- Konu Sahibi ProfDrBulentTiras
Hamile kalmayı denemek, o ay hamilelik testinizin pozitif çıkıp çıkmayacağını önceden tahmin edemediğiniz için sonucu görene kadar beklemek demektir. Bununla birlikte hamile kalma şansınızı arttırabilecek bazı şeyler bulunmaktadır. Örneğin, adet döngünüzü takip edebilir, doğum öncesi vitaminler kullanabilir ve sağlıklı beslenebilirsiniz. Hamile kalmaya çalışırken yapmanız gerekenlerin yanı sıra neler yapmamanız gerektiği de aynı ölçüde önemlidir. Hamile kalmaya çalışırken dikkat etmeniz ve uzak durmanız gereken şeylerin listesini aşağıda bulabilirsiniz.
Sigara akciğerler, kolon ve pankreas kanserleri açısından risk yaratabilmekle birlikte hamile kalma şansınızı da azaltabilmektedir. Sigara içen kadınlarda yumurtalık foliküllerinin yaşlanma süreci hızlanmakta ve bu da erken menopoza ve kısırlık riskinin artmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle sigaradan her şekilde kaçınmanız gerekir. Yalnızca kadınların değil, erkeklerin de sigarayı bırakması gerekir. Sigaranın erkek doğurganlığı üzerindeki etkileri tam olarak bilinmese de içilen sigara miktarına bağlı olarak sperm yapısı ve işlevi zarar görebilmektedir. Bununla birlikte sperm üretimi sürekli olabildiği için sigarayı bırakan erkeklerde sigaranın neden olduğu olumsuz etkiler yeni spermlerin olgunlaşmasıyla üç ay içinde tersine dönebilir.
Kafeini tamamen kesmeniz gerekmese de günde birkaç bardaktan fazla çay ve kahve içmemeye dikkat edin. Günde beş fincandan fazla kahve içmek doğurganlığın azalmasına, hamile kalınması durumunda ise günlük 200 mg kafeinin (iki fincan kahve kadar) aşılması durumunda düşük riskinin artmasına neden olabilir. Bununla birlikte farklı kahve türlerinin içerisindeki kafein oranı farklı olacaktır. Ayrıca çay, sıcak çikolata, enerji içecekleri ve bazı gazlı içeceklerde de kafein olabileceğini unutmayın.
Alkolün doğurganlığı nasıl etkilediği tam olarak bilinmiyor olsa da yapılan bir araştırmada günde iki kadehten fazla alkol tüketmenin doğurganlık oranlarını azaltabileceği ve hamile kalma sürecini uzatabileceği görülmüştür. Bu nedenle bebek sahibi olmaya çalışıyorsanız ara sıra içmekten öteye gitmemeye çalışın. Hamile kalmanız halinde ise alkolü tamamen bırakmanız gerekir.
Amerikan Kalp Vakfı genel sağlık ve iyilik hali için yetişkinlerin haftada 150 dakika orta şiddette egzersiz yapmasını önermektedir. Bu hedefi tutturamıyorsanız rutininizi geliştirmeye başlayabilirsiniz. Araştırmalara göre orta şiddetli egzersizler (nefes almakta zorlandığınız ancak hala konuşabildiğiniz egzersizler) yapan kadınlar, yapmayanlara ve çok fazla egzersiz yapan kadınlara göre biraz daha hızlı bir şekilde hamile kalabiliyor. Temponuzu yavaşça arttırın ve egzersizin yoğunluğunu yavaş yavaş yükseltin. Örneğin, markete giderken arabanızı markete daha uzağa park edebilir ya da asansör kullanmak yerine merdiven çıkabilirsiniz. Gerçekten yapmayı isteyeceğiniz bir spor ya da fiziksel aktivite bulun. Yapmak için zorlanmadığınız aktivitelere devam etme ihtimaliniz daha yüksek olacaktır.
Egzersiz yapmak hamile kalma süresini kısaltsa da çok fazla egzersiz yapmaktan kaçınmanız gerekir. Yapılan bir araştırmaya göre egzersiz yapmak hamile kalma süresini kısaltmakla birlikte yüksek yoğunluklu ve şiddetli egzersizler hamile kalma süresini uzatmaktadır. Bunun nedeni aşırı egzersizin ciddi kilo kaybına ve hormonal değişimlere yol açarak adet düzensizlikleri ve adet görmemeye yol açmasından kaynaklanıyor olabilir.
