Evet, gözler ne kadar önemli değil mi insan hayatında? Neler anlatmaz ki insana. ''Seni seviyorum,'' der, ''Nefret ediyorum,'' der, ''Git,'' der, ''Ne olur gitme,'' der, ''Güçlü ol,'' der, ''Yanındayım korkma,'' der…
Benim için bakışlar her zaman önemli olmuştur. Bir insanı ilk gördüğümde onunla iyi anlaşıp anlaşmayacağımı bana gözleri anlatır.
Onu sevip sevemeyeceğimi, arkadaşım olup olamayacağını, benim hakkımdaki düşüncelerini sezerim hemen gözlerinden.
Zaten insan her şeyini saklıyor da bir o gözlerindeki ifadeyi saklayamıyor. Kelimelere dökemediği her duyguyu yaşıyor gözlerinde ve isterse yaşatıyor karşısındaki kişiye. Hani “sözün bittiği yer” derler ya işte öyle bir şey.
Gözün görmediğine gönül katlanıyor, gözden ırak olan gönüldende ırak oluyor, gözler için şehirler yakılıyor, bir göz süzmesine sabaha kadar sevgilinin kapısında bekleniyor…
Gözler baksın, hep güzel, ışıklı, nurlu baksın ama bakarken bence biraz da görsün.
Hani hep deriz ”Bakmak önemli değil, görmek önemli “ diye. Gerçekten kaçımız bakıyor, kaçımız da bakarken görüyor acaba?
Bazen gözümüzün önündekini bile göremiyoruz. Öyle fırsatları kaçırıyoruz, öyle güzellikleri defediyoruz, öyle tekmeliyoruz ki önümüzdekileri. Sonrada sızlanıyoruz, kafamızı taşlara vuruyoruz, kıvranıyoruz.
Bence mutlu olmak birazda fırsatları görmekten geçiyor, görüp onları değerlendirmekten.
Ben derim ki; gelin görmediğimiz fırsatların arkasından ağlamak yerine önümüzdeki yeni fırsatları görelim ve değerlendirelim. Çünkü sadece görmekte bazen tek başına yetmiyor.
Gördüğüne cesaretle elini uzatmak gerekiyor…
sevgiyle kalına.s.
Benim için bakışlar her zaman önemli olmuştur. Bir insanı ilk gördüğümde onunla iyi anlaşıp anlaşmayacağımı bana gözleri anlatır.
Onu sevip sevemeyeceğimi, arkadaşım olup olamayacağını, benim hakkımdaki düşüncelerini sezerim hemen gözlerinden.
Zaten insan her şeyini saklıyor da bir o gözlerindeki ifadeyi saklayamıyor. Kelimelere dökemediği her duyguyu yaşıyor gözlerinde ve isterse yaşatıyor karşısındaki kişiye. Hani “sözün bittiği yer” derler ya işte öyle bir şey.
Gözün görmediğine gönül katlanıyor, gözden ırak olan gönüldende ırak oluyor, gözler için şehirler yakılıyor, bir göz süzmesine sabaha kadar sevgilinin kapısında bekleniyor…
Gözler baksın, hep güzel, ışıklı, nurlu baksın ama bakarken bence biraz da görsün.
Hani hep deriz ”Bakmak önemli değil, görmek önemli “ diye. Gerçekten kaçımız bakıyor, kaçımız da bakarken görüyor acaba?
Bazen gözümüzün önündekini bile göremiyoruz. Öyle fırsatları kaçırıyoruz, öyle güzellikleri defediyoruz, öyle tekmeliyoruz ki önümüzdekileri. Sonrada sızlanıyoruz, kafamızı taşlara vuruyoruz, kıvranıyoruz.
Bence mutlu olmak birazda fırsatları görmekten geçiyor, görüp onları değerlendirmekten.
Ben derim ki; gelin görmediğimiz fırsatların arkasından ağlamak yerine önümüzdeki yeni fırsatları görelim ve değerlendirelim. Çünkü sadece görmekte bazen tek başına yetmiyor.
Gördüğüne cesaretle elini uzatmak gerekiyor…
sevgiyle kalına.s.