Gıda Endüstrisinin En Tehlikeli Katkı Maddeleri...(Çeviri)

Lalle

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
20 Aralık 2009
265
7
Marketlerde satılan gıdaların içinde neler olduğunu hiç düşündünüz mü? İnsanlar, “hazır gıdalarda bulunan hangi maddelerden kaçınmalıyız?” diye sürekli soruyorlar. Ben de gıdalardaki en zararlı ve hastalık yapıcı maddeleri içeren bir liste hazırladım. Bu maddeler; kanser, diyabet, kalp hastalığı, Amerika’da ve dünyada on milyarlarca dolarlık gereksiz sağlık harcamasına neden oluyor.

Sağlıklı kalmak istiyorsanız, ürün etiketlerini okuyun ve bu maddelerden uzak durduğunuzdan emin olun:

Akrilamid:
Karbonhidratların yüksek ısıya maruz kalması sonucunda; (fırında pişirirken, yağda kızartırken, ızgara yaparken) gıdalarda toksik, kanser yapıcı kimyasallar oluşur. Bu kimyasallar, ekmek kabuğundan atıştırmalık cipslere kadar hemen her şeyin içinde vardır ve sonradan eklenen bir madde olmadığı için etiketlerde belirtilme zorunluluğu yoktur.

Aspartam:
Nörolojik bozukluklara, hastalık nöbetlerine, bulanık görme ve migren ağrılarına sebep olan kimyasal bir tatlandırıcıdır.

Otolize Proteinler (hücre veya dokunun, çıkardığı enzimler nedeniyle kendi kendini eritmesi) :
Serbest glutamat içeren ileri derecede işlenmiş proteinlerdir.

BPA (Bisfenol-A): Neredeyse tüm hazır gıdaların plastik ambalajlarında bulunan, kimyasala benzeyen bir hormondur. BPA, ppb (milyarda bir) düzeyinde bile aktif olsa, kanser, kısırlık ve hormonal düzensizliklere sebep olur. Ek olarak, erkeklerin kadınsı özellikler göstermesine, göğüs büyümesine ve hormonal bozulmalara neden olur.

Kazein:
Süt proteinleridir. İnek sütüne alternatif olduğu iddia edilen “soya peyniri” ürünlerinde sıklıkla kullanılır. Neredeyse tamamı, inek sütü proteinlerinden yapılmaktadır.

Mısır Şurubu: Yüsek Fruktozlu Mısır Şurubu’nun diğer bir bir adıdır (aşağıda detaylı açıklaması var). Çocuk mamalarında sıklıkla kullanılmaktadır.

Gıda Renklendiriciler: Örneğin; FD&C Red #40 isimli renklendiricinin çocuklarda gözüken davranış bozukluklarıyla bağı var. Neredeyse, tüm yapay gıda renklendiricileri petrol türevi maddelerden üretiliyor ve içine alüminyum karıştırılıyor.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar:
Şu anda etiketlerde yazılmıyor çünkü GDO endüstrisi (Monsanto ve Dupont) insanların, hangi gıdaların genetiğiyle oynanmış madde içerdiğini bilmesini kesinlikle istemiyor. Konvensiyonel olarak yetiştirilen mısırın, soyanın ve pamuğun neredeyse tamamının genetiğiyle oynanmış durumda. Genetiğiyle oynanmış maddelerin şiddetli kısırlık problemleriyle bağı olduğu düşünülüyor ve vücudunuzdaki bakterilerin, bağırsaklarınızda pestisit üretmesine sebep olabiliyor. Organik mısır yemiyorsanız, kesinlikle genetiğiyle oynanmış mısır yiyorsunuzdur. Responsibletechnolog sitesinden daha detaylı bilgi edinebilirsiniz veya GDO müzik videosunu izleyebilirsiniz.

Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu:
Kimyasal çözücü glutaratid’ten elde edilen ve sıklıkla civayla karıştırılan ileri derecede işlenmiş likid şekeridir. Diabet, obezite ve ruhsal rahatsızlıklarla bağlantısı vardır. Binlerce market ürününde kullanılan bir madde; pizza sosu ve salata süsü gibi tahmin edemeyeceğiniz birçok üründe mevcuttur.

Homojenize Süt:
Sütteki yağlar, sütün içerisinde süspansiyon halinde kalması için yapay olarak düzenlenip küçük moleküllere dönüştürülüyor. Bu işlem, sütün rafta daha iyi gözükmesini sağlasa da kalp hastalıklarına veya süt alerjilerine sebep olabiliyor. Bu tür işlemler maruz kalmayan çiğ süt daha sağlıklıdır; onu tercih edin.

Hidroklorid:
Bazı firmaların vitamin değerini daha yüksek göstermek için ürünlerine ekledikleri, B vitamininin kimyasal formlarıdır. Ürünlerin üzerinde “Pyridoxine”, “Hydrochloride” veya “Thiamin Hydrochloride” gibi ibareler, o ürüne hidroklorit eklendiği anlamına gelir. Bu maddeler sentetiktir; gıda ve bitkilerden elde edilen vitaminler değil, vitaminlerin kimyasal formlarıdır. Besinsel açıdan neredeyse tamamen yararsızdırlar; sizin için zararlı da olabilirler. Bu anlamda “niakinamid” (B3 vitamini) ve “Siyanokobalamin“ i (sentetik B12 vitamini) de takip edin.

Hidrolize Edilmiş Bitkisel Proteinler: Genellikle serbest glutamat (Mono Sodyum Glutamat) elde etmek için soya proteinlerinin ileri derecede işlenmesinden elde edilir. Tat arttırıcı olarak kullanılır.

Kısmi Hidrojenize Edilmiş Yağlar: Oda sıcaklığında kimyasal katalizörler kullanılarak (stabil edilmek üzere) kimyasal yapısı değiştirilmiş yağlardır. Bu yağlar trans yağ asitlerini oluşturur ve atardamarların tıkanma riskini fazlasıyla artırır. Ayrıca kanın pompalanmasını zorlaştıran ince ve viskoz olan, benim “çamur kan” diye tabir ettiğim kanın oluşmasını teşvik eder. Bu durum genelde doktorlar tarafından “yüksek kan basıncı” olarak teşhis edilir ve (ne yazık ki) teknik olarak fare zehiri (varfarin) ile aynı kimyasal yapıda olan kan inceltici ilaçlarla tedavi edilir.

Fosforik Asit: Asitli içeceklerdeki karbondioksidi çözmek için kullanılan asittir. Taş işçilerinin kayaları aşındırmak için kullandığı bu asit, çelik demirleri bile aşındırabilir. Ayrıca, askeriyed pas kaplı savaş gemilerini temizlemek için kullanılır. Bu asit, kesinlikle diş minesine zarar verir. Fosforik asitten dolayı çürümüş diş fotoğraflarını görmek için Google Görseller’e “Mountain Dew Mouth” yazarak aratabilirsiniz.

Propilen Glikol: Otomotiv sektöründe ve eğlence araçlarını kışa hazırlamak için kullanılan bir sıvıdır. Ayrıca yabanmersini keklerinde, simitlerinde ve ekmeklerinde gördüğünüz “yalancı yabanmersini”ni yapmak için (içine renklendiriciler ve mısır şurubu karıştırılır) kullanılır. Korkunç “yalancı yabanmersini” videosunu naturalnews.tv adresinden izleyebilirsiniz.

Sodyum (Tuz): Sağlık için yararlı olan ve günlük eser miktarda alınması gereken minerallerden(iz mineraller) yoksun olarak işlenmiş, beyaz tuzdur. Holistik (bütünsel) beslenme sektöründe, hastalığı ve ölümü teşvik ettiği için ona “ölüm tuzu” diyoruz. Öte yandan, gerçek tuz, örneğin “kirli” deniz tuzu veya pembe Himalaya tuzu, selenyum (kanser), krom (diyabet) ve çinko (enfeksiyon hastalıkları) gibi hastalıkları önleyen “iz mineraller” içermektedir. Ekmek ve şekerde olduğu gibi rafine edilmiş tuz da sağlığınız için felakettir. Ayrıca, “deniz tuzu” olarak satılan her tuzun deniz tuzu olduğuna inanmayın. Jeolojik zamana doğru giderseniz tüm tuzlar denizden gelir; bu mantıkla her tuzu “deniz tuzu” olarak satabilirler.