Belli yiyeceklerin, diyetlerin ve takviyelerin daha doğurgan olmanızı sağlayacağını söylemek doğru olmayacaktır. Bununla birlikte adet düzensizliği nedeniyle kısırlık sorunu yaşayan kadınların şeker ve işlenmiş gıda tüketimini en aza indirerek ve meyve, sebze, sağlıklı yağlar ve bitki bazlı protein tüketerek fayda sağladıkları bilinmektedir. Araştırmalara göre az meyve tüketmek ve çok fazla fast-food yemek, hamile kalma süresini uzatan etkenler arasında yer almaktadır. Dengeli bir beslenme düzeni yalnızca kilonuzu kontrol altında tutmanızı sağlamayacak, aynı zamanda insülin seviyelerinizi düzenlemenize yardımcı olacaktır. Bunlar ise hamile kalma şansınızın artmasına yardımcı olacaktır.
Günlük hayatımızdan stresi tamamen çıkarmak mümkün olmamakla birlikte stresin etkileri üzerine yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar karmaşıktır. Bununla birlikte yapılan son araştırmalara göre algılanan stres ne kadar yüksekse kadının hamile kalması için gereken süre o kadar uzun olmaktadır. Özellikle de uzun süreler boyunca stresli hissetmek, yumurtlama ve doğurganlığı etkileyebilecek hormonal değişimlere yol açabilir. Stresinizi kontrol etme konusunda sorun yaşıyorsanız, stresle başa çıkma yollarıyla ilgili olarak doktorunuzla konuşun ve yoga ile meditasyon gibi tamamlayıcı tedavileri araştırın. Bu uygulamalar stresinizi azaltmanızı sağlayabilir ve hamile kalma şansınızı arttırmaya yardımcı olabilir.
Özellikle somon ve sardalya gibi soğuk su balıkları mükemmel birer omega-3 yağ asitleri kaynağıdır. Omega-3 yağ asitleri anne karnındaki bebeğin beyin gelişimi açısından önemlidir. Ancak balıklarda yüksek oranlarda cıva bulunabilir ve bu da bebeğin beyin gelişimine zarar verebilir ve kısa sürede hamile kalma şansınızı azaltabilir. Bu nedenle kılıç balığı, kral uskumru ve köpekbalığı gibi yüksek miktarda toksin içeren balıklardan uzak durun.
Hamile kalmaya çalışırken kayganlaştırıcı kullanmanızda bir sorun olmasa da sperm dostu kayganlaştırıcılar kullanmayı unutmayın. Bazı kayganlaştırıcı markalarında sperm hareketliliğini etkileyebilen bileşenler bulunabilmektedir. Bu nedenle kayganlaştırıcının içeriğinde sperme zarar veren bileşenler olmadığından ve kullandığınız ürünün vücudunuzun pH seviyeleriyle uyumlu olduğundan emin olun.
Bisfenol-A ya da BPA, evde kullanılan pek çok üründe bulunmaktadır. BPA, endokrin bozucu etkisi olan bir kimyasaldır, yani üreme sisteminizle ilgili hormonlar da dahil olmak üzere vücudunuzdaki hormonların işleyişini bozabilmektedir. Araştırmalara göre kısırlık sorunu yaşayan kadınların kanındaki BPA oranı, doğurgan kadınlara göre daha fazla olmaktadır. Ayrıca BPA’nın yüksek seviyelerde olması kısırlık tedavilerinden alınacak sonucu da etkileyebilmektedir. Bunun nedeni adet döngülerinin bozulmasından, üreme anatomisinde değişiklikler olmasından ve hormonal değişikliklerden kaynaklanıyor olabilir. Uzmanlar BPA’nın doğurganlığı neden etkileyebileceğini hala araştırıyor olsalar da hamile kalmaya çalışırken BPA’dan uzak durmanız faydalı olacaktır. Bunun için paketlenmiş yiyecekler yerine taze ya da dondurulmuş yiyecekler tercih edin, teneke yerine cam kaplarda muhafaza edilen gıdalar alın, kalan temekleri plastik yerine cam kaplarda saklayın ve plastik yerine cam ya da paslanmaz çelik su şişeleri kullanın.
