Herkes Konuştuğunu Yazar Bense Sustuklarımı...

VAZGECILMEZIM

DÜDÜKSÜZ TENCERE
Kayıtlı Üye
20 Temmuz 2007
4.226
654
Bir hayatın tozlu sayfaları içimi acıtan.
Ceplerimde kırık gece masalları duruyor,
Öksüzlüğümü avutuyor sonbahar.
Ne yana baksam sen oluyorum,
Parmaklarımı kanatıyor kirli duvarlar.
Kuşlar yuvalarından terk ediyor beni,
Bir sarsıntı geçiriyor yüreğim,sen şiddetinde...
Ellerime kar diye yokluğun yağıyor,
Aşk sorgusunda yüreğim can çekişiyor.
Yüzümde sensizliğin izleri,
Ayaklarımın altında bir yığın cam kırığı...

İçimden sökülen her kelime,
tekrar dönüp içime batıyor.
Ve her seferinde sana isabet ediyor.
Bir zindan karanlığı şimdi gecelerim,
Duvarlara sinmiş gözlerinin rengi...
Saatleri infaza çekiyor gelmeyişin,
Yavaş yavaş gidiyor benden hayat;
Damarlarımdan çekiliyor içimdeki sen !
Bense düşüyorum hiçlik ötesi bir hayata,
Kanıyorum sana, sende aşkı buluyorum
Hem de ayrılığa çarpa çarpa...

Suskunlukta sesler daha çok acıtıyormuş,
Bu yüzden senden harf harf kaçışım.
Yalnızlığıma esir düşüyorsun,
Bense kayboluyorum cümlelerinde.
Ve susuyorum sana, avaz avaz susuyorum.
Sende birikiyor içimin tüm sökülenleri
Ben dipsiz bir kuyu oluyorum.
Biriktiriyorum her harfimde seni...

Şimdi yokluğa düşüyor zaman,
Ben bir adımda düşüyorum senden.
Kuytularıma sokulma, bırak bana uçurumlarımı,
Kalemimden azat et beni,
Herkes konuştuğunu yazar, bense sustuklarımı...!!!

alintidir..
 
kış geliyor
bir daha da açmaz güller
tekil mutlulukların
çoğul yalnızlıklarıdır elde kalan
borç harç mutlulukla ne yaşanırsa
o kadar yaşadık

ey ömrümün virgülü
böyle mi bitecektin ha
sen gittin
türkülere sığmaz oldum
dışım içime dar
yelkensizim
rüzgarlara çıktım
kıyılara vurdum
caddeler yuttu beni
ve başıboş hüzün sokağında
"yüreğime söylediğim en doğru yalan oldun"
başıboş sonu boş

kar yağıyor
bir daha da açmaz güller
acıların darağacında
gözyaşımı vurdular
içimin seyir defterinden
adını çaldılar

şimdi ört kapılarımı
dönüşlere biletsiz kalayım
varsın geride kalsın
kederli gözlerin kar yanığı saçların
varsın yitirsin tılsımını hayat

"KAR YAĞIYOR
BİR DAHA DA AÇMAZ GÜLLER"

alıntıdır
 
Orucum Aşka

Vaftiz, edilmiş gözlerle bakma
bana...
Sana, sensizliği
virgüllerle bırakmışken
ağlama...
Arkamdan, beddua
gibi akma...
Üzerinde eskimiş,
zamanları koyduğum
çatlamış resmim
kalsın duvarda.
Veresiye,
(ç)aldığım gönlünü
usulca avuçlarına
bıraktım...
Ötesinin hesabını,
sorma giderken...
Bu son başka !
Gemilerimi yakmışım,
dönmemesine
tutsaklığına...
Varsın, alemde
sende vazgeçti bilin.
Adressiz, sılam ol
hüznümde...
Vuslata, nice
hasretler demirledim.
Orucum aşka...


alinti..
 
