• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

heavyci_girl / Kendi Şiirleri

heavyci_girl

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
16 Mayıs 2007
135
0
96
34
İzmir
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Sen içimdeki en güzel şehirdin,
Cennet bahçeli bir şehir...
Kalbime akan kızıl nehirleriyle,
Bembeyaz saf sevginin bulutlarıyla dolu bir şehir...
Sen içimin tarifsiziydin.
Her doğan güneşle açışım gözlerimi sabaha
Bir ev bir bulut bir nehir ve bahçe daha müjdeledi.
Sen içimin en güzel şehriydin.
Şimdi bakmışım ki içim tamamiyle sensin.
Ben o şehrin içinde bir şehirim.
Soluklarımda sen, gülüşüm ve hasret damlalarımda,
Bakmışım ki ekmek sensin, su sensin.
Sen içimin ilham meleği
Bu benlik için Sen eşittir Herşeysin...
Çağla Aksoy.
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!



Sarmaşıklar içinde bedenim.
Ruhumun kanlı gözyaşları
Yeşil yaprakları kırmızıya boyuyor.
Aleve değmiş hissi veren sıcaklığı,
İçleri parçalayan renginde acımsı bir tat var.
Geliyor kalbin tam ortasından,
Senin bıraktığın yerden.
Ve faturası kesildi erkenden o an göz yaşlarımın.
Akıyor senin bıraktığın zaman tünelinden.
Hıçkırıklara boğuluyor sarmaşıkların altındaki yürek.
Sarıyorlar tenimi sarmaşıklar,
Batıyor güllerin dikenleri...
Gülü seven katlanır dikenine,
Onları da seviyorum bu yüzden.
Ama engellyemediğim kan akışım işte;
Dur diyemediğim.
Sarmaşıklar kırmızıya boyanıyor.
Elimden hiç bir şey gelimiyor.
Sarmaşıklar sarıyor bedenimi onlar kırmızıya boyanıyor,
Bense acının koyu renginde kayboluyorum.
Onlar kırmızı soluyor,
Ben karanlığı,
Onlar kırmızı yaşıyor,
Ben siyah bir acı.
Çağla Aksoy.​
 
Özlemi sormayın bana,
Kafidir gözlerime bakmanız.
Hasretten gemilerim var benim;
Sürekli seferde.
Sürekli tek yolcu var içinde ve tek kaptan.
Rüzgara karşı gider hasret gemilerim.
İncecik sesler okyanusun derinlerinden.
Ve bir hıçkırık sesi tek yolculu gemilerden...
Özlemi sormayın bana.
Ben onun tarifiyim.
Gülü tutup ellerinle sıkmak gibi hasret
Akarken avucundan kanlar;
Ateşe sarması bedenin.
Hasrettten sual etmeyin ;
Zaten yanıt benim.
Hasretten gemilerim var benim ve yine;
Tam ortasındayım büyük bir seferin
 
Gidişinin gecesi; ızdırabın ta kendisi...
Çığlıkların doruk noktasında sessizliğin tarifi.
Varlığın içinde hiçliğin nefesi.
Dinlerim notaların elinden tutmuş kelimeleri.
Sanki hepsi gidişinin habercisi.
Göz yaşları terk i diyar ediyor yüreği.
Notalar hıçkırıkların ritmi...

Gidişinin gecesi; karanlığın çöküşü dünyama.
Yüreğimde en ağırından bir bıçak daha.
Yaşam labirentinde ağır bir safha.
Kanlı yağmur tanecikleri hediye kurak ruha.
Bir gün sefaysa hayatım üç gün cefa.
Anlaşıldı terk etmez artık cefa kalbi bu geceden sonra.
Mutlu ol gülüm bu ilk ve son veda; cezaların en ağırı bu bana.​
 
Kara yılan gibi pusu kurdular önüme;
Hep en zehirli ısırışlarıyla karşılık verdiler her hamleme.
Yüreklerinin karasıydı yılanın boyası.
Anlamadılar ama ne yaptıysam nafile..
Taştan tabutlar var kalplerinde.
Şevkat, sevgi onlar için ne kelime?
Büyükler onlar çok büyük kendi gözlerinde.
Ama o kadar küçükler ki beş para etmezler gerçekte...
Elimi kolumu bağladılar sardılar herbir yanımı.
Şimdi sıra boğmaya geldiğinde;
İşte sensizliği sunuyorlar tabağın içinde.
Biliyorlar Boğmanın yolu sensizlikten geçiyor;
Sen kelimesi bu bedende nefesle özdeşleşiyor.
Ama bilmezler sensizlik yok bu bedenin lügatında.
Beden de olsa bile ne fayda erişebilirler mi ki hiç ruhuma.
Issız soğuk bir çöle çevirdıler bedeni ama;
Gülüşün var ya unutsunlar azap vermeyı bu ruha.
Olmasaydın sen; nefessiz çoktan kalmıştım ben.
Gülmeseydin sen; gülmeyi çoktan unutmuştum ben.
Çare yok sanarlar bilirim belki biz de dahi.
Onlar göremezler Ama en büyük çare sevgi.
Onları yakar kül eder sevgimin milyonda biri dahi.
Kör olsalar ne fark eder görenler anlıyor mu ki.
Bırak kendi ateşleriyle kendisi yansınlar.
Ben bağlıyım sana ; beni ısdaraba gömecekelrini sanmasınlar.
Tek ısdırap gülüşünün eksikliği bana tek ısdırap tebessümünden mahrum kalmak.
Ben hep varım sen de varsan; İşlemez ateşler bana benim yüreğim sende tutsak.​
 
