Ahmet'e Allah'tan rahmet dilerim, Allah ailesine sabırlar versin( evlat acısı, Rabbim hiçkimseye yaşatmasın inşaallah
Sanırım hepiniz bir yandan şunu da düşünüyorsunuzdur, malesef fena halde taraf olma, bölünme yaşanıyor, farkında mısınız herkes birbirini Rabiacı, Ahmetçi, gezici, hükümetçi, sağcı, solcu, dinci vs sözlerle ayrıştırıyor, oysa Esma, Ahmet, Mai hepsi insan, insan oldukları için kıymetli olmaları, ayrım görmemeleri gerekmez mi?
Hani müslümandık biz, Allah bize ölümlere sevinin mi demiş ki insanlığımızı bir kenara bıraktığımız yetmiyor, dilimizden düşürmediğimiz Allah'ın ayetlerine de ters davranıyoruz, neler oluyor bize? Bir an olsun ben neler diyorum diye düşündünüz mü?
Biz ne kadar kaptırmışız kendimizi bölünmeye, meğer bunu bekliyormuşuz, meğer içimizde ne kadar kin birikmiş, yiyelim birbirimizi, dün selam verdiklerimizi bugün taşlayalım, kusalım içimizdeki nefreti, hatta ölümüne sevinelim, görmüyor musunuz hala?
Bölündük, insanlığımızı gömdük ve hala kendimizi toparlamak yerine körüklüyoruz, yetmiyor daha fazlasını istiyoruz.
Biz inançlıyız? Bir daha düşünelim inancın mı, nefsin sonucu mu yaptıklarımız?
Saskinlikla okuyorum bazi seyleri.
Insanlar insanligini yitirmis ama farkinda degiller.
Ahmet Atakan ölmüs, düsüncesi, fikri ne olursa olsun, bir insan ölmüs.
Suriye de, Misir da cocuklar ölüyor, Ahmet Atakan sokakta ölüyor, her taraf kan gölü ama bir kesim hala ölü yaristirici modunda.
" hadi bakalim rabiacilar" sözünü okudugum anda soke oldum.
Ölüm ölümdür, insan ölümüne , renge, irka, dile, dine göre ayirt ederek üzülen zaten insan degildir kusura bakmasin!
Ölümün birine üzülürken digerine üzülmeyen insan, hic yormasin kendini, cünkü aslinda hicbir ölüme üzülmüyordur, sadece cikarlari dogrultusunda üzülüyor gibi yapiyodur.
Misir da, Suriye de ölen cocuklar daha cok icimi yakiyor evet, ama Misir li yada Suriye li olduklari icin degil COCUK olduklari icin.
Masum, sucsuz, güsüz ve korunmaya muhtac olduklari icin, COCUK olduklari icin.
Dünyanin neresinde olursa olsun, cocuklarin ölmesini istemem, üzülürüm, kalbimde bir sizi olur, cünkü ben bir anneyim! insanim.
Ahmet ATAKAN a da üzülürüm, cünkü oda bir annenin evladi.
Anne olmak zor, aci, hüzünlü!
Ayrica Mune nin su yorumunuda alkisliyorum, keske insanlar okuyupta az biraz düsünseler üzerine
Ülkemde, Dünya'da yaşanan kötü olaylar, ölümler için üzgünüm, aslına bakacak olursanız üzgünüm lafı bile yetersiz kalıyor((
Beni yaradana mahçubum, insanlığımdan utanır oldum
Biz misafirperver bir millettik sözüm ona ama bir bakıyorsun dün Mai, ondan önce Sarai, Pippa ve daha bir sürü unuttuğum insan bizim topraklarımızda, içimizden insanlarca öldürüldü(
Biz elhamdülillah müslümandık, Ahmet'in mezhebi, Ethem'in ideali üzülmemiz için engel mi?
Suriye, Mısır kaynıyor, alev topu oldu, o alev çocukları yakıyor, Esma, kundaktaki bebe bizim topraklarımızda doğmadılar diye ölümlerine göz yummam mı gerekiyor?
