmurda ortalığı seller götürürmüş, trafiği keşmekeşmiş, pahalılığı cana tak demiş, pislikten geçilmezmiş, her mahallesini mafiozi sarmış, varoşları taşralaşmış, betonlarla ku*şatılmış, aparkondularla çirkinleşmiş, gökdelenler*le kendine yabancılaşmış, İstanbullu diye bir kim*se kalmamış…

Ne olursa olsun…

Geçen gün bir dar sokağı dönerken, köşebaşın-da bir evliya ile burun buruna geldim, içimden bir ses:

- Merhaba!.. dedi.

Kim bilir yatır dile gelse, neler söylerdi?.. Avuç içi kadar bir yere sığışmış, kaç yüzyıldan beri yatıyor?.. Küçücük mezar, demir parmaklıklarla sokaktan ay*rılıyor. Adak için dikilmiş mumlar yarı yanmış, birbi*rine yapışmış, yıvışmış, kirli renklere bürünmüş, so*yut bir resim gibi yatırın ayak ucunda keramet bek*liyorlar.

Kim yaktı bu mumları?..

İstanbul’un bu daracık sokağını dönerken bu ya*tır nasıl karşıma çıktı?..

Ne bileyim.

İstanbul bu!.. Neresinde ne var, ne yok, ne ola*cak, kimse bilemez.

*

Yatıra mum dikmek çok eski bir görenek; her din*de yeri var mum dikmenin. Mum, oldum olası ilgi çe*ken bir sözcük: Sağdan da okusan, soldan da oku*san bir!.. Ateşe tapan insanın gönlünde yanan mu*mu hiçbir peygamber söndürememiş…

Ya mumun ne işi var edebiyatta?..

Eski ozanlar mum ile pervane üzerine şiir yazmak*tan bıkmamışlar…

Niçin?..

Çünkü pervane, mumun çevresinden ayrılamaz, döner de döner, ölünceye değin sürer bu dönen*ce…

Eski yüzyılların şairlerinde ‘gül’ ile ‘bülbül’ bir iki*lemdir…

Mum ile pervane ikinci ikilem…

Çözülemeyen iki ikilem…

İkilem zaten bağdaşmaz iki önerme arasındaki almaşıklıktır. Sözcüğün felsefi içeriği bir yana, ne mum ile pervane bağdaşır, ne de gül ile bülbül!.. Arala*rında bir türlü kavuşamayanların çekiminden doğan sevda sürüp gitmiştir.

*

Pervane neden mum alevinin çekim gücünden

kurtulamıyor, yaşamı pahasına sürdürdüğü ölüm

dönencesinin yörüngesinden çıkamıyor?..

Yanıt vermek güç…

Pervane mumun alevine âşık, ama, mum da ale*vinin ışığını ancak kendisini tüketmek pahasına sür*dürebiliyor. Eriyip tükenen, sararıp solan insana “Mum gibi eriyor” denir.

Ama mumun ancak yandıkça eridiği unutulma*sın!..

Pervaneyi mumun alevine çeken, belki de alevin mumu yiyip bitiren sıcaklığıdır. Sönük bir mum, ne çevresini aydınlatabilir ne de bir sevdanın gizemini yaratabilir.

*

Kimi insan bir yatıra adanmış mum gibi yaşamı*nı bir amaca bağlıyor; sözcüklerle, tümcelerle, di*zelerle uğraşıyor; laboratuvarlarda mikroskopların başında ömrünü tüketiyor; bilgisayarların ekranları karşısında gecelerini harcıyor; insanlar arasında eşitlik ve adalet istiyor, her tür sömürüye ve zulme karşı yürüyüşlere, toplantılara gerekli gereksiz ka*tılıyor; düşkünleri, yoksunları kendisine dert edini*yor; yer yuvarlağının ta öteki ucundaki insanların da*valarını üstleniyor…

Neden?..

Nedenini pervaneye sormalı!..

(25 Ekim 1996 tarihli yazısı)
 
kardeşi turan selçuk'un vefat ettiğini bilmiyordu... abi kardeş buluştular...ilhan usta hepimize bir pencere açtı lütfen çocuklarımıza da torunlarımıza da o pencereden bakmayı öğretelim... cumhuriyetçi,laik,kemalist,sosyalist 2 aydın insan... yerlerinizde rahat uyuyun... sizler ışığınızla bizleri aydınlattınız eminim o ışıklar şimdi sizin ebediyette ki yolunuzu aydınlatacak... rahat uyu ilhan usta 'CUMHURıYET' asla sahipsiz kalmayacak...
 
Allah rahmet eylesin Koca bir Cumhuriyet Çınar'ını, Atatürk aşığını, en büyük vatanseverini daha kaybetti.
Acımız büyük
Mekanı cennet olsun inşallah.
 
çok üzgünüz ....başımız sağolsun bencede açmış olduğu pencereden bakmasını çocuklarımıza torunlarımıza öğretmek bence bir görev olmalı olmalı ki yeni yetişen nesiller bu ışık doğrultusunda gelecek kuşakları aydınlığa taşıyabilmeli.........
 
çok çok üzüldüm, kardeşinin vefatını bilmiyordu ama belki de hissetti ve yanında olmak istedi.
Cumhuriyetçi, Atatürkçü, laik Türkiyenin savunucusu güzel insan usta kalem makanın cennet, ruhun şad olsun.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…