Iki bölüm arasında kararsız kalma sorunsalı

sizce sosyoloji mi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler mi yoksa medya ve ieltişim mi


  • Ankete Katılan
    5
  • Anket Kapalı .

Vol-i

Merakından öldü.
Kayıtlı Üye
9 Temmuz 2015
16
10
28
Merhaba, kişilik özelliği bakımından zaten çok kararsız bir yapıya sahiptim bir de şimdi malum üniversite tercih dönemi başlayıncs kararsızlığım hat safhaya ulaştı :KK64:Hayalim hep çoğu insanın olduğu gibi psikolojiydi :) Tabii olmadı. Şimdi siyaset bilimi ve uluslararası bölümüyle sosyoloji bölümü arasında çok kararsız kaldım. Herkes sosyolojide iş imkanı olmadığını söylüyor ama baktığımızda bu aslında kişinin kendisini geliştirmesiyle ilgili değil mi? ailem beni siyaset ve uluslararası ilişkiler bölümüne ikna etti bende sevdim sonradan. Ama içimde acaba sosyoloji mi olsa kararsızlığını hala taşıyorum. Sosyoloji okuyup aile danışmanı, madde bağımlılığı danışmanı gibi şeyler olma imkanı olduğunu okudum tabii belli sertifika programlarına katılıp. Özelde aile danışmanı olmak zor mudur? ve siyaset okurken yandal ya da çift anadal olarak sosyoloji yapmayı düşünüyorum.Bir de bunlara ek medya ve iletişim yazacağım en sona diğerlerinin olmama ihtimaline karşı.Sizce hangisi siyaset ve uluslararası ilişkiler bölümü yoksa sosyoloji mi ? yarın tercihleri yapıcam ve hala kararsızım...:110:
 
Öyle aile danışmanı falan diyolar da bakma, işletme okuyup mali müşavir olursun hukukçu olursun diyenlerle aynı kafa. Pdr ciler varken neden sosyoloji mezunu seçsinler ki?(Ortalama bir okul olduğunu varsayıyorum) Ben medya ve iletişime oy verdim, siyaset ve uluslarası ilişkiler çok ayağa düştü, medya ve iletişim daha önü açık gibi. Tabi ikisi de özel sektörde çalışmayı gerektirir gibi. Devlet hayaliniz varsa diye diyorum.
 
Birbirinden o kadar alakasız meslekleri sormuşsunuz ki...
Önce hayattan ne beklediğinizi, karakterinizi bileceksiniz ve buna göre meslek seçimi yapacaksınız.
Bahsettiğiniz bölümlerin içeriğini, çalışma alanlarını, gelecekte yüksebileceğiniz ve yapabileceğiniz işleri araştırdınız mı?
Uluslararası ilişkiler ve sosyoloji benim gibi insanlar için çok zordur, mütemadiyen de okuyamazdım zaten.
Benim gibi derken, hayatı yaşayarak tecrübe eden, kitaplardan ve derts notlarından sıkılan, bunun yerine her gün başka bir iş ve proje peşinde koşarken aktif bir hayatı seven insanlardan bahsediyorum.
Masa başı benim için sıkıcıdır, bunu ifade edeyim.
Rts mezunuyum, medya ve iletişim bölümüyle alakalı bilgi verebilirim sadece.
 
Aslın
Öyle aile danışmanı falan diyolar da bakma, işletme okuyup mali müşavir olursun hukukçu olursun diyenlerle aynı kafa. Pdr ciler varken neden sosyoloji mezunu seçsinler ki?(Ortalama bir okul olduğunu varsayıyorum) Ben medya ve iletişime oy verdim, siyaset ve uluslarası ilişkiler çok ayağa düştü, medya ve iletişim daha önü açık gibi. Tabi ikisi de özel sektörde çalışmayı gerektirir gibi. Devlet hayaliniz varsa diye diyorum.
medya ve iletisim dusunuyorum ama surekli is yok diyorlar hayalim o aslinda
 
Birbirinden o kadar alakasız meslekleri sormuşsunuz ki...
Önce hayattan ne beklediğinizi, karakterinizi bileceksiniz ve buna göre meslek seçimi yapacaksınız.
Bahsettiğiniz bölümlerin içeriğini, çalışma alanlarını, gelecekte yüksebileceğiniz ve yapabileceğiniz işleri araştırdınız mı?
Uluslararası ilişkiler ve sosyoloji benim gibi insanlar için çok zordur, mütemadiyen de okuyamazdım zaten.
Benim gibi derken, hayatı yaşayarak tecrübe eden, kitaplardan ve derts notlarından sıkılan, bunun yerine her gün başka bir iş ve proje peşinde koşarken aktif bir hayatı seven insanlardan bahsediyorum.
Masa başı benim için sıkıcıdır, bunu ifade edeyim.
Rts mezunuyum, medya ve iletişim bölümüyle alakalı bilgi verebilirim sadece.

