- 3 Aralık 2006
- 3.073
- 132
- 63
Tahsin Gagar, Makedonya'dan Türkiye'ye göçmüştü. Yaşamdaki ilkesi yaptığı işi iyi, farklı ve dürüstçe yapmaktı.
Oto döşeme işine girdi. İlerleyen yıllarda Tahsin Bey'in bir arkadaşı kendisine beyaz eşya ve mobilya bayii olmasını teklif etti. Arkadaşı yaşadıkları şehrin tanınmış ve başarılı bir tüccarıydı ve bu işte tecrübeliydi. Tam bu işe karar vermişken Tahsin Bey'in kardeşinin arkadaşı bir yemek sırasında, "Siz neden kuyumculuk yapmıyorsunuz? Çok kazançlı bir iş." dedi. Bu sözün üstüne bir miktar araştırma yaptıktan sonra bir kuyumcu açmaya karar verdiler. Tahsin Bey ve kardeşi dükkânı açtılar. Zamanla kuyumculuğu öğrendiler.
Girişimcilik açısından olumlu yüreklendirmeleri alan insanlar eyleme geçiyorlar; araştırıyorlar; işe başladıktan sonra olanlardan dersler çıkararak başarılı oluyorlar.
Bu arada Tahsin Bey'in büyük oğlu Bülent kuyumcu dükkânında çalışmaya başladı. Orada müşteriye nasıl hizmet edileceğini, nasıl mal satılacağını öğrendi. Bülent değişik satış konuşmalarını deniyor; en başarılı olanında karar kılıyordu. Yine müşterilerin satış sürecindeki endişelerini giderecek açıklamalarda buluyordu. Kuyumculuğun ana müşterileri olan kadınlar zor insanlardı. Kuyumcular, bu işi yaparken sabırlı olmayı öğreniyorlardı. Bu arada Tahsin Bey'in dayısı kuyumcu dükkânını sık sık ziyarete geliyor ve genç Bülent ile sohbet ediyordu. Bilgelik dolu bir kitap gibi olan büyük dayı, genç Bülent'e yaşam dersleri dolu olan öyküler anlatıyor; sözler söylüyordu: "Bir kediyi hiçbir zaman aslanım, aslanım diye sevme. Eğer öyle seversen bir gün aslan olduğuna inanır, senden aslan payını ister." Örneğin bu söz müthiş bir insan yönetimi dersiydi. İnsanları her zaman hak ettikleri kadar takdir etmek gerekir. Fazlasını yaparsak bizden aşırı talepleri olur. Üniversitede iktisat okuyan Bülent, yaşamla ilgili çok önemli dersleri babasının hayatından ve babasının büyük dayısıyla olan sohbetlerinden çıkarmıştı.
Tahsin Bey'in en küçük oğlunun iyi bir arkadaşı vardı. Sık sık onları ziyarete geliyordu. Çocuğun babasının bir oteli vardı; ancak kendisi işletmiyor, kiraya veriyordu. Kuşadası Davutlar'daki arazisine yazlık yapıp satacağına bir otel yapmıştı; oteli kiraya veriyor ve böylece kiradan ciddi paralar kazanıyordu.
Oturulacak ev ya da yazlık yapmaktansa, birçok örnekte işyeri yapıp kiraya vermek uzun sürede daha çok gelir sağlıyor.
Otel sahipleri o sıralar kiracıyla bir anlaşmazlığa düşmüşlerdi ve yeni bir kiracı arıyorlardı. Tahsin Bey ve oğlu Bülent bir gün bu oteli görmeye gittiler. Davutlar'daki harika kumsala iki yüz metre mesafede, havuzu olan bir oteldi. Otelin bakıma ihtiyacı vardı. Tahsin Bey ve oğlu Bülent oteli tutmayı düşündüler. Ancak hayatlarında hiç otel işletmemişlerdi. Tahsin Bey Türkiye'deki turizm acenteleriyle görüşmek yerine göçerek geldiği yer olan Makedonya'ya gitti. Otelin fotoğraflarını Makedonya'daki acente sahiplerine gösterdi ve turist göndermeleri için anlaşmalar yaptı. Gerçekten kiraladıkları ilk yıl Papatya Tatil Köyü'ne yüzde 90 oranında Makedon turist geldi.
