Günün birinde yeni bir işyeri açmaya kalkarsam,
> benimle çalışan herkes önce gülümsemeyi bilenlerin arasından
seçilecek.
> Ve sonra onlar problemlerin üzerinden gülümseyerek
> atlamayı öğrenecekler.
> Bütün kapıların üzerinde notlar olacak,kocaman :
>
> "GÜLÜMSE"
>
> Güleryüzlü insanlar işsiz kalmaz, aşksız kalmaz.
> Güleryüzlü insanlar eşsiz kalmaz, arkadaşsız kalmaz.
> Gülümse gülüm. Dikenlerin elbette var ve olmalı.
> Ama gül isen önce gülen yüzünü göster
>
> Çevrende güleryüzlü birini görsen sen de ona tebessüm
> ederdin değil mi?
> Elbette.
> Bunu, çevrendeki birine sormuştum!
> Onun "elbette"deyişini duydun mu?
> İnsanlar hazır aslında gülümsemeye, kucaklaşmaya;
> bir kıvılcım bekliyorlar.
> Ama herkes bekliyor!
> Önce, rahat olmayı dene.
> Ben, bir karış mesafeden, gözbebeklerinde kendi mimiklerimi
> ve tebessümümü görerek,bu tonda konuşuyorsam seninle;
> Gülümsemeni beklemeye hakkım var,değil mi?
> Kendini iyi hisset.
ve gülümse.....
>
> Gülümseyen insanlarla mı yoksa gülümsemeyen
> insanlarla mı vaktini geçirmek isterdin?
> İşyerinde,verimin yükselir miydi?
> Yüzüne baktığın herkes gülümsüyor olsaydı?
> Ve sokaktaki problemler insanlar gülümsediğinde mi
> gülümsemediğinde mi daha kolay çözüme ulaşırdı?
> Kendini iyi hisset.
> Ve gülümse....
> Gülümsediğinde kendini daha da iyi hissedeceksin.
>
> Sen "farkını" göstermek istiyorsan sıradan insanlardan;
> gülümsemen yeter! .
> Gücün, düşünme şeklin ve olumlu yapın gözükecek
> gülümserken yüzünde.
> İnsanların içi yüzlerinden okunur.
> Ve içine göre değil, yüzüne göre davranılır sana!
> Farkını göster, herkes somurturken:
> "Kar hepimizin başına yağıyor ama ben gülümseyebiliyorum."
> Ödül olmanın "ödülünü" sun kendine,insanlara tebessümünü
sunarak.
> Ve bu onuru "yüzünde" taşı,
> Gülümse.
>
> Gülümseyerek hatırlayacağınız bir gün geçirmeniz dileğiyle....a.s.