film ekibi, sahra çölünün kızgın güneşi altında çekim yapmaktadır. zor şartlar altında çalışırlarken,ihtiyar bir kızıl derili sete doğru yaklaşır ve yönetmenin yanına giderek şöyle der,yağmur ,yarın!ve gider... şaşıran yönetmen,ertesi gün yağan yağmuru hayretle izler.bu sırada ihtiyar kızılderili yine gelir, fırtına yarın! der ve aniden uzaklaşır.gerçektende mmüthiş bir fırtına çıkarve çölü birbirine katar.yönetmen emreder,çabuk bana o kızıl deriliyi getirin! istediği parayı verin. o olmazsa bu filmi bitiremeyiz! bir ay boyunca ihtiyar kızılderilinin dediği herşey tutar, yağmur der yağmur, çöl fırtınası der, çöl fırtınası... derken derken birgün yaşlı kızıl derili susar ve hiçbirşey söylemez. yönetmen nasıl olsa geçer. diye düşünerek bekler. 1gün, 1 hafta , bir ay derken yönetmenin sabrı taşar ve kızıl deriliyi kenara çekerek öfkeyle sorar ,bana bak ! sana bu iş için dünyanın parasını ödedim ! bir an önce marifetlerini göstermey başlamazsan seni burdan atacağım! kızıl derili omuzlarını silker ve ne yapayım! der ,radyo , bozuldu ..!