Her gune bir Siir, bir Soz...

SEVI SIIRI

Ben senin en cok sesini sevdim
Bugulu cogu zaman, taze bir ekmek gibi
Once aska cagiran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en cok ellerini sevdim
Bir pinar serinliginde, kucucuk ve ak pak
Nice guzellikler gordum yeryuzunde
En guzeli bir sabah ellerinde uyanmak

Ben senin en cok gozlerini sevdim
Kah cocukca mavi, kah inadina yesil
Aydinliklar, esenlikler, mutluluklar
Hic biri gozlerin kadar anlamli degil

Ben senin en cok gulusunu sevdim
Sevindiren, icimde umut cicekleri actiran
Unutturur birden bana acilari, guclukleri
Dunyam aydinlanir sen guldugun zaman

Ben senin en cok davranislarini sevdim
Gucsuze merhametini, zalime direnisini
Haksizliklar, zorbaliklar karsisinda
Vahsi ve magrur bir disi kaplan kesilisini

Ben senin en cok sevgi dolu yuregini sevdim
Tum cocuklara kanat geren anneligini
Nice sevgilerin bir pula satildigi dunyada
Sensin, her seyin ustunde tutan sevdigini

Ben senin en cok bana yansimani sevdim
Bende yeniden var olmani, benimle butunlesmeni
Mertligini, yalansizligini, dupdurulugunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

Umit Yasar Oguzcan.
 
Seni taniyamiyorum derken ne kadar da hakliydin... Ben de seni sevdikten sonra, kendime hic rastlamadim...

Kucuk Iskender.
 
Ucuz insanlara pahalı gelmen senin değil onların suçu.. Unutma ki, insan anlayana çok, anlamayana eksik görünür, Hepsi bu!
Gabriel Marquez
 
Ucuz insanlara pahalı gelmen senin değil onların suçu.. Unutma ki, insan anlayana çok, anlamayana eksik görünür, Hepsi bu!

Gabriel Marquez
 
BECERIKSIZ

Kabugunu koparmadan
ne bir elmayi soyabildim
ne de iyilestirebildim bir yarami
ama karsima cikinca
kizmadim hic elma kurduna
bendim cunku bicagi saplayan
onun yurduna

Sair diyorlar benim icin
bilmiyorum oysa
her siire konmalimi uyak
her yere nedense
konamiyor tayyare
hay dilimi
ari turkce soksun; ucak

Kaptan olmak isterdim
aynanin karsisinda
eski bir sinema yildizi
gibi aglayan
Istanbul'un hatlarinda
bir firca hafifligiyle gidip
gelen vapurlara

Eskimo bir sair dokunuyor omuzuma
ve Kiz Kulesi'ni gostererek
birak artik diyor uzulmeyi
yedi tepeli bu sehirde
siir okunacak tek yer
elbette denizin ortasindaki
su kucuk buz dagi

Terzi olsa da babam
sokuk dikmesini beceremem
beni yalnizca sen anlarsin
ignenin deliginden gecsin
diye ipliklerin
bir anlik islatildigi dudaklara
takilip kalan annem

Sunay Akin.
 
Ağzıyla kuş tutsa da sevemediğim insanlar var benim! Bir de canıma okusa bile sevmekten vazgeçemediklerim.

İlhan Berk
 
Ben suya yazı yazmışım
Yetmemiş altına da imzamı çakmışım,
Çok mu merak ettin ne mi yapmışm?
Aptal aptal sana TAPMIŞM !
 
NERDESİN

Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.

Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgarlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?

Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana “Gel” desin.


AHMET KUTSİ TECER
 
Son düzenleme:
Sende Kalmış

Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.

Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan hallerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.

Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.

Cemal Safi
 


çokk beğendimmmm
 
beğendimmmmmmmm
 
Bazen insan oyle ozlenir ki... Ozlenen bilse, yoklugundan utanir...

Aziz Nesin.
 
Huzunlu Pazar

Huzunlu pazar, beyaz meleklerin ilahiler soyledigi
Askın guzelce yıkandıgı, sımsıkı kefelendigi

Yaz geçmis, gelip çatmıs bagbozumu vakti
Genç kızların mutlulugu bir mevsim daha erteledigi

Huzunlu pazar, geçmis pazarların anısıyla kavuniçi
Coçukların hep kursaklarında kalan sevinci

Ataol Behramoglu.
 
ÇÖZ BENi YAR..
Beni anlamak istiyorsan yar
Bir yağmur sonrası bak gözlerime,
Neler yazılıdır bir bilsen neler…
Roman mı, öykü mü, şiir mi bilmem
Okunmaya doyulmayan kitaplar gibi
İçine sindirerek oku beni yar…

Derbeder bir ressam ol bugün yar,
Bir elinde palet, diğerinde fırça
Ve rengârenk boyalar...
Uzan gökkuşağına,bir renk tut benim için
Dokunma, dış görünüşüm öylece kalsın
Yüreğimin içini resmet e mi yar?

Romantik bir şair ol bugün yar;
Başla, ezik ve yitik çocukluğumdan,
Devam et küheylan gençliğim ile,
Sislerin ardından bu günlere gel
Özgün bir fon müziği eşliğinde,
Hece hece, dize dize yaz beni yar…

Ünsüz bir bestekâr ol bugün yar
İlk ve tek eserini yap benim için
İlmek ilmek, nakış nakış dokuyor gibi
Sevdamızı anlat notalarınla
Ezgiler savrulsun deli rüzgârda
Bu şarkı sadece bizim olsun yar…

Ne kadar çok istedim değil mi?
Boş ver, aldırma unut hepsini
İyisi mi, kendin ol bugece yar,
Yani sen, alın yazım ve karasevdam.
Gökten yıldızlar düşerken suya
Başımı yaslayım deli gönlüne;
Sonsuz bilinmeyenli bir denklemim ben
İncitmeden, usul usul çöz beni yar
Çöz beni yar...
Naime Özeren
 
Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur...
Hz.Mevlana
 
egonu tatmin et sen bugün ....iyice şişir,tavan yapsın ki yerle bir etmem daha zevkli olsun


melissadan
 
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR


Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

Ataol Behramoğlu
 
Son düzenleme:
Ölüm olsun seni unuttuğum gün diyorsam ve sen benim için bu kadar vazgeçilmez olduğunu bildiğin halde gidiyorsan yaşamam sebebim olsan bile kal demem...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…