Bebeğim herzaman dua ettik biz Allah yanımızda Sen hiçüzülme..Söz verdik tek dileğim bir an önce yanıma gelmendir ve biliyorumki yapılan hiç bir kötülük kimden gelirse gelsin karşılıksız kalmaz..Canımsın Seni çok seviyorum .. yaşadıklarımızı böyle anlatman off bilemiyorum ..Tek inandığım Allah doğru olanın yanındadır..Yürekten edilen duanında geri döneceğine eminim elimde kalan tek şey bu sevgim ve dualarım:(
 
Bebeğim herzaman dua ettik biz Allah yanımızda Sen hiçüzülme..Söz verdik tek dileğim bir an önce yanıma gelmendir ve biliyorumki yapılan hiç bir kötülük kimden gelirse gelsin karşılıksız kalmaz..Canımsın Seni çok seviyorum .. yaşadıklarımızı böyle anlatman off bilemiyorum ..Tek inandığım Allah doğru olanın yanındadır..Yürekten edilen duanında geri döneceğine eminim elimde kalan tek şey bu sevgim ve dualarım:(

Annem merak etme Allhın izniyle gelicem.
Tek bilmeni istedğim ve unutmamanı; Seni herşeyden çok sevdiğim. Herşeyimsin annelrin en güzeli a.s.
 
Kımıldayamayan bir heykel misali ruhum,
Donuk, mat, sertleşmiş yüreğim,
Tebessüm dahi etmez gözlerim,
Seni hasreti utandıracak kadar özledim.

Neye yarar ki dünyayı yaksam.
Kim duyar ki çığlıklar atsam.
Ne fayda getirir ki yalvarsam yakarsam.
Seni hasreti utandıracak kadar özledim.

Bunun adı saf sevgi sadece herşeyim,
Kim ne derse desin hepsini ezer geçerim.
Sevgimi küçük görene ben hiç yoksun derim,
Seni hasreti utandıracak kadar özledim.

En ufak tebessümün dahi cennet yüreğime,
Karşı çıkıyorum bu karışık hasret denklemine,
Görmesem seni yıllar geçse olacak yine yüreğimde ve dilimde;
Seni hasreti utandıracak kadar özledim!..
<<<ÇAĞLA>>>​
 
Ilık bir rüzgar esti,
Bir bebeğin kokusu gibiydi bıraktığı etki,
Hani yağmur yağar da toprak kokar hem de öyle birşey...
Ilık bir rüzgardı hem serinletti hem de yaktı içten içe,
Bir anda geldi ve yine gidişi gelişi gibi oldu.
Ilık bir rüzgardı ama bıraktığı sızı yüreğimi dondurmaya kafi.
Yağmurlar yağdı yüreğime rüzgarın ardından.
Yüreğim ağladı ama gözlrime atamadı kederini.
Gözlerim doldu ama görmedin sis vardı çünkü.
Gözlerim doldu ağlayamadım ıslanmasın diye avuçların.
Gözlerim doldu sustum yüreğin de çığlıklar atmasın diye.
Yüreğim ağladı ben dinledim.
Gözlerim doldu; hiç birşey diyemedim.
Gökler de sustu, sessiz sakin sis var ama göremezsin yıldızları,
Yıldızlar da üzgün ama göremezsin sis var ve uzaksın,
Sandığın kadar yakın değil,
Yıldızlar seni düşünür göremezsin.
Gökler çaresizliğine susar bilemezsin ne Güneşler yok olur evrende,
Bilemezsin çünkü uzak sandığın kadar yakın değil.
Sen boğazımda dğümlenen anlatamadığım bir şey,
Suskunum ama göremezsin.
Etraf sis içinde...
O insanların kiri bulaşmış heryere.
Göremezsin eski beni,
Oysa ben ordaydım Yüreğin kadar yanında.
Hala biryerlerdeyim ama ben bile bilmiyorum sislerin ardında.
Tek bildiğim sen Atan yüreğim kadar yakınımda,
Tek gerçek bu bu kadarkarmaşada.
Sen boğazıma düğümlenen anlatamadığım birşey.
Sen gözlerimden akıtmaya kıyamadığım birşey.
Sen...
Sen bu yürekte bilsen kaç şey...
Ilık bir rüzgar gibi sen bir bebeğin masum kokusu gibi,
Ya da yağmurdan sonraki toprak kokusu.
Sen yüreğimin nefesimin en yakın hissettiği,
Sislere İNAT eden ben,
Evet İNATÇI ben...
İnatçılıksa sevgiye sahip çıkmanın adı,
Ve İNATÇILIKSA Yüreğime kazımanın manası!
Sen...
Boğazıma düğümlenen sen...
İnatçılıksa sevmenin adı,
En büyük inadım sen.
 