Sodyum Nitrit: Domuz etine, sosisli sandviçlere, sosise, kurutulmuş ete, hamburgere, işlenmiş ve dilimlenmiş ete, pepperoni sosuna, kısaca; nerdeyse tüm işlenmiş etlere katılan kırmızı renkli, kansere sebep olan bir kimyasaldır. Beyin tümörü, pankreas kanseri ve kolon kanseriyle ilişkisi kuvvetlidir. Amerikan Ziraat Dairesi, gıda üreticilerinin bu maddeyi kullanmalarını yasaklamaya yönelik girişimleri olsa da Amerikan Ziraat Dairesi’ne egemen olan et endüstrisi tarafından bu yasak kurnazca kaldırıldı. Etlerin taze görünmesini sağlayan sodyum nitrit, tam anlamıyla bir zehirdir. Her yıl sayısız çocuk, sodyum nitritin sebep olduğu kanserden dolayı hayatını kaybediyor.

Soya Proteini:
Pek çoğu vücut geliştiricileri tarafından da kullanılan protein barlarının bir numaralı kaynağıdır. Soya proteinleri gıda endüstrisinin “hurda protein”leridir. Genetik olarak değiştirilmiş (çoğunlukla Çin’de yetişen) soya fasulyesinden yapılır ve üretim aşamasında çözücü olarak, patlayıcı bir kimyasal madde olan hekzana maruz bırakılır.

Sukraloz: Suni tatlandırıcı olarak satılan bir yapay kimyasal tatlandırıcıdır. Sukraloz molekülleri klor atomu içerir. Suni tatlandırıcıların aslında kilo alımını arttırarak insanları şişman yaptığı araştırmacılar tarafından defalarca ortaya çıkarıldı.

Şeker:
Ağartılmış ve besince zayıf olan şekerkamışı işleme işleminin yan ürünüdür. Şeker kamışının işlemesi sırasında, neredeyse tüm mineral ve vitaminler genelde çiftlik hayvanlarını beslemek için kullanılan pekmez olup çıkarlar (Bu pekmez aslında şeker kamışı suyunun “iyi” olan kısmıdır.) Şeker tortusu, sıkça çiftlik hayvanlarını beslemek için kullanılır; çünkü, her çiftlik sahibi bilir ki çiftlik hayvanlarının hayatta kalmaları için iyi besinlere ihtiyaçları vardır. Klasik doktorlar, şaşırtıcı bir şekilde şeker yemenin iyi olduğunu iddia etmeye devam etseler de şeker diyabete, obeziteye, ruhsal bozukluklara ve beslenme yetersizliğine yol açar.

İşlenmiş Bitkisel Protein:
Genellikle genetiği değiştirilmiş soyalardan elde edilen soya proteininden yapılır ve ardından patlayıcı bir kimyasal çözücü olan hekzan kullanılarak işlem görür (bkz. üstte Soya Proteini). Vejetaryen yiyeceklerinde fazlaca kullanılır. Örneğin; “vejetaryen hamburgeri” (bu yiyeceklerin çoğu MSG veya maya özü içerir).

Maya Özü: Serbest glutamik asit tuz ve esteri içeren MSG’nin gizli formudur ve çok sayıda “MSG içermez” denilen “doğal ” gıda ürünlerinde kullanılır. Maya özü %14’e kadar serbest glutamik asit tuzu ve esteri içerir. Bu madde, çorbadan atıştırmalık cipslere kadar binlerce market ürününde kullanılmaktadır. Bir keresinde taze ette kullanıldığını dahi gördüm!

