hayatın akmayan bu zor günlerinde en güzel günümü yaşıorum bugün.bugün onu doğum günü.bu gün ne bir şarkı ne bir türkü nede bir söz herşey anlamsız herşey boş.bugün 21 yıl geride kaldı ve o yirmi bir yılı geride bırakan insan benim her şeyim oldu.
yeryüzü böyle birşey ne gördü , ne duydu.çiçekler aniden açtı,birdaha karanlık çökmedi;çünkü o güneşten bile parlak ve sıcaktı.insanlar şaşkınlık içindeydi acaba neydi gördükler,melekmiydi.hiç bir insan bukadar masum ve çekici olamazdı.o ya bir melekti yada o varlıktan sadece bi tane vardı.çünkü o herkesten farklıydı;meleklerden masumdu,insanlar gibi acımasız değildi.peki neydi bu.neden yüce allah onu dünyaya gönderdi.acaba insanlara güneş yemediği içinmi ya da hayatın içindede gerçeklerin olduğunu göstermek içinmi? ama bu sorularda hep ama hep cevapsız kaldı.
aradan 19 yıl geçti ve bu dünyada eşi benzeri olmayan insan öyle bir kayaya çarptı ki öyle bir kayaydı ki; o insanın çarpmasıyla kalbi yumuşacık pamuklara dönüştü ve o kayada o insana deliler aşık oldu. bu aşkın en güzel yanı kayanın aşkının karşılığını bulabilmesiydi.
artık o ne olduğu bilinemeyen insanında bir adı vardı. o kayanın çimen gözlüsüdü.insanlarda o varlığın ne iiçin dünyaya geldiğini anladılar. o kayanın kalbini ancak onun gibi bir insan yumuşatabilirdi.kayada isimsiz kalmadı tabi oda çimen gözlüsünün gül güzeliydi.bu aşk dillere destan olmaya hazırdı.çünkü bunun gibisi daha önce hiç yaşanmadı.
evet çimen gözlü çocuk ben kalbini yumuşattığın kayayım ve sana sesleniyorum;inanki seni dünyadaki herşeyden çok seviyorum... gül güzelin!
ayça balıkçı (yani bana aittir)