Eksik bir şiir defteriyim hayatında meleğim...
Sonu bende o defterin...
Sonu olmayan bir son bu...
Başı sende sandığım sonu bende...
Olsan da çok uzaklarda...
Yüreğim atacak hep yüreğinle...
Rahatsız ettimse affet o büyük şevkatinle.
İşte sandığım son bu şiirde...


11214906391sh9.jpg



-GiT DeDiN; GiDiYoRuM!..-



Şimşekler çaktı aniden,
Martılar sustu...
Güller sustu...
Ben sustum...
Gözlerin sustu...
Dünya durdu...
Tek konuşan yalancı ve sana çok yabancı bir rüzgardı.
Sesin sana dahi el...
Banaysa bir felaket...
İster deprem de çünkü yıkıcıydı.
İster sel de çünkü aniden bastırmıştı.
Ölü değil yaralı çıktım felaketten.
Bilinç kaybı önce susuş...
Ardından görmediğin göremeyeceğin ama var olan gözyaşlarım...
Onlar dahi sustu...
Sessizce aktı gözpınarlarımdan.
Ben hep sustum, kulaklarımda o yabancı ses.
Önce kulaklarımda sonra yüreğimde.
Gidiyorum işte.
Sesin sahibinin de emrettiği gibi.
Ne tuhaf yabancı bir sese itaat ediyorum.
Ne tuhaf hiç bir kelime edemiyorum mantıklı.
Susuyorum...
Sanki dilim bağlı...
Yüreğimse çıkmak üzere yerinden.
Ben sanki dünyanın en küçük varlığı o an.
Eziliyorum...
Susuyorum...
Çünkü konuşsam da duyan olmayacak biliyorum.
Son enerjimi harcıyorum arkamı dönmek için,
Ve oturacak bir yer bulabilmek için.
Çünkü biliyorum bu yükü bacaklarım dahi taşıyamayacak.
Çünkü biliyorum ağlayacağım...
Ayakta ağlamayı sevmem de ben!
Ne kadar gözyaşım akarsa toprağa düşer çünkü
Dünyanın en küçük varlığınının gözyaşlarına kim aldırış eder ki zaten.
Susuyorum, susuyorum ve yine susuyorum...
O yabancı sesin dedikleri tekrar tekrar canlanıyor beynimin kıvrımlarında
Tekrar tekrar acıyor sol yanım
Tekrar tekrar
Tekrar tekrar
Ve takrar tekrarlar hep var...
Git dedin!
Gidiyorum...
Sesin yabancı olsa da sahibini çok iyi tanıyorum.
Git dedin gidiyorum...
Merak etme sonsuza kadar susuyorum...
Bilmem ne hissettiğimi sanıyorsun?
Nefret mi? Hiç mi yoksa?
Bence bunları bile düşünmüyorsun biliyorum.
Hissediyorum...
Tek derdim mutlu olman ve mutlusun biliyorum.
Ben hayalinle yaşamaya alışmışım yabancı değil bu durum bana.
Bir de senin de beni sevmene alışıktım
Sevmemene de alışırım zamanla.
Bir tek seni sevememeye alışamayacağım, bu ortada açıkça.
İçimde seni unutmak için ne bir istek ne de bir çaba var.
Öyle sansa da onlar!
Çünkü andırmıyorum ismini hiç birine.
İsmin anıldığında yüreğim acıyor çünkü
O an geliyor aklıma Git deyişin elmişim gibi,
Git deyişin nefret edermişssin gibi.
Git deyişin yüreğimin ezilişi
Git deyişin Hayatımın felaketi...
Andırmıyorum işte bu yüzden ismini,
Çünkü gene acıyacak yüreğim biliyorum.
Sanırım hala alışamadım senin beni sevmemene.
Olsun nelere alışmıyor ki ansan.
Alışırım elbet, bu yola tek girdim
Eşlik ettin ortasında ve kendi yoluna gittin.
Sen önümden çok kayalar çektin
Çok kez yüreğimi cennete çevirdin
Çok kez tebessümüme neden oldun
Çok kez sevincin doruğuna çıkardın
Çok kez düştüğümde tutup elimden kaldırdın
O kadar çok kez var ki hayatıma kattığın
Bu yüzden nankör olamam ben
Bu yüzden unutamam seni
Yüreğimle yaşıyorum ben de yaşamayı bilenler gibi,
Ve ona bıraktığın izleri görmemek imkansız,