Evet haklısın bi hayli birbiriyle alakasız bölümler farkındayım ama hepsini isteme nedenin var aslında :) Ben gözlemlemeye bayılırım. Araştırmaya,problemlerin çözümlerini aramaya, toplumsal sorunlara çok meraklıyım. Bu yüzden sosyoloji istoyorum ama ülkemizde maalesef iş imkani pek yok. Uluslararası ilişkileri biraz da ailemin tavsiyesiyle düşünmeye başladım ve iş imkanı daha iyi diye seçtim. Medya ve iletişim zaten hayalimdi :))) yani hep böyle medya sektöründe olmak istiyorum uzun senelerdir. çok çok hemde. Ama işte yazma kabiliyeti gerek yaratıcılık gerek dediler :) Yaratıcı değilim sanırım... O yüzden böyle 3 alakasız bölüm arasında kararsız kaldım baya bi :)))
 
İyi diyolar hoş diyolar da siyasette var mıymış sanki? Zaten sözel bölümlerde bilhassa kendinizi geliştirmeniz önemli. Yüksek lisans, yabancı dil, sertifikalar, stajlar bunlar önemli. Tek garanti meslek sağlık size öyle diyim.
 
İyi diyolar hoş diyolar da siyasette var mıymış sanki? Zaten sözel bölümlerde bilhassa kendinizi geliştirmeniz önemli. Yüksek lisans, yabancı dil, sertifikalar, stajlar bunlar önemli. Tek garanti meslek sağlık size öyle diyim.

Peki medya ve iletişim hakkında birazcık bilgi alabilir miyim :) Bir de gerçekten çok yaratıcı mı olmak gerekiyor
 
Valla şahsın ben olsam bu yazdigin bolumlerden hicbirini secmezdim:KK14:
 
Hangi okulda okuyacaksın? Ben reklam tasarımı ve iletişim okuyorum, bölüm hakkında bilgim yok. Ama benzer bir bölüme benziyor.
Peki medya ve iletişim hakkında birazcık bilgi alabilir miyim :) Bir de gerçekten çok yaratıcı mı olmak gerekiyor
 
Hangi okulda okuyacaksın? Ben reklam tasarımı ve iletişim okuyorum, bölüm hakkında bilgim yok. Ama benzer bir bölüme benziyor.


ay reklam tasarımı ve iletişimiiii çok istiyordum.Nöropazarlama dersi falan çok ilgimi çekmişti ama gel gör ki yaratıcı olmalısın dendi vazgecirdiler :)))
 
Evet haklısın bi hayli birbiriyle alakasız bölümler farkındayım ama hepsini isteme nedenin var aslında :) Ben gözlemlemeye bayılırım. Araştırmaya,problemlerin çözümlerini aramaya, toplumsal sorunlara çok meraklıyım. Bu yüzden sosyoloji istoyorum ama ülkemizde maalesef iş imkani pek yok. Uluslararası ilişkileri biraz da ailemin tavsiyesiyle düşünmeye başladım ve iş imkanı daha iyi diye seçtim. Medya ve iletişim zaten hayalimdi :))) yani hep böyle medya sektöründe olmak istiyorum uzun senelerdir. çok çok hemde. Ama işte yazma kabiliyeti gerek yaratıcılık gerek dediler :) Yaratıcı değilim sanırım... O yüzden böyle 3 alakasız bölüm arasında kararsız kaldım baya bi :)))
Ben hayalinin peşinden git derim...
Bu mesleği yapacak olan sensin sonuçta.
Gelecek, maddi olanakları elbette ki çok önemli bir meslek seçiminde fakat, hamur yoğururken bile mutsuzsan o ekmekten lezzet beklemeyezsin.
Medya ve iletişim hakkında bilgi vereyim.
Bir kere çok fazla isim altında toplanan bu bölümlerin ana kaynağı 'iletişim' fakültesi ya da güzel sanatlar fakültesidir.
Reklam, halkla ilişiler, sinema tv, medya ve iletişim sanatları, iletişim tasarımı, radyo tv gibi birçok ad altında ayrılsalar da sonuç olarak bir bilim dalına bağlılar.
Güzel sanatlar fakülteleri daha çok pratikle öğretime devam eder ama iletişim fakülteleri daha teorik eğitimi tercih eder.
İlk iki yıl zaten o fakültedeki bütün bölümlerle ortak derslerin olacak, ondan sonra kendi bölümünle alakalı derslerin çoğalacak.
İktisat, hukuk, psikoloji, sosyoloji, uluslar arası ilişkiler gibi alakasız bölümlere ait bile birçok dersin olacak.
Çünkü mezun olduğunda, her konu hakkında fikri ve çalışma kapasitesi olan iletişimciler oluşturmak için, saçma gelse de bu meslek gruplarıyla alakalı da donatılacaksın.
Yaratıcılık seçtiğin alana göre önemli.
Medya çok kapsamlı olduğundan illa ki bizim beyin takımı dediğimiz yazar kısmında olmak zorunda değilsin.
Bir kere tüm sektörlerde çalışabilirsin, çünkü dünya artık tanıtım üzerinden yürüyorsa, sana her yerde ihtiyaç var demektir.
Okuması oldukça eğlencelidir, çok fazla sosyalleşme olanağı vardır.
İnsanlar ellerinde kütük gibi kitaplarla derslere hazırlanırken, sen film, reklam vb iletileri izleyerek, okuyarak sınava girersin.
Bu demek değil ki, laylaylom bir hayat seni bekliyor.
Aksine, çalışacak metnin olmadıktan sonra bir final sınavına girmenin ne denli zor olduğunu iletişim bilimciler çok iyi bilir.
Herkes sinemaya keyif için giderken, sen elinde defter kalemle gidip karanlıkta not çıkarmaya çalışırsın, ya burdan soru çıkarsa diye.