Bir işi nasıl yapacağınızı bilmiyor olabilirsiniz; ancak bir işletmenin varlığı müşterilerin varlığına bağlıdır. Müşteri varsa diğer tüm sorunlar çözülebilir.
Bu arada işletmeye yeni başladıkları için ufak tefek müşteri şikâyetleri oluyordu. Otelin yönetiminde olan genç Bülent bütün bu sorunları tatlılıkla ve son derece süratle çözüyordu. Aslında üstünüze kızgın bir şekilde gelen bir müşteriye tatlı dille cevap verebilmek, ikna edebilmek çok zordur. Kızgın bir insana birçok insan sert bir tepki verir. Ancak kuyumcu dükkânında kadınlara mücevher satışı sırasında Bülent sabırlı olmayı, güler yüzlü olmayı ve tatlı dille konuşarak insanları ikna etmeyi öğrenmişti. Gerçekten bu yeteneğini iyi kullandı. Tatil köyünde iyi bir müşteri hizmeti verebilmek için ellerinden gelen çabayı gösterdiler ve müşteri kazanmaya başladılar.
İş yaşamında başarı için önemli olan tasarım yarışmaları kazanmış binalar ya da ürünler sunmak değil, müşterilere insanca bir sevgi ve ilgi ile hizmet vermektir; onları önemsemek ve ihtiyaçları için hızlıca harekete geçmektir.
Kuyumculuk işinden hedef kitle diye bir kavram olduğunu öğrenmişlerdi. Papatya Tatil Köyü'ne hedef kitle olarak orta gelir grubunu seçtiler. Orta gelir grubundaki kesime makul fiyatlarla hitap edeceklerdi. Tesiste bir defa kalan insanlar memnuniyetleri dolayısıyla mutlaka arkadaşlarını ya da akrabalarını da gönderiyordu.
Girişimcilikte başarının sırrı doğru müşteriye doğru fiyatta doğru ürün ve hizmeti sunmaktır.
Oto döşeme işine girdi. İlerleyen yıllarda Tahsin Bey'in bir arkadaşı kendisine beyaz eşya ve mobilya bayii olmasını teklif etti. Arkadaşı yaşadıkları şehrin tanınmış ve başarılı bir tüccarıydı ve bu işte tecrübeliydi. Tam bu işe karar vermişken Tahsin Bey'in kardeşinin arkadaşı bir yemek sırasında, "Siz neden kuyumculuk yapmıyorsunuz? Çok kazançlı bir iş." dedi. Bu sözün üstüne bir miktar araştırma yaptıktan sonra bir kuyumcu açmaya karar verdiler. Tahsin Bey ve kardeşi dükkânı açtılar. Zamanla kuyumculuğu öğrendiler.
Girişimcilik açısından olumlu yüreklendirmeleri alan insanlar eyleme geçiyorlar; araştırıyorlar; işe başladıktan sonra olanlardan dersler çıkararak başarılı oluyorlar.
Bu arada Tahsin Bey'in büyük oğlu Bülent kuyumcu dükkânında çalışmaya başladı. Orada müşteriye nasıl hizmet edileceğini, nasıl mal satılacağını öğrendi. Bülent değişik satış konuşmalarını deniyor; en başarılı olanında karar kılıyordu. Yine müşterilerin satış sürecindeki endişelerini giderecek açıklamalarda buluyordu. Kuyumculuğun ana müşterileri olan kadınlar zor insanlardı. Kuyumcular, bu işi yaparken sabırlı olmayı öğreniyorlardı. Bu arada Tahsin Bey'in dayısı kuyumcu dükkânını sık sık ziyarete geliyor ve genç Bülent ile sohbet ediyordu. Bilgelik dolu bir kitap gibi olan büyük dayı, genç Bülent'e yaşam dersleri dolu olan öyküler anlatıyor; sözler söylüyordu: "Bir kediyi hiçbir zaman aslanım, aslanım diye sevme. Eğer öyle seversen bir gün aslan olduğuna inanır, senden aslan payını ister." Örneğin bu söz müthiş bir insan yönetimi dersiydi. İnsanları her zaman hak ettikleri kadar takdir etmek gerekir. Fazlasını yaparsak bizden aşırı talepleri olur. Üniversitede iktisat okuyan Bülent, yaşamla ilgili çok önemli dersleri babasının hayatından ve babasının büyük dayısıyla olan sohbetlerinden çıkarmıştı.
