Yoğun gündemlerimiz, kendimize zaman ayırma olanağımızı elimizden alıyor. Arkadaşların, tanıdıkların, akrabaların her arzu ettiklerinde yanlarında olmak, katılmak istemediğimiz toplantılara iştirak etmek zamanı bizden çalıyor. Peki neden bu alışkanlıkları sürdürmek zorundayız ki?
Akıllı kadınlar, hemen her konu hakkında bir bakış açısı geliştirirler. Kendi hayatımız hakkında son sözü söyleyenin kendimiz olmasıyla gurur duyarız. Peki o zaman neden bir türlü “hayır” diyemeyiz? Bunun altında şöyle bir hakikat var: Hepimiz kabul görmek istiyoruz. İşte bu yüzden “hayır” demekten çekiniyor, birini reddettiğimiz zaman suçluluk duyuyoruz. Bu hem özel, hem profesyonel hayatımızı etkileyen bir eğilim.
İşte “hayır” demenin zarif yolları:
“Üzgünüm, ama yapamayacağım.”
“Korkarım o gün çok meşgulüm” ya da “Korkarım başka planlarım var”.
“Bu konuda düşünmem lazım, sana sonra söyleyeyim.”
“Borç vermeme politikası uyguluyorum.”
Çocuklarınızla aranıza sınır koyun
Beş yaşındaki çocuğunuz size yeni bir oyuncak için yalvarıyor. Bu oyuncağı alacak durumda değilsiniz, çünkü faturalar çığırından çıkmış durumda. Peki iyi bir anne olarak ona “hayır” demenin nasıl bir yolunu bulacaksınız?
“Hayır” deyin
Çocuğunuza hayır demek zordur. Ama istediği her şeyi vermek de gelecekte büyük problemler yaşamanıza neden olur. Aranıza koyacağınız mesafeyle çocuğunuzu ve kendinizi bu problemlerden kolaylıkla koruyabilirsiniz. Eğer çocuğunuz parayı anlayabilecek yaştaysa, ona istediği her şeyi alabilecek durumda olmadığınızı anlatın. Bu, çocuğunuzun parayla arasındaki ilişkiye sağlıklı bir form kazandırmak için de iyi bir yöntemdir. Çocuk böylece küçük yaşlardan itibaren para tasarrufunu ve gördüğü her şeyi almamayı öğrenir. Ayrıca çocuğunuza yapacağı küçük işlerle harçlığının bir kısmını kazanmasını da önerebilirsiniz. Birinin bahçesini temizleyip, diğerinin köpeğini gezdirerek hem sorumluluk almanın hem de paranın kıymetini öğrenir.
Arkadaşlarınızla aranıza sınır koyun
Arkadaşınız o alışverişteyken üç çocuğuna bakıcılık etmenizi istiyor. Üç saat sonra sizi arıyor ve alışverişin düşündüğünden daha uzun sürdüğünü söylüyor. Acaba iki saat daha bakabilir misiniz çocuklara? Bu arada eşiniz patronunun eve yemeğe geleceğini söylüyor ve üstelik sizin de kuaförde randevunuz vardı.
“Hayır” deyin
Kadınlar ikna olmaya biraz fazlaca hazırdır. Eğer arkadaşınızın çocuklarına bakmanız istenirse yaparsınız. Kimi zaman da sizden akşam gelecek misafirler için kek yapmanızı ister. Yine yaparsınız. Arkadaşınız size işinin biraz uzayacağını söylediği zaman ona vaktiniz olmadığını, hemen eve gelmesini söyleyin. Sesinizi yükseltmeyin ve sakin olun, ama ne istediğinizi söylemekten de çekinmeyin. Benzer senaryoları gelecekte de göreceksiniz. Böylesi zamanlarda kendi programınız olduğunu, ona o an yardım edemeyeceğinizi söylemekten korkmayın.
İş arkadaşlarınızla aranıza sınır koyun
Patronunuz fazladan birkaç sorumluluk almanızı istiyor. Aslında sizin işiniz olmayan ayrıntılarla uğraşıyorsunuz. Bu yüzden akşam geç saatlere kadar çalışıyor, hatta hafta sonları da evinizden çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Bütün bunlar yetersiz hissetmenize neden oluyor.
“Hayır” deyin
Günümüz ekonomisinin zorlu koşullarında patrona hayır demek zor iş. Ancak yine de mümkün. Size fazladan bir sorumluluk verildiğinde neden alamayacağınızı özür dileyen bir ses tonuna büründürmeden açıklıkla söyleyin. Gerçekten yardım etmek istediğinizi, ancak mevcut koşullarda bir de bu işle ilgilenmenizin mümkün olmadığını anlatın. Özellikle de size söylenen iş, sahip olduğunuz yetilerle ilgili değilse, bunu çekinmeden söyleyin, gerekirse bu işi üstlenecek bir başka kişiyle işbirliği yapabileceğinizi ama tek başınıza yüklenmenizin doğru olmadığını anlatın.
Hakkı verilerek söylenmiş hakikatli bir “hayır”, zoraki söylenmiş bir “evet”ten çok daha iyidir. Üstelik başınıza iş de açmaz. Mahatma Gandhi
Kaynak:everyday