İş olanaklarına gelirsek, yurt dışı ve İstanbul'da bir tek bu meslek sürdürülebilir.
Diğer şehirlerde, akmasa da damlar der, minik projelerle oyalanır durursun bir arpa boyu ilerleyemeden.
Ve bu bölümlerde diploma hiçbir şeydir.
Okurken yaptığın projeler, alan çalışmaları, stajlar ve kurslar sana iş ve yükselme imkanı sağlar.
Boş boş diplomayla, cv ne yazacak üç projeyle mezun olursan asgari ücretle bile iş bulmakta zorlanırsın.(misal ben)
 
Ben hayalinin peşinden git derim...
Bu mesleği yapacak olan sensin sonuçta.
Gelecek, maddi olanakları elbette ki çok önemli bir meslek seçiminde fakat, hamur yoğururken bile mutsuzsan o ekmekten lezzet beklemeyezsin.
Medya ve iletişim hakkında bilgi vereyim.
Bir kere çok fazla isim altında toplanan bu bölümlerin ana kaynağı 'iletişim' fakültesi ya da güzel sanatlar fakültesidir.
Reklam, halkla ilişiler, sinema tv, medya ve iletişim sanatları, iletişim tasarımı, radyo tv gibi birçok ad altında ayrılsalar da sonuç olarak bir bilim dalına bağlılar.
Güzel sanatlar fakülteleri daha çok pratikle öğretime devam eder ama iletişim fakülteleri daha teorik eğitimi tercih eder.
İlk iki yıl zaten o fakültedeki bütün bölümlerle ortak derslerin olacak, ondan sonra kendi bölümünle alakalı derslerin çoğalacak.
İktisat, hukuk, psikoloji, sosyoloji, uluslar arası ilişkiler gibi alakasız bölümlere ait bile birçok dersin olacak.
Çünkü mezun olduğunda, her konu hakkında fikri ve çalışma kapasitesi olan iletişimciler oluşturmak için, saçma gelse de bu meslek gruplarıyla alakalı da donatılacaksın.
Yaratıcılık seçtiğin alana göre önemli.
Medya çok kapsamlı olduğundan illa ki bizim beyin takımı dediğimiz yazar kısmında olmak zorunda değilsin.
Bir kere tüm sektörlerde çalışabilirsin, çünkü dünya artık tanıtım üzerinden yürüyorsa, sana her yerde ihtiyaç var demektir.
Okuması oldukça eğlencelidir, çok fazla sosyalleşme olanağı vardır.
İnsanlar ellerinde kütük gibi kitaplarla derslere hazırlanırken, sen film, reklam vb iletileri izleyerek, okuyarak sınava girersin.
Bu demek değil ki, laylaylom bir hayat seni bekliyor.
Aksine, çalışacak metnin olmadıktan sonra bir final sınavına girmenin ne denli zor olduğunu iletişim bilimciler çok iyi bilir.
Herkes sinemaya keyif için giderken, sen elinde defter kalemle gidip karanlıkta not çıkarmaya çalışırsın, ya burdan soru çıkarsa diye.

İş olanaklarına gelirsek, yurt dışı ve İstanbul'da bir tek bu meslek sürdürülebilir.
Diğer şehirlerde, akmasa da damlar der, minik projelerle oyalanır durursun bir arpa boyu ilerleyemeden.
Ve bu bölümlerde diploma hiçbir şeydir.
Okurken yaptığın projeler, alan çalışmaları, stajlar ve kurslar sana iş ve yükselme imkanı sağlar.
Boş boş diplomayla, cv ne yazacak üç projeyle mezun olursan asgari ücretle bile iş bulmakta zorlanırsın.(misal ben)


Çok teşekkür ederim kafamda daha net düşünceler belirmesini sağladın :KK68:
 
X