Nasıl unutayım ki şimdi söyle seni?
Nasıl unutayım ki meleğimi?
Ama yaralıyım kanıyorum
Ne başım ne gözüm kanayan
Kanayan yüreğim..
İsmini andıkça da kanayacak farkındayım.
Bu yüzden susuyorum ve susun diyorum.
Umarım görmem seni bir yerlerde
Çünkü bu olursa sanırım yığılıp kalırım bir köşede.
Ne yaparım inan bilmiyorum, kestiremiyorum.
Umarım olmaz bu umarım...
Her yüreğin kaldırabileceği bir yük vardır çünkü, biliyorum.
Git dedin gidiyorum.
Sen bilmedin sanırım ama dünya bildi.
Hiç bir şarkı hayatımdaki
Anlamlı değildi sen gibi.
Hiç bir çiçek;
Kırmızı gül gibi değildi.
Ondan olsa gerek bakamıyorum güllere.
Ha gül görmüşüm ha senden bir parça.
Güllere dahi bakınca yüreği yanan ben
Nasıl bakabilir ki sana?
Bu yüzden umarım çıkmazsın karşıma.
Sanırım ilk işim terk etmek olur orayı,
Çünkü alışkın değilimdir istenmediğim yerde kalmaya.
Zor yetti gücüm zaten düşürdüğün başımı kaldırmaya.
Sitem değil bu inan; sitem dahi edemiyorum sana.
Ben bir tek kendime sitem ederim
Çünkü bunca üzüntümün sorumlusu kendi yüreğim.
Onu çıkarıp atayım diyorum bazen
Ama olmuyor içindeki sen beni engelliyor.
Nasıl sevmişim seni, nasıl seviyorum ve nasıl seveceğim kim bilir...
Ama bunu bilmeyeceksin asla.
Sevgisini gösteren yüreğim onu saklamasını da çok iyi bilir...
Kim bilir belki de nefret edeyim istedin.
Daha az canım yanar sandın belki.
Çünkü melekler üzmezler asla kimseyi.
En azından Masum kimseleri...
Sen de benim meleğimdin ve bunu hiç bir şey değiştirmedi.
Senin sevip sevmemen veya aklına bile gelmemem değil umrumda bile .
İnsanların ne düşündüğü de.
Ah ne çok sevdim seni, seviyor ve kim bilir nasıl seveceğim...
Ama bilmeyeceksin zaten bilme de.
Gururum kırılmadı parçalandı bir kere.
Alnım ak başım dik benim.
Biliyorum ki sonuna kadar direnen bendim.
Sen de mutluymuşsun öyle dedin daha ne isteyeyim.
Git dedin gidiyorum.
Her zamanki gibi seni dinliyorum.
Sonunda anlıyorum yabancı ses hiç de yabancı değil.
Aslında bunu çözemiyorum...
Susuyorum...
Şimdi zaman konuşur.
Ama eminim ben kim bilir nasıl seveceğim seni hep?
Ben hiç sözümden dönmedim.
Susuyorum ben hayatından kayboluyorum.
Bir de duam var Allah'a umarım senden önce beni alır yanına hayırlısıyla
Toprağa senden önce kavuşurum umarım.
Sen git dedin gidiyorum!
Keşke nereye gideceğimi de söyleseydin bunu unuttun...
Çünkü ben hala yürüyorum gideceğim yere gelemedim bir türlü.
O kadar yorgunum ki...
O kadar yaralıyım ki...
Aslında çok zor yürüyorum.
Ama hep gülüyorum olamadım asık suratlı hiçbir zaman.
Ya da ben öyle sanıyorum.
Sadece susuyor ve yürüyorum.
Git dedin gidiyorum.
Usulca...
Yorgun...
Suskun...
Biraz kırgın...
Gözü yaşlı...
Ama sevgi dolu...
Git dedin gidiyorum.
Ama dedim ya dua ediyorum.
Umarım herşeyin güzelini bilen Rabbime daha çabuk kavuşurum,
Umarım alnım ak sarılırım ak kefenlere Sen sarılmadan önce.
Çünkü aksine dayanırmıyım bilemiyorum.
Aksi olduğu takdirde dayanamam bilemiyorum.
Gelirim sarılırım toprağına...
Ama oradan da kovarsın diye korkuyorum.
Bu yüzden ben gitmeliyim dediğin gibi...
Git dedin;
Gidiyorum!..


Çağla Aksoy.
 
Back