Gıda Etiketi Hileleri

Gıda şirketlerinin, ürünlerinde en çok kullanılan maddenin şeker olduğunu göstermemek ve daha fazla şeker koymak için başvurdukları hilelerden biri:

Gördüğünüz içindekiler etiketi ilk olarak ana içerikleri listelemelidir. Bazı şirketler, şekerin 3 veya 4 farklı formunu kullanıp etiketlerine yazarak şekerin daha az kullanıldığı imajını verirler. Şöyle ki;

“Tam buğday, şeker, mısır şurubu, mısır şurubu katkıları…”

Bu şekilde ana madde gerçekte %50’nin üzerinde şeker olmasına rağmen “tam buğday” olarak gözükür.
Güvenilir Ürün Nasıl Alınır?

Yerel çiftçi pazarlarından, gıda kooperatiflerinden veya tarım destekli birliklerinden alışveriş yapın.
Amerika’da “Amerika Tarım Departmanı Organik” etiketli ürünleri arayınız. Organik olarak sertifikalanmak yasal bir uygulamadır. Bu uygulama, Amerika Tarım Departmanı tarafından yürütülüp, güvenilirliğe sahip olan birkaç programdan biridir.
İçindekiler etiketini okuyunuz! Eğer telaffuz edemediğiniz bir kimyasal ismi varsa, onu satın almayınız.
Daha çok işlenmemiş içerikli gıdaları alın ve neredeyse tüm dünyada hasta edici içeriklerle formüle edilmiş hazır yiyecekler ve işlenmiş gıdaları almak yerine kendi yemeğinizi yapın.
Kendi yiyeceklerinizi yetiştirin! Yiyebileceğiniz en güzel yiyecek kendi bahçenizden olandır.


Orjinal makale, Yazar: naturalnews.com , Mike Adams
Çeviren: Said Murat Kayhan


uyumluyasam.com
 
Marketlerde satılan gıdaların içinde neler olduğunu hiç düşündünüz mü? İnsanlar, “hazır gıdalarda bulunan hangi maddelerden kaçınmalıyız?” diye sürekli soruyorlar. Ben de gıdalardaki en zararlı ve hastalık yapıcı maddeleri içeren bir liste hazırladım. Bu maddeler; kanser, diyabet, kalp hastalığı, Amerika’da ve dünyada on milyarlarca dolarlık gereksiz sağlık harcamasına neden oluyor.

Sağlıklı kalmak istiyorsanız, ürün etiketlerini okuyun ve bu maddelerden uzak durduğunuzdan emin olun:

Akrilamid: Karbonhidratların yüksek ısıya maruz kalması sonucunda; (fırında pişirirken, yağda kızartırken, ızgara yaparken) gıdalarda toksik, kanser yapıcı kimyasallar oluşur. Bu kimyasallar, ekmek kabuğundan atıştırmalık cipslere kadar hemen her şeyin içinde vardır ve sonradan eklenen bir madde olmadığı için etiketlerde belirtilme zorunluluğu yoktur.

Aspartam: Nörolojik bozukluklara, hastalık nöbetlerine, bulanık görme ve migren ağrılarına sebep olan kimyasal bir tatlandırıcıdır.

Otolize Proteinler (hücre veya dokunun, çıkardığı enzimler nedeniyle kendi kendini eritmesi) : Serbest glutamat içeren ileri derecede işlenmiş proteinlerdir.

BPA (Bisfenol-A): Neredeyse tüm hazır gıdaların plastik ambalajlarında bulunan, kimyasala benzeyen bir hormondur. BPA, ppb (milyarda bir) düzeyinde bile aktif olsa, kanser, kısırlık ve hormonal düzensizliklere sebep olur. Ek olarak, erkeklerin kadınsı özellikler göstermesine, göğüs büyümesine ve hormonal bozulmalara neden olur.

Kazein: Süt proteinleridir. İnek sütüne alternatif olduğu iddia edilen “soya peyniri” ürünlerinde sıklıkla kullanılır. Neredeyse tamamı, inek sütü proteinlerinden yapılmaktadır.

