Hedefe Ulaşmak İçin

E

EU1

Ziyaretçi
Bir işi başarmak, bir yerden başka bir yere gitmek, yeni bir girişimde bulunmak, hedef belirlemek ve o hedefe ulaşmak için duygulara ihtiyaç var.

Duygular, bizi harekete geçiren yapabilme gücümüz. Ama duygularımız aynı zamanda bizi felakete götürebilir. İşte bu nedenle duygularınızı denetlemeyi öğrenmelisiniz. Tabii duyguları denetleyebilmek için, önce duygularınızı tanımanız gerekiyor.

Bundan sonra sizi, ne başarısızlık duygusu, ne korkular, ne de öfke etkisi altına alamaz. Yolunuzdan alıkoyamaz. Hedefinize şaşmaz bir irade ve büyük bir güçle ilerlersiniz. Tabii bu arada bilmek gerekiyor. Kendinize hedef belirlemek ve harekete geçmek için, ne istediğinizi bilmelisiniz. Tıpkı çok sevdiğimiz ve zaman zaman anlattığım karınca hikayesinde olduğu gibi. "Valizini hazırlayan karınca tam yola çıkarken komşuları "Hayrola, nereye gidiyorsun komşu" diye sorarlar. O da "Mekke�ye gidiyorum" der. Komşu; "Orası çok uzak, varamadan ölürsün" deyince bizim karınca "Ölürüm" der. Ve yola çıkar. İşte hedefiniz böylesine açık ve isteğiniz böylesine kararlı olmalı, ki yola çıkabilesiniz. Ve yolunuzda karşınıza çıkan tecrübeleri anlayıp değerlendirebilesiniz. Hedefe ulaşmaktan ziyade hedefinizin olması çok önemli. Hedefiniz olduğu anda önünüzde yol belirir. Hedef yoksa gidilecek yol da yoktur.

Ve başkalarının fikri, sizi yolunuzdan çeviremeyecek kadar güçlü bir isteğiniz olmalı. Güç, korku, endişe ve şüphelerden uzaklaşmayı sağlar. Şimdi karınca hikayesinin devamına gelelim. "Karınca yola çıkar. Yolunun üzerinde mola vermiş bir kervana rastlar. Devenin heybesine tırmanır ve içindeki yiyecekleri yerken o sırada kervan yola çıkar. Kervan tekrar durduğunda heybeden iner ve bakar ki, Mekke�ye gelmiştir." Bu karıncanın hikayesi, hedefe ulaşmak için ne yapmamız gerektiğini açık seçik anlatıyor. Kendisine hedef belirleyen karınca yola çıkarken hedefe ulaşıp ulaşamayacağını düşünmüyor.

Böylece yolunun üzerinde kendisini hedefe götürecek olanlarla karşılaşıyor. Sizin için de böyle değil mi? İsteklerinizle karşılaştığınız sürpriz anları düşünün. Şayet kimsenin yolunuzdan çeviremeyeceği bir hedefiniz varsa, yola çıkmanız yeterli olacaktır. Yolun üzerindeki her şey sizi yolun sonuna yani hedefinize götürür.

Yasemin Boran
 
katılmadığım pek çok yargı var.. birincisi, yolun üstündeki herşey insanı hedefe götürmez. kimisi şaşırtır.

Benim hayata bakış açım olumludur her zaman...

ikincisi, insanı korkudan ve endişeden uzak tutan, bahsettiği manada inanmanın gücü değil, bilgidir.özbilincinin farkında olan kişi, zaten bilginin gücü ile hareket edip, hem analitik hem de duygusal zihnini gereken şekilde kullanır ve bunun bilincindedir.

Bilgi evet ama yanında inanç olmassa alalım o bilgiyi çöpe atalım.

karınca hikayesi bir nevi kader kısmet olarak verilmiş. her hedef bu kadar üstünkörü, bu kadar basit ve tesadüfi değildir.. hele ki yaşam içinde gözlemlersek hiç değildir..

Hedefin ne derece basit veya zor olduğu değil ; inancın gerekliliği ele alınıyor konuda.

Anuradha, sözüm kesinlikle sana değil fakat, bilimsellikten uzak, sırf insanlara pozitif duygular aşılamak adına eksik ve uyguluma esnasında kötü sonuçlar, kırgınlıklar çıkaracak bu tür yazıları hiç tasvip etmiyorum.

İnsanlara pozitif duygu aşılamak :))) Ne mutlu bana umarım hayata sizin aksinize olumlu bakıp bu yazıdan etkilenecek insanlar olur.Bilimsellik :))) Çok uç örnekler verilebilir aslında.Ama gerek yok.Bilimin yanında iliminde her daim olması gerektiği kanısındayım.İyi forumlar.
 
anuradha nın anlatmak istediğini destekliyorum yada yazıda anlatılan örneği destekliyorum. Burada inanç derken benim anladığım bir ALLAH inancı değil onun dışında hedefe ulaşma inancıdır. Düşüncelerimiz çok kuvvetli saf bir enerjidir . Buradaki örnekte karınca "mekkeye " gideceğine inanmıştı ve o hedefini beslemistir. bu sizler icinde gecerlidir. Hedefiniz daha iyi bir is olsaydı o hedefin daha doğrusu isteğinizin olacağına olan inancla yola çıkarsanız ve o dusucenızı beslersınız olumlu bır sekılde ıstedıgınızı besledıgınız taktırde olumlu sonuclar elde edersınız ama dusuncenızı beslerken suphe, korku, endise duyarsanız enerjı akısını bloke etmıs olursunuz. Sag beynımız duygusal tarafımız her zaman ıster ama sol beynımız daha cok mantık ve otorıte sahıbıdır ve ısteklerımızın olamıyacagına bızı ınandırabılır boylece bız ıkıleme duserız veya ıstegımızın olucagına olan ınancında sarsılmalar yasarız....
Yazıyı paylastıgın ıcın tesekkurler ....
 
X