Yoluma uzaklar düşmedi,
Ben uzağına düştüm, bütün yolların.
Ötelerden ıslanmış türkülerle büyüdü içim
Kuytularında yürüdüm hep hayatın.
Hasret aklımda gelgitlere vurdu
Sağır susmalarda yırtıldı zamanım
Bir nehir kabardı içimde
Gözlerinde taşıp da hüznümü boğan…
Bakışlarında sakladığın ne depremler,
İçimde çoğalttığın ne gitmeler…
Susturdu bir bir tüm sözlerimi !
Gidilmemiş yollar, inilmemiş duraklar…
Bir de yazılmamış satırlar bıraktım sana..
‘üstü kalsın’ sevdalardan geçtim öyle,
Cömert mutlulukların bencil yalnızlığında
Sırlarımla kaldım bir başıma…
Satır arası kırgınlıklar döküldü
İçimin seyir defterine ; sayfa sayfa…

Yoluma uzaklar düşmedi,
Ben uzağına düştüm, bütün yolların.
En kuytu bir rüyanın gecesinde kaldım.
Beklenmedik bir yağmurun içinde,
Hiç varılmayan bir yerin izinde
Kırk yama düşle yalnızdım…
Eksik kaldım tamamlanmayan sevdalara
Kırılgan düşlere uyandı mevsimlerim.
Kuş tüyü bir umut kanattı yüreğimi,
Gözleri kapanmış ayrılıkların izinde…
Bir adım vazgeçtim sözlerimden,
Dışımda yorgun bir hayalin sanrıları,
Aklımda boş bir evin duvarları var…
Yollar, sokaklar, caddeler, karanlıklar bomboş !
İçinde kayboluyorum bu zamanın.
Bir hayal dokunup geçiyor gönlüme,
Ayaklarımda birikmiş yollar,
Hüznümde bahara susamış yağmurlar…

Yoluma uzaklar düşmedi,
Ben uzağına düştüm, bütün yolların.
İçimde uzadı geceler,
Yokluğuma saçıldı, sancıtan varlığın…

alinti..
 
Ne anlatmalıyım sana. Yüreğim acıyor. Ellerim sıyrık içinde... Yenildim. Yine bilmem kaçıncı kez yenildim.
Yeminlerim, asık yüzlü kararlarım, asla olmazlarım....... hiç biri kar etmedi. O, gelişi hep bilinen ama çaresiz
teslim olunan kasırga gibi. Direnmeyeceğim. Bir idam mahkumu gibi teslim olacağım.

Kimse yok, ellerimi bırakma, düşeceğim..."

Gece kanıyor sessiz ve derinden. Yüreğim iki parça, ay gibi. Ellerim kanıyor, sar onları.
Ellerim sana kanıyor, tut onları.......tutabilirsen. Sorularına cevap alamamayı sevmezsin ya,
aslında hep cevaplarını bilmediğim sorular var hayatta. Durmadan onları soruyorsun.
Oysa konuşacak ne çok şey var. Şu huzursuz insan kalbinin sukun bulduğu cennet bahçelerinden
söz etmek isterdim mesela. Kalbim sakinleşirdi belki.Sonra masallardaki peri kızlarından bahsetmedik.
Hani hep bir sırları vardır da ifşa ederlerse bir güvercin olup uçup giderler.
Gülüyorsun içinden, "Peri kızı mı sanıyor bu kendini?", diyorsun. Biliyorum. Ama sen bilmiyorsun...

Hayat; benim için boşlukları doldurabilme becerisi

Geceyi kanatıyor bakışların. Sessizce iniyor üstümüze rahmet. Taa derinlerde kimsesizlik. Ben mi?
Ben boşlukları dolduruyorum; boş sandalyeleri, boş saatleri, fill in the blanks'le belirtilen kelime arası boşlukları,
avare boş gönülleri... Eyvallah etmiyorum ne sana, ne neon ışıklı hayatlara ya, yine de bir parçam kalıyor orada.
Çekilmiyor hayat ya da çekemiyorlar bizi, bilmiyorum. Boş ver. Saçlarını okşayıp, dudağındaki tebessüm oluyorum,
usulca kalbine dokunuyorum sonra.

Ey aşk! Son hamleni yap şimdi. Hazırım...

Yoruldum. Dipsiz bir kuyuya düşüyor gibiyim. Çırpındıkça daha hızlı, daha hızlı düşüyorum.
Tutunmaya çalıştıkça parçalanıyor ellerim. Ey aşk, hadi gel! Buradayım. Yeter uykusuz gecelerim,
yürek çarpıntılarım, kor gibi yakan hasretlerle geçen günlerim.
Ne mümkün sevgili ve ne mümkün toprak.

