- 1 Haziran 2008
- 5.942
- 33
- 683
Gürcü alfabesi (Gürcüce: ქართული ანბანი / Kartuli anbani). Gürcüce’nin yazımı için geliştirilmiş olan alfabe. Bunun yanı sıra, daha çok araştırma amacıyla Megrelce, Lazca ve Svanca’nın yazımında da kullanılır.
Dünyada 3.000 kadar dil olmasına karşın, bugün sadece 14 yazı sistemi kullanılmaktadır. Bunlardan biri de Gürcü alfabesidir. Gürcü alfabesi, en eski ve özgün yazı sistemlerinden biri olarak bilinir.
Gürcü alfabesi (Gürcüce: ქართული ანბანი, Kartuli anbani – «Kart alfabesi»), Güney Kafkas dilleri (Gürcüce, Megrelce, Svanca ve Lazca) yazımında da kullanılan alfabedir. 1940’larda Osetçe’nin yazımında da kullanılmıştır.
Gürcü alfabesi, günümüzde dünyada kullanılan 14 yazı sisteminden biridir. Beşi sesli olmak üzere 33 harften oluşur. Büyük-küçük harf ayırımı olmayıp, hepsi aynı şekilde yazılır.
Gürcüce'deki sesleri karşılamak üzere Latin alfabesinden geliştirilen bir yazı sistemi de kullanılmaktadır
Türkiye Gürcüleri:
Türkiye’de, köken olarak Gürcü olan nüfusu tanımlamak için kullanılan terimdir. Çveneburi terimi de yaklaşık olarak aynı nüfusu adlandırmak için kullanılır. Türkiye’de yaşayan Gürcülerin çoğu, Gürcü etnik ve kültürel kimliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Bu nüfus, yerleşik olarak Artvin ilinde, göç etmiş olarak da Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Amasya, Tokat, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Bursa, Yalova ve Balıkesir illerinde dağınık olarak yaşamaktadır..
Türkiye'de konuşulan Gürcüce’de, Gürcüce için alışılmamış sözdizimsel yapılar göze çarpmaktadır. Örneğin fiil çekimlerinin birinci serisinde öznenin eden durumunda olması, geçişli fiillerde tümlecin her zaman yalın durumda bulunması gibi. Türkiye Gürcüce’si, 400 yıldan fazla bir süredir yabancı bir dilin etkisinde yaşamakta ve belli ölçülerde kendine özgü bir biçimde gelişmektedir. Bu durum Gürcüce’nin Türkçeleşmesine yol açmıştır. Türkçe’nin etkisi belirli ölçülerde sözdizimi ve kelime hazinesinde de kendini göstermektedir; ancak bu etki her alanda gözle görülür türden güçlü değildir. Türkiye Gürcüce’sinin, içine düştüğü güçlüklerde varlığını ve özgün halini oldukça iyi bir biçimde koruduğu, temelde eskiye özgü öğelerin Türkçe’nin etkisinden daha güçlü olduğu söylenebilir.
Dünyada 3.000 kadar dil olmasına karşın, bugün sadece 14 yazı sistemi kullanılmaktadır. Bunlardan biri de Gürcü alfabesidir. Gürcü alfabesi, en eski ve özgün yazı sistemlerinden biri olarak bilinir.
Gürcü alfabesi (Gürcüce: ქართული ანბანი, Kartuli anbani – «Kart alfabesi»), Güney Kafkas dilleri (Gürcüce, Megrelce, Svanca ve Lazca) yazımında da kullanılan alfabedir. 1940’larda Osetçe’nin yazımında da kullanılmıştır.
Gürcü alfabesi, günümüzde dünyada kullanılan 14 yazı sisteminden biridir. Beşi sesli olmak üzere 33 harften oluşur. Büyük-küçük harf ayırımı olmayıp, hepsi aynı şekilde yazılır.
Gürcüce'deki sesleri karşılamak üzere Latin alfabesinden geliştirilen bir yazı sistemi de kullanılmaktadır
Türkiye Gürcüleri:
Türkiye’de, köken olarak Gürcü olan nüfusu tanımlamak için kullanılan terimdir. Çveneburi terimi de yaklaşık olarak aynı nüfusu adlandırmak için kullanılır. Türkiye’de yaşayan Gürcülerin çoğu, Gürcü etnik ve kültürel kimliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Bu nüfus, yerleşik olarak Artvin ilinde, göç etmiş olarak da Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Amasya, Tokat, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Bursa, Yalova ve Balıkesir illerinde dağınık olarak yaşamaktadır..
Türkiye'de konuşulan Gürcüce’de, Gürcüce için alışılmamış sözdizimsel yapılar göze çarpmaktadır. Örneğin fiil çekimlerinin birinci serisinde öznenin eden durumunda olması, geçişli fiillerde tümlecin her zaman yalın durumda bulunması gibi. Türkiye Gürcüce’si, 400 yıldan fazla bir süredir yabancı bir dilin etkisinde yaşamakta ve belli ölçülerde kendine özgü bir biçimde gelişmektedir. Bu durum Gürcüce’nin Türkçeleşmesine yol açmıştır. Türkçe’nin etkisi belirli ölçülerde sözdizimi ve kelime hazinesinde de kendini göstermektedir; ancak bu etki her alanda gözle görülür türden güçlü değildir. Türkiye Gürcüce’sinin, içine düştüğü güçlüklerde varlığını ve özgün halini oldukça iyi bir biçimde koruduğu, temelde eskiye özgü öğelerin Türkçe’nin etkisinden daha güçlü olduğu söylenebilir.