Ilık bir rüzgar esti,
Bir bebeğin kokusu gibiydi bıraktığı etki,
Hani yağmur yağar da toprak kokar hem de öyle birşey...
Ilık bir rüzgardı hem serinletti hem de yaktı içten içe,
Bir anda geldi ve yine gidişi gelişi gibi oldu.
Ilık bir rüzgardı ama bıraktığı sızı yüreğimi dondurmaya kafi.
Yağmurlar yağdı yüreğime rüzgarın ardından.
Yüreğim ağladı ama gözlrime atamadı kederini.
Gözlerim doldu ama görmedin sis vardı çünkü.
Gözlerim doldu ağlayamadım ıslanmasın diye avuçların.
Gözlerim doldu sustum yüreğin de çığlıklar atmasın diye.
Yüreğim ağladı ben dinledim.
Gözlerim doldu; hiç birşey diyemedim.
Gökler de sustu, sessiz sakin sis var ama göremezsin yıldızları,
Yıldızlar da üzgün ama göremezsin sis var ve uzaksın,
Sandığın kadar yakın değil,
Yıldızlar seni düşünür göremezsin.
Gökler çaresizliğine susar bilemezsin ne Güneşler yok olur evrende,
Bilemezsin çünkü uzak sandığın kadar yakın değil.
Sen boğazımda dğümlenen anlatamadığım bir şey,
Suskunum ama göremezsin.
Etraf sis içinde...
O insanların kiri bulaşmış heryere.
Göremezsin eski beni,
Oysa ben ordaydım Yüreğin kadar yanında.
Hala biryerlerdeyim ama ben bile bilmiyorum sislerin ardında.
Tek bildiğim sen Atan yüreğim kadar yakınımda,
Tek gerçek bu bu kadarkarmaşada.
Sen boğazıma düğümlenen anlatamadığım birşey.
Sen gözlerimden akıtmaya kıyamadığım birşey.
Sen...
Sen bu yürekte bilsen kaç şey...
Ilık bir rüzgar gibi sen bir bebeğin masum kokusu gibi,
Ya da yağmurdan sonraki toprak kokusu.
Sen yüreğimin nefesimin en yakın hissettiği,
Sislere İNAT eden ben,
Evet İNATÇI ben...
İnatçılıksa sevgiye sahip çıkmanın adı,
Ve İNATÇILIKSA Yüreğime kazımanın manası!
Sen...
Boğazıma düğümlenen sen...
İnatçılıksa sevmenin adı,
En büyük inadım sen.