Ey aşk! Hazırım. Son hamleni yap şimdi....

alıntıdır
 
susuyorsam,hiç konuşmuyorsam ve söylediklerine boş gözle bakıyorsam;üzülme…


iyiyim ben.!
saçlarıma takılıyorsa hayallerim,ruhum derin bir çöküntü yaşıyorsa bile geçer…
meraklanma sen.!
geceleri uyuyamıyorsam,her yıldız kor gibi düşüyorsa eteklerime;endişelenme…
zamanı gelir uyurum ben.!
içime akan öfkeyle saldırıyorsam sağa sola,kırıp döküyorsam içindekileri geçer…
sakinleşirim ben.!
yeni bir başlangıç yapayım derken,bir yanım kederden azalıyorsa ve görmek acı veriyorsa sana;acele etme sakın…
bütünlenirim ben.!
aynı şeyleri konuşup,farklı anlamlar çıkarıyorsak ve o anlamlarla kararıyorsak;üzülme…
aynı dili öğrenirim ben.!
gecenin ayazını sen sanıyorsam ve yüzüme çarptıkça derin kesikler oluşuyorsa;vazgeçme…
biraz daha uğraşırsan parçalanırım ben.!
sen öyle tepkisiz,sen öyle hareketsiz bekle…mükemmel bir egoyla yaşa ve düşünme…
çırpınır çabalar hallederim ben.!
ben gülümsemeye çalışırken,kırılan yanlarımızı onarırken;sen öylece geç karşıma ve sus…
tepkisiz kal yine…
işte o zaman arkama bakmadan giderim.!
kendi vicdanını rahatlatmak için yalanlar söyle kendine…
olgunlukla karşıla yaşananları…
gül geç içindeki acıya…
bilirim vurdumduymaz tavırların gücüyle iyileşirsin sen.!
son kez söylemek istedim…
beni düşünme sakın…
”…İYİYİM BEN…”


 
Bosluguna sariliyorum her gece...
üsüyorum.yoklugun buz gibi vurmus evime ve yürek odalarimin duvarlarina.
duvarda asili resmin bile bakmiyor gözlerime...
her gece sensizligime içiyorum buz kesen evde.

Kalbim hala beklemeli aslinda.
geleceginin ihtimaliyle beklemek esas duruslarda...
yorgunluk veren bir sey bu."çik gel istersen."diyorum sensizligimde,bana bakmayan resmine...

Acilarla vurusuyorum ve yalanci acilarla avuturcasina geçistirmeye çalisiyorum kalbimi.
her seyi sadece senin için yapmaya çalisiyorum sevgili...

Bu sana kirk birinci mektupsal bir sey sevgili...
her birinde ayri bir sensizlik ve ayri bir sensizlik acisi var aslinda.
artik tükeniyorum her bosluguna sarilmalarda.ve ölüyorum her an üsümelerde...

Hiç bir sey olmayisin kadar yikici olamaz sevgili...
kapilarim hala aralik ve yolu hala aydinlik.
sen geleceksin ümidi ve ihtimaliyle yirmi dört saat beklemeliyim sevgili...

Bir sey hala kopmadi içimde...
en basta sen canim,en basta sen bas tacim...
anlamsizliga susmalar var içimde.sadece sana konusuyorum sevgili...
sana yaziyorum tüm güzel kelimeleri...

Vakti dolmadan ömrüm,gel sevgili...bilki ben çok acilar yasadim sevgili...
ama bu baska,sensizlik bir baska.


Gel yürek odalarima canim...
Gel...çünkü beklemeliyim.
Gel...çünkü bosluguna sariliyorum.
Gel...çünküler bitti.
Üsüyorum..

alıntıdır
 
Yitirilmiş ne varsa


Çirkin çiçeklerle dolu katil bahçelerinde dolaştım,
Dalgındım,
Bıçak sırtı yaşamalarım, penceresizliğim
Ve öksüz düşlerim vardı ceplerimde,
Uğultusuzluğumu özlemiştim,
Hala bir ceylan ağlıyordu içimde,
hiç yoktan vurulan..


