Tüm yaşamımız süresince öyle ya da böyle bir baş ağrısı sıkıntısı mutlaka yaşarız. Baş ağrısı yapan üçyüze yakın neden vardır. En tehlikeli baş ağrısı da anevrizma dediğimiz beyin kanaması nedeniyle ortaya çıkan baş ağrısı.
Özellikle baş ağrısı nedenleri arasında sık karşımıza çıkan; gerilim tipi ve migren tipi baş ağrılarıdır. Bunun yanında kafatası içerisindeki hava ile dolu boşlukların iltihaplanması durumu olan sinüzit de sık baş ağrısı nedenlerinden biridir. Yine arteriyel basınç değişiklikleri, yani yüksek ya da düşük tansiyon baş ağrısı nedeni olabildiği gibi kan şekeri ile ilgili değişiklikler de aynı şekilde klinik belirti gösterebilir. Beyin Ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Candan Hundemir, ani ve şiddetli baş ve ense ağrısı konusunda uyarılarda bulundu.
"HAYATIMDA BÖYLE BİR AĞRI İLE KARŞILAŞMADIM"
Ani ve şiddetli gelişen ve enseyi de içine alan, hatta hastaların; “hayatımda böyle bir ağrı ile karşılaşmadım”, “beynim, kafam yerinden kopacak gibiydi”, “ensemden yukarı doğru çok şiddetli bıçak saplanır tarzda bir ağrı”, “şimşek çakar gibiydi” şeklinde ifadelendirdiği baş ağrılarının altında beyin kanamalar yatabiliyor. Beyin kanaması beyin zarının içine kan sızması şeklinde olabileceği gibi direkt beyin dokusu içine de olabilir.
ANEVRİZMA BEYİNDE BALONCUK OLUŞMASI
Halk arasında baloncuk hastalığı olarak da ifade edilen anevrizmalar; temiz kan taşıyan damarlardaki (arter) zayıf yerlerden gelişen ve genellikle damarın daha küçük dallara ayrıldığı noktalarda oluşan anormal genişlemelerdir. Zayıf olan baloncuk duvarı, basınca dayanamadığı anda yırtılır ve damar dışına kan sızar. Bu olay ya kendiliğinden (yüksek tansiyona bağlı) ya da eforla (öksürme, hapşırma, ıkınma, cinsel temas gibi) oluşur. Kanın beyin zarı içine yayılması ile de yukarıda sözü edilen o şiddetli baş ağrısı ortaya çıkar.
HASTA ÖYKÜSÜ VE MRG İLE TANI KOYULUYOR
Tanıda ilk aşamada hastalık öyküsü ve muayeneyi doğrulamak amacı ile öncelikle tomografi ve bazen MRG kullanılmaktadır, tetkikleri normal çıkan ancak kliniği bizi tatmin etmeyen vakalarda belden alınan beyin omurilik sıvısının incelenmesi de önemli bir tanı yöntemidir. İkinci aşamada hastanın da kliniği uygunsa kanayan damarı ve baloncuğun büyüklüğünü görmemizi sağlayan “serebral anjiografi” yani beyin damarlarının görüntülenmesi tetkiki ivedi bir şekilde yapılır. Böylece baloncuğun ameliyat kriterlerine uygun olup olmadığı (geniş boyunlu olması, dev boyutta olması ya da kötü yerleşimli olması gibi) anlaşılır. Hasta ameliyat edilemiyorsa bu durumda bir girişimsel radyolog tarafından kasık bölgesindeki damardan yerleştirilen katater yardımı ile beyindeki baloncuk içine girilebilmekte, içi özel materyallerle doldurulmak suretiyle bertaraf edilebilmektedir.
Op. Dr. Candan Hundemir
Doktor sitesi