''Hadsizleşiyorum seni görünce, hatta sesini duyunca. İçimde sanki hiç bana ait olmayan ama benden de uzak olmayan bir kadın hazırlanmaya başlıyor. Aynanın karşısına geçiyor, saçını, başını topluyor. Üstüne en şuh elbisesini giyiyor.
Dudağına kan kırmızı rujunu sürüyor, elbisesinden daha açık sözler doluyor diline ve sana hazırlıyor kendini. Sen beğen onu diye, en beğenilmeyecek işleri yapıyor.
Seni görünce, hatta sesini duyunca bile yüzsüzleşiyor bu kadın, kimse ve normalde her nerede yaşıyorsa, sen gelince bir anda ortaya çıkıyor. Sanırsın kulağı kapıda yaşıyor.
Seni görünce elim, ayağım karışıyor benim. Dilim dolanmıyor da, sözleri değişiyor. Sanki içime başka biri giriyor. Bildiğimi bile bilmediğim cümleler ağzımdan dökülüyor.
Seni görünce, o kendinden emin ve dünyayı yerinden sarsacak kadın gidiyor, yerine bir kız çocuğu geliyor. Bir telaş kaplıyor kalbimin hanesini sorma gitsin. Bir hazırlık oluyor mutfakta, bayramlık temizliğe kalkıyor kalbimden sorumlu köşesi aklımın.
Sonra işte o adını bilmediğim ama benimle hiç ilgisi olmayan kadın geliyor. Kalbim silinmiş süpürülmüş, kapıda o şuh kadın hazır bekliyor, mutfağında en güzel yemekler pişmiş, her şey sana hazırlanmış, emrine amade oluyor.
Kafam bozuluyor o an, yahu diyorum bir adam için bunca hazırlık, bunca telaş niye? Ne olursa olsun, o da gitmeyecek mi bir gün?
Gidecek diyor içimdeki fütursuz kadın, gidecek ama sen sevdiğini hala söyleyemediğin o erkekle, güzel bir gece yaşamanın keyfini tadacaksın.
Sonra ne olacak diyorum? O keyiflerden sonra, gidişinde içim acı dolmayacak mı?
Hayat diyor, güzel ama ölüm acı! Ölüm var diye yaşamıyor musun? Boş ver ondan sonra tufan, sen sevdiğinin gözlerinde bir gece geçir, gerisi Allah kerim, zaten bütün bir ömür, o bir gece için değil mi mihrim?''
Candan Ünal
candanmektuplar@msn.com
Twitter: @candanunal
Facebook:
Candan Ünal | Facebook