Mısır Şurubu: Yüsek Fruktozlu Mısır Şurubu’nun diğer bir bir adıdır (aşağıda detaylı açıklaması var). Çocuk mamalarında sıklıkla kullanılmaktadır.

Gıda Renklendiriciler: Örneğin; FD&C Red #40 isimli renklendiricinin çocuklarda gözüken davranış bozukluklarıyla bağı var. Neredeyse, tüm yapay gıda renklendiricileri petrol türevi maddelerden üretiliyor ve içine alüminyum karıştırılıyor.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar: Şu anda etiketlerde yazılmıyor çünkü GDO endüstrisi (Monsanto ve Dupont) insanların, hangi gıdaların genetiğiyle oynanmış madde içerdiğini bilmesini kesinlikle istemiyor. Konvensiyonel olarak yetiştirilen mısırın, soyanın ve pamuğun neredeyse tamamının genetiğiyle oynanmış durumda. Genetiğiyle oynanmış maddelerin şiddetli kısırlık problemleriyle bağı olduğu düşünülüyor ve vücudunuzdaki bakterilerin, bağırsaklarınızda pestisit üretmesine sebep olabiliyor. Organik mısır yemiyorsanız, kesinlikle genetiğiyle oynanmış mısır yiyorsunuzdur. Responsibletechnolog sitesinden daha detaylı bilgi edinebilirsiniz veya GDO müzik videosunu izleyebilirsiniz.

Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu: Kimyasal çözücü glutaratid’ten elde edilen ve sıklıkla civayla karıştırılan ileri derecede işlenmiş likid şekeridir. Diabet, obezite ve ruhsal rahatsızlıklarla bağlantısı vardır. Binlerce market ürününde kullanılan bir madde; pizza sosu ve salata süsü gibi tahmin edemeyeceğiniz birçok üründe mevcuttur.

Homojenize Süt: Sütteki yağlar, sütün içerisinde süspansiyon halinde kalması için yapay olarak düzenlenip küçük moleküllere dönüştürülüyor. Bu işlem, sütün rafta daha iyi gözükmesini sağlasa da kalp hastalıklarına veya süt alerjilerine sebep olabiliyor. Bu tür işlemler maruz kalmayan çiğ süt daha sağlıklıdır; onu tercih edin.

Hidroklorid: Bazı firmaların vitamin değerini daha yüksek göstermek için ürünlerine ekledikleri, B vitamininin kimyasal formlarıdır. Ürünlerin üzerinde “Pyridoxine”, “Hydrochloride” veya “Thiamin Hydrochloride” gibi ibareler, o ürüne hidroklorit eklendiği anlamına gelir. Bu maddeler sentetiktir; gıda ve bitkilerden elde edilen vitaminler değil, vitaminlerin kimyasal formlarıdır. Besinsel açıdan neredeyse tamamen yararsızdırlar; sizin için zararlı da olabilirler. Bu anlamda “niakinamid” (B3 vitamini) ve “Siyanokobalamin“ i (sentetik B12 vitamini) de takip edin.

Hidrolize Edilmiş Bitkisel Proteinler: Genellikle serbest glutamat (Mono Sodyum Glutamat) elde etmek için soya proteinlerinin ileri derecede işlenmesinden elde edilir. Tat arttırıcı olarak kullanılır.

Kısmi Hidrojenize Edilmiş Yağlar: Oda sıcaklığında kimyasal katalizörler kullanılarak (stabil edilmek üzere) kimyasal yapısı değiştirilmiş yağlardır. Bu yağlar trans yağ asitlerini oluşturur ve atardamarların tıkanma riskini fazlasıyla artırır. Ayrıca kanın pompalanmasını zorlaştıran ince ve viskoz olan, benim “çamur kan” diye tabir ettiğim kanın oluşmasını teşvik eder. Bu durum genelde doktorlar tarafından “yüksek kan basıncı” olarak teşhis edilir ve (ne yazık ki) teknik olarak fare zehiri (varfarin) ile aynı kimyasal yapıda olan kan inceltici ilaçlarla tedavi edilir.

