yanımdan bi kız geçti vakti zamanında, nasıl mis gibi kokuyo, seksi, kışkırtıcı hem de ferah, durdurdum kızı:
-Afedersiniz, parfümünüz harika, ne olur ismini söyleyin, dedim.
Sevindi
-Tabi ki, dedi, "Hypnotic Poison"...
-Vaaoooww, dedim.
Koştum gitti parfümeriye, dedim "Hypnotic Poison"
Dayanamadım da orda usule uygun sıktım, torbaya attım parfümü verdim parasını çıktım.
Bi süre sonra..
-Allahım bu ne biçim koku, başkasında başka bende başka kokuyor, demeye başladım
Tam anlamıyla burnumun direği intihar etmişti, evime gelene kadar insanlar pis pis baktılar bana, attım kenimi banyoya, yok çıkmıyor, yapıştı koku üstüme sanki, midem bulanıyordu artık..
Günlerden bir gün bir kız geldi yanıma.
-Sende kullanmadığın "Hypnotic Poison" var imiş, bana satabilirsin, dedi.
Sattım, memnun olmuştum, sevinmiştim, makyaj malzemelerimin, aynamın, tokalarımın ve diğer parfümlerimin yanında kibirle kurulması, bana şeytanca bakışı zaten bir süredir beni ziyadesiyle rahatsız ediyordu.
Ondan kurtulmuştum..