Senin şehirlerin uyurken,
Benim gözlerimi bıçakladılar.
Kör bir balıkçıyım şimdi,
Denizlere sarılıyorum
Hiç görmediğim vapurlara el sallıyorum
Rüyalarım da yaşlanmıyor


Kaybolan eylül gemilerimi,
Sonbahar sesiyle çağırsam gelir mi?
Ah vurulası yüreğim
Süpüremedin kapından yalnızlığı
Örselenmiş paslı yüreğim


Ellerim yumuk orman karanlıkları omuzlarımda
Ve ardından ağlayan ezgisiz türkülerdi gözlerim
Senin gözlerinin pusuna saklanıp
Senden kalan bu yıkıntılar arsında
Bizi büyüten ellerini aradım,
Öpülesi ellerini


Susuşlara prangalı dil
Kanlı düşler kuyusunda
Ölüm çığlıkları atabilir


Gözyaşı göllerinde durulanmalar vaktinden geliyorum
Sonunu hep unuttuğum
Dilsiz şarkılarım vardı inleten
Şimdi o şarkılar beni unuttu


Yıkık kentler konuşmaz bilirim
Cam kırıkları ve kırık dallar var
İncinen yüreğimin yaralarında
Ve bilir misin?
Güller hiç uyanmaz bu vadide
Gözlerin düşer aklıma
An gelir şavkın vurur yüzüme
O zaman vakit ölüm olur dudağımda
Kaçsam yakama yapışır gözlerin


Yılları ve yolları
Ödünç aldım
Yastığımdaki çukura dolan korkulu geceden
Düş düşkünü çocukluğumu çalmış namlı sevdalılar
Üstüne üstlük sensizim
Yani gölgesiz dolaşıyorum
Artık intiharlarda öldürmez beni
Yüreğimde konaklayan hüzünler
Senden gelir


Al dün gece seninle yoğurdum bu şiiri
Ekmek buğusu mübarekliğinde
Sıcacık
Nasıl olsa sana çıkmayan yol yok
Kaybolabilirim kuytularda
Dalıp dalıp giderim başka diyarlara
Bir gün dönmeyiveririm


Ama sen
Yine de biriktir gözyaşlarını
Belki bir gün
Tutuşturur seni bensizlik
Belki bir gün
Sende beni ağlarsın
Hoyratım benim


Şafaklar düşmüş alnına
Kırlangıçlar uçmuş koynuna
Bak
Hala aynı şarkıda irkiliyoruz


Bu aşkın adresi dursun sende,
Kelepçeli kuşlar
Yuva karmadan gözlerimize,
Belki geri döneriz
Ve geri veririz birbirimize


Yitirilmiş ne varsa

 
Bir Gün...!><BeLKi...!><Bir YerDe...!

Yaşam nekadar acımasız değilmi..?
Bazen anlatamayız yaşadığımız mutluluğu...
Bazende kaybolan iki göz oluruz gözyaşlarında...

Gözlerimiz yaptığımız hatalara takılır,
Yaşadığımız aşkların gözyaşıyla dolu sayfalarında...
Yüreğimizde dudaklarımıza yansıyan hüzünlü bir burukluk,
Dilimizde söyleyeme yüzümüzün olmadığı, keşkelerimiz olur bianda.

Bir bakarız ki onca zamandan sonra koca bir yanlızlık var etrafımızda.
Yalan sevgilerin peşinden koşmaktan yorulmuş dizler,
Her yediği tekmeden sonra ağrıyan bir kalp,
Sahte bakışlara kandığına isyan eden,
Ve geleceği görememiş iki göz...

Evet..! Artık sadece bunlar vardır elimizde...

Oysa ki tek istediğimiz sevgimizi hakeden bir kalp,
Sabah kaltığımızda bakıp; iyi ki varsın diyeceğimiz bir yüz,
Öldüğümüzde yüzümüzde dolaşacak sıcak bir el,
Ve gözyaşları arasında yanağımıza konacak bir veda busesi DEĞİLMİ...?

Çokmu şey istedik acaba hayattan.?
Hiçmi haketmedik sıcak bir sarılmayı.?
Hep yanlış kişiler içinmi akmalıydı gözyaşları.?
Herzaman ayrılıkla mı bitmeliydi yüreğimizde büyüttüğümüz sevdalar.?

