• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

"hayatın gerçeklerini unutmadan" anlayış beklemenin ölçüsü nedir ?

tansel34

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
5 Eylül 2011
369
3
46
İstanbul
Herkese merhaba, hocam öncelikle böyle bir imkanı sunduğunuz için size ve ekibinize çok çok teşekkür ederim.

Benim sorum, toplumdaki anlayışsız bireylerle baş edebilme üzerine. Yaşadığımız bazı acı olayların bizi etkilememesi mümkün değil insanız hepimiz. Fakat yaşadıklarınızı paylaşma ihtiyacı zaman zaman pişman edebiliyor. Ve gözlemlediğim kadarıyla, maalesef bu çok yaygın bir sorun. kendimden örnek vermek gerekirse, hayatım çok sorunlu geçti, o sorunları yaşadığım esnada bazı bireylerden aldığım tepkiler beni içime kapattı. Sonunda psikoloğa gittim. ve psikoloğum sayesinde anlatabilmenin rahatlığını, anlayışı yeniden yaşadım. hatta o öyle yaşamlar görmüştü ki verdiği örnekler beterin beteri var deyip kendimi teselli etmeme sebep oldu. Ama gelin görün ki toplumda karşılaştığınız bireyler çoğu zaman gene aynı. Daha iyi anlatabilmek için aklıma gelen ilk örneği anlatayım :

ben annemle yaşıyorum ve babamın sorumsuzluğundan dertliyim. 2003 yılında babam kendisine sitem eden bir tanıdığıma " olur mu öyle şey ben ona bakıyorum. ayda 1 milyar para gönderiyorum onlara ama müsrüfler" demiş. beni arayıp bunu ilettiler, çok kötü oldum. nasıl der bunu diye. çünkü ben ondan maddi destek almamaktan şikayetçiydim. vee inanın karşımdaki benim yakın çevremden biri olduğu halde, "niye yalan söylesin ki " tarzında konuşmaya başladı. ve ben bir hata yaptım açıklama çabasına, doğru söylediğime inandırma çabasına girdim. Sakız gibi uzadı konu anlatırken tansiyonum bir anda yükseldi. 20- 15 e fırladı. ondan sonra yakınım konuyu kapattı. aradan geçen süre zarfında babamla ilgili gerçekler ortaya çıktı. babamın yapısını iyice anladı ama farkında bile değil ki beni yıpratan da gene o oldu.

Çok şükür geçti gitti. Ben de derisimi aldım. İnanın artık kimseye pek bişey anlatmıyorum. Anlamasını beklememek lazım bunun farkındayım. Anlamayana anlatmaya çabalamak hata. Bu yüzden artık daha seçici olmayı öğrendim. Çevremde az sayıda da olsa çoook iyi anlayan insan var şükür ki. Diğerleri sağolsun soru yağmuruna tutup fenalık getirdikten çook sonra anlıyor :1:

Ama gene zaman zaman değişik konularda, yanlış insana laf anlatmaya çalıştığımı fark ediyorum ve sonra hemen silkinip kendimi toparlıyorum.

Bu yüzden foruma üye olup anlatabilme imkanı benim için çok büyük bir nimet. Kızlar da sağolsunlar çok anlayışlılar.

Toplumda insanlar birbirine güvenmiyor, herkes biribirinden şüphe eder olmuş artık, çok da kızamıyorum. :50:

Bu konuyu açmamın nedeni "hayat" . Yaşam devam ederken büyük ya da küçük sorunlarımız mutlaka olacak ve biz birey de bunlarla baş etmek zorunda kalacağız.

Fakat iş özel hayata gelince orada kafam karışıyor. Forumda okuduğum hayatlar bile bunlarla dolu, mesala "eşinize herşeyi anlatmayın kızınca yüzünüze vurur" söylemleri çok yaygın ve korkutucu.

Eş adayımdan (eşimden) beklentim ne olmalı ? Forumlarda hanımların söyledikleri "yüzüne vurur" söylemlerine uyup temkinli mi olmak lazım? Anlamasını beklemek hata mıdır? Malum bu hayat arkadaşı olacak sonuçta. Öbür türlüsü insanı psikolojik yalnızlığa sürüklemez mi ?

Benim gibi ailevi sorunları çok fazla yaşamış birine ileriye, "özel hayata dönük" tavsiyelerde bulunursanır çok sevinirim ?
 
Herkese merhaba, hocam öncelikle böyle bir imkanı sunduğunuz için size ve ekibinize çok çok teşekkür ederim.