Vicdanımı sorguluyorum yazılanları okudukça, korkuyorum, korkum can vermek değil, o can bana zaten emanet, bölünüp yok olmamızdan korkuyorum.
Ben insanım ve insani değerlerimi kaybetmek istemiyorum, merhametimi, vicdanımı yitirmek istemiyorum, artık Dünya'nın hiçbir yerinde çocukların ölmesine dayanamıyorum, adı Esma olur, Ahmet olur, adı Julia olur fark etmez, dini, dili, rengi, mezhebi umrumda değil.
Hepsi bir ananın evladı.
Umarım herkes bir an olsun düşünüp ne yapıyorum ben der
Ben hem saskinlik icindeyim, hem korkuyorum.
Ne yaptigimizin farkinda degiliz.
Bir noktaya kitlenmis baska hicbirsey görmüyoruz.
Ölümler bile bu kitlenmislikten kurtarmiyor.
Korkuyorum cünkü SINIRLAR yikildi.
Dur noktasi kalmadi.
Olan ölenlere, atesin düstügü ana yüreklerine oluyor.
Bilmiyorum, bilemiyorum.
Dogruyu yanlisi irdeleme kabiliyetimiz mi yok oldu nedir?
Ahmet, Komiser Mustafa, Ismail, Esma, Mia, Misir da, Suriye de cirpinarak ölen cocuklar, insanlari kendine getirmiyor, getiremiyor.
Allah sonumuzu hayretsin!
yorum bile yapamıyorum... bugün sosyal medyada bazı canavarlar ruhlarındaki tüm iğrençlikleri kusuyorlar, 22 yaşında bir canın üzerinden.
ağızlarından salyalarını akıta akıta seviniyorlar gencecik bir insanın öldürülüşüne...
biri geziciler demiş biri rabiacılar demiş ne farkeder, artık insanlar ve insan görünümlü şeytanlar sahnede...
Eki Görüntüle 799694
Eki Görüntüle 799695
Eki Görüntüle 799698
Bende bu tür seylere sinirleniyordum ama artik biliyorum ki ben bu insanlardan degilim ve bu insanlari baz alarak hareket edemem!
Kendinize bunlari baz alirsaniz, yapacaginiz karsi hareket bunlarin ki ile ayni seviyeye düsürür sizi.
Bakin
Eki Görüntüle 799705
Buda kendine insan diyor, sizin eklediginiz seyleri yazanlar gibi.
"Üniversiteli kadinlar dernegi " toplantisinda kendisine cagdas ! diyen insanlar ezana, basörtülü kiza hakaret ediyor.
Gülriz Suriri " inen son kutsal kitap nutuktur" diyor.
Yani bu insanlari baz alarak hareket ederseniz, sizde bu insanlardan olursunuz.
Her zaman uc noktalarda olan insanlar olacaktir.
Önemli olan sizin durdugunuz yerdir.
Bende bu tür seylere sinirleniyordum ama artik biliyorum ki ben bu insanlardan degilim ve bu insanlari baz alarak hareket edemem!
İşte tüm o cümlelerinizin arasında bence en önemli ve defalarca vurgulanması gereken cümle bu.
Siyasi görüşümüz, dinimiz, mezhebimiz, derimizin rengi, etnik kökenimiz, düşüncelerimiz, örf ve ananelerimiz, bunların hiçbirinin önemi kalmıyor ölüm denen en derin, en acı duyguyu yaşadığımızda.
Hepimiz burada siyasi düşüncelerimiz için yazıp çizeriz, ben sizin savunduklarınızı onaylamam, siz benim savunduklarımı, onaylamamak umrumuzda olur mu? Olmaz bence ama ölüm acısı, bir hayatın son bulması söz konusu olunca aynı duyguları paylaşabiliyor muyuz? Benim için mühim olan bu, acılara birlikte ağlayabilmek...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?