- 12 Temmuz 2006
- 643
- 9
- 48
Yaşam bazen ne kadar acımasız oluyor, biz istemeden istemediğimiz acıları yaşıyoruz; Sevdiğimizi kaybediyoruz, işimizden oluyoruz.
Dolu dolu yaşadığımız, tutunmaya çalıştığımız yaşamla aramızdaki bağ; bazen bir tren raylarında, bazen kırmızı ışıkta hız tutkunları yüzünden, bazen sokaklarda yatan, evsiz barksız, ne yaparsa yapsın kaybedecek birşeyi olmayan, sokakların kralı olduğunu sanan insanlar yüzünden, bazen de farklı düşünceler, kişilik çatışmaları yüzünden insanlar arasında çıkan güç gösterme merakı yüzünden hep kopuyor; kopmak zorunda kalıyor.
Bazen sevdiğimiz insan bile bizi çaresiz, yalnız bırakabiliyor. Çok beğenerek sürekli izlediğim bir dizinin son bölümünde bir sahne vardı. O sahneyi izlerken son iki senedir yaşadıklarımın dışa vurumunu yaşadım. Gözlerim isyan edinceye kadar ağladım. Çok sevdiği eşini yıllarca iyileşir umuduyla makinaya bağlı yaşatan sadık, herşeyi feda etme uğruna seven bir eş, makineye bağlı yaşayan eşinin beyin ölümü gerçekleştiği için ölümüne izin vermek zorunda kaldığını anladığında "hayatla bağlantısını kesebilirsiniz" dediği o an!... Son iki senedir yaşadıklarım, babam için hastane odalarında geçirdiğim günler, babam yoğun bakımdayken yaşadığım korkular gözlerimin önünden geçti ve o dizideki o sahne benim içime attığım ve konuşmaya korktuğum o günleri bir kaç dakikaya sığdırarak yaşattı bana
İşte ben böyle bir psikoloji içindeyken yazıyorum bunları. Yaşamak için bir çok sebebim var biliyorum; annem, babam, kardeşim, sevdiklerim, arkadaşlarım, dostlarım, sırdaşım, sözlüm, doğanın güzellikleri ve bana yaşattıkları yağmurda ıslanırken aldığım zevk, karda oynamak, koşmak, yürümek, baharın müjdecisi çiçeklerin etrafa yaydığı hoş kokular. En önemlisi bunları yaşamak için nefes almam ve bana bahşedilen hayat...
Bunları düşününce "çok şükür" diyorum "hayattayım", iyisiyle kötüsüyle güzellikleri, acıları yaşıyorum, kazanıyorum, kaybediyorum. Biten her gün sevdiklerimden veya kendimden.. ömrümden eksilen bir günü ifade ediyor, biten her günün sonunda "yine zarar ettim" diyorum ..
Hayata sımsıkı sarılmak için çok sebebimiz var. Çevremize bakmamız yeterli. Geriye döndüğümüzde "keşke" dememek için kendi mutluluğumuz için..
Kimseye muhtaç olmadan sarıldığınız hayatın size hakettiğiniz güzellikleri yaşatması dileğiyle...
"Hayat yaşandığı kadar vardır. Ne bir eksik , ne bir fazla..."
Dolu dolu yaşadığımız, tutunmaya çalıştığımız yaşamla aramızdaki bağ; bazen bir tren raylarında, bazen kırmızı ışıkta hız tutkunları yüzünden, bazen sokaklarda yatan, evsiz barksız, ne yaparsa yapsın kaybedecek birşeyi olmayan, sokakların kralı olduğunu sanan insanlar yüzünden, bazen de farklı düşünceler, kişilik çatışmaları yüzünden insanlar arasında çıkan güç gösterme merakı yüzünden hep kopuyor; kopmak zorunda kalıyor.
Bazen sevdiğimiz insan bile bizi çaresiz, yalnız bırakabiliyor. Çok beğenerek sürekli izlediğim bir dizinin son bölümünde bir sahne vardı. O sahneyi izlerken son iki senedir yaşadıklarımın dışa vurumunu yaşadım. Gözlerim isyan edinceye kadar ağladım. Çok sevdiği eşini yıllarca iyileşir umuduyla makinaya bağlı yaşatan sadık, herşeyi feda etme uğruna seven bir eş, makineye bağlı yaşayan eşinin beyin ölümü gerçekleştiği için ölümüne izin vermek zorunda kaldığını anladığında "hayatla bağlantısını kesebilirsiniz" dediği o an!... Son iki senedir yaşadıklarım, babam için hastane odalarında geçirdiğim günler, babam yoğun bakımdayken yaşadığım korkular gözlerimin önünden geçti ve o dizideki o sahne benim içime attığım ve konuşmaya korktuğum o günleri bir kaç dakikaya sığdırarak yaşattı bana
İşte ben böyle bir psikoloji içindeyken yazıyorum bunları. Yaşamak için bir çok sebebim var biliyorum; annem, babam, kardeşim, sevdiklerim, arkadaşlarım, dostlarım, sırdaşım, sözlüm, doğanın güzellikleri ve bana yaşattıkları yağmurda ıslanırken aldığım zevk, karda oynamak, koşmak, yürümek, baharın müjdecisi çiçeklerin etrafa yaydığı hoş kokular. En önemlisi bunları yaşamak için nefes almam ve bana bahşedilen hayat...
Bunları düşününce "çok şükür" diyorum "hayattayım", iyisiyle kötüsüyle güzellikleri, acıları yaşıyorum, kazanıyorum, kaybediyorum. Biten her gün sevdiklerimden veya kendimden.. ömrümden eksilen bir günü ifade ediyor, biten her günün sonunda "yine zarar ettim" diyorum ..
Hayata sımsıkı sarılmak için çok sebebimiz var. Çevremize bakmamız yeterli. Geriye döndüğümüzde "keşke" dememek için kendi mutluluğumuz için..
Kimseye muhtaç olmadan sarıldığınız hayatın size hakettiğiniz güzellikleri yaşatması dileğiyle...
"Hayat yaşandığı kadar vardır. Ne bir eksik , ne bir fazla..."