Kimsenin Cevap veremediği bir kaç soruydu işte kalemimden dökülenler.
Sanırım şuan çoğumuzun sızlayan bir vicdanı,
Ve gözünün önüne gelen bir ayrılık zamanı var..

Herkesin öldürdüğü bir sevgisi var benim ki gibi,
Herkesin bir günü var içini sızlatan,
Kendi elleriyle yanlızlığa ittiği bir aşk var haince.
Bu yüzden ağlamıyormu yüreğimiz sessizce...
Bu yüzden korkmuyormuyuz yanlızlıktan, gün karanlığa döndükçe...


Birgün..!
Belki...!
Bir yerde...!


Öldürdüğümüz aşkların vicdanımızdaki izlerinden kurtulmak,

Ve Sevdiğimiz insanın yanında ölmek dileği ile..

alıntı
 
Ana dili yorgun yüreğim olan duyguların esiriyim yine bu gece.
Zaman denen hızlı anların düşüncelerim de öpmediği yerleri arıyorum ilerlemiş saatlerde.
Zaman unutturacakken geçmiş zamanların verdiği sıkıntıları...

Nerede unutmak istediğim duygular. Hiç birinin yok olmasını isteyen kim? Hepsi gerçek hepsi yaşanmışlıklarım. Yaşadığım her anda ben varım...

Yalnızlığın ortasında yokluğumla hissettiğim duygular ile konuşuyorum sessiz cümlelerle.

Hayaller dinlenen şarkıların ortasında umutsuzluk tadında bir yorgunluk sadece.

Bir yanda umudum bir yanda karanlık. Bir bütünün parçalara ayrılmış iki parçası sanki...
Birinin yanında yer almak isterken ikisinin arasında kalıyorum
birinden uzaklaşsam birindeyse tamamen kayboluyorum...

Yüreğinde yaşattığın sevgilerin aynı göğün altında aynı yağmurlarla yıkanıp aynı bulutların altında yaşadığı gibi.

Eğer olsaydı ağır bir beste gibi ana dili yorgunluk olan duyguların esiri ömür boyu sürmezmiydi masum bir öpücüğün etkisi?
Sürmedi süremedi...


Kapılarımı kapatıyorum perdelerimi çekiyorum usul usul. Pencereleri açıyorum asık bir suratla gökyüzüme. Kendimi çağırıyorum ama kayboluyorum.

Ben yaşadığım her güne senin için parmak izi bırakıyorum. Bu sevda kendi çıplaklığından yorgunluğumu alıyor yalnızlığımın.

Uzatıyorum ellerimi.
Sen tuttuğun anda ben yalnızlığımda kayboluyorum.


Fırtınalara alışan bir yüreği topluyorum sokaklardan şimdi.
Liğme liğme edilmiş birçok duygu var beynimde.


Gel desem biliyorum, hemen geleceksin hemen gecelerime. Ama istemiyorum isteyemiyorum..

Yalnızlığa alışır elbet bedenim...
Ne kadar özlediğimi bilemeyeceksin seni dağınık gecelerimde...

alinti..
 
Hani malum şarkılar vardır ya ; o yaz o kış yada bahar diye başlar ve bahsi gecen mevsimlerde yaşanan sonsuz mutlulukları o tarif edilemez aşkı anlatır. Sımsıcak birbirine sarılan elleri gözlerden taşan mutluluk gözyaşlarındaki tuzun tadını anlatır ya. Böylemiydi bizim sevdamızda.



Böylemiydi senden önce ve senden sonra diye ikiye hatta senle geçen diye üç devire ayırdığım ömrüm. Senle geçen o arada iki devir arasında kalan ömrüm. Evet yar senle geçen ömrümde yaşadım ben baharları o yazları. Senleyken açtı ömrümün en güzel çiçekleri. Senleyken anlamı tadı vardı hayatın. Senleyken anlamlıydı güneşin doğuşu ve batışı.



Ya şimdi sevgili SENSİZİM!