Fosforik Asit: Asitli içeceklerdeki karbondioksidi çözmek için kullanılan asittir. Taş işçilerinin kayaları aşındırmak için kullandığı bu asit, çelik demirleri bile aşındırabilir. Ayrıca, askeriyed pas kaplı savaş gemilerini temizlemek için kullanılır. Bu asit, kesinlikle diş minesine zarar verir. Fosforik asitten dolayı çürümüş diş fotoğraflarını görmek için Google Görseller’e “Mountain Dew Mouth” yazarak aratabilirsiniz.

Propilen Glikol: Otomotiv sektöründe ve eğlence araçlarını kışa hazırlamak için kullanılan bir sıvıdır. Ayrıca yabanmersini keklerinde, simitlerinde ve ekmeklerinde gördüğünüz “yalancı yabanmersini”ni yapmak için (içine renklendiriciler ve mısır şurubu karıştırılır) kullanılır. Korkunç “yalancı yabanmersini” videosunu naturalnews.tv adresinden izleyebilirsiniz.

Sodyum (Tuz): Sağlık için yararlı olan ve günlük eser miktarda alınması gereken minerallerden(iz mineraller) yoksun olarak işlenmiş, beyaz tuzdur. Holistik (bütünsel) beslenme sektöründe, hastalığı ve ölümü teşvik ettiği için ona “ölüm tuzu” diyoruz. Öte yandan, gerçek tuz, örneğin “kirli” deniz tuzu veya pembe Himalaya tuzu, selenyum (kanser), krom (diyabet) ve çinko (enfeksiyon hastalıkları) gibi hastalıkları önleyen “iz mineraller” içermektedir. Ekmek ve şekerde olduğu gibi rafine edilmiş tuz da sağlığınız için felakettir. Ayrıca, “deniz tuzu” olarak satılan her tuzun deniz tuzu olduğuna inanmayın. Jeolojik zamana doğru giderseniz tüm tuzlar denizden gelir; bu mantıkla her tuzu “deniz tuzu” olarak satabilirler.

Sodyum Nitrit: Domuz etine, sosisli sandviçlere, sosise, kurutulmuş ete, hamburgere, işlenmiş ve dilimlenmiş ete, pepperoni sosuna, kısaca; nerdeyse tüm işlenmiş etlere katılan kırmızı renkli, kansere sebep olan bir kimyasaldır. Beyin tümörü, pankreas kanseri ve kolon kanseriyle ilişkisi kuvvetlidir. Amerikan Ziraat Dairesi, gıda üreticilerinin bu maddeyi kullanmalarını yasaklamaya yönelik girişimleri olsa da Amerikan Ziraat Dairesi’ne egemen olan et endüstrisi tarafından bu yasak kurnazca kaldırıldı. Etlerin taze görünmesini sağlayan sodyum nitrit, tam anlamıyla bir zehirdir. Her yıl sayısız çocuk, sodyum nitritin sebep olduğu kanserden dolayı hayatını kaybediyor.

Soya Proteini: Pek çoğu vücut geliştiricileri tarafından da kullanılan protein barlarının bir numaralı kaynağıdır. Soya proteinleri gıda endüstrisinin “hurda protein”leridir. Genetik olarak değiştirilmiş (çoğunlukla Çin’de yetişen) soya fasulyesinden yapılır ve üretim aşamasında çözücü olarak, patlayıcı bir kimyasal madde olan hekzana maruz bırakılır.

Sukraloz: Suni tatlandırıcı olarak satılan bir yapay kimyasal tatlandırıcıdır. Sukraloz molekülleri klor atomu içerir. Suni tatlandırıcıların aslında kilo alımını arttırarak insanları şişman yaptığı araştırmacılar tarafından defalarca ortaya çıkarıldı.