Sigaradan uzak durun
Sigara akciğerler, kolon ve pankreas kanserleri açısından risk yaratabilmekle birlikte hamile kalma şansınızı da azaltabilmektedir. Sigara içen kadınlarda yumurtalık foliküllerinin yaşlanma süreci hızlanmakta ve bu da erken menopoza ve kısırlık riskinin artmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle sigaradan her şekilde kaçınmanız gerekir. Yalnızca kadınların değil, erkeklerin de sigarayı bırakması gerekir. Sigaranın erkek doğurganlığı üzerindeki etkileri tam olarak bilinmese de içilen sigara miktarına bağlı olarak sperm yapısı ve işlevi zarar görebilmektedir. Bununla birlikte sperm üretimi sürekli olabildiği için sigarayı bırakan erkeklerde sigaranın neden olduğu olumsuz etkiler yeni spermlerin olgunlaşmasıyla üç ay içinde tersine dönebilir.
Aşırı kafein tüketmeyin
Kafeini tamamen kesmeniz gerekmese de günde birkaç bardaktan fazla çay ve kahve içmemeye dikkat edin. Günde beş fincandan fazla kahve içmek doğurganlığın azalmasına, hamile kalınması durumunda ise günlük 200 mg kafeinin (iki fincan kahve kadar) aşılması durumunda düşük riskinin artmasına neden olabilir. Bununla birlikte farklı kahve türlerinin içerisindeki kafein oranı farklı olacaktır. Ayrıca çay, sıcak çikolata, enerji içecekleri ve bazı gazlı içeceklerde de kafein olabileceğini unutmayın.
Çok fazla alkol tüketmeyin
Alkolün doğurganlığı nasıl etkilediği tam olarak bilinmiyor olsa da yapılan bir araştırmada günde iki kadehten fazla alkol tüketmenin doğurganlık oranlarını azaltabileceği ve hamile kalma sürecini uzatabileceği görülmüştür. Bu nedenle bebek sahibi olmaya çalışıyorsanız ara sıra içmekten öteye gitmemeye çalışın. Hamile kalmanız halinde ise alkolü tamamen bırakmanız gerekir.
Hareketsiz olmayın
Amerikan Kalp Vakfı genel sağlık ve iyilik hali için yetişkinlerin haftada 150 dakika orta şiddette egzersiz yapmasını önermektedir. Bu hedefi tutturamıyorsanız rutininizi geliştirmeye başlayabilirsiniz. Araştırmalara göre orta şiddetli egzersizler (nefes almakta zorlandığınız ancak hala konuşabildiğiniz egzersizler) yapan kadınlar, yapmayanlara ve çok fazla egzersiz yapan kadınlara göre biraz daha hızlı bir şekilde hamile kalabiliyor. Temponuzu yavaşça arttırın ve egzersizin yoğunluğunu yavaş yavaş yükseltin. Örneğin, markete giderken arabanızı markete daha uzağa park edebilir ya da asansör kullanmak yerine merdiven çıkabilirsiniz. Gerçekten yapmayı isteyeceğiniz bir spor ya da fiziksel aktivite bulun. Yapmak için zorlanmadığınız aktivitelere devam etme ihtimaliniz daha yüksek olacaktır.
Aşırı egzersiz yapmaktan kaçının
Egzersiz yapmak hamile kalma süresini kısaltsa da çok fazla egzersiz yapmaktan kaçınmanız gerekir. Yapılan bir araştırmaya göre egzersiz yapmak hamile kalma süresini kısaltmakla birlikte yüksek yoğunluklu ve şiddetli egzersizler hamile kalma süresini uzatmaktadır. Bunun nedeni aşırı egzersizin ciddi kilo kaybına ve hormonal değişimlere yol açarak adet düzensizlikleri ve adet görmemeye yol açmasından kaynaklanıyor olabilir.