Anladım ki benim değilsin. Anladım yarim değilsin hatta öyle bir şey anladım ki en acısı da bu sn hiç benim olmamışsın. Anladım ki sevgiler yalan aşklar sahteymiş. Anladım ki sana olan duygum ne sevme nede aşkmış. Sana olan sevdam aşk sevda tadında bir ibadetmiş. Anladım ki sen benim baharım yazım kışımmışsın mevsimlerimin adı ruhumun tadıymışsın.



Hasret kaldım SEVGİLİ! Gül tenine teninin tuzuna o sonu gelmez ama hep tatlıya bağlanan kavgalarımıza içli içli doyasıya ağlamalarımıza. Özlüyorum sevgili hayallerde diyar diyar dolaştığımız hayal dünyamızı. O dünyada ekip yetiştirmeye çalıştığımız umutlarımızı. Nerdesin SEVGİLİ? Seni unutmak kolay mı sandın. Özleminle eriyorum sensiz yıldızsız gecelerde. Çıldırmak üzereyim yetiş sevgili can vermek üzereyim dayanmaya gücüm yok yitiyor umutlarım. Teker, teker elimde kaldı tutunduğum dalarım bu ne kadar anlamsız ne kadar ansız bir gidiş. Vazgeçemiyorum çünkü sen çünkü sen BENİMDİN!! Çünkü sen her bir şeyimdin çünkü sen anlamım tadım tuzum dünyaya tat veren ne varsa hepsiydin benim için.

Dedim ya sevgili sen benimdin..

alinti.
 
Aşk Dediğin

ask dedigin cocukca olmali
boncuk boncuk bakmali gozune insanin
yani yalan olmamali hicbir yerinde

ask dedigin sessiz yasanmali
kimseyle paylasilmamali
soylenen sevgi sozcukleri

ask dedigin gece yasanmali karanliklarda
kimse gormemeli cunki
baska bir goz deyipte bozmamali buyuyu

ask dedigin yavas yasanmali
israf edilmemeli bir kirintisi bile
bir omur boyunca dilinde tadi kalmali
ask dedigin bitsede.. yureginde adı kalmalı..
alıntı
 
Bir hayatın tozlu sayfaları içimi acıtan.
Ceplerimde kırık gece masalları duruyor,
Öksüzlüğümü avutuyor sonbahar.
Ne yana baksam sen oluyorum,
Parmaklarımı kanatıyor kirli duvarlar.
Kuşlar yuvalarından terk ediyor beni,
Bir sarsıntı geçiriyor yüreğim,sen şiddetinde...
Ellerime kar diye yokluğun yağıyor,
Aşk sorgusunda yüreğim can çekişiyor.
Yüzümde sensizliğin izleri,
Ayaklarımın altında bir yığın cam kırığı...

İçimden sökülen her kelime,
tekrar dönüp içime batıyor.
Ve her seferinde sana isabet ediyor.
Bir zindan karanlığı şimdi gecelerim,
Duvarlara sinmiş gözlerinin rengi...
Saatleri infaza çekiyor gelmeyişin,
Yavaş yavaş gidiyor benden hayat;
Damarlarımdan çekiliyor içimdeki sen !
Bense düşüyorum hiçlik ötesi bir hayata,
Kanıyorum sana, sende aşkı buluyorum
Hem de ayrılığa çarpa çarpa...

Suskunlukta sesler daha çok acıtıyormuş,
Bu yüzden senden harf harf kaçışım.
Yalnızlığıma esir düşüyorsun,
Bense kayboluyorum cümlelerinde.
Ve susuyorum sana, avaz avaz susuyorum.
Sende birikiyor içimin tüm sökülenleri
Ben dipsiz bir kuyu oluyorum.
Biriktiriyorum her harfimde seni...

Şimdi yokluğa düşüyor zaman,
Ben bir adımda düşüyorum senden.
Kuytularıma sokulma, bırak bana uçurumlarımı,
Kalemimden azat et beni,
Herkes konuştuğunu yazar, bense sustuklarımı...!!!

alintidir..

cok begendım ınanılmaz guzel :asigim:
ne cok sey yazmıssın hepsı bırbırınden guzel parmaklarına saglık
 
bütün şiirleri okudum bazen gözlerim doldu bazen kalbim acıdı hepsi çok güzeller inanki saol ..
 
X