Şeker: Ağartılmış ve besince zayıf olan şekerkamışı işleme işleminin yan ürünüdür. Şeker kamışının işlemesi sırasında, neredeyse tüm mineral ve vitaminler genelde çiftlik hayvanlarını beslemek için kullanılan pekmez olup çıkarlar (Bu pekmez aslında şeker kamışı suyunun “iyi” olan kısmıdır.) Şeker tortusu, sıkça çiftlik hayvanlarını beslemek için kullanılır; çünkü, her çiftlik sahibi bilir ki çiftlik hayvanlarının hayatta kalmaları için iyi besinlere ihtiyaçları vardır. Klasik doktorlar, şaşırtıcı bir şekilde şeker yemenin iyi olduğunu iddia etmeye devam etseler de şeker diyabete, obeziteye, ruhsal bozukluklara ve beslenme yetersizliğine yol açar.

İşlenmiş Bitkisel Protein: Genellikle genetiği değiştirilmiş soyalardan elde edilen soya proteininden yapılır ve ardından patlayıcı bir kimyasal çözücü olan hekzan kullanılarak işlem görür (bkz. üstte Soya Proteini). Vejetaryen yiyeceklerinde fazlaca kullanılır. Örneğin; “vejetaryen hamburgeri” (bu yiyeceklerin çoğu MSG veya maya özü içerir).

Maya Özü: Serbest glutamik asit tuz ve esteri içeren MSG’nin gizli formudur ve çok sayıda “MSG içermez” denilen “doğal ” gıda ürünlerinde kullanılır. Maya özü %14’e kadar serbest glutamik asit tuzu ve esteri içerir. Bu madde, çorbadan atıştırmalık cipslere kadar binlerce market ürününde kullanılmaktadır. Bir keresinde taze ette kullanıldığını dahi gördüm!

Gıda Etiketi Hileleri

Gıda şirketlerinin, ürünlerinde en çok kullanılan maddenin şeker olduğunu göstermemek ve daha fazla şeker koymak için başvurdukları hilelerden biri:

Gördüğünüz içindekiler etiketi ilk olarak ana içerikleri listelemelidir. Bazı şirketler, şekerin 3 veya 4 farklı formunu kullanıp etiketlerine yazarak şekerin daha az kullanıldığı imajını verirler. Şöyle ki;

“Tam buğday, şeker, mısır şurubu, mısır şurubu katkıları…”

Bu şekilde ana madde gerçekte %50’nin üzerinde şeker olmasına rağmen “tam buğday” olarak gözükür.
Güvenilir Ürün Nasıl Alınır?

Yerel çiftçi pazarlarından, gıda kooperatiflerinden veya tarım destekli birliklerinden alışveriş yapın.
Amerika’da “Amerika Tarım Departmanı Organik” etiketli ürünleri arayınız. Organik olarak sertifikalanmak yasal bir uygulamadır. Bu uygulama, Amerika Tarım Departmanı tarafından yürütülüp, güvenilirliğe sahip olan birkaç programdan biridir.
İçindekiler etiketini okuyunuz! Eğer telaffuz edemediğiniz bir kimyasal ismi varsa, onu satın almayınız.
Daha çok işlenmemiş içerikli gıdaları alın ve neredeyse tüm dünyada hasta edici içeriklerle formüle edilmiş hazır yiyecekler ve işlenmiş gıdaları almak yerine kendi yemeğinizi yapın.
Kendi yiyeceklerinizi yetiştirin! Yiyebileceğiniz en güzel yiyecek kendi bahçenizden olandır.

Orjinal makale, Yazar: naturalnews.com , Mike Adams
Çeviren: Said Murat Kayhan


uyumluyasam.com
Bu konunun sağlık ve beslenme ana başlığı altında sabit konu olarak tutulmasını öneriyorum.Şu an dünyada sağlık anlamında en büyük sorun bu bence.İnsanların daha çok bilinçlenmesi gerekir.Konu güncel tutulursa bu konuda paylaşım ve deneyimlerimiz de artacaktır.
 
X