Özge Ulusoy
YENİ BİR HAYAT, YENİ BİR KADIN
'' ESTETİK, BOTOKS VE GÜZELLİK MEVZULARI ''
* '' Hiç estetik yaptırmadım. Hayatımda bademcik ameliyatı dahi olmadım. Düzenli cilt bakımına gidiyorum. Ayrıca lazerli bir gençleştirme uygulaması olan Scarlet yaptırdım. İnsanlar yıllardır bana “Şuranda, buranda estetik var” diyorlar. Oysa yok. Olsa zaten söyleyeceğim, bunda utanılacak bir durum yok. İlk defa alnıma botoks yaptırdım, çünkü mimikli konuşan bir insanım ve o bölgede kırışıklık olmasını istemiyorum. Görsel bir işin içindeyim ve zamanı gelince medikal estetiğin nimetlerinden faydalanmayı düşünüyorum. Yıllar önce üniversitedeyken üst dudağıma dolgu yaptırmıştım. Kozmetik satın almayı çok seviyorum. Güzellik çantamda en çok, La Mer, Bioderma, Neutrogena ve Kiehl’s ürünlerine rastlayabilirsiniz. ''
* “Güzelliğime kesinlikle mesai harcıyor, kendime iyi bakıyorum. Bedenim aynı zamanda benim enstrümanım, bale yaparken de böyleydi, şimdi de böyle. Alkol ve sigaranın hayatımda yeri yok. Aç gezmiyorum ama minimal ve sağlıklı besleniyorum. Sabahları Teşvikiye’den Bebek’e yürüyorum. Pilates yapıyorum. Haftada beş gün spora vakit ayırıyorum. Burada, Granpa’da, granola ya da avokadolu tost yiyorum. Öğle yemeğinde ızgara et ya da karbonhidrat, akşamları da sebze ya da balık tüketiyorum. Ara öğünüm hiç yok. Şu sıralar geç kahvaltı ve erken akşam yemeği olmak üzere iki öğünle besleniyorum.“
Not: ELLE Temmuz 2017 Röportajının beğendiğim bazı kısımlarını da ekliyorum.
* ''Ayakları daha çok yere basan, daha farkında, insanları daha iyi tanımış, hayattan ne istediğini daha iyi bilen bir Özge var karşınızda. 30’umu geçtikten sonra sanki gözümün önündeki sis perdesi kalktı. Önyargılarım geride kalırken hayatımın en pozitif zamanında olduğumu söyleyebilirim.“
* '' Ben evlilik odaklı bir kadın değilim, asla böyle bir hırsım olmadı. Evlenmek zorunda değilim ki, ayakları üzerinde durabilen, kimseye ihtiyacı olmayan genç bir kadınım. Sınıf farklarına inanmıyorum. Herkesin insan olduğunu ve saf sevgiyle hareket ettiğini düşünüyorum. ''
* '' Bu ilişkide çok sevdim ve sevildim, ne kadar güzel sevilebileceğini öğrendim. Gerçekten saf ve temiz sevginin ne ifade ettiğini, iki insanın ne kadar iyi anlaşabildiğini, ne kadar mutlu olabildiğini gördüm. Bundan sonraki ilişkimde artık ne istediğimi biliyorum. Dost, arkadaş, sevgili, yeri geldiğinde baba olabilecek, gülüp ağlayabileceğim, müzik, sanat, sinema, felsefe ve her şeyi konuşabileceğim bir hayat arkadaşı istiyorum. Çok sevilmenin ne demek olduğunu öğrendim ama daha fazlasını görebileceğime de inanıyorum. ''
* '' Hayatımın aşırı pozitif bir dönemindeyim. Oturup ağlamak, olumsuzluklara odaklanmak yerine önüme bakıyorum. Ailemle, arkadaşlarımla vakit geçiriyor, bol bol seyahat ediyorum. Ayrıca zamanı geldiğinde o doğru kişinin benim bulunduğum yerde beni beklediğine de inanıyorum. Çok mu Pollyanna gibiyim acaba? İyi bir şeyler hak ettiğimi düşünüyorum. ''
* '' Beni cezbeden erkek kesinlikle esprili olacak. Çünkü ben de komik bir insanım. Bol bol film izlemeli, iyi müzik dinlemeli ve kendine güvenmeli. Ayrıca merhametli olmasını isterim, hele hele ileride baba olmayı da düşünüyorsa... Benim seveceğim kişi benimle bir bütünlük oluşturmalı. Bir bütüne tamamlanmak önemli. Asla “Şu an yarımım” demiyorum. Kendi kendime yetebilen bir kadınım. Annem ve babam 43 yıllık evliler ve birbirlerini bir Lego gibi tamamlıyorlar. Ben de böyle bir ilişki bekliyorum. ''
* '' Şu an 34 yaşındayım ve etrafımdaki bir sürü insanı eledim. Ben gerçekten kötü gün dostuyum, dert dinlerim, insanlara koşarım ve mülayim bir insanım. Ama benden negatifliğiyle faydalanmaya başlayan, sürekli bana derdini anlatan, beni haksız yere yorup üzen ve yanlış yola sevk etmeye çalışan insanları hayatımdan temizledim. O kadar az dostum var ki... ''
* '' Hele ki şu dönemde dışarı çıkmıyorum, hiçbir yere gitmiyorum. Kitap okuyorum, yürüyüş, spor yapıyorum; kısaca kendime döndüm. Uzun yıllardır iş, ilişki derken kendimi ne çok ihmal etmişim! Şimdi “Özge ne istiyor, nereye gitmek, kimlerle olmak istiyor?” diye soruyor ve kendimle ilgileniyorum. O kadar mutluyum ki... İstediğim saatte kalkıyor, istediğim arkadaşlarımla görüşüyor ve istediğim yere gidiyorum. Olayları hızlı kabullenmek, geriye dönüp bakmamak, beni eskisinden de güçlü kılıyor. Ama tabii çok da kazık yedim. En zayıf olduğum nokta şefkat. Şefkat görünce insanları olmadık yerlere koyuyorum. ''
kaynak: elle