Tahsin Bey'in en küçük oğlunun iyi bir arkadaşı vardı. Sık sık onları ziyarete geliyordu. Çocuğun babasının bir oteli vardı; ancak kendisi işletmiyor, kiraya veriyordu. Kuşadası Davutlar'daki arazisine yazlık yapıp satacağına bir otel yapmıştı; oteli kiraya veriyor ve böylece kiradan ciddi paralar kazanıyordu.
Oturulacak ev ya da yazlık yapmaktansa, birçok örnekte işyeri yapıp kiraya vermek uzun sürede daha çok gelir sağlıyor.
Otel sahipleri o sıralar kiracıyla bir anlaşmazlığa düşmüşlerdi ve yeni bir kiracı arıyorlardı. Tahsin Bey ve oğlu Bülent bir gün bu oteli görmeye gittiler. Davutlar'daki harika kumsala iki yüz metre mesafede, havuzu olan bir oteldi. Otelin bakıma ihtiyacı vardı. Tahsin Bey ve oğlu Bülent oteli tutmayı düşündüler. Ancak hayatlarında hiç otel işletmemişlerdi. Tahsin Bey Türkiye'deki turizm acenteleriyle görüşmek yerine göçerek geldiği yer olan Makedonya'ya gitti. Otelin fotoğraflarını Makedonya'daki acente sahiplerine gösterdi ve turist göndermeleri için anlaşmalar yaptı. Gerçekten kiraladıkları ilk yıl Papatya Tatil Köyü'ne yüzde 90 oranında Makedon turist geldi.
Bir işi nasıl yapacağınızı bilmiyor olabilirsiniz; ancak bir işletmenin varlığı müşterilerin varlığına bağlıdır. Müşteri varsa diğer tüm sorunlar çözülebilir.
Bu arada işletmeye yeni başladıkları için ufak tefek müşteri şikâyetleri oluyordu. Otelin yönetiminde olan genç Bülent bütün bu sorunları tatlılıkla ve son derece süratle çözüyordu. Aslında üstünüze kızgın bir şekilde gelen bir müşteriye tatlı dille cevap verebilmek, ikna edebilmek çok zordur. Kızgın bir insana birçok insan sert bir tepki verir. Ancak kuyumcu dükkânında kadınlara mücevher satışı sırasında Bülent sabırlı olmayı, güler yüzlü olmayı ve tatlı dille konuşarak insanları ikna etmeyi öğrenmişti. Gerçekten bu yeteneğini iyi kullandı. Tatil köyünde iyi bir müşteri hizmeti verebilmek için ellerinden gelen çabayı gösterdiler ve müşteri kazanmaya başladılar.
İş yaşamında başarı için önemli olan tasarım yarışmaları kazanmış binalar ya da ürünler sunmak değil, müşterilere insanca bir sevgi ve ilgi ile hizmet vermektir; onları önemsemek ve ihtiyaçları için hızlıca harekete geçmektir.
Kuyumculuk işinden hedef kitle diye bir kavram olduğunu öğrenmişlerdi. Papatya Tatil Köyü'ne hedef kitle olarak orta gelir grubunu seçtiler. Orta gelir grubundaki kesime makul fiyatlarla hitap edeceklerdi. Tesiste bir defa kalan insanlar memnuniyetleri dolayısıyla mutlaka arkadaşlarını ya da akrabalarını da gönderiyordu.
Girişimcilikte başarının sırrı doğru müşteriye doğru fiyatta doğru ürün ve hizmeti sunmaktır.