Benim sorum, toplumdaki anlayışsız bireylerle baş edebilme üzerine. Yaşadığımız bazı acı olayların bizi etkilememesi mümkün değil insanız hepimiz. Fakat yaşadıklarınızı paylaşma ihtiyacı zaman zaman pişman edebiliyor. Ve gözlemlediğim kadarıyla, maalesef bu çok yaygın bir sorun. kendimden örnek vermek gerekirse, hayatım çok sorunlu geçti, o sorunları yaşadığım esnada bazı bireylerden aldığım tepkiler beni içime kapattı. Sonunda psikoloğa gittim. ve psikoloğum sayesinde anlatabilmenin rahatlığını, anlayışı yeniden yaşadım. hatta o öyle yaşamlar görmüştü ki verdiği örnekler beterin beteri var deyip kendimi teselli etmeme sebep oldu. Ama gelin görün ki toplumda karşılaştığınız bireyler çoğu zaman gene aynı. Daha iyi anlatabilmek için aklıma gelen ilk örneği anlatayım :

ben annemle yaşıyorum ve babamın sorumsuzluğundan dertliyim. 2003 yılında babam kendisine sitem eden bir tanıdığıma " olur mu öyle şey ben ona bakıyorum. ayda 1 milyar para gönderiyorum onlara ama müsrüfler" demiş. beni arayıp bunu ilettiler, çok kötü oldum. nasıl der bunu diye. çünkü ben ondan maddi destek almamaktan şikayetçiydim. vee inanın karşımdaki benim yakın çevremden biri olduğu halde, "niye yalan söylesin ki " tarzında konuşmaya başladı. ve ben bir hata yaptım açıklama çabasına, doğru söylediğime inandırma çabasına girdim. Sakız gibi uzadı konu anlatırken tansiyonum bir anda yükseldi. 20- 15 e fırladı. ondan sonra yakınım konuyu kapattı. aradan geçen süre zarfında babamla ilgili gerçekler ortaya çıktı. babamın yapısını iyice anladı ama farkında bile değil ki beni yıpratan da gene o oldu.

Çok şükür geçti gitti. Ben de derisimi aldım. İnanın artık kimseye pek bişey anlatmıyorum. Anlamasını beklememek lazım bunun farkındayım. Anlamayana anlatmaya çabalamak hata. Bu yüzden artık daha seçici olmayı öğrendim. Çevremde az sayıda da olsa çoook iyi anlayan insan var şükür ki. Diğerleri sağolsun soru yağmuruna tutup fenalık getirdikten çook sonra anlıyor :1:

Ama gene zaman zaman değişik konularda, yanlış insana laf anlatmaya çalıştığımı fark ediyorum ve sonra hemen silkinip kendimi toparlıyorum.

Bu yüzden foruma üye olup anlatabilme imkanı benim için çok büyük bir nimet. Kızlar da sağolsunlar çok anlayışlılar.

Toplumda insanlar birbirine güvenmiyor, herkes biribirinden şüphe eder olmuş artık, çok da kızamıyorum. :50:

Bu konuyu açmamın nedeni "hayat" . Yaşam devam ederken büyük ya da küçük sorunlarımız mutlaka olacak ve biz birey de bunlarla baş etmek zorunda kalacağız.

Fakat iş özel hayata gelince orada kafam karışıyor. Forumda okuduğum hayatlar bile bunlarla dolu, mesala "eşinize herşeyi anlatmayın kızınca yüzünüze vurur" söylemleri çok yaygın ve korkutucu.

Eş adayımdan (eşimden) beklentim ne olmalı ? Forumlarda hanımların söyledikleri "yüzüne vurur" söylemlerine uyup temkinli mi olmak lazım? Anlamasını beklemek hata mıdır? Malum bu hayat arkadaşı olacak sonuçta. Öbür türlüsü insanı psikolojik yalnızlığa sürüklemez mi ?

Benim gibi ailevi sorunları çok fazla yaşamış birine ileriye, "özel hayata dönük" tavsiyelerde bulunursanır çok sevinirim ?

Merhaba Tansel, önce evliliğin hangi nedenlerle yapıldığına bakmak lazım. Bir evlilik içinde eşler birbirlerinin en mahremlerini bilip eşlerini desteklemek yerine "yüzüne vuruyorlar" sa, o evlilik doğru evlilik değildir. Hayat uzun ve meşakkatli bir yol, keyiflerinin yanında. Bu meşakkatleri olabildiğince az yara bere ile atlayabilmek için eşlerin birbirlerine koşulsuz güveniyor olması lazım. Koşulsuz güvenmediğiniz bir eş ile hayat yoluna çıkmanın pek de akılcı olduğu söylenemez. Sağlıklı evlilikler yapmanın ön koşulu; evlenecek kişilerin bireyleşme süreçlerini tamamlamış olmalarıdır. Bireyleşme süreci tamamlanmadan eş ve ebeveyn olunduğunda, eş ve ebeveyn sorumluluklarında sıkıntı olmaması mümkün değildir.
 
Back