Abur cuburdan uzak durun
Belli yiyeceklerin, diyetlerin ve takviyelerin daha doğurgan olmanızı sağlayacağını söylemek doğru olmayacaktır. Bununla birlikte adet düzensizliği nedeniyle kısırlık sorunu yaşayan kadınların şeker ve işlenmiş gıda tüketimini en aza indirerek ve meyve, sebze, sağlıklı yağlar ve bitki bazlı protein tüketerek fayda sağladıkları bilinmektedir. Araştırmalara göre az meyve tüketmek ve çok fazla fast-food yemek, hamile kalma süresini uzatan etkenler arasında yer almaktadır. Dengeli bir beslenme düzeni yalnızca kilonuzu kontrol altında tutmanızı sağlamayacak, aynı zamanda insülin seviyelerinizi düzenlemenize yardımcı olacaktır. Bunlar ise hamile kalma şansınızın artmasına yardımcı olacaktır.
Kronik stresi azaltın
Günlük hayatımızdan stresi tamamen çıkarmak mümkün olmamakla birlikte stresin etkileri üzerine yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar karmaşıktır. Bununla birlikte yapılan son araştırmalara göre algılanan stres ne kadar yüksekse kadının hamile kalması için gereken süre o kadar uzun olmaktadır. Özellikle de uzun süreler boyunca stresli hissetmek, yumurtlama ve doğurganlığı etkileyebilecek hormonal değişimlere yol açabilir. Stresinizi kontrol etme konusunda sorun yaşıyorsanız, stresle başa çıkma yollarıyla ilgili olarak doktorunuzla konuşun ve yoga ile meditasyon gibi tamamlayıcı tedavileri araştırın. Bu uygulamalar stresinizi azaltmanızı sağlayabilir ve hamile kalma şansınızı arttırmaya yardımcı olabilir.
Yüksek cıva oranına sahip balıklar tüketmeyin
Özellikle somon ve sardalya gibi soğuk su balıkları mükemmel birer omega-3 yağ asitleri kaynağıdır. Omega-3 yağ asitleri anne karnındaki bebeğin beyin gelişimi açısından önemlidir. Ancak balıklarda yüksek oranlarda cıva bulunabilir ve bu da bebeğin beyin gelişimine zarar verebilir ve kısa sürede hamile kalma şansınızı azaltabilir. Bu nedenle kılıç balığı, kral uskumru ve köpekbalığı gibi yüksek miktarda toksin içeren balıklardan uzak durun.
Spermlere zarar veren kayganlaştırıcılar kullanmayın
Hamile kalmaya çalışırken kayganlaştırıcı kullanmanızda bir sorun olmasa da sperm dostu kayganlaştırıcılar kullanmayı unutmayın. Bazı kayganlaştırıcı markalarında sperm hareketliliğini etkileyebilen bileşenler bulunabilmektedir. Bu nedenle kayganlaştırıcının içeriğinde sperme zarar veren bileşenler olmadığından ve kullandığınız ürünün vücudunuzun pH seviyeleriyle uyumlu olduğundan emin olun.
BPA’dan uzak durun
Bisfenol-A ya da BPA, evde kullanılan pek çok üründe bulunmaktadır. BPA, endokrin bozucu etkisi olan bir kimyasaldır, yani üreme sisteminizle ilgili hormonlar da dahil olmak üzere vücudunuzdaki hormonların işleyişini bozabilmektedir. Araştırmalara göre kısırlık sorunu yaşayan kadınların kanındaki BPA oranı, doğurgan kadınlara göre daha fazla olmaktadır. Ayrıca BPA’nın yüksek seviyelerde olması kısırlık tedavilerinden alınacak sonucu da etkileyebilmektedir. Bunun nedeni adet döngülerinin bozulmasından, üreme anatomisinde değişiklikler olmasından ve hormonal değişikliklerden kaynaklanıyor olabilir. Uzmanlar BPA’nın doğurganlığı neden etkileyebileceğini hala araştırıyor olsalar da hamile kalmaya çalışırken BPA’dan uzak durmanız faydalı olacaktır. Bunun için paketlenmiş yiyecekler yerine taze ya da dondurulmuş yiyecekler tercih edin, teneke yerine cam kaplarda muhafaza edilen gıdalar alın, kalan temekleri plastik yerine cam kaplarda saklayın ve plastik yerine cam ya da paslanmaz